Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2061 E. 2022/160 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2061 Esas
KARAR NO: 2022/160
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2019
NUMARASI: 2017/949 E. – 2019/547 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile davalı alacaklı tarafından bonoya dayalı kambiyo takibi başlatıldığını, anılan icra dosyasından müvekkili ve kız kardeşi … hakkında Bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/22 Esas sayılı dosyasından tasarrufun iptali davası açıldığını, müvekkili tarafından süresi içerisinde Bakırköy 6.İcra Mahkemesi’nin 2017/124 Esas sayılı dosyası ile söz konusu icra takibinde müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz yapıldığının, tebliğ tarihinin icra dosyası ve bu dosyadan gönderilen ödeme emri tebliğinin 13/02/2017 olduğunun, icra dairesinin yetkisiz olduğunun tespit edilmesine ve takibe mesnet bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığından imza itirazının kabulüne karar verilmesinin talep edildiğini, anılan mahkemece 2017/690 K sayılı 11/08/2017 tarihli kararı ile usulsüz tebligata, imzaya, borca itiraz davasının süre aşımından reddine karar verildiğini, verilen mahkeme kararına karşı İstinaf başvurusu yapıldığını, dosyanın İstinaf’ta olduğunu, müvekkilinin davalıyla herhangi bir hukuki ve fiili ilişkisinin, borcunun bulunmadığını, müvekkilinin 1956 doğumlu olup küçük yaşta yaşadığı hastalık ve yanlış tedavisi neticesi vücudunun sağ tarafı felçli, konuşma güçlüğü çeken birisi olup dilekçede belirtilen adreste annesinin bakım ve gözetimi altında yaşadığını, müvekkilinin alacaklı görünen kişiyi tanımadığı gibi herhangi bir ticari ilişkisi olmadığını, müvekkilinin 61 yaşında özürlü birisi olup sürekli olarak annesinin bakımına muhtaç yaşadığını, böyle bir bonoyu imzalayacak bir yetkinliğinin de bulunmadığnı, 15/09/2013 düzenleme tarihli, 15/11/2013 vade tarihli 630.000,00-TL tutarlı bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin okur yazar da olmadığını, imza atamadığından genel itibari ile parmak basmak suretiyle işlemlerini tasdik ettiğini, belirtilen olaylar nedeniyle tüm ilgililer hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin davalı alacaklıya herhangi bir borcu olmadığı gibi davalı alacaklının sebepsiz zenginleşme ve haksız kazanç peşinde olduğunu ileri sürerek öncelikle Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yönelik takibin durdurulması yönünde tedbir kararı verilmesini, bu talep kabul edilmezse, icra dosyasına yatan paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda tedbir verilmesini, yargılama sonucunda icra dosyasından müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, takibe mesnet bononun iptaline, yargılama sırasında herhangi bir nedenle borcun ödenmesi halinde davanın istirdat davası olarak devamı ile ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte ödenen miktarın davalıdan tahsiline, davalı alacaklı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptı usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş ise de; cevap dilekçesi ibraz edilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve 2017/949 Esas – 2019/547 Karar sayılı kararıyla; “Davacı, menfi tespit davasını sahtecilik iddiasına dayandırmıştır.Sahtelik iddiasının değerlendirilebilmesi için davacı asilin isticvabı yapılarak imza ve yazı örnekleri alınmış,davacının medarı tatbik imza asılları celp edilmiş,takip dayanağı bono aslı mahkememize sunulduktan sonra mahkememizce re’sen seçilen sahtecilik uzmanı bilirkişiden rapor alınmıştır. Tüm bu belirlemeler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Dava konusu bono üzerindeki imzanın davacıya ait olmadığı, taraflar arasında temel bir ilişkinin bulunmadığı, sahtelik iddiası mutlak def’i olup iyi niyetli hamile karşı da ileri sürülebildiği, bu nedenlerle davacının davalıya borcu bulunmadığı anlaşıldığından davacının davasının kabulü ile davalıya borçlu olmadığının tespiti ile davalının icra takibine konu senette lehtar olup senetteki imzanın davacıya ait olmadığını bilebilecek olması, keşidecinin imzasının sıhhati konusunda araştırma yükümlülüğünün bulunması ve senedi icra takibine koymakta kötüniyetli olduğu kanaatine varıldığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin kabulü ile asıl alacağın %20’si üzerinden hesap edilen tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesi gerektiği anlaşıldığından; davanın kabulü ile Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına konu 15/09/2013 düzenleme tarihli, 15/11/2013 ödeme günlü, 630.000,00-TL bedelli bono sebebiyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine, hüküm altına alınan alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 126.000,00 TL kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Yapılan imza incelemesi sonucunda düzenlenen raporun yetersiz olduğunu, öncelikle davacının imza atamadığının tespitinin gerektiğini, ayrıca davacının karşılaştırmaya esas imza örneklerinin de celbinin gerektiğini, davacının icra dosyasına sunduğu 30.10.2014 tarihli dilekçesinde imzasının bulunduğunu, Davacının ticari taksi sahibi olduğunu, davacının taksiyi ne şekilde alıp ne şekilde devrettiğinin araştırılması gerektiğini, ayrıca davacının engelli olması nedeniyle yasal temsilcisinin olup olmadığının da araştırılmadığını, Mahkemenin ‘Taraflar arasında temel ilişki bulunmadı’ tespitinin hatalı olduğunu, bakırköy 4.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/22 Esas ve Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2017/99843 Sor.sayılı dosyalarıyla taraflar arasındaki ilişkinin ortada olduğunu, Davalı müvekkil tarafından davacıya 630.000,00 TL’nin havale yoluyla gönderildiğini, takibe konu bononun sa bu nedenle alındığını, davacının borcunun sabit olduğunu, sadece imza incelemesiyle yetinilmesinin usule aykırı olduğunu, Bononun davacının abisi … tarafından müvekkile teslim edilmesi ve imzanın huzurda atılmamış olması nedeniyle, müvekkilin kötüniyetli kabul edilmesinin ve aleyhe tazminata karar verilmesinin hatalı olduğunu, Dava dilekçesinde velik olarak gösterilmemize karşın, tebligatların asile yapılmasının usule aykırı olduğunu, ayrıca asile yapılması gereken tüm tebliğlerin de yapılmadığını, Yargılama sona erdirilirken müvekkile tebliğ yapılmaması ve beyanlarının sorulmamasının usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı asil tarafından sunulan ek dilekçede; “Davacının imza inkarında bulunması nedeniyle mahkemece sahtelik konusunda re’sen araştırma yapılması gerektiğini, bu kapsamda davacıya ait imza asıllarının celp edilerek imza incelemesi yaptırılması gerektiğini, oysa hiçbir imza örneği toplanmadan rapor alındığını, Dosya içeriğinde davacının icra dosyasına sunduğu 30.10.2014 tarihli dilekçesi fotokopisinin bulunduğunu, dilekçede davacının imzasının bulunduğunu, ayrıca istinaf dilekçesi ekinde sunulan nüfus cüzdanı suretinde de davacı imzasının bulunduğunu, imzanın nüfus memuru huzurunda atıldığını, Davacı vekilinin Bakırköy 6.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 Esas sayılı dosyasına sunduğu delil listesinde davacının imza asıllarının bulunduğu kurumların bildirildiğini, işbu mahkeme dosyasına ise yanıltıcı şekilde bu kurumlar bildirilmeyerek, oy kullanmadığı halde seçim kurulunun bildirildiğini, davacının imza asıllarının ilgili yerlerden celbinin gerektiğini, davacının taksi plakası sahibi olması nedeniyle davacıya ait imza örneklerinin İstanbul Taksiciler Esnaf Odası ve ilgili noterden de celbinin gerektiğini, Mahkemenin ‘Davacının okuma yazma bilmediği, engelli olması nedeniyle sağ elini kullanamadığı’ beyanları ile yetinerek, davacının sağ elini kullanıp kullanamadığı konusuyla ilgili Adli Tıp Kurumu’ndan rapor aldırılmamasının usule aykırı olduğunu, oysa Bakırköy 31.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/447 Esas sayılı dosyası ile devam eden yargılama yönünden davacının bu amaçla Adli Tıp Kurumu’na sevkine karar verildiğini, bu dosyanın bekletici mesele yapılmasının usule aykırı olduğunu, Davacının bedensel özürlü olması nedeniyle bir başkası tarafından temsil edilip edilmediği, dava ehliyetinin olup olmadığı konularında mahkemece araştırma yapılmamasının usule aykırı olduğunu, Davacının … plakalı ticari taksinin maliki olduğunu, kendisi tarafından yapılan ödemenin bu araca ortak olmak üzere yapıldığını, karşılığında alınan bononun da bu ödeme nedeniyle taksi plakasının devrinin yapılmaması nedeniyle davacının abisi … tarafından kendisine getirildiğini, Ortada bir kötüniyet var ise bunun da organize şekilde tüm birikimimi elimden alan davacı tarafa ait olduğunu, mahkemece aleyhine tazminata karar verilmesinin de hukuka aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bakırköy …İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası; davalı tarafından davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile 15/11/2/13 ödeme tarihli 630.000,00-TL bedelli bonoya dayalı olarak icra takibi başlatıldığı, takibin kesinleştiği, davacı adına kayıtlı araç üzerine haciz konulduğu, borçlunun 17/02/2017 tarihinde Bakırköy 6.İcra Hukuk Mahkemesine usulsüz tebligat ve imzaya itiraz nedeniyle dava açtığı, mahkemece 11/09/2017 tarih 2017124 Esas, 2017/690 Karar sayılı ilamı ile davacı-borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin yetkiye ve imzaya itirazının süre aşımı nedeniyle usulden reddine karar verildiği anlaşılmıştır. *Bakırköy 4.İcra Ceza Mahkemesinin 2016/463 Esas sayılı dosyası; müştekinin …, sanıkların … ve … olduğu, atılı suçun alacaklısını zarara sokmak kastıyla mevcudunu eksiltmek olduğu görülmüştür. *Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2017/99843 sayılı soruşturma dosyası; müştekinin davacı, şüphelinin davalı olduğu, şikayet konusunun Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına dayanak 15/11/2013 vadeli, 630.000,00-TL tutarlı bonoda sahtecilik ve dolandırıcılık olduğu, karar tarihinde soruşturmanın devam ettiği anlaşılmıştır. *İstanbul ili Fatih Seçim Kurulu Başkanlığına müzekkere cevabında; davacının 2009-2018 yılları arasında oy kullanmadığına ilişkin belge gönderilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonolardaki keşideci imzasının kendisine ait olmadığından bahisle menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı banka iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… yaptırılan imza ve yazı incelemesi sonucu takibe konu bonodaki imzanın davacı eli ürünü olmadığı anlaşıldığından davacının menfi tespit talebinin ve kötü niyet tazminatı talebinin kabulüne” karar verilmiştir.
Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacının takibe konu edilen bonodaki imzasını inkar etmesi karşısında, mahkemece sahtecilik konusunda re’sen araştırma yapılması gerekir. Alınan 27.03.2019 tarihli bilirkişi raporunda mukayeseye esas hiçbir belgenin bulunmadığı görülmüştür. Davacının Bakırköy 6.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2017/124 Esas sayılı dosyasına sunduğu delil listesinde davacının imza asıllarının bulunduğu kurumların bildirildiği anlaşıldığından, dosyada mevcut dilekçede bildirilen kurumlardan imza asıllarını içeren belgeleri ile davacının 30.10.2014 tarihinde icra dairesine sunduğu dilekçede imzası bulunduğundan bu belge aslının istenmesi gerekmektedir. Ayrıca davacının … plakalı ticari taksinin maliki olduğu ve daha sonra devrettiği dosyaya yansıdığından, davacıya ait imza örneklerinin İstanbul Taksiciler Esnaf Odası ve plakanın alımı ve satımı sırasında düzenlenen belgenin ilgili noterden celbi sonrasında Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi, İstanbul Üniversitesi Adli Tıp Enstitüsü veya benzer bir kuruluştan denetime elverişli rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi hatalıdır. Davalı hakkında takibe bononun sahteliği nedeniyle başlatılan soruşturma sonucunda Bakırköy 31.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/447 Esas sayılı dosyası ile ceza davasının açıldığı ve yargılamanın devam ettiği anlaşıldığından, dava dosyasının celbi ile dosyadaki delillerin bir bütün olarak incelenmesi sonrasında dosyanın bekletici mesele yapılıp yapılmayacağının da değerlendirilmesi gerekir. Dava dilekçesi ve aşamalardaki beyanlarda davacının fiziksel engelli olduğu belirtilmesine rağmen, davacının yasal temsilcisinin, dolayısıyla dava ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılmadan karar verilmesi usule aykırı olmuştur. Kabule göre de; Bakırköy 31.Asliye Ceza Mahkemesinin 2018/447 Esas sayılı dosyası ve taraflar arasındaki diğer dava dosyaları gözetildiğinde, davalının davacıya ait ticari taksiye ortak olmak amacıyla davacının abisi … ile görüştüğü ve bildirilen hesap numarasına toplam 600.000,00 TL havale gönderdiği, plaka devrinin gerçekleşmemesi üzerine takibe konu bononun davalıya imzalı şekilde verildiği hususu gözönüne alındığında, davalının atılı imzanın davacıya ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığının ve dolayısıyla takip başlatmakta kötünüyetinin bulunmadığının kabulü gerekeceğinden, mahkece tazminata hükmedilmesi de hatalı olduğundan; davalı vekilinin istinaf isteminin kabulüyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-Bakırköy 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 09/05/2019 tarih, 2017/949 E. – 2019/547 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5- İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.03/02/2022