Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2056 E. 2022/253 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2056 Esas
KARAR NO: 2022/253
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/03/2019
NUMARASI: 2016/130 E. – 2019/304 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı tarafça İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından senet alacaklarının tahsili bakımından icra takibi başlatıldığını, takibe konu edilen senede karşılık davacının gerçekte alacaklı gözüken tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, davalı taraf ve diğer şüpheli … isimli şahıs takibe konu evrakı davacıdan zor kullanarak ve yağma yaparak aldığını, davalı ve kardeşi …’un elinde benzer şekilde zorla alınmış birden fazla boş senetin bulunduğunu, takibe konu edilen evrakın kambiyo vasfına haiz olmadığını, üzerinde sonradan tahrifat yapıldığını, 18/06/2015 tanzim ve 18/12/2015 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 18/06/2015 tanzim ve 18/01/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 18/06/2015 tanzim ve 18/02/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 18/06/2018 tanzim ve 18/03/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 18/06/2015 tanzim ve 18/04/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli, 18/06/2015 tanzim ve 18/05/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli toplam 60.000,00 TL bedelli 6 adet senet bakımından davacının davalılara borçlu olmadığının tespitini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın tamamen kötü niyetli ve haksız olarak bu davayı açmış olduğunu, davacının …’un gayri resmi ortağı olduğu … isimli işyerindeki müvekkili … hisselerine karşılık gelen hisseleri …’den alarak ortak olduğunu, müvekkilinin …’den alacağı ortaklık payını da ödemeyi taahhüt ettiğini 110.000,00 TL bedelli 11 adet senet verdiğini, müvekkilinden … ve … müvekkili … ortaklığı esnasında ortaklığı nedeniyle işyerinde sigortalı olarak çalışmış olduğunu, 5 adet senedin itirazsız olarak ödendiğini, 6 senedin ödenmesi esnasında müvekkilinden geçmişe dönük olarak muhasebe parasından payına düşen bedel olarak para istenmiş olduğunu, müvekkili anlaşma ile ortaklıktan ayrıldığını, gelirden giderden sorumlu tutulamayacağını, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26.03.2019 tarih ve 2016/130 Esas – 2019/304 Karar sayılı kararıyla; “… Her ne kadar davacı vekili davaya konu bonoların davalılar tarafından davacıdan baskı ve tehdit sonucu alındığını ileri sürmüş olsa da bonolardaki imzanın davacıya ait olmadığına yönelik bir iddia olmadığı, dolayısıyla senetlerdeki imzanın davacıya ait olduğu, takibe konu 5 senet ve takibe konu olmayan 1 senet haricinde savcılık dosyasına konu olan 5 adet senet için de aynı iddia ile davalılar hakkında şikayette bulunulduğu, davacının iddiasının aksine delil olmadığından savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiği, mahkememizce dinlenen tanıkların senetlerin tehdit veya zorla alındığına ilişkin bir beyanları bulunmadığı, savcılıkta dinlenen … ve …’in beyanlarının çelişkili olduğu, …’in senetlerin imzalatılması esnasında tehdit edildiğine dair beyanı olmadığı ancak babası …’in tehdit nedeniyle oğlu …’ın ve davacının senetleri imzaladığını beyan ettiği, bu nedenlerle bu beyanlara itibar edilmediği, savcılık dosyasına sunulan 18/06/2015 tarihli “Taahhütname” başlıklı belgede davalı … ile davacının imzasının bulunduğu ve “…de bulunan ortaklığımı 18/06/2015 tarihinde …’a 110.000,00 TL senet karşılığında hissemi devir ediyorum.” yazılı olduğu, hisse devrinin noter vasıtasıyla yapılması gerektiği, ancak kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olması nedeniyle bu hususun sonuca etkili olmadığı, senetlerde davacının keşideci, davalı …’un lehtar olduğu ve dava dışı …’in senetleri kefil olarak imzaladığı, yalnızca İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına konu senedin davalı lehtar … tarafından davalı …’a ciro edildiği, bu senet dışındaki senetlerde …’un bulunmadığı, bu senedin de kambiyo vasfı olmaması nedeniyle icra mahkemesince takibin iptal edildiği, söz konusu senet keşide yerinin olmaması nedeniyle kambiyo senedi vasfında olmasa da adi senet olarak geçerliliğini koruduğu, davacının senetlerin tehdit ve zorla davalılar tarafından imzalatıldığı iddiasını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine, davalıların koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili istinaf dilekçesinde; “Davanın müvekkilin borcu olmadığına ve davalıların baskısıyla ödenen bedelin istirdadına yönelik olduğunu, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı’nın 2016/1428 Sor.sayılı dosyasında eksik inceleme sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, Mahkemece tedbir kararının usul ve yasaya aykırı olarak verildiğini, bonoların ciro edilmesi üzerine başkaca takiplerin açılmasının önüne geçilemediğini, Davalıların ‘Taraflar arasında ortaklık bulunduğu, ortaklıktan hisse alındığı ve buna karşılık bonoların imzalandığını’ beyan etmiş iseler de, gelen vergi dairesi cevaplarıyla böyle bir ortaklığın olmadığının anlaşıldığını, davalıların iddialarının ispatının davalı yana düştüğünü, ancak ispatlanamadığını, Tanıkların savcılık dosyasında dinlendiğini ve bonoların tehdit ile imzalatıldığı yöndeki iddialarını destekler yönde beyanda bulunduklarını, mahkeme kararında belirtilenin aksine tanık beyanları arasında çelişki olmadığını, Taahhütname başlıklı belgenin de zorla imzalatılması nedeniyle aleyhe değerlendirilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında; davalı … tarafından … ve … aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla 18/06/2015 keşide, 18/12/2015 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli bonoya dayalı alacağın tahsili için takip başlatıldığı; senedin … lehine davacı tarafından düzenlendiği, …’in kefil olduğu senedin …’a ciro edildiği görülmüştür. *İstanbul Anadolu 5.İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2016/8 esas 2016/18 karar sayılı dosyasında; davacının İstanbul Anadolu …İcra Dairesi’nin … esas sayılı icra takibinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, senedin keşide yerinin bulunmadığı, senetteki zorunlu unsurların bulunmaması nedeniyle senedin kambiyo vasfında olmadığı anlaşıldığından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. *İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında; … tarafından davacı ve … aleyhine 18/06/2015 keşide, 18/04/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli ve 18/06/2015 keşide, 18/05/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli 2 adet bonoya dayalı alacağın tahsili için takip başlatıldığı; senetlerin … lehine davacı tarafından düzenlendiği, …’in kefil olduğu senedin …’a ciro edildiği, borçlu davacı vekilinin 02/09/2016 tarihli dilekçesi ile menfi tespit ve istirdat davası açma haklarını saklı tutarak takibe konu borcu ödediklerini beyan ederek dosya borcunu kapattığı görülmüştür. *İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı takip dosyasında; … tarafından davacı ve … aleyhine 18/06/2015 keşide, 18/03/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli ve 18/06/2015 keşide, 18/02/2016 vade tarihli 10.000,00 TL bedelli 2 adet bonoya dayalı alacağın tahsili için takip başlatıldığı, senetlerin … lehine davacı tarafından düzenlendiği, …’in kefil olduğu, …’a ciro edildiği, davacı tarafından … aleyhine İstanbul Anadolu 16. İcra Hukuk Mahkemesinin 2016/485 esas sayılı dosyası ile senetlerin zorla imzalatıldığı, senetlerin üzerinde sonradan tahrifat yapıldığı, boşlukların doldurulduğundan bahisle takibin iptali için dava açıldığı, davacının yazılı belge ile iddiasını ispat edememesi nedeniyle davanın reddine karar verildiği, takibin kesinleştiği, borçlu davacı tarafından takibe konu dosya borcunun ödendiği görülmüştür. *İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında; dava dışı …’un 16/02/2016 tarihinde davacı ve dava dışı … aleyhine 18/01/2016 tarih 10.000,00 TL bedelli senet yönünden kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip talebinde bulunduğu, senedin … lehine davacı tarafından düzenlendiği, …’in kefil olduğu, senedin …’a ciro edildiği, davacının icra dosyasına 25.224,08 TL yatırdığı, dosyanın infaz ile kapatılmasına karar verildiği anlaşılmıştır. *İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı’nın 2016/1428 soruşturma nolu dosyasında; müştekilerin … ve davacı, şüphelilerin ise … ve … olduğu, her iki şüpheli hakkında ruhsatsız ateşli silahlarla mermi satın alma veya taşıma veya bulundurma, hakaret, resmi belgede sahtecilik, birden fazla kişi ile tehdit suçlarından soruşturma başlatıldığı, savcılık tarafından şüpheliler hakkında ceza davası açılmasını gerektirecek ölçüde yeterli veri bulunmadığından kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit – istirdat davasıdır. Davacı, davaya konu bonoların kendisine zorla imzalatıldığını, davalılara borcunun bulunmadığını beyanla menfi tespit ve istirdat isteminde bulunmuş; davalılar ise iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “… davacının senetlerin tehdit ve zorla davalılar tarafından imzalatıldığı iddiasını ispatlayamaması nedeniyle davanın reddine, davalıların koşulları oluşmayan tazminat taleplerinin reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Dava irade bozukluğu iddiasına dayalıdır. Davacı bonoyu davalı tarafın baskısı sonucunda imzaladığını, davalıya borçlu bulunmadığını iddia etmektedir. Gerek dava dosyası, gerekse de ceza soruşturmasına (İstanbul Anadolu C.Başsavcılığı’nın 2016/1428 Sor. nolu dosyasında özellikle tanıklar …, … ve … beyanlarıyla … ve … arasında fiili ortaklık bulunduğu, davacının … hissesini almak amacıyla borçlandığı yönündeki beyanları) yansıyan delil ve beyanlar ile davaya konu bonoların davacıya baskı ve zor ile imzalatıldığı iddiasının ispatlanamamış olması nedeniyle; mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.18/02/2022