Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2028 E. 2022/361 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2028 Esas
KARAR NO: 2022/361
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/05/2019
NUMARASI: 2018/45 E. – 2019/212 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların “…” adlı ürününün müvekkillerinin tanınmış … ibareli markası aleyhine yarattığı marka hakkını ihlal ve haksız rekabetin tespiti, durdurulması, önlenilmesi ve davalının http://….com.tr adresli web sayfasında delil tespiti yapılması ve davaya konu “…” ibareli ürün ve ürün ambalajlarının kullanımının, üretiminin, satışının, dağıtımının, ithalinin, ihracatının, satışının durdurulması ve davalının internet sitesinde ve ihlal teşkil eden tüm kullanımların ihtiyati tedbir yoluya durdulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın … markalı ürünlerinin davacıya ait bir … markalı ürünlerle iltibas yaratmasının söz konusu olmadığını, müvekkili tarafıdan yapılan marka başvurusunda, kendine münhasır figürler ve 2014 yılında tescil edilen “… logosu”nun yer aldığını, müvekkili markasının gerek görünümün gerekse de okunuş olarak davacının markası ile bir benzerlik taşımadığını, yazı stilleri, görselde kullanılan figürler, logoların farklı olduğunu, “…” kelimesi benzerlik gösterdiğinin düşünülebileceğini, ancak serbest piyasada bakıldığı zaman birçok firmanın bu kelimeyi kullanıldığının görüldüğünü, fındık kreması üzerine ceviz görseli koymanın ne kadar absürt olacaksa fındık kremasının üzerine konulan fındık görseline de itiraz edilmiş olmasının o kadar absürt olduğunu, … firmasının “…” markasının … firmasının “…” markası gibi bilindik büyük firmalar tarafından da “…” sözcüğü kullanıldığını, kullanılan figürler davacının tekelinde olan figürler olmadığını, müvekkili firmanın serbest piyasa koşullarında tanınan bir marka olma yolunda büyük yol kat etmiş olan itibarlı bir firma olduğunu, 2014 yılında bütün sermayesini KANADA ülkesinden bu amaçla buraya kanalize etmiş ve bu bilinçle hareket eden yerli ve milli bir firma olduğunu, davacı firma ile müvekkili şirketin hitap ettiği müşteri profilinin farklı olduğunu, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09.05.2019 tarih ve 2018/45 Esas – 2019/212 Karar sayılı kararıyla; “… toplanan delillere göre davacı marka ve ürünlerindeki unsurların davalı ürünün ticari takdim şeklinde kullanımının tesadüf olmadığı, davacının tüketici nezdinde oluşturduğı olumlu algıdan yararlanma amacı güttüğü, isimlerin sonunda “…” ekinin kullanılmasından öte bir benzer kullanım bulunduğu, gerek kompozisyon gerekse renkler bakımından da ciddi bir faydalanmanın söz konusu olduğu, davalının ürünleri üzerinde kullandığı görseldeki öğeler (çikolata sürülü ekmek, süt, fındık) ile bu öğelerin yerleşiminin davacı ürün ve markasına tüketici zihninde karıştırmaya neden olacak şekilde benzediği, davalının bu kullanımlarının teknik bir gereksinimden de kaynaklanmadığı, çok daha farklı şekillerde oluşturulmasının mümkün olduğu halde davacı ve davalı arasında idari hatta ekonomik bağ kurulmasına neden olacak şekilde kullanıldığı ve ticari takdim şekli karıştırma ihtimaline yol açacak şekilde benzer olduğundan, renk kullanımları ile görsel unsurların yerleşimi, kompozisyonu bakımından davacının ürünleri ile yaratılan iltibas sonucunda davalının eyleminin aynı zamanda TTK 54 vd. maddeleri anlamında haksız rekabet de teşkil ettiğinden marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemleri sabit görüldüğü ve marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil eylemlerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, mahkememizce verilen tedbirin devamına, hükmün ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde; “Mahkemenin tedbire itirazı dosya üzerinde değerlendirmesinin usule aykırı olduğunu, ayrıca tedbirin kaldırılması yönündeki taleplerin reddedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu,Tedbir kararının verilmesine dayanak bilirkişi raporunun bilimsel verilerden uzak olduğunu, raporun yerinde inceleme yapılmadan sanal ortamda yapılan araştırma ile hazırlandığını,Mahkemenin tedbire itiraz gerekçelerinin de yerinde olmadığını, iki adet marka tescil belgesi sunulmasına rağmen mahkemenin tedbirin kaldırılmasını gerektirecek delil sunulmadığı yönündeki gerekçesinin usule aykırı olduğunu,Verilen tedbir kararının devamının müvekkilin marka tescil belgesini ortadan kaldıracak ve fabrikasının kapsanmasına neden olacağını, Müvekkilin ‘…’ markalı ürünlerinin davacının ‘…’ markalı ürünlerle iltibas yaratmasının sözkonusu olmadığını, yazı sitillerinin, görselde kullanılan figürler ve logonun farklı olduğunu, Kullanılan figürlerin davacının tekelinde olmayıp anonim figürler olduğunu, kullanılan cam şişenin 340 cc’lik standart şişe olduğunu, Müvekkil tarafından kırmızı kutulu ambalajların kullanıldığını, davacının kırmızı ambalajlı ürünlerinin bulunmadığını, bu durumun müvekkilin özgün bir marka olma çabasının göstergesi olduğunu.” beyanla öncelikle tedbirin kaldırılması talebinin reddine dair ara kararın, akabinde ilk derece mahkemesi nihai kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bilirkişi raporu ile, “…site üzerinde davacının dilekçesinde sunmuş olduğu “…” ibareli ürünlerin tanıtımının yapıldığını, taraf marka ve ürünlerinin karşılaştırıldığında isimlerin sonunda “…” ekinin kullanılmasından öte bir benzerlik olduğunu, gerek kompozisyon gerek renkler bakımından da ciddi bir öykünmenin söz konusu olduğunu, davalının ürünleri üzerinde kullanıldığı dilekçedeki görsellerdeki ögeler ile bu ögelerin yerleşiminin davacı ürün ve markasına ciddi ölçüde benzediğini, davalının bu kullanımlarının teknik bir gereksinimden de kaynaklanmadığını, çok daha farklı şekillerde oluşturulmasının mümkün olduğunu, değerlendirme sonucunda davalıya ait ürünlerdeki marka kullanımının ortalama tüketici nezdinde davacıya ait ürün ve markalar ile iltibas oluşturabileceğini” kanaati bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava, marka hakkını ihlal, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi ve durdurulması taleplerine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… toplanan delillere göre davacı marka ve ürünlerindeki unsurların davalı ürünün ticari takdim şeklinde kullanımının tesadüf olmadığı, davacının tüketici nezdinde oluşturduğı olumlu algıdan yararlanma amacı güttüğü, isimlerin sonunda “ella” ekinin kullanılmasından öte bir benzer kullanım bulunduğu, gerek kompozisyon gerekse renkler bakımından da ciddi bir faydalanmanın söz konusu olduğu, davalının ürünleri üzerinde kullandığı görseldeki öğeler (çikolata sürülü ekmek, süt, fındık) ile bu öğelerin yerleşiminin davacı ürün ve markasına tüketici zihninde karıştırmaya neden olacak şekilde benzediği, davalının bu kullanımlarının teknik bir gereksinimden de kaynaklanmadığı, çok daha farklı şekillerde oluşturulmasının mümkün olduğu halde davacı ve davalı arasında idari hatta ekonomik bağ kurulmasına neden olacak şekilde kullanıldığı ve ticari takdim şekli karıştırma ihtimaline yol açacak şekilde benzer olduğundan, renk kullanımları ile görsel unsurların yerleşimi, kompozisyonu bakımından davacının ürünleri ile yaratılan iltibas sonucunda davalının eyleminin aynı zamanda TTK 54 vd. maddeleri anlamında haksız rekabet de teşkil ettiğinden marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet eylemleri sabit görüldüğü ve marka hakkını ihlal ve haksız rekabet teşkil eylemlerinin tespitine, durdurulmasına ve önlenmesine, mahkememizce verilen tedbirin devamına, hükmün ilanına” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemenin tedbire itirazı dosya üzerinde değerlendirmesinin usule aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de; mahkemece verilen bu karar karşı istinaf yoluna gidilmesi imkanı varken bu hakkın kullanılmadığı, kaldı ki mahkemenin nihai kararının isabetli olması karşısında tedbirin kaldırılması isteminin yerinde olmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin bu yöndeki istinaf istemi yerinde görülmemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve yapılan bilirkişi incelemesine göre; davacı marka ve ürünlerindeki unsurların davalı ürünün ticari takdim şeklinde kullanımının davacının tüketici nezdinde oluşturduğu olumlu algıdan yararlanma amacı güttüğü, gerek kompozisyon gerekse renkler bakımından da ciddi bir faydalanmanın söz konusu olduğu, davalının ürünleri üzerinde kullandığı görseldeki öğeler (çikolata sürülü ekmek, süt, fındık) ile bu öğelerin yerleşiminin davacı ürün ve markasına tüketici zihninde karıştırmaya neden olacak şekilde benzediği, davalının bu kullanımlarının teknik bir gereksinimden de kaynaklanmadığı, davalının daha önce tescil ettiği ve davacı markasına ait görsele benzer görsellere sahip olan markasının müddet olduğu, yargılama sırasında davalı tarafından dosyaya sunulan iki adet marka tescilindeki görsellerin ise tamamen farklı olduğu, tüm bu hususlar gözetildiğinde mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın isabetli olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/03/2022