Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/2000 E. 2022/227 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/2000 Esas
KARAR NO: 2022/227
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/12/2018
NUMARASI: 2016/654 2018/1371
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili şirketin … Bankası İstoç Şubesi’ne ait … seri numaralı, 30/06/2016 keşide tarihli, 36.000,00 TL bedelli çekte keşideci konumunda olduğunu, söz konusu çekin diğer davalı … A.Ş. tarafından bankaya ibraz edildiğini ve halen bu şirkette bulunduğunu tespit ettiklerini, bu şirkete karşı da bu davanın yönetilmesi zorunluluğunun doğduğunu, müvekkilinin çekte keşideci olarak görünmekte ise de çekteki imza müvekkil şirket yetkililerine ait olmadığını, davalılara söz konusu çekle bir borçlarının bulunmadığını, müvekkilinin davalılara ne dava konusu çekle ilgili ne de başka türden herhangi bir borcunun bulunmadığını, müvekkilinin çekte lehdar konumunda bulunan … Şti ile dava konusu çekin verilmesine neden olacak herhangi bir ticari ilişkinin dahi olmadığını, müvekkilinin icra tehdidi altında olduğunu beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek ihtiyati haciz kararı alınması ve icra takibine konu edilmesinin önlenmesi amacıyla İ.İ.K’nın 72/2 maddesi gereğince ihtiyati tedbir kararı verilmesini, ve dava konusu çekten dolayı borçlu bulunmadıklarının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Vekili; Müvekkilinin söz konusu çekte ciranta durumda olduğunu, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğu diğer davalı …’dan alacağına karşılık olarak dava konusu çeki aldığını, diğer davalı … ile müvekkil şirket arasındaki ticari ilişkinin müvekkil şirkete ait ticari defter ve kayıtları ile ispatlanacağını, müvekkilinin iyi niyetli ciranta olduğunu, dava konusu çekin diğer davalıdan alacağına karşılık alındığını, çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığını bilecek durumda olmadığını, davacı tarafın çekin çalındığını iddia etse de bu iddiasına karşılık savcılıkta bir şikayet dosyasından da bahsedilmediğini, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu beyan ederek yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalı … Limited Şirketi’nin cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Taraflar arasındaki uyuşmazlık; dava konusu çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığı; bu kapsamda, davacının, dava konusu çekten dolayı sorumluluğunun bulunup bulunmadığı; noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü amacıyla yapılan yargılama ve yargılama sırasında ATK’dan ve grafoloji alanında uzman bilirkişi heyetinden alınan denetime elverişli rapor içeriklerine göre; … Bankası İstoç Şubesi’ne ait, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 30/06/016 tarihi olan, “… Limited Şirketi” emrine düzenlenmiş, keşidecisinin “…” olduğu, 36.000,00-TL bedelli, … seri nolu çekteki keşideci imzasının (mevcut mukayeseye esas imzalarına kıyasla) davacı şirket yetkilisinin elinden çıkmadığının saptandığı; davacının, dava konusu çekteki keşideci imzasındaki sahteliği mutlak def’i olarak herkese karşı ileri sürme hakkının bulunduğu; bu kapsamda, davacının, dava konusu çekten dolayı sorumluluğunun bulunmadığı; bu nedenlerle, davacının, işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu görülmekle; davacı tarafından davalılar aleyhine açılan dava sübut bulduğundan davanın kabulüne; davacı tarafça talep edilmediğinden kötüniyet tazminatı hususunda hüküm kurulmasına yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.” gerekçeleriyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalılardan … A.Ş vekili istinaf etmiştir. Davalı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; Davacı tarafından yerel mahkemede ikame edilen davada … Bankası İstoç şubesine ait, … seri numaralı, 30.06.2016 keşide tarihli, 36.000,00-TL bedelli çekten dolayı çek üzerindeki imza şirket yetkililerine ait olmadığı gerekçesi ile borçlu olmadıklarının tespitini talep ettiklerini, yargılama sırasında alınan 28.11.2017 tarihli ATK raporunda imzanın kuvvetle muhtemel davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığının belirtildiğini, akabinde alınan 12.09.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporunda da bu kere imzanın davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiğini, oysaki müvekkil şirketin söz konusu çekte ciranta durumda olup, aralarındaki ticari ilişki nedeniyle alacaklı olduğu diğer davalı … Ltd. Şti’den alacağına karşılık olarak dava konusu çeki aldığını, bu nedenle müvekkilinin, çeki bizzat davacıdan/keşideciden almadığından çekteki imzanın davacı şirket yetkilisine ait olup olmadığını bilebilecek durumda olmadığını, müvekkil şirketin iyiniyetli ciranta olduğunu, kaldı ki davacının salt çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmekte olup; çekin çalındığını, sahte olduğunu iddia etmediğini, çalındığına dair bir savcılık şikayet dosyasından da bahsetmediğini, bu durumda müvekkilinin iyiniyetinin ortada olduğunu, bu durumda Yargıtay’ın yerleşik içtihatlarına göre keşidecinin, iyiniyetli hamili çekteki imzanın kendisine ait olmadığı yönündeki itirazını ileri süremeyeceğini beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dava konusu çekin 30/06/2016 tarihli 36.000-TL bedelli keşidecisinin davacı lehtarın davalılardan … LTD. ŞTİ. Sonraki cirantanın ise diğer davalı … A.Ş. Olduğu görülmüştür. Yargılama sırasında ATK’dan alınan 28/11/2017 tarihli raporda; dava konusu çekin ön yüzünde yer alan keşideci imzası ile şirket yetkilisi …’nun mukayese imzaları arasında farklılıklar bulunduğundan imzanın kuvvetle muhtemel adı geçenin eli ürünü olmadığı yolunda kanaat bildirildiği görülmüştür. 12/09/2018 tarihli bilirkişi raporunda; …, İstoç Şubesi’nin, keşide yeri İstanbul, keşide tarihi 30.06.2016 olan, “… Ltd. Şti.” emrine düzenlenmiş, keşideci “… Ltd Şti.” yetkilisine atfen atılmış imzayı içeren, 36.000 TL bedelli, … nolu çek aslı, inceleme konusu çekteki “… Ltd Şti.” yetkilisi …’na atfen atılmış keşideci imzasınm mevcut karşılaştırma belgelerindeki …’nun imzalarına kıyasla aralarında saptanan farklılıklara nazaran …’nun eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirdiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Dava konusu çekte davacı keşideci, davalılardan …Ltd. Şti lehtar, sonraki ciranta ise diğer davalı … A.Ş dir. Yargılama sırasında alınan Adli Tıp Kurumu raporunda dava konusu çekteki imzanın davacının yetkilisi olan kişinin kuvvetle muhtemel eli ürünü olmadığı yolunda kanaat bildirildiği, 12/09/2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda ise dava konusu çekteki keşideci imzasının davacı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Söz konusu rapor ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişlidir. Kıymetli evraktaki imzanını inkarı mutlak def’ilerden olup herkese karşı ileri sürülebilir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde davalı … A.Ş vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı … A.Ş. vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı … A.Ş. vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 2.459,16 TL harçtan, peşin alınan 615,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.844,16 TL harcın davalı … A.Ş den alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinafa gelen davalı … A.Ş. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/02/2022