Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1986 E. 2019/2067 K. 11.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1986 Esas
KARAR NO : 2019/2067
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/401
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili müvekkilinin Güney Kore Cumhuriyetinde kurulu bir şirket olduğunu, müvekkilinin 2004 yılından beri ticaret ünvanı olan … ibaresinin aynı zamanda müvekkili şirketin ortağı tarafından 14/08/2003 tarihinde …. OFİSİ’NE yaptığı başvuru ile kendi adına tescil ettirdiğini, şirket ortağının söz konusu markanın her türlü kullanım hakkını müvekkili şirkete devrettiğini, müvekkili ile davalı … Ltd. Şti.arasında 2009 yılından beri ticari ilişki bulunduğunu ve taraflar arasında 01/08/2010 tarihinde distiribütörlük sözleşmesi imzalandığını, davalı … Ltd. Şti’nin 2015 yılına kadar tek yetkili satıcısı olduğunu, daha sonra sözleşmeye aykırı davranışları sonucunda sözleşmenin sona erdirildiğini, buna rağmen müvekkilince davalı … Şirketi ile aralarında organik bağ bulunan Işıklar Şirketine satışa devam edildiğini, davalı … Şirketi’nin 02/05/2018 tarihinde müvekkiline gönderdiği ihtarname ile … ibaresini kendi adlarına tescil ettiklerini belirterek müvekkili tarafından kullanılmamasının istendiğini, tescilin kötü niyetli olduğunu, müvekkilince davalı … ihtarname gönderilerek markanın devrinin istendiğini, ancak davalı … kötü niyetli davranışını devam ettirerek markayı kısmen diğer davalı …’a muvazaalı olarak devrettiğini belirterek markanın davalılar tarafından kullanılmasının yasaklanmasına, müvekkili şirkete devrine, bu mümkün değilse davalılar adına kayıtlı …1 ve … tescil numaralı … markalarının hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine ayrıca söz konusu markaların 3.kişilere devir ve temlikinin önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …Ltd. Şti.vekili davacının basiretli bir tacir gibi davranmadığını, davacının müvekkilinin bu markayı kullandığını bildiğini, buna ses çıkarmadığını, bu durumun hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili, müvekkilinin ikametgahı Alanya Mahkemeleri’nin yetkili olduğunu, davacı tarafından yabancı dilde sunulan delilleri kabul etmediklerini, davacının sessiz kalma suretiyle hak kaybına uğradığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, 25/09/2018 tarihli tensip tutanağında; dava konusu markaların 3.kişilere devir temlikinin önlenmesi bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmiş, söz konusu karara davalılar vekilleri tarafından ayrı ayrı itirazda bulunulmuştur. Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda davanın kötüniyetli tescil iddiasıyla açılan marka hükümsüzlüğü davası olduğunu, davacının ticaret ünvanında “…” ibaresi yer aldığı gibi yurtdışında da bu ibareli markanın tescilli olduğuna dair deliller sunulduğu, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, davaya konu markaların yargılama sırasında başkalarına devredilmesi halinde davacının hakkını elde etmesinin güçleşebileceği, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği, devir yasağının davalılar açısından zarar oluşturmayacağı, zaten tedbirin teminatsız verildiği gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalılardan … Ltd.Şti.vekili istinaf etmiştir.
Davalı …Ltd. Şti.vekili istinaf sebebi olarak ihtiyati tedbir koşullarının oluşmadığını, teminat alınmamasının usule aykırı olduğunu, müvekkilinin 2010/72445 sayılı … markasının 11.sınıfta tescil edildiğini, davacının bu sınıfta yer alan emtialar yönünden faaliyette bulunduğuna ilişkin belge ve döküman sunulmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmediğini, davacının HMK’nun 223.maddesi çerçevesinde yabancı dilde sunduğu belgelerin Türkçe tercümelerini halen sunmadığını, davacının sunduğu belgelerin kendilerine tebliğ edilmediğini, savunma haklarının kısıtlandığını bildirerek tedbirin kaldırılmasını aksi halde teminat alınmasını istemiştir. Davalı adına tescilli olan 2010/72445 numaralı … markasının 11.sınıfta 11/11/2010 tarihinden itibaren sicile tescil ettirildiği görülmüştür.
Davacı ile davalı … Ltd. Şti.arasında 01/08/2010 tarihinde distribütörlük sözleşmesi imzaladığı görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, marka hükümsüzlüğü talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yöneliktir. Davacı taraf, davalı şirketle uzun yıllardır ticari ilişkisi bulunduğunu, davalı şirketin kötüniyetli olarak müvekkiline ait markayı Türkiye’de kendi adına tescil ettirdiğini, ayrıca yine kötüniyetli olarak dava konusu markayı diğer davalıya devrettiğini iddia etmiştir. Mahkemece verilen ihtiyati tedbir kararı dava konusu markaların üçüncü kişilere devrinin önlenmesine dairdir. Gerçekten de taraflar arasında distribütörlük sözleşmesi bulunduğu görülmüştür. Gerek davacı tarafın kötüniyetli tescil iddiaları, gerek dosyaya sunulan belgeler ve de söz konusu tedbir kararının muhtemel taraf değişikliğini önlemeye yönelik olduğundan usulüne uygun olduğu kanaatine varılmıştır. Ayrıca yine davacı tarafın iddiaları ve mevcut dosya kapsamındaki deliller itibariyle teminat alınmamasında da usule aykırılık görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı … San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı …. San. ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı …Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.11/10/2019