Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/198 E. 2021/2055 K. 02.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/198 Esas
KARAR NO: 2021/2055 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/11/2018
NUMARASI: 2015/59 E. – 2018/339 K.
DAVANIN KONUSU: Patent (Tecavüzün Ref’i İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin reklam pano ve çerçeveleri imalat ve pazarlaması işi ile iştigal ettiğini ve “…” adlı çerçeveyi … sayılı patent ile TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, davalının ise davacıya ait tescilli patentin davalı tarafça taklit edilmek suretiyle üretilip daha düşük fiyatla piyasaya sürüldüğünü, dava konusu üründe patent ile koruma altına alınan kısmın “çerçevedeki alt gövdenin ve gövdenin köşelerinin monoblok şekilde tek seferde plastik enjeksiyondan çıkması” olduğunu, bu yeniliğin çerçevenin üretiminde kolaylık ve sağlamlık getirdiğini, davalının da çerçevenin bu bölümünü taklit ettiğini, davalının eyleminin müvekkilinin patent hakkına tecavüz oluşturduğunu, bu sebeplerle meydana gelen tecavüzün önlenmesine, taklit ürünlerin toplatılarak imhasına, şimdilik 10.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, davacının taklit diye sunduğu ürünün müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin gerçek ürünü ile davacının patenti kıyaslandığında gerek genel işlevsellik, gerek parçaları itibariyle bunların hiç bir ortak özelliklerinin bulunmadığının görüleceğini, tarafların ürünlerinin teknik olarak da farklı olduğunu, davalının dava konusu patent kapsamına giren bir üretim veya bu şekilde elde edilmiş bir ürünün satışını yapmaması nedeniyle tazminat yükümlülüğü bulunmadığını, talep edilen tazminatın da fahiş olduğunu, bu sebeplerle açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 29.11.2018 tarihli 2015/59 E. – 2018/339 K. sayılı kararıyla; “alınan bilirkişi raporlarının ikisinde davalının ürünün davacının … numaralı patentin koruma kapsamında olmadığı belirtildiği, en son alınan bilirkişi raporu ve aynı bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda ise, … numaralı patente tecavüz oluşturduğu, … numaralı patente ise tecavüz oluşturmadığının bildirildiği, alınan ilk iki raporda … numaralı patentin 1. isteminde menteşe yatağının yerleşik menteşe parçalarının ana plaka ile tek parçalı olarak entegre edilmiş olduğu belirtildiği halde, davalının ürününde entegre menteşe sistemi kullanılmadığı, klasik menteşe yuva sistemi kullanıldığı, istem 1’e tecavüz etmeyen ürünün bu isteme bağımlı diğer istemlere de tecavüz etmediği belirtilmesine rağmen, en son alınan raporda davalının ürününde menteşenin sabitlendiği menteşe yatağının çerçeve ana plakası ile bütünleşik yapıda olduğu gerekçesiyle davalının ürünün davacının patentinin koruma kapsamında olduğunun belirtildiği, ancak istem 1 incelendiğinde, ana plaka ile tek parçalı olarak entegre edilmiş menteşe siteminden söz edildiği, davalının ürününde ise klasik menteşe yuvasının kullanıldığı, menteşe yuvasının çerçeve ana plakası ile bütünleşik yapıda olmasının bir zorunluluk olduğu, istem1’de tarif edilen entegre menteşe sisteminin farklı olduğu, diğer bilirkişi raporlarında fotoğrafları ile bu hususun açıklandığı anlaşılmakla, en son alınan bilirkişi raporuna itibar edilmediği, yine alınan bilirkişi raporlarından yalnızca 18/12/2015 tarihli raporda, davalının ürününün üretim tekniğinin davacıya ait … numaralı patentine üretim tekniği ve üretim metodu yönünden benzer olduğu, bunun için de bu konuda uzman bilirkişilerden rapor alınması gerektiği bildirilmiş, diğer bilirkişi raporlarında, patentin 1 numaralı isteminde üretim yöntemine ait özellikleri tanımladığı, diğer istemler incelendiğinde, davalının ürününde aliminyum profiller üzerinde herhangi bir delme işleminin görünmediği, ayrıca istem 3 ve 4’te yer alan dayama biriminin de davalı ürününde yer almadığı, bu nedenle tecavüzün söz konusu olmadığı tespit edilmiştir. Üretim metodu ve üretim yönteminin eş değerlik analizine konu olamayacağından ve patentle korunabilecek özellikler olmadığından, daha sonra alınan bilirkişi raporları ile davalının ürününün davacının patentinin koruma kapsamında bulunmadığı bildirildiğinden,… numaralı patente de tecavüzün söz konusu olmadığı sonucuna varıldığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan ilk raporda bilirkişilerin kendi bilgi ve tecrübelerinin yetersiz olduğunu ve başka heyetten rapor alınması gerekliliğini belirttiklerini, 2. Alınan raporda 2087 sayılı patente ve 65057 sayılı patente tecavüz oluşturmadığı ancak 5785 nolu patente tecavüz oluşturduğunun belirtildiğini, ek raporda da aynı görüşün tekrarlandığını, raporda açıkça patente tecavüzün bulunduğu tespit edilmesine rağmen 2. Ve ek rapora itibar edilmeden yetersiz olduğunu beyan eden ilk rapor doğrultusunda karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, teknik bir konu olan patente tecavüze ilişkin mahkeme hakiminin bilgi sahibi olmasının beklenemeyeceğini, raporların müvekkili lehine olmasına rağmen davanın reddinin hukuka aykırı olduğunu, mahkemenin en kötü ihtimalle raporlar arasında fark bulunması nedeniyle telafi edici rapor alması gerektiğini, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: TPMK kayıtlarından; davacıya ait … numaralı “afişler için değiştirilebilir çerçeve” buluş başlıklı patentin 21.09.2007 tarihinde, … numaralı “yekpare gövde olarak üretilen çerçeve” buluş başlıklı patentin 22.04.2013 tarihinde tescil edildiği anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince Grafik Tasarım Uzmanı …, Patent Vekili … ve Mali Müşavir Doç.Dr. …’tan alınan 18.12.2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı tarafından davalıya ait “…” olduğu ileri sürülerek dosyaya sunulmuş ürünün davacının … sayılı patentine konu entegre menteşe sistemi olmadığı, ancak klasik menteşe yuvası sistemi kullanılarak üretildiği ve … sayılı patente tecavüz oluşturmadığı, davacının … sayılı patentinde belirtilen üretim metodu ve üretim tekniği açısından benzerlik taşıdığı, davacı tarafından davalıya ait “…” olduğu ileri sürülerek dosyaya sunulmuş ürünün davacının … sayılı patente tecavüz oluşturup oluşturmadığının tespiti için 551 sayılı KHK 83/VI maddesi uyarınca teknik yönden “eşdeğerlik” incelemesi yapılmak gerektiği ve bu incelemenin plastik enjeksiyon makineleri konusunda deneyim ve bilgiye sahip kimya mühendisi ve makine mühendisi bilirkişilerce yapılmasının daha uygun olacağı, taraflarca ticari defterler sunulmadığından tazminat hesabının yapılamadığı beyan edilmiştir. İlk derece mahkemesince, İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyeleri Doç.Dr. …, Prof. Dr. … ve Endüstri Mühendisi Patent Vekili bilirkişi Av. …’ndan alınan 17.06.2016 havale tarihli raporda; davacıya ait … başvuru numaralı “Afişler için değiştirilebilir çerçeve” başlıklı patentin 15 adet isteminin bulunduğu,1 nolu istemin bağımsız istem, diğer istemlerin bu isteme bağımlı olduğu, patentin entegre menteşe sistemini koruduğu, davalı ürününde entegre menteşe sistemi kullanılmadığı, klasik menteşe yuvası sistemi kullanıldığı, İstem 1’e tecavüz etmediği, … başvuru numaralı “Yekpare gövde olarak üretilen çerçeve” başlıklı patentin, dört isteminin bulunduğu, istem 1’in tek bağımsız istem olduğu, diğer istemlerin bağımlı olduğu, “reklam posterlerinin teşhirine yönelik alüminyum çerçevelerin üretim metoduna” ilişkin proses patenti olduğu, dosyaya sunulan davalıya ait olduğu ileri sürülen üründe “dayama biriminin” bulunmadığını, dayama biriminin İstem 3 ve İstem 4’e tecavüz etmediğini, ilk bilirkişi heyetinin eşdeğerlik analiziyle ilgili ifadesinin isabetsiz olduğunu, istemlerde yer almayan sadece tarifnamede yer alan teknik bir unsur olmayan “maliyet düşürülmesi ” üzerinden eşdeğerlik analizi yapılamayacağını sonuç olarak davacı vekilince dosyaya sunulan ve davalıya ait olduğu öne sürülen ürünün, davacı firmaya ait … ve … sayılı patentlere doğrudan veya eşdeğerlik yoluyla tecavüz etmediğini beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince, İTÜ Makine Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd.Doç.Dr. …, Makine Mühendisi marka patent vekili … ve Marka Patent vekili …’den alınan 18.08.2017 tarihli raporda;Patent belgesinin 1 nolu bağımsız isteminin koruma kapsamı incelendiğinde ise; “profillerinin katlanma hareketi yaparak döndüğü, değiştirilebilir çerçevenin karakteristik özelliğinin, menteşe yatağının yerleşik menteşe parçalarının (8; 8′, 8), ana plaka (2) ile tek parçalı olarak entegre edilmiş olmasıdır” özelliklerinin koruma altına alındığının görüldüğünü, davalı tarafın ürünü olan çerçeve üzerinde yapılan incelemede patent belgesinde “menteşe yatağının yerleşik menteşe parçalarının (8; 8′, 8), ana plaka (2) ile tek parçalı olarak entegre edilmiş olmasıdır” özelliğinin var olduğu görüldüğünü, menteşenin sabitlendiği menteşe yatağının çerçeve ana plakası ile bütünleşik yapıda olduğunu, bu nedenle davalı ürününün davacıya ait … numaralı patentin koruma kapsamına tecavüz oluşturduğunu, – davalı tarafın ürününde … nolu “Yekpare gövde olarak üretilen çerçeve” buluş başlıklı patent belgesi 1 nolu bağımsız isteminde tanımlanan “alüminyum profillerin (2) delme işlemine tabi tutulması” özelliğinin bulunmadığı, davalının olan ve üzerinde ayırt edici bir marka kullanımı bulunmayan çerçevenin üzerinde … nolu “Yekpare gövde olarak üretilen çerçeve” buluş başlıklı patent belgesinin 1 nolu bağımsız istemini oluşturan yöntemin tamamının mevcut olmadığı, bu nedenle davalı tarafın ürünü olan çerçevenin … nolu “Yekpare gövde olarak üretilen çerçeve” buluş başlıklı patent belgesinin koruma kapsamının dışında olduğu beyan edilmiştir. Mahkemece aynı heyetten alınan 10.05.2018 tarihli ek raporda ise; kök rapordaki görüşlerde bir değişikliğe gidilmediği beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Tescilli patent belgelerine tecavüzün tespiti, men’i, ref’i ve tazminat talepli davada, mahkemece davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Mahkemece yargılama sırasında üç ayrı heyetten rapor alındığı görülmüştür. 18.12.2015 havale tarihli ilk raporu hazırlayan bilirkişilerin ve 2013/02087 sayılı patentin üretim yöntemi içerdiği gözönüne alınarak uzmanlık alanlarının yeterli olmadığı, bu hususun bilirkişi heyet raporunda da bilirkişiler tarafından açıklandığı anlaşılmakla, mahkeme kararına dayanak yapılması yerinde olmamıştır. Mahkemece alınan 17.06.2016 havale tarihli raporda, davalı ürününde klasik menteşe yuvası sistemi kullanıldığı, oysa … başvuru numaralı patentin entegre menteşe sistemini koruduğu, bu nedenle patente tecavüzün bulunmadığı görüşünün beyan edildiği, mahkemece alınan 18.08.2017 tarihli raporda ise patent belgesinde “menteşe yatağının yerleşik menteşe parçalarının (8; 8′, 8), ana plaka (2) ile tek parçalı olarak entegre edilmiş olmasıdır” özelliğinin var olduğu ve görüldüğü, … başvuru numaralı patent belgesine tecavüz bulunduğunun beyan edilmesi karşısında, raporlar arasında çelişki bulunduğu anlaşılmaktadır. … sayılı patente tecavüz yönünden yapılan incelemede de; 17.06.2016 havale tarihli raporda, davalıya ait olduğu ileri sürülen üründe “dayama biriminin” bulunmadığını, dayama biriminin İstem 3 ve İstem 4’e tecavüz etmediğinin belirtildiği, mahkemece alınan 18.08.2017 tarihli raporda ise patent belgesi 1 nolu bağımsız isteminde tanımlanan “alüminyum profillerin (2) delme işlemine tabi tutulması” özelliğinin bulunmadığının açıklandığı, her iki raporda da sonuç olarak 2013/02087 sayılı patent belgesine tecavüz bulunmadığının beyan edildiği anlaşılmakla birlikte, açıklanan unsurların farklı olduğu anlaşılmakla, raporlar arasında çelişki oluştuğu görülmüştür. Mahkemece alınan ilk raporun değerlendirmeye alınamayacağı, diğer iki raporda açıklanan görüşlerin de çelişkili olduğu gözetilerek, mahkemece çelişkileri giderecek şekilde yeni bir uzman heyetten rapor alınarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi yerinde görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde yeni bir heyetten rapor alınarak yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 29/11/2018 tarihli 2015/59 E. – 2018/339 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın Dairemizin kararında açıklanan hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 48,30 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/12/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.