Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1973 E. 2022/211 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1973 Esas
KARAR NO: 2022/211
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/01/2019
NUMARASI: 2016/806 2019/29
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilinin davalıdan üzerinde ipotek kaydı bulunan bir ev satın aldığını, evin borcunun ödendiğini ancak şüpheli ev üzerindeki ipoteğin kaldırmadığından müvekkilinin ipotek borcunu ödeyerek evi ikinci defa satın almak zorunda kaldığını, bu kapsamda İstanbul Anadolu 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/994 esas sayılı dosyası açıldığını ve derdest olduğunu, evin satışı içinde 09/07/2012 tarihinde müvekkili adına işlem yapabilmesi için … tarafından …’a veekalet verirken kalan borç miktarı olan 53.625,00 TL bedelli senedin verilmesinin istendiğini, müvekkilininde 09/07/2012 tarihinde 20/07/2012 ödeme tarihli senedi vererek bedelinin ödendiğini, senet aslının istenilmesine rağmen ısrarla atıldığından bahisle verilmek istenmediğini, daha sonra senedi yırtarak attığını söylediğini, ancak sendein önce …’a bu kişide …’a cirolanarak aynı zamanda senedin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takibe konulduğunu, müvekkili tarafından takibe itiraz edilmiş ise de takibin durdurulmadığını, müvekkilinin senet bedelini ödediğini, hakkında başlatılan takibin haksız olduğunu, bu kapsamda müvekkili hakkında başlatılan takibin durdurulmasını, 53.625,00 TL bedelli senetten dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafından senet bedelinin ödendiğine ilişkin iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının gayrimenkulün satışına ilişkin olarak kararlaştırılan ve ödenmeyen bedele karşılık senedin alındığını, ancak senedin tarafına ödenmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin keşidecisi … 09/07/2012 tanzim tarihli, 20/07/2012 vade tarihli, 53.625,00 TL bedelli bonoyu ticari ilişki kapsamında …’dan ciro yoluyla devir aldığını, davacının müvekkilinin senedi vade tarihinden sonra ciro yoluyla aldığından hak sahipliği hususunda alacağın temliki hükümlerinin uygulanması gerektiği iddialarının gerçeği yansıtmadığını, davacının, dava konusu senet bedelini ödediği senedin bedelsiz kaldığı ve borçlu olmadığının tespiti taleplerinin hukuka aykırı olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir. Davalı … davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; “Davacı … ’ın davalı … … … … Balıkesir mahallinde bir ev aldığı, bu evin alım bedeli için aralarında tanıklar huzurunda 22.08.2011 tarihinde tutanak düzenledikleri, bu tutanakta anlaşmaları uyarınca satıcı …’a yapılacak ödemelerin açıkça belirtildiği, söz konusu ödemelerin toplam 133.287,21 TL olduğu, teminat olarak … tarafından 25/05/2012 tarihli 50.000,00 TL bedelli teminat senedinin verildiği ve bu senedin vade tarihinde iade edileceğinin tutanak altına alındığı, davaya konu gayrimenkulü satın alan …’ın sözleşme kapsamında …’a ve onun yönlendirdiği kişilere peşin 50.000,00 TL ve çeşitli tarihlerde ödeme dekontlarındaki açıklama kısımlarını davaya konu taşınmaza istinaden ödemeler yapıldığı belirtilerek davacı tarafça ödemelerin yapıldığı, yine son olarak davalı … imzalı 18/07/2012 tarihli … başlıklı el yazılı belge de 28.000,00 TL son taksit bedelinin … tarafından alındığına dair belge de dikkate alındığında davacı tarafından davalı …’a toplamda 147.686,18 TL ödemenin yapıldığı, tarafların kabulünde olan ödeme planındaki bedelin ise 133.287,21 TL olduğu, davacının davalı …’tan satın aldığı ev için …’a borcu kalmadığı, diğer davalılar … ile …’ın ciranta olarak bono da yer aldıkları, dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgelerden sonraki cirantalar … ve …’ın kötüniyetli oldukları davacı tarafça ispat edilememiş, senetleri mücerretliği ilkesi gereğince temel ilişkideki defilerin sonraki cirantalara karşı ileri sürülemeyeceği, yine vade tarihinden sonra ciro yapıldığı iddiasının davacı tarafça yazılı belge ile ispatlanamadığı, gözetilerek hüküm kurmaya elverişli, yukarıda ayrıntılı olarak dökümü yapılan bilirkişi raporundaki tespitler ışığında davacının davasının … yönünden kabulü ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün… esas sayılı dosyasındaki 20/07/2012 vade tarihli 09/07/2012 düzenleme tarihli bonodan dolayı …’a borçlu olmadığının tespitine, davacının davalı … yönünden davasının reddine, % 20 oranında 10.725,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, davacının davasının … yönünden 19/12/2016 tarihli davacı beyan dilekçesi bu davalı yönünden davasını atiye bırakması” gerekçeleriyle “1-Davacının davasının … yönünden KABULÜ ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasındaki 20/07/2012 vade tarihli 09/07/2012 düzenleme tarihli bonodan dolayı …’a borçlu olmadığının tespitine, 2-Davacının davalı … yönünden davasının reddine, %20 oranındaki 10.725,00 TL kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalı …’a verilmesine, 3-Davacının davasının … yönünden 19/12/2016 tarihli davacı beyan dilekçesi ile bu davalı yönünden davasını atiye bırakması nedeniyle bu davalı yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA” karar verilmiş, kararın davacı vekili ile davalılardan … istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; davanın yazılı yargılamaya devam edilmesi gerekirken basit yargılama usulünün uygulanmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyada mevcut bilirkişi raporuna karşı itirazları ve ek rapor veya yeni bilirkişi taleplerinin kabul edilmemiş olması, dosyanın eksik inceleme ile karara çıkarılmış olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişinin davalılardan …’a müvekkilinin borcunun bulunmadığı hakkındaki tespitine katıldıklarını, dava konusu senetin bedelsiz kaldığını, davalı cirantaların iyiniyetli oldukları beyanını kabul etmediklerini, bilirkişinin Anadolu … İcra Müdürlüğü’nün …E. no’lu dosyası ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … karşılaştırmadan, gerekli incelemeleri yapmadan cirantaların iyiniyetli olduklarını belirtiklerini ancak Anadolu … İcra Müdürlüğünün … E. no’lu dosyası dosyada mevcut senet fotokopisinden de anlaşılacağı gibi cirosuz olup her ne kadar senet dosyaya konmuşsa da senetle alacaklı arasında illiyet bağı olmadığından 10.07.2015 tarihinde ilamsız takip yapıldığını, davalı … tarafından yırtılarak müvekkiline verilen ve dosyada bulunan senet parçalarının arkasında da ciro bulunmadığını, yetki itirazı üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. no’lu dosyası ile takibe geçilmiş ve bu takip kambiyo senedine müstenit takip olarak 25.03.2016 tarihinde açıldığını, bu durumda cironun vadeden sonra yapılmış olduğunu, vadeden sonra yapılan cirolar alacağın temliki hükümlerine tabi olduğunu, borçluya haber verilmeksizin temlik edilemeyeceğini, ayrıca senetin zamanaşımına uğradığını, bu konuda da inceleme yapılmadığını, senedin düzenlenme tarihi 09.07.2012 vadesi de 20.07.2012 olup 11 gün içinde 2 defa ciro edilmesi hayatın olağan akışına ters olduğu gibi 11 günlük senedin teminat senedi olduğunu, bu konunun da göz ardı edildiğini, ayrıca Türk Ticaret Kanunu 690, 687, 693, 708, 714/1, 714/3 ve 723 maddelerine açıkça aykırılık olduğunu, 20.07.2012 tarihli 11 günde 2 defa el değiştirdiği ileri sürülen senet hakkında zorunlulukları yerine getirmeyen asıl borçlusu ve diğer cirantaya başvurmaksızın 3 yıl sonra takipte bulunulmasının da hayatın olağan akışına ters olduğunu, ayrıca bu sayılan sebepler cirantaların iyiniyetli olmadıklarını ve müvekkilinin zararına hareket ettiklerini de gösterdiğini, isticvap taleplerinin kabul edilmemiş olmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … istinaf dilekçesinde; mahkeme tarafından verilen kararın eksik inceleme sonucunda verildiğini, senet bedelinin ödendiğine dair iddiaların gerçek dışı olduğunu,dosyada bulunan bilirkişi incelemesinin hatalı ve eksik değerlendirmeler içerdiğini, dosyaya sunulan ödemeler dikkate alınsa dahi, davacı tarafından daha az bedele satın alınan bir gayrimenkul için tarafına neden daha fazla ödediğinin ne hukuken ne de hayatın olağan akış kuralları ile izah edilebilecek bir durum olmadığını, mahkemenin Türk Ticaret Kanunu’nun makbuz alınması kuralını düzenleyen, Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine, yine Türk Ticaret Kanunu’nun kambiyo senetlerinin sebepten mücerret olduğu ilkelerine aykırı olarak, davacı tarafından dosyaya ibraz olunarı makbuzlarda yapılan ödemelerin dava konusu senet borcuna mahsuben yapıldığına dair hiçbir izahat olmamasına rağmen, sanki yapıları ödemeler senet borcu için yapılmış gibi kabul edilerek hüküm kurmasının hukuka aykırı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Davalı … tarafından davacı aleyhine senede dayalı olarak toplam 53.625,00 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı senedin 09/07/2012 tanzim 20/07/2012 vade tarihli 53.625,00 TL bedelli keşidecisinin davacı lehtarın davalılardan … olduğu, sonraki cirantanın davalı …, hamilin ise Davalı … olduğu, nakden kaydıyla düzenlendiği görülmüştür. Tutanak başlıklı belgenin incelenmesine 22/08/2011 tarihli olduğu, içeriğinde “Pelitköy Belediyesi Hudutları içerisinde bulunan pafta … parsel … kayıtlı yazlığımı …’a 50.000,00 TL peşin alınarak Ekim 2011 den itibaren kalan 7 taksidi 2.666,03 TL olarak …’a ödeyecek, geri kalan 64.625,00 TL 25 Mayıs 2012 sonunda ödeyerek hiçbir pürüz kalmadan ipotek kaldırılarak tapusu verilecektir. Teminat olarak … tarafından 25/05/2012 tarihli 50.000.00 TL lik teminat senedi verilmiştir. Bu tarihte senet iade edilecektir. İşbu tutanak şahit …, … huzurunda iki nüsha olarak tanzim ve imza edilmiştir.” şeklinde ibare bulunduğu, alıcının davacı, satıcının davalı … olduğu ekinde tapu fotokopisi, satış sözleşmesi ve … tarafından verilen 50.000,00 TL’lik teminat senedi olduğunun belirtiltiği görülmüştür. 22/08/2012 anlaşma tarihli yazılı belgede ise alıcı ve satıcının aynı kişiler olup, …Ada … parsel sayılı yerde …’a ait bulunan dubleks dairenin 130.000,00 TL karşılığı satışının kararlaştırıldığı, 50.000,00 TL kaporanın alıcıdan alındığını, tapudaki satış tarihinin 22/05/2012 olarak gösterildiği görülmüştür. Dava dilekçesi ekinde bir kısım ödeme dekontlarının sunulduğu görülmüştür. Yargılama sırasında davacı vekili tarafından verilen 1/12/2016 tarihli dilekçe ile davalı …’ın adresini bulamadıklarından bahisle hakkındaki davayı atiye terkettikleri yolunda beyanda bulunduğu görülmüştür. 12/06/2018 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı …’ın davalı … tan … Burhaniye/BALIKESİR mahallinde bir ev aldığı, bu evin alım bedeli için aralarında tanıklar huzurunda 22.08.2011 tarihinde “TUTANAK” düzenledikleri bu tutanak’ta anlaşmaları uyarınca satıcı …’a yapılacak ödemelerin açıkça belirtildiği, söz konusu ödemelerin toplam 133.287,21 TL olduğu, davaya konu gayrimenkulü satın alan …’ın belirtilen tutarları …’a ve onun yönlendirdiği yerlere/kişilere ödemeler yaptığı dosya kapsamında aksi sabit oluncaya kadar geçerli belgelerin incelenmesinden belirlendiği, taahhüt ve ödemelerin karşılaştırılması yapıldığında; davacı … ‘ın davalı …’a yaptığı ödeme 147.686,18 TL olduğu, tarafların anlaşarak tankılar huzurunda mutabık kaldıkları ödeme planı İle ilgili düzenlenen 22.08.2011 Tarihli tutanak’da belirlenen tutarın 133.287,21 TL olduğu, davacı … …’ın davalı …’tan satın aldığı ev için …’a borcu kalmadığı, adı geçen davalı cirantalarınise iyi niyetli olarak konuya dahil oldukları yolunda görüş bildirmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı takip dayanağı yapılan bononun bedelinin bononun lehtarı olan davalı …’a ödendiğini, diğer davalılarında kötü niyetli olduklarını iddia etmiş, davaya cevap veren davalılar … vekili ile … ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur. Davacı taraf davaya cevap vermeyen davalı … yönünden davasını atiye terk etmiştir. Takip ve dava konusu bononun keşidecisinin davacı, lehtarının davalı …, cirantanın davalı …, hamilin ise davalı … olduğu görülmüştür. Davacı tarafın delil olarak dayandığı açıklama içerir banka havale dekontları ve ödeme belgeleri ile düzenlenen tutanak içeriği dikkate alındığında davacının borçlarını ödediği anlaşılmış olup ilk derece mahkemesince karar yerinde belirtilen gerekçe ve varılan hüküm isabetli olup, bu yönden davalı … vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.Davacı vekilinin istinaf talebine gelince, somut olayda davacının bononun bedelsizliğinin yanı sıra bonoda hamil olan davalı …’ın bononun bedelsizliğini bildiği ya da bilmesi gerektiği, bonoyu iktisabında kötü niyetli olduğunu kanıtlaması gerekir. Davacı tarafın bu davalının kötü niyetli olduğu hususunu dosyaya sunulan deliller itibariyle kanıtlayamadığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalıya yapılan ciroların vadeden sonra yapıldığı ileri sürülmüş ise de bu husus yazılı delil ile ispatlanamadığı gibi az önce de belirtilen hususlar davacı tarafça ispatlanamamıştır. İlk derece mahkemesince bu hususlar karar yerinde isabetli bir şekilde değerlendirilerek sonuca gidilmiş olup, davacı vekilinin de istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı ve davalılardan … vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı ve davalılardan … vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Alınması gereken 3.663,12 TL harçtan, peşin alınan 915,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.747,34 TL harcın davalı …tan alınarak hazineye irat kaydına, 4-Davacı ve davalılardan … tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/02/2022