Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1962 E. 2019/2241 K. 23.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1962 Esas
KARAR NO : 2019/2241 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 15/11/2016
NUMARASI : 2011/26 E. – 2016/195 K.
DAVANIN KONU: Tazminat
KARAR TARİHİ: 23/10/2019
Dairemizin 14/02/2018 gün ve 2017/1198 E – 2018/251 Karar sayılı kararı, Yargıtay 11.HD’nin 11/06/2019 gün ve 2018/2701 E., 2019/4269 K.sayılı ilamıyla bozulmuş olmakla, duruşmalı yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü : Davacı vekili, “23/04/2009 tarihli sözleşme ile bir kısım şartları belirlenen ve … yayınlanan … adlı TV programı ile … yayınlanan … programları nedeniyle davalılarda telif alacağı bulunduğunun, bu programların telif hakkının müvekkiline ait olduğunu, … kanalında muhtelif tarihlerde yayınlanan programlar nedeniyle ödenmeyen bakiye alacakları olduğunu ve bunların ödenmesi için gönderdikleri ihtarın sonuçsuz kaldığını müvekkilinin muvafakati olmamasına rağmen … programının devam edildiğinin bu programın şimdiye kadar 52 bölüm yayınlandığını, bu bölümler için FSEK 68.maddeye göre yapılan ödemeler düşülerek müvekkilinin hak ve alacağının tespit edilerek şimdilik 10.000 TL’nin ihtar tarihinden itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsilinin, her 2 programın tüm arşiv kayıtlarının çıkarılarak müvekkiline teslimini, bu mümkün olmaz ise bedellerinin tespitini, şimdilik 10.000 TL’nin ihtardan itibaren ticari temerrüt faiziyle tahsilinin, izinsiz yayınlanan, çoğaltılan, tekrarlanan … programında mali ve manevi hak ihlali nedeniyle FSEK 70. Maddesi gereği 50.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren reeskont faiziyle birlikte tahsilinin, kararın gazetede ilanını talep ve dava etmiştir.Davalı … cevabında, “her 2 program için FSEK’e göre eser sahibi olmadığını, 5846 sayılı yasaya göre mali veya manevi hakkı bulunmadığını, bu programları yapımının kendileri tarafından gerçekleştirildiğini ve … yayınlandığını, “…” adlı program konsept ve taslağının şirket genel müdürü … tarafından 2009 yılında hazırlandığını ve aynı yıl …TV’de ilk sunumunun gerçekleştirildiğini, ilk yayın tarihininde 16.05.2009 olduğunu, program tanıtım broşürü hazırlaması için internet ortamında PDF dosyasının 20.01.2009’da davacıya gönderildiğini, davacının bu programla ilgili bir takım iletişim hizmetleri dışında eser sahipliği veya birlikte eser sahipliğini gerektirecek hiçbir çalışması olmadığından, … adlı programın proje, konsept ve snapsis’inin de gene şirket genel müdürü … tarafından hazırlandığını ve tanıtım broşürü hazırlanması için davacıya PDF formatlı mail gönderildiğini, davacının hukuka aykırı olarak tanıtım broşürünün değiştirilmesi ve tanıtımların farklılaştırılarak noter tespiti yaptırılıp talepte bulunulduğunu, davacının bir takım iletişim hizmetleri dışında hiçbir çalışmasının bulunmadığını, hak sahipliğinin müvekkiline ait olduğunu programların … ve şirket çalışanları tarafından oluşturulduğunu, davacıya hiçbir şekilde eser sahipliği sıfatı kazandırmayacak çalışmaları için hak ve ücretlerinin ödendiğini,” savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı … vekili cevabında, “müvekkili ile diğer davalı … şirketi arasındaki sözleşmeler gereği programların yayınında doğacak her türlü uyuşmazlıklarda Ankara Mahkemelerinin yetkili olduğunu ve husumetin de … şirketine yönetilmesi gerektiğini, davacı …’ın bir nevi koordinatörlük görevi üstlendiğini, eser sahipliğinin bulunmadığını olsa bile husumetin … yöneltilmesi gerektiğini tekrar yayın haklarınında davalı tarafından … yöneltilmesi gerektiğini, tekrar yayın haklarının da davalı tarafından … devredildiğini, yayın hakları ile ilgili tüm ödemelerin davalıya yapıldığını,” savunarak davanın reddini istemiştir.Mahkemece alınan 10.07.2013 tarihli ilk raporda sonuç olarak “davacının film yapımcısı olarak her 2 eser üzerinde bağlantılı hak sahibi olduğu, … adlı program formatı üzerinde davacının hak sahipliğinin bulunmadığı, rayiç bedel tespiti için defter incelemesi gerektiği” görüşü açıklanmıştır. 28.04.2014 tarihli 2. Raporda sonuç olarak “davacının her 2 program senaryosu üzerinde dava dışı … ile birlikte FSEK madde 10 gereği birlikte eser sahibi olduğu davacının alacağının hesaplanması için defter incelemesi gerektiği” görüşü açıklanmış, defter-fatura incelemesi sonucunda düzenlenen 08.12.2014 tarihli ek raporda ise davacının talep edebileceği muhtemel kazanç toplamının 165.744 TL olabileceği 37.500 TL davalının davacıya ödeme yaptığı bu tutar düşüldükten sonra davacının talep edebileceği bedelin 128.244 TL olduğu bu hesaplamaya itibar edilmemesi durumunda BK 50. Maddeye göre takdir edilmesi gerektiği” ifade edilmiştir. Davacı taraf 10.02.2015 harç tarihli istinaf dilekçesiyle davasını ıslah etmiş ve … programı nedeniyle şimdiye kadar yayınlanmış 52 bölüm için FSEK 68/1 maddesi gereği ödemeler düşüldükten sonra talep ettiği 10.000 TL’yi 128.244 TL’ye yükselttiğini belirterek ihtar tarihinden itibaren ticari faiziyle bu paranın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini istemiş, FSEK 70.madde gereği 50.000 TL manevi tazminatın da davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle birlikte tahsilini, kararın gazetede ilanını istemiştir.Davalı vekilinin bu rapora itirazları ve hesaplama konusunda öne görüş sunmaları sonucunda mahkemece alınan 08.09.2015 tarihli 2. Ek raporda sonuç olarak, “mali tablolar dikkate alınarak yapılan hesaplama sonucunda davalı şirketin vergi sonrası kazançlarının, … programı için 41.821 TL, … programı için ise 6.327 TL olmak üzere toplam 48.148,97 TL olduğu, önceden yapılan ödeme düşüldüğünde davacının talep edebileceği tutarın 10.648 TL olduğu, bir önceki ek raporda mali tablolar olmadan hesaplama yapıldığı, mali tablolar daha gerçekçi görünse de programların gerçek maliyetlerini yansıtmadığı, maliyet oranlarının bu tablolarda oldukça yüksek göründüğü, gerekirse BK 50. maddeye göre takdir edilebileceği” bildirilmiştir.24.04.2016 tarihli 3. Heyet raporunda ise sonuç olarak, “… yayınlanan … ve … programlarının yapımcısının yada ortak eser sahibinin davacı olmadığı, bu programları hazırlayan sıfatıyla teknik katkı sunduğu, bu programlar nedeniyle davacının GPR şirketinden alacağının 10.648,97 TL olduğu” ifade edilmiştir.Yargılama sırasında mahkemece tanık beyanlarınında alındığı, taraflar ve 3. Kişiler arasındaki e-posta yazışmalarının, program taslaklarına ilişkin metinlerin, kurumlar vergisi beyannamelerinin ve sözleşme örneklerinin ve her iki programın yayın kayıtlarına dair CD ve USB belleklerin de deliller arasında bulunduğu anlaşılmaktadır.Mahkeme 15.11.2016 tarihinde davanın kısmen kabulüne ve 10.648,97 TL’nin 16.04.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, takdiren 10.000 TL manevi tazminatın da dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar vermiştir. Mahkeme gerekçesinde 2. Raporda açıklanan görüşe itibar edilerek, davacının her 2 program bakımından dava dışı … ile birlikte senaryo üzerinde FSEK 10. Madde kapsamında birlikte eser sahibi olduğu, mali tabloları da dikkate alan 2. Ek rapordaki tazminat miktarının benimsendiği davacının adının belirtilmemesi nedeniyle manevi hak ihlalininde mevcut olduğu, davalı …’nin FSEK 54.maddesi gereği sorumlu olduğu ifade edilmektedir.Bu karara karşı davacı taraf ve her 2 davalı taraf vekilleri istinaf isteminde bulunmuşlardır.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, “davanın ıslah aşamasına kadar hukuka uygun yürüdüğünü ancak ıslahtan sonra mecrasından çıktığını, bilirkişilerin özellikte seçildiğini, süresi geçtikten sonra ibraz edilen … belgelerinin incelemeye esas alınan, arşiv kayıtlarının verilmesi ve gazetede yayın talepleri hakkında bir karar verilmediğini, İstanbul’da onlarca üniversite varken mahkemenin özellikle Antalya’dan bilirkişi … seçtiğini, itiraz etmelerine rağmen mahkemenin adeta kefil olurcasına ara karar oluşturduğunu, … isimli bilirkişinin duruşmaya davet dahi edilmediğini, son bilirkişi raporunun usulsüz olduğunu, ıslaha esas aldıktan sonra 08.12.2014 tarihli bilirkişi raporu dışında dosyada hükmü esas alınabilecek bilirkişi raporu bulunmadığını, hesaplamanın davanın … şirketinin muhasebecisinin hesaplamasının aynısı olduğunu, bölüm başı alacağın 3.000 TL olmasına rağmen nasıl olup da 52 bölüm için sadece 10.648 TL hesaplandığını anlayamadıklarını, manevi tazminat olarak da günü kurtarmak için 10.000 TL takdir edildiğini, reddi hakim taleplerinin üstün körü ifadelerle reddedildiğini, son celse yaptıkları çekilme taleplerinin de haksız olarak geri çevrildiğini” iddia ile kararın kaldırılarak, ıslah dilekçesine göre karar verilmesini bu mümkün olmaz ise tanıkların dinlenmesini ve bilirkişi incelemesi yapılarak davanın kabulünü, karar ortadan kaldırılarak yeniden bir karar verilmeyecekse dosyanın başka bir hakimle görülmesi için başka bir mahkemeye gönderilmesini istemiştir.Davalı … vekili istinafında, “davacının sadece bazı teknik konularda hizmet verdiğini talep edebileceği sadece yaptığı iş karşılığı kendisine ödenmeyen alacak olması gerektiğini davacının bütün alacaklarını aldığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini davacı eser sahibi olmadığından adının belirtilmesi gerekmediği için manevi tazminata hükmedilemeyeceğini,” iddia ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.Davalı … vekili istinafında, “hükmü esas alınan 07.05.2014 tarihli rapordaki dava konusu formatların eser olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğunu, formatların eser olarak korunmalarının tartışmalı olduğunu, program formatları eser olmadığından, telif korumasından da yararlanamayacaklarını, davacı ile dava dışı … birlikte eser sahibi oldukları tespitinin de doğru olmadığını, bilirkişi raporunda konseptin belirlenmesi dışındaki tüm işlerin teknik işler olduğunun belirtildiğini, konsept oluşturulmasının FSEK anlamında eser olarak korunup korunamayacağını raporda mahkemenin takdirine bırakıldığını, 23.04.2009 tarihli sözleşmeye göre davacının katkısının eser sahibi olmaya yeterli olmadığının anlaşıldığını, TRT’nin müteselsil sorumlu tutulmasının hatalı olduğunu, doğmuş ve doğabilecek her türlü alacak talebinin … şirketine yöneltilmesi gerektiğini, hükmedilen maddi ve manevi tazminatların fahiş olduğunu,” iddia ile kararın kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir. Dairemizce yapılan istinaf incelemesi neticesinde 14/02/2018 tarihli 2017/1198 Esas- 2018/251 Karar sayılı kararıyla; “Davalı …Şirketinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı … Kurumu’nun istinaf isteminin kabulüne, İstanbul 2. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 15.11.2016 tarih ve 2011/26 Esas, 2016/195 Karar sayılı istinaf konusu kararın HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, davalı … hakkında açılmış bulunan davanın husumet yönünden reddine, davalı …. Şirketi hakkında açılmış bulunan davanın ıslah edilmiş haliyle kısmen kabulü ile, a) 128.244 TL’lik bakiye alacağın, 16.04.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalı …Şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, manevi hak ihlali nedeniyle takdiren 10.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddine, manevi hak ihlali ve ihlal edilen manevi hakkın niteliğine göre hasar özetinin ilan yoluyla üçüncü kişilere duyurulmasında davacı yönünden meşru bir menfaat görüldüğünden, FSEK 67/2 ve 78.maddeler gereğince karar kesinleştiğinde karar özetinin, Türkiye çapında yayın yapan ve kararın kesinleşeceği tarih itibarıyla tirajı en yüksek üç gazeteden birinde, 118 gazete tek sayfası ebadında ve bir kez ilanına ,dava konusu TV programlarının arşiv kayıtlarının çıkarılarak davacıya teslimi ya da bunların bedellerinin tespiti ile şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsili talebinin reddine ” karar verilmiştir.Dairemizin kararının davacı vekili ve davalı GPR İletişim ve Prodüksiyon Ltd. Şti tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 11/06/2019 tarihli 2018/2701 Esas- 2019/4269 Karar sayılı kararıyla; “Bölge Adliye Mahkemesi tarafından davacının eserden doğan “adın belirlenmesi” manevi hakkının ihlal edildiği gerekçesi ile manevi, tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiş ise de, davacının ortaya bir eser meydana getirdiği ve bunu davalı şirkete teslim ettiğine dair bir iddia ve ispatının bulunmadığı, davacının sadece TV yapımı üzerinde bağlantılı hak sahibi olduğu, FSEK 80 maddesinde yer alan “Eser sahiplerinin hakları ile bağlantılı hak sahibi olanlar da eser sahipleri gibi Tecavüzün Ref’i, Tecavüzünün Men’i ve Tazminat davası haklarından faydalanırlar” şeklindeki düzenlemesi ile FSEK 15/1 maddesinde yer alan “ Eseri, sahibinin adı veya müstear adı ile yahut adsız olarak, umuma arzetme veya yayımlama hususunda karar vermek salahiyeti münhasıran eser sahibine aittir.” şeklindeki düzenleme birlikte değerlendirildiğinde “adın belirtilmesi” manevi hakkının sadece eser sahipleri ile bazı manevi haklar yönünden FSEK 80/1 – A(1) maddesi uyarınca icracı sanatçılara tanınmış bir hak kategorisi olduğu, bu hakkın yapımcılıktan doğan bağlantılı hak sahiplerine tanınmadığının kabulü gerekirken (Gürsel Öngören, Müzik Eserleri, 2010, s.219) mahkemece davacı taraf yararına manevi tazminata ve manevi hak ihlali sebebiyle hükmün ilanına karar verilmesi doğru olmamış, bu sebeple hükmün temyiz eden davalı şirket yararına bozulmasına” karar verilmiştir.Yargıtay bozma ilamının taraf vekillerine tebliği üzerine Dairemizce yapılan duruşmada, davacı vekilinin TRT’nin sorumluluğuna ilişkin Daire kararının ayrık tutularak direnilmesini, TRT’nin de sorumlu tutulmasına karar verilmesini talep ettiği, davalı vekillerinin bozma ilamına karşı beyanda bulunmadıkları anlaşılmış, 23/10/2019 tarihli duruşma ara kararı ile, usul ve yasaya uygun görülmekle Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş, davacı vekilinin temyiz itirazlarının tümüyle reddine, davalı şirketin temyiz itirazlarının da sadece manevi tazminat yönünden kısmen kabulüne karar verilmekle, taraflar yönünden Dairemizin kararının bozma dışında kalan kısımlar yönünden usuli kazanılmış hak doğduğundan, aynen korunmasına, uyulmasına karar verilen 11/06/2019 tarihli Yargıtay bozma ilamında da açıklandığı üzere; davacının, davalı şirket yetkilisi … ile birlikte hazırlanan “…” adlı televizyon programı ile “…” adlı televizyon programı üzerinde yapımcı sıfatıyla FSEK 80. Madde uyarınca bağlantılı hak sahibi olduğu, FSEK 80. Madde de “Eser sahiplerinin hakları ile bağlantılı hak sahibi olanlar da eser sahipleri gibi Tecavüzün Ref’i, Tecavüzün Men’i ve Tazminat Davası haklarından faydalanırlar hükmünün” düzenlendiği, bağlantılı hak sahiplerinin eser sahipleri (FSEK 15/1) ve icracı sanatçılar (FSEK 80/1-A) gibi “adın belirtilmesi” manevi hakkını kullanabileceklerine dair yasal düzenleme bulunmadığından, davacının manevi tazminat ve manevi hak ihlali sebebiyle hükmün ilanı talebinin yerinde olmadığı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine, davalı … kurumunun istinaf isteminin kabulüne, davalı GPR şirketinin istinaf isteminin HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılmasına, karar verilmiş tarafların usuli kazanılmış hakları korunarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, İstanbul 2. FSHHM’nin 15.11.2016 tarihli 2011/26 E. -2016/195 K.sayılı hükmünün KALDIRILMASINA, -Davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, kısmen reddine,-Davalı … kurumunun istinaf isteminin kabulüne, -Davalı …şirketinin istinaf isteminin, HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince kısmen kabulüne, kısmen reddine, Davalı … hakkında açılmış bulunan davanın husumetten reddine, Davalı … şirketi hakkında açılmış davanın ıslah edilmiş hali ile kısmen kabulü ile; a-128.244,00 TL bakiye alacağın 16.04.2010 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte … şirketinden tahsili ile, davacıya verilmesine,
b-Manevi tazminat talebinin ve karar özetinin ilanı talebinin reddine, c-Dava konusu programların arşiv kayıtlarının çıkarılarak, davacıya teslimi yada bunların bedellerinin tespiti ile 10.000 TL bedelle ilgili olarak davacının talebinin reddine,
2-İlk derece yargılaması yönünden; a-Yürürlükteki Yargı Harçları Tarifesi gereğince alınması gereken 8.760,35 TL harçtan, davacı tarafından yatırılan 1.039,50 TL peşin harç ve 2.020,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.059,50 TL harcın mahsubu ile bakiyesi 5.700,85 TL harcın davalı GPR şirketinden alınarak Hazineye irat kaydına, b-Davacı tarafından yatırılan 1.039,50 TL peşin harç ve 2.020,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 3.059,50 TL harcın davalı GPR Şirketinden alınarak davacıya verilmesine,c-Davacı tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 6.361,61 TL yargılama giderinden kabul edilen kısım (%72) oranında kabul edilmek suretiyle hesaplanan 4.580,36 TL yargılama giderinin davalı GPR Şirketinden alınarak davacıya verilmesine, d-Davalı … tarafından ilk derece yargılaması sırasında yapılan 803,32 TL yargılama giderinden red edilen kısım (%28) oranında kabul edilmek suretiyle hesaplanan 224,93 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalı … verilmesine, e-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hükmolunan alacak nedeniyle 13.809,52 TL nispi vekalet ücretinin davalı … Şirketinden tahsiliyle davacıya verilmesine,
f-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen manevi tazminat davası yönünden reddolunan miktar üzerinden hesaplanan 3.931,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsiliyle davalılara verilmesine g-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince reddedilen talepler yönünden davalı … Şirketi lehine 3.931,00 TL vekalet ücreti taktirine davacıdan tahsil edilerek davalıya ödenmesine,3-İstinaf yargılaması yönünden; a-İstinaf talepleri kabul edildiğinden davacı ve davalı GPR şirketi tarafından yatırılan istinaf peşin harçlarının karar kesinleştiğinde ve talepleri halinde iadesine,b-Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan, 343,00 TL posta-teb-müz gideri kullanıldığı, istinafın kabul /red oranına göre hesaplanan 246,96 TL’sinin davalı … şirketinden alınarak davacıya verilmesine, c-Davalı ….şirketi avasından ise; 37,55 TL kullanıldığı anlaşılmakla, posta-teb-müz gideri kullanıldığı, istinafın kabul /red oranına göre hesaplanan 10,52 TL’sinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine, d-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak; AAÜT gereğince, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine 1.362,00 TL vekalet ücretinin davalı GPR şirketinden alınarak davacıya verilmesine, 4-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 23/10/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.