Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1932 E. 2019/1945 K. 01.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1932 Esas
KARAR NO : 2019/1945 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 10/04/2019
NUMARASI : 2018/692 E., 2019/298 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 01/10/2019
İstinaf incelemesi üzerine Dairemize gelen dosya incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İLK DERECE MAHKEMESİNE AÇILAN DAVADA
A-)Açılan dava ve iddia :
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı ile Tasfiye Halinde … A.Ş arasında akdedilen 231343 nolu kar zarar katılım akdi düzenlendiğini ve davacının bu sözleşmeden kaynaklanan borcunun 30/05/2018 tarihinde davacı ile davalı şirket arasında akdedilen borcun üstlenilmesi anlaşması ile davalının 10.319,00 USD borcu üstlendiğini, davalının sadece 3.090,69 TL ödeme yaptığını ve 43.241,62 TL’nin ödenmediğini, alacaklarının tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durdurulduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu beyanla, davanın kabulüne, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
B-) Cevap ve Karşı Talepler :
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu alacağın henüz talep edilebilir olmadığını, takip dayanağı sözleşmede her ne kadar “Alacağın Temliki” dense de alacaklının değişmemesi, aksine borçlunun değişmesi nedeniyle alacağın temliki değil borcun naklinin söz konusu olduğunu, alacağı temlik eden … A.Ş.’nin tasfiye sürecinin devam ettiğini, davacının henüz muaccel hale gelmediğini, tasfiye sürecinin sonunda bir alacak kalırsa hesap sahibi davacının hak talebinde bulunabileceğini beyanla, davanın reddine, davacı aleyhine %20 kötü niyet tazminatın hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
C-)İlk Derece Mahkemesi Kararı :
İlk derece mahkemesince; “davaya konu somut olay itibariyle davacıya ait bir ticari işletme bulunmadığı ve böylelikle uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olma dava şartı subut bulmadığı, işlemin tüketici işlemi olması nedeniyle görev – dava şartı yokluğu” gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verildiği görülmüştür.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ:
Kararı davacı yan istinaf etmiş ve davacının alacağının kar/zarar katılım sözleşmesi ile dava dışı finans kurumu ile olan ilişkiden kaynaklandığı, finans kurumu ile yapılan sözlemenin bir tarafının tacir olduğu, ayrıca borcu devralan şirketin de tacir olduğu, aralarındaki ilişkinin ticari olduğu nedenle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasında düzenlenen alacağın temliki sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 6102 Sayılı TTK’nun 3.maddesinde bu kanunda düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiillerin ticari işlerden olduğunun belirtildiği, aynı kanunun 4.maddesinde ise ticari dava ve işlerin sayıldığı, eldeki davada ise davacı tarafından temlik sözleşmesi uyarınca davalının üzerine düşen edimlerini yerine getirmediğinden bahisle itirazın iptali isteminde bulunulmuş olup davacının temlik sözleşmesine konu yaptığı alacağın borçlusu durumundaki… A.Ş’nin bu davada taraf olmadığı gibi uyuşmazlık konusu alacak da doğrudan doğruya davalının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Kaldı ki davacı da tacir değildir. Uyuşmazlığın çözümünde 6098 sayılı TBK’nun 183. vd. maddeleri hükümlerinin uygulanacağından, dava konusu uyuşmazlık ticari dava niteliği taşımamaktadır. (Bakınız Yargıtay 11.HD’sin 2015/14950 Esas, 2016/3539 Karar; 2017/1069 Esas, 2018/5194 Karar ve Yargıtay 13.HD’sinin 2015/15096 Esas, 2017/2181; 2017/8010 Esas, 2017/9945 Karar; 2015/39733 Esas, 2018/4765 Karar sayılı ilamları) Açıklanan bu nedenlerle davalı vekilinin ticaret mahkemesinin görevli olduğu yolundaki istinaf sebepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :Yukarıda açıklanan gerekçe ile
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda HMK 362/1-c maddesi uyarınca kesin olmak üzere ve oy birliğiyle karar verildi.
01/10/2019