Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1927 E. 2022/242 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1927 Esas
KARAR NO: 2022/242 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/02/2019
NUMARASI: 2017/239 E. – 2019/74 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
Marka (Maddi Tazminat İstemli)
Marka (Tecavüzün Ref’i İstemli)
Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dünyaca ünlü “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu, müvekkilinin Türkiye’de halihazırda …, …, …, …, …, … ve … sayılı markalarının bulunduğunu, ayrıca TPE tarafından “…” ibareli markanın tanınmış marka olduğuna karar verildiğini, davalıların müvekkiline ait markalarını kendilerine ait mağazada takılar ve aksesuarlar üzerinde izinsiz olarak kullanıldığını, buna ilişkin İstanbul 1. FSHHM’nin 2014/90 D.İş sayılı dosyası ile bilirkişi vasıtasıyla tespit yapıldığını, davalı tarafından kullanıldığı tespit edilen ibare ve şeklin, müvekkili adına marka olarak TPE nezdinde tescilli olduğunu ve bu durumun müvekkilinin haklarına tecavüz ettiğini ve maddi-manevi zararlara uğrattığını iddia ederek, tecavüzün tespitini ve men’ini, şimdilik 1.000,00 TL maddi, 4.000,00 TL manevi ve 4.000,00 TL itibar tazminatı ile değişik iş dosyasında yapılan masrafların davalıdan tahsilini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
ISLAH:Davacı vekili 20.2.2018 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi tazminat istemini 3.000 TL ye yükseltmiştir.
CEVAP:Davalılar vekili cevap dilekçesinde; … isimli firmanın işyerinde yapılan tespit ve bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, herşeyden önce tespitin yapıldığı işyeri olan … isimli firmanın, müvekkillerinden … ile hiçbir şekilde hukuki ve fiili bir ilgisinin bulunmadığını, bu davanın davacısı ile müvekkillerinden … arasında hukuki illiyet bağı bulunmadığından, davacıya karşı hukuki sorumluluğu da bulunmadığını, davacının muhatabının da bu davada müvekkilinin olmadığını, … yönünden davanın esastan ve husumetten reddi gerektiğini, diğer müvekkilinin sahibi bulunduğu … firmasında bulunan ve tespiti yapılan … yazılı ürünlerin taklit olmadığını ve Çin ülkesine ait bir marka ve ürün olduğunu, işyerinde bulunduğu iddia olunan ürünlerin tanesinin 50 kuruştan olmak üzere toplam 500,00 TL olduğunu beyanla, davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 14.02.2019 tarihli 2017/239 E. – 2019/74 K. sayılı kararıyla; “Davacının tercih ettiği tazminat şeklî olan 66-c maddesi uyarınca, davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarının gerçeğe uygun hesap etme imkanı olmadığı,… davacının davalıdan talep edebileceği maddi tazminat tutarı davacı yanca 3000 TL olarak talep edilmekle, bu talebin makul bir talep olarak değerlendirildiği,… 556 sayılı KHK’nın 68. maddesine göre; marka hakkına tecavüz eden tarafından markanın kötü veya uygun olmayan bir şekle kullanılması sonucunda, markanın itibarı zarara uğrarsa, marka sahibinin, bu nedenle ayrıca tazminat isteyebilir diyerek itibar tazminatının tanımını yaptığı, görüldüğü gibi madde metninde itibar tazminatının oluşabilmesi için markanın kötü veya uygun olmayan bir şekilde kullanılması şartını aradığını, söz konusu taklit markalı ürünlerin davalı işyerinde tespit sonucu ele geçtiği, söz konusu malların orijinal lisanslı ürünler olmadığı ve sahte olarak hazırlandığı, itibar tazminatına hükmedilebilmesi için, davalının kusurlu eylemi, marka sahibinin itibarının zarara uğraması ve davalının kusurlu eylemi ile itibarın zarara uğraması arasında illiyet bağı arandığını, bu durumda söz konusu taklit markalı ürünler piyasaya sürüldüğünden söz konusu markayı kullanan tüketici nezdinde, davacı şirket markasının itibar kaybetmesine neden olacağı, kaçınılmaz olduğundan davacının 4.000-TL itibar tazminatına hak kazandığı…Somut olayda davalıların, basiretli tacir gibi davranma yükümlülüğünü ihlal ederek, davacıya ait markayı taşıyan ürünleri taklit olduğunu bilerek satışa sunduğu ve davacının marka hakkına tecavüz eylemini gerçekleştirdiğinin anlaşıldığı, davalının davacıya ait markanın tanınmışlığından yararlanarak, taklit ürünler satması, davacının haksız rekabet içinde bulunduğunu gösterdiği, eski Borçlar Kanunu m.49’da yapılan değişiklikle manevi tazminat için kusurlu olmak yeterli görüldüğü” gerekçesiyle; “DAVANIN KABULÜNE, -Davalının davacıya ait tescilli marka hakkına tecavüzün tespitine, durdurulmasına, önlenmesine, -Marka hakkını ihlal nedeniyle 3000-TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, – Manevi tazminat isteminin kabulü ile 4000-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, – KHK 68. maddeye göre talep edilen isteminin de kabulü ile 4000-TL itibar tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin müvekkili şirket lehine marka hakkına tecavüzün tespiti ve durdurulması talebi yönünden 3.931 TL, kabul edilen maddi tazminat talebi yönünden 360 TL, kabul edilen manevi tazminat talebi yönünden 480 TL, kabul edilen itibar tazminat talebi yönünden 480 TL vekalet ücreti ödenmesine karar vermişse de kararın hatalı olduğunu, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin 13. maddesine göre vekalet ücreti nispi olarak belirlenecekse de, nispi olarak belirlenen ücretin tarifenin ikinci kısmında öngörülen maktu ücretin altında kalamayacağını (A.A.Ü.T. m. 13/1) beyanla, mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısımlarının kaldırılarak düzelterek onama veya bozma kararı verilmesini talep etmiştir. Davalılar vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; … isimli firmanın müvekkillerden … ile hiç bir şekilde hukuki ve fiili bir ilgisi bulunmadığını, bu davalı yönünden davanın husumetten ve esastan reddi gerektiğini. -İşyerinde bulunan ve tespiti yapılan “…” yazılı ürünlerin taklit olmayıp Çin ülkesine ait bir marka ve ürün olduğunu, işyerinde bulunduğu iddia olunan ürünlerin tanesinin 50 kuruştan olmak üzere toplam 500 TL. yi geçmediğini, mahkemece alınan raporda davalının cirosu belli olmadığından maddi tazminat hesabının yapılamadığının bildirildiğini, sebepsiz zenginleşmeye yol açacak şekilde 3.000 TL maddi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu. -556 sayılı KHK’nın 68. maddesine göre; itibar tazminatının oluşabilmesi için markanın kötü veya uygun olmayan bire şekilde kullanılması şartını aradığını, ürünlerin birebir olmadığını, farklı şekil ve marka olduğunun anlaşıldığını, itibar tazminatı koşulları oluşmadan 4.000 TL tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu. – Manevi tazminat talebinin de haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 556 sayılı KHK m. 62/1-b maddesinde, mütecavizin kusurlu olması şartının arandığını, müvekkillerinin kusurlu olduğunun ispatlanamadığını, 4.000 TL manevi tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Marka tescil kayıtlarından; davacının 19/06/1985 tarihli … numaralı markasını 03, 04, 05, 06, 08, 09, 11,14, 15,16, 18, 20, 21, 24, 25, 26, 28 ve 30. sınıflarda, 21/04/2008 tarihli … numaralı “… markasını 03, 0B, 09, 14,16, 18, 20, 21, 24, 25, 28, 30, 32, 35, 43 ve 44. sınıflarda, 21/04/2008 tarihli … numaralı markasını 03, 08, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 28, 30, 32, 35, 43 ve 44. Sınıflarda, 21/04/2008 tarihli … numaralı “…” markasını 03, 08, 09, 14,16, 18, 20, 21, 24, 25, 28, 30, 32, 35, 43 ve 44. sınıflarda, 21/04/2008 tarihli … numaralı markasını 03, 08, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 2B, 30, 32, 35, 43 ve 44. sınıflarda, 21/04/2008 tarihli … numaralı ” markasını 03, 08, 09, 14, 16, 18, 20, 21, 24, 25, 28, 30, 32, 35, 43 ve 44. Sınıflarda tescil ettirmiş olduğu, ayrıca davacı yanca sunulan ve Türk Patent Enstitüsü Markalar Dairesi Başkanlığı tarafından verilmiş olan yazı içeriğinden … LTD. adına tescilli bulunan “…” markasının 556 sayılı KHK’nin 7/1-b bendi çerçevesinde herkes tarafından yaygın olarak bilinen tanınmış marka olduğunun kabul edildiği anlaşılmaktadır. Dosya içerisinde bulunan İstanbul 1.FSHHM’nin 2014/90 Değişik İş sayılı dosyasının incelenmesinde; tespit isteyen tarafça, aleyhine delil tespiti talep edilen tarafa ait olduğu bildirilen ürün görselleri ile üzerinde ” …, …, … yazılı kartvizit ibraz edildiği, kartvizit üzerinde cep telefonu numaralarının bulunduğu, tespit dosyasına numune ürünlerin delil olarak konulduğu, işyeri ve ürün görsellerinin bilirkişi tarafından fotoğraflandığı, ürünlerin incelemesinde “…” yazısı bulunan ve şekil unsuru bulunan çocuk tokası, aksesuarı ve cüzdanı tespit edildiği, delil tespitinin 29/12/2014 tarihinde yapıldığı, davanın 03/02/2015 tarihinde açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden alınan 25/08/2016 tarihli raporda; davalı mağazasında satışa arz edilen ürünler üzerinde, davacı markasının kullanılmasının davacının marka hakkına tecavüz teşkil ettiği, kusur şartının gerçekleştiği, manevi tazminat belirleme yetkisinin mahkemenin taktirinde olduğu, tanınmış marka statüsündeki davacı markasının davalı tarafından satışa arz edilen taklit ürünlerde kullanılması tüketici zihninde, davacı şirketin tanınmış marka itibarına zarar verecek kanaatler oluşturabileceğinden MarkKHK m. 68 uyarınca itibar tazminatı talep hakkının bulunduğunu, bu tazminat miktarının takdirinin de Mahkeme’ye ait olduğunu beyan etmişlerdir. Mahkemece mali bilirkişi tarafından düzenlenen raporda; İstanbul Ticaret Odasının “Emsal Lisans Bedeli” hakkındaki bildirimi dikkate alınarak, davacının seçmiş olduğu 556 sayılı KHK’nm 66/c) maddesi, ‘ Marka hakkına tecavüz edenin, markayı bir lisans anlaşması ile hukuka uygun şekilde kullanmış olması halinde ödemesi gereken lisans bedeline göre,dosya İçerisinde, gerekli belge ve bilgi bulunmaması sebebiyle, davaya konu ürünlerin cirosu tespit edilemediğinden maddi tazminat hesabı yapılamadığı beyan edilmiştir.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça … ve şekil markalarına, davalıların tecavüzde bulunduğundan bahisle, tecavüzün men ve refi ile 3.000 TL maddi tazminat, 4.000,00 TL itibar tazminatı ve 4.000,00 TL manevi tazminatın tahsili talebi ile dava açılmış, ilk derece mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Davacı vekili müvekkili lehine hükmedilen vekalet ücretleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuş, davalılar vekili ise davalı …’ün davalı sıfatının bulunmadığını, hükmedilen maddi tazminat miktarının sebepsiz zenginleşmeye yol açacağını, itibar tazminatı ve manevi tazminat koşulları oluşmadığını ileri sürerek istinaf başvurusunda bulunmuşlardır. Delil tespiti dosyasında bulunan kartvizit üzerinde, “… , …, … yazılı olduğu, kartvizit üzerinde cep telefonu numaralarının ve işyeri adresinin bulunduğu, davalı … tarafından husumet itirazında bulunulmuşsa da, kartvizit deliline itiraz edilmediği, işyeri ile ilgisinin bulunmadığına dair başkaca delil ibraz edilmediği anlaşılmakla, davalının husumet itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Davalılar vekili mahkemece hükmedilen 3.000 TL maddi tazminat, 4.000 TL manevi tazminat ve 4.000 TL itibar tazminatı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuşsa da; 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 341/2 maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanun’un 41. Maddesiyle HMK’ya eklenen Ek-Madde 1’de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında, kararın verildiği 2019 yılı için 4.400,00 TL olduğundan, dava değerinin kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşılmakla, davalı vekilinin tazminatlara yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar vermek gerekmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde; mahkemece hükmedilen istinaf başvurusuna konu maddi tazminat, itibar tazminatı ve manevi tazminata ilişkin vekalet ücretlerinin, yukarıda açıklanan hüküm tarihinde geçerli olan kesinlik sınırının altında kaldığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 341/2 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin USULDEN REDDİNE, 2-Davalılar vekilinin tazminatlara yönelik istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 341/2 maddesi gereğince USULDEN REDDİNE, 3-Davalı … vekilinin husumete yönelik istinaf isteminin yerinde görülmediğinden 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 4-Davacı yandan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,30 TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 5-Davalı yandan alınması gereken 751,41 TL nispi harçtan, peşin alınan 188,00TL harcın mahsubu ile bakiye 563,41 TL eksik harcın davalı yandan alınarak hazineye irat kaydına, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 7-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 47,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 23,50 TL’sinin davalılardan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalılar avansından kullanıldığı anlaşılan; 25,00 TL (posta-teb-müz) masrafının 1/2 oranında 12,50 TL’sinin davacıdan alınarak, davalılara verilmesine, 8-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 17/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.