Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/191 E. 2019/279 K. 08.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/191 Esas
KARAR NO : 2019/279 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/12/2018
NUMARASI : 2017/125 E.,
DAVANIN KONUSU : Marka (Tecavüzün Tespiti İstemli)|Endüstriyel Tasarım
KARAR TARİHİ : 08/02/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilinin dava dilekçesinde; asıl davada davalı tarafın 2014/106572 sayılı markasının 6.sınıfta yer alan “bağlantı elemanları” ve 20.sınıfta yer alan “plastikten veya sentetikten malul bağlantı elemanları, kelepçe ve kablo bağları” yönünden 2013/104097 sayılı markanın 20.sınıfta “kablo bağları” yönünden, …sayılı markanın 6.sınıfta yer alan “bağlar” emtiası yönünden hükümsüzlüğü ve terkini, davalı tarafın…sayılı markasının kullanmama nedeniyle iptali ve terkini, 28.04.2003 tarihli protokol hükümlerine göre davalı tarafın marka hakkını ihlal ettiği, haksız rekebatte bulunduğu iddiasıyla tecavüzün ve haksız rekabetin durdurulması, önlenmesi, giderilmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsilini talep ettiği görülmüştür. Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin;” davacı şirketin eski ortaklarından dava dışı … ile davalı şirket ortakları, … arasında akdedilen 28/03/2003 tarihli protokol uyarınca müvekkilinin imal ettiği, ettirdiği, piyasaya sürdüğü, satışa arz ettiği … esas unsurlu kablo bağlarını müvekkili şirketten satın alan davalı şirketin protokol hükümlerini ihlal ettiği gerekçesiyle teminatsız/ kabul edilmezse makul bir teminat mukabilinde dava dilekçesindeki adreste ve tespit edilecek adreslerde ve bulundukları mahallerde, gümrüklerde, antrepolarda, yükleme mahallerinde, her çeşit nakliye araçlarında el konulmasına, toplanmasına, bu ibarenin www…..com alan adlı internet sitesinde ve her türlü internet ilanlarında kullanımının” tedbiren durdurulmasına yönelik olduğu anlaşılmıştır. İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 12/12/2018 tarihli 2017/125 Esas sayılı kararında; 10/12/2018 tarihli bilirkişi ek raporundaki tespitlere dayanarak davacı – karşı davalının markası ile davalı – karşı davacı markalarının ayrı sınıflarda tescilli olması, davacı – karşı davalının dayandığı 28.04.2003 tarihli protokolde taraf olmaması ve protokolde davalı – karşı davacının marka tescili yaptırdığı sınıflardaki mal ve hizmetlerde “…” markasının kullanılmasını yasaklayan bir hüküm bulunmaması nedeniyle, sözleşme hükümlerinin ayrıntılı yorumlanmasının yargılamayı gerektirdiği davalı-karşı davacıya ait www….com alan adının 04/01/2000 tarihinde alındığı gerekçesiyle, ihtiyati tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. Davacı-karşı davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; müvekkilinin … markasıyla “kablo bağları” emtiasında gerçek ve öncelikli hak sahibi olduğunu, müvekkili şirketin kurucusu ve eski ortaklarından … ve davalı şirket yetkilileri ile davalı şirket arasında yapılan 28/04/2003 tarihli protokol hükümlerine göre, davalı – karşı davacı şirketin “kablo bağlarını” yalnızca müvekkili şirketten aldığını, ibraz ettikleri faturaların müvekkili şirketin markayı kullanımını gösterdiğini, müvekkili adına tescilli …. numaralı … markasının başvuru tarihinin 07/09/2006 tarihi olduğunu, davalı şirket markalarının tescil tarihinden çok önceye ait olduğunu, bilirkişi raporundaki değerlendirmelerin hukuka ve kanuna aykırı olduğunu, … tarafından karşı tarafa muvafakat edilenin “hortum kelepçesi” olduğunu,
-mahkeme kararındaki müvekkili markaları ile davalı markalarının farklı sınıf ve emtialarda tescilli olduğuna dair açıklamaları kabul etmediklerini, davalı şirketin markalarının tescil edildiği emtialar ile ilintili olduğunu,
-6102 sayılı TTK 355/2 maddesi gereğince protokolde …’ın protokolü ileride kuracağı şirket adına imzaladığını açıkça belirttiğinden ve müvekkili şirketin de bu protokolü kabul edip buna uygun işlemleri yıllarca eksiksiz yerine getirdiğinden müvekkili şirketin protokolün tarafı haline geldiğini,
-protokolde …’ın (davalı şirket yetkilileri ve ortakları) gerek şahsi firmaları veya bütün şirketlerinde …’ın birlikte veya ayrı ayrı kurdukları ortak oldukları ileride olacakları şirketlerin şahsi firmaların alıp sattığı veya ürettiği, ürettirdiği, malı 3.gerçek ve tüzel kişiden satın alamayacağı, üretemeyecek ve ürettirmeyeceğini kararlaştırdıklarını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini istemiştir. Davalı karşı davacı vekilinin istinaf dilekçesine karşı cevabında; müvekkilinin davacı markalarına tecavüz eder eylemi veya işleminin bulunmadığını, müvekkili şirketin TPMK nezdinde tescilli ve koruma kapsamındaki markalarını kullanmasının karşı tarafın sinai mülkiyet hakkına tecavüz ettiği iddiasının kabul edilemeyeceğini, müvekkilinin …ibareli markalar üzerinde eskiye dayalı hak sahibi olduğunu, 2000’li yılların başından itibaren kullandığını, yaklaşık ispat koşullarının gerçekleşmediğini, marka hükümsüzlüğü talebinin müvekkili öncelikli hak sahibi olduğundan değerlendirilemeyeceğini, protokol hükümlerine aykırı davranışın ancak … tarafından ileri sürülebileceğini beyanla istinaf talebinin reddini istemiştir.
GEREKÇE:
Dairemiz önüne getirilen uyuşmazlık İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 12/12/2018 tarihli 2017/125 Esas sayılı ihtiyati tedbir talebinin reddi kararıdır. İlk derece mahkemesinin “10/12/2018 tarihli bilirkişi ek raporundaki tespitlere dayanarak davacı – karşı davalının markası ile davalı – karşı davacı markalarının ayrı sınıflarda tescilli olması, davacı – karşı davalının dayandığı 28.04.2003 tarihli protokolde taraf olmaması ve protokolde davalı – karşı davacının marka tescili yaptırdığı sınıflardaki mal ve hizmetlerde “…” markasının kullanılmasını yasaklayan bir hüküm bulunmaması nedeniyle, sözleşme hükümlerinin ayrıntılı yorumlanmasının yargılamayı gerektirdiği davalı-karşı davacıya ait www….s.com alan adının 04/01/2000 tarihinde alındığı ” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebini reddettiği görülmüştür.TPMK kayıtlarından davacı adına 07/09/2006 başvuru tarihli 2006/43130 başvuru numaralı … ibareli 09.sınıfta tescilli markanın geçerli olduğu görülmüştür. TPMK kayıtlarından davalı adına 21/05/2010 başvuru tarihli …ibareli 06.sınıfta tescilli, 19/12/2013 başvuru tarihli … + şekil markasının 06/17/20.sınıfta “….plastikten veya sentetikten mamul bağlantı elemanları, kelepçe ve kablo bağları” emtiasında, 23/12/2014 başvuru tarihli … başvuru numaralı … ibareli markanın 12, 17, 06 ve 20.sınıfta “….plastikten veya sentetikten mamul bağlantı elemanları, kelepçe ve kablo bağları” emtialarında kayıtlı olduğu görülmüştür. Davacı vekilinin davalının … markasını, “kablo bağları” emtiasında kullanmasının tedbiren önlenmesini talep ettiği , tescilli markasından kaynaklanan haklarına dayandığı, ayrıca davacı şirketin eski ortağı … ile davalı şirket ve davalı şirket ortakları … arasında yapılan 28/03/2003 tarihli protokolden kaynaklanan haklarına dayandığı, davalı vekilinin de davaya cevap ve karşı dava dilekçesinde önceye dayalı hak iddiasında bulunduğu ve protokolün kendisine … markasını kullanma hakkını verdiğini, tescilli markalarının bulunduğunu ileri sürdüğü görülmüştür.Davacının …. başvuru numaralı … ibareli markasının 09.sınıfta “elektrik ve elektronikte kullanılan bağlantı elemanları ” emtiasında tescilli ve davalı tescilli markalarından eski tarihli olduğu, bilirkişi ek raporu ile davacı ve davalı markalarının farklı sınıflarda tescilli olduğu beyan edilmişse de tescil edilen emtiaların davaya konu tedbir istenen emtialar ile aynı/benzer olup olmadığının usulünce karşılaştırılmadığı, davalının önceye dayalı hak iddiasının yargılamayı gerektirdiği gözönüne alınarak, davacı vekilinin …markalı kablo bağları ürünlerine el konulması ve internet sitesinde kullanımının önlenmesi talebinin reddi kararı yerinde olmakla birlikte, davacının tescilli markasının eski tarihli oluşu ve davalının internet sitesinde “naylon kablo bağları” satışı yapıldığı gözönüne alınarak, SMK 155. Madde ve SMK 159/2-c maddesi gereğince davacının zarara uğrama ihtimaline binaen ters tedbir kararı verilmesinin yerinde olacağı kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin tedbir red kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbirin kısmen kabulüne kısmen reddine, davalı-karşı davacı tarafın 50.000 TL teminat yatırmasına karar verilmiştir.
KARAR:
6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 2017/125 Esas sayılı dosyası üzerinden verilen 12/12/2018 tarihli ara kararının KALDIRILMASINA,
Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
SMK 159/2-c maddesi gereğince, davalı-karşı davacı tarafın HMK 393/1 maddesi gereğince bir hafta içerisinde 50.000TL nakti yada gayrı nakti, kesin ve süresiz teminat mektubunu mahkemeye depo etmesine,
Fazlaya ilişkin davacı tedbir taleplerinin reddine,
HMK 393/1 maddesi gereğince karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde, teminat yatırılmadığı taktirde ihtiyati tedbir kararının kendiliğinden kalkacağının ihtarına,
HMK 398. Madde gereğince tedbir kararına uyulmaması ve aykırı davranılması halinde bir aydan altı aya kadar disiplin hapsi ile cezalandırılmasına karar verilebileceğinin ihtarına,
İstinaf aşamasında davacı – karşı davalı … LTD. ŞTİ tarafından yatırılan 44,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine,
İstinaf aşamasında davacı – karşı davalı …. LTD. ŞTİ tarafından yapılan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 392,60 TL posta, tebligat ve fotokopi masrafından istinaf isteminin kabul ve red oranına göre 196,30 TL’lik kısmı olmak üzere toplam 317,60 TL’nin davalı karşı davacı …’den alınarak … LTD. ŞTİ’ne verilmesine, kalan giderlerin davacı – karşı davalı üzerinde bırakılmasına,
İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 08/02/2019