Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1881 E. 2022/213 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1881 Esas
KARAR NO: 2022/213
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/04/2019
NUMARASI: 2016/1030 2019/494
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)|İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; asıl davada müvekkilinin keşidecisi … olan 10.10.2016 tarihli 5000,00 TL bedelli çeki, ticari ilişkiye istinaden keşidecisinden aldığını ve ticari ilişkide bulunduğu, … Ltd. Şti.ye verdiğini, ancak söz konusu çekin 23.05.2016 tarihinde bu şirket merkezinde meydana gelen hırsızlık sonucu çalındığını, çek hamilinin bu şirketin suç duyurusunda bulunduğunu, ayrıca çek iptali için dava açtığını, davalının ise kötü niyetli olarak bu çalıntı çeki takibe koyduğunu belirterek, davalıya icra takibinden dolayı borçlu olmadığının tespitine ve %20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Asli müdahale talebinde bulunan … vekili; müvekkilinin çekin keşidecisi olduğunu, çek bedelinin davacının talebi üzerine davacıya ödendiğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya cevap vermemiştir.Davacı, … Ltd. Şti. Vekili birleşen davada; dava konusu çekin, müvekkili şirket merkezinde meydana gelen hırsızlık neticesinde çalındığını, konu ile ilgili şikayette bulunduklarını ayrıcı çek iptali için dava açtıklarını bu dava sırasında ödeme yasağı kararı verildiğini belirterek takip dosyasına yatırılan çek bedelinin müvekkiline ödenmesine, çekin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı, davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre;” Davaya konu 5000TL bedelli çekin … A.Ş. Tarafından … Ltd.Şti. Ne ciro edildiği, … Ltd. Şti. Nin şirket merkezinde meydana gelen hırsızlık olayında çekin çalındığı, davalı şirket tarafından İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1534 D. İş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığı ve kararın tatbik edilerek çekin İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyası ile icra takibine konulduğu, icra takibinde keşideci … ve ciranta …’ın borçlu olarak gösterildiği görülmüş, somut olayda davacı ile davalı arasında hiçbir ticari ilişkinin bulunmaması, senedin ciro yoluyla davalı yana geçmesini haklı kılacak bir alt hukuki ilişkinin söz konusu olmaması, davalı tarafından öne sürülmemesi, ödeme yasağı kararına rağmen çekin icraya konu edilmesi karşısında; davacının dava konusu … Bankası A.Ş. Erzincan Şubesine ait … seri nolu 10/10/2016 keşide tarihli 5000TL bedelli çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, icranın eski hale iadesine, davalının ödeme yasağına rağmen çeke dayanarak ihtiyati haciz kararı alması ve çeki icra takibine konu etmesi nedeniyle kötü niyetli olduğu kabul edilerek davacının tazminat talebinin kabulüne, birleşen davanın ve asli müdahilin taleplerinin kabulü ile çek nedeniyle borçlu olmadıklarının kabulü gerektiği” gerekçeleriyle “Davanın kabulüne, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu … Bankası A.Ş. Erzincan Şubesine ait … seri nolu 10/10/2016 keşide tarihli 5000TL bedelli çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, hükmün kesinleşmesi halinde icranın eski hale iadesine, davacının tazminat talebinin kabulü ile; 1103,57 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile İstanbul …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu … Bankası A.Ş. Erzincan Şubesine ait … seri nolu 10/10/2016 keşide tarihli 5000TL bedelli çek nedeniyle asli müdahilin borçlu olmadığının tespitine, hükmün kesinleşmesi halinde icranın eski hale iadesine” karar verilmiş, kararı asıl ve birleşen davanın davalı vekili istinaf etmiştir. Asıl ve birleşen davanın davalı vekili istinafında; müvekkilinin iyi niyetli ve meşru hamil olduğu, davacının öncelikle çekin hamili olduğunu sonra da çekin rızası dışında elinden çıktığını ve yeni hamilin kötü niyetli olduğunu ispatlaması gerektiğini, davacı tarafın basiretli davranmayarak çeklerin çalınmasına yol açtığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda çekin bile bile borçlu zararına iksitap edildiğini belirtildiğini ancak bu kanaatin herhangi bir delile dayanmadığını, mahkemenin ciro silsilesinin bozuk olduğunu belirtmiş ise de müvekkilinin yetkili ve meşru hamil olduğunu, ileri sürülen defiilerin müvekkilini bağlamayacağını, ödeme yasağı konulan çekle ilgili alacaklının alacağını temin edebileceğini, birleşen davanın açılmasında hukuki yarar bulunmadığını, zira ödemeyi asıl davanın davacısının yaptığını, bu nedenle birleşen davanın usulden reddinin gerektiğini bildirmiştir. … Ltd. Şti. Tarafından aralarında dava konusu çekin de bulunduğu, çeklerle ilgili olarak çek iptal davası açtığı, yargılama sonunda çeklerin ibraz edilmesi nedeniyle konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür. Davalı … tarafından dava konusu çeke dayalı olarak ihtiyati haciz kararı alındığı ve asıl davalının davacısı ile çek keşidecisi aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla toplam 5.517,88 TL nin tahsili için takip başlatıldığı, takip konusu çekin 10.10.2016 tarihli 5000,00 TL bedelli keşidecisinin Asli Müdahil …, Lehtarın Asıl davacı şirket, hamilin ise davalı olduğu çekin ibraz edildiği ancak ödeme yasağı nedeniyle ibraz edene iade edildiği şerhin yazdırıldığı mahkemece teminat karşılığında dosyaya yatan paranın alacaklıya ödenmemesine dair ihtiyati tedbir kararı verildiği ve kararın infaz edildiği görülmüştür. Birleşen dava davacısı … Ltd. Şti. Ve … tarafından çeklerin çalındığı konusunda suç duyurusunda bulunulduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası, birleşen dava ise takip dosyasına yatırılan çekin bedelinin tahsili ve çekin iadesi davasıdır. Asıl davaya … asli müdahale talebinde bulunmuş ve kendisinin davalıya borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkemece yargılama sonunda “Davanın kabulüne, İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu … Bankası A.Ş. Erzincan Şubesine ait … seri nolu 10/10/2016 keşide tarihli 5000TL bedelli çek nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespitine, hükmün kesinleşmesi halinde icranın eski hale iadesine, davacının tazminat talebinin kabulü ile; 1103,57 TL tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, birleşen davanın kabulü ile İstanbul ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine konu … Bankası A.Ş. Erzincan Şubesine ait … seri nolu 10/10/2016 keşide tarihli 5000TL bedelli çek nedeniyle asli müdahilin borçlu olmadığının tespitine, hükmün kesinleşmesi halinde icranın eski hale iadesine” şeklinde karar verildiği görülmüştür. … asıl davaya müdahil olmuş olup, bu kişi yönünden birleşen davada hüküm kurulduğu, yine birleşen davada icra dosyasına ödenen bedelin ve çekin istirdatı talepleri varken davanın kabul edildiği belirtilerek dava konusu çek bedeliyle asli müdahilin borçlu olmadığının tespitine karar verildiği ancak birleşen davanın davacısı …Tic.Ltd.Şti’nin bahse konu talepleri hakkında karar verilmediği anlaşılmaktadır. Hükmün kapsamı HMK’nın 297 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. İstinafa konu edilen karar HMK’nın 297. Maddesindeki hususları içermemektedir. Dolayısıyla sağlıklı bir istinaf denetimi mümkün değildir. Bu durumda mahkemece birleşen davaların bağımsızlıklarını da koruduğu gözetilerek her bir davadaki her bir talep bakımından HMK’nın 297. Maddesine uygun bir şekilde karar yazılması gerekirken bu yönün göz ardı edilmesi usul ve yasaya aykırı olup, asıl ve birleşen davanın davalı vekilinin istinaf taleplerinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Asıl ve birleşen davanın davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/04/2019 tarih, 2016/1030 E. – 2019/494 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilip, HMK’nın 297. Maddesine uygun bir karar yazılmak üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde asıl ve birleşen davanın davalısına iadesine, 5-İstinaf aşamasında asıl ve birleşen davanın davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan (121,30×2) 242,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 25,75 TL posta masrafı olmak üzere toplam 268,35 TL’nin asıl ve birleşen davanın davacılarından alınarak asıl ve birleşen davanın davalısına verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/02/2022