Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1878 E. 2019/1755 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1878 Esas
KARAR NO 2019/1755 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 2. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/04/2019
NUMARASI : 2019/91 E.,
DAVANIN KONUSU: Marka (Manevi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, müvekkilinin … tescil numaralı “…” ibareli tescilli markanın sahibi olduğunu, davalının ise müvekkilinin tescilli markasını kullanarak çeşitli internet adreslerinde dürüstlük kuralına aykırı olarak tanıtım yapmakta ve satış yöntemleri uygulamakta olduğunu, bu durumun müvekkilinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabete yol açar nitelikte olduğunu, bu sitelerden www….com.tr isimli internet sitesinde müvekkiline ait markanın kullanılarak müvekkili tarafından özel üretilmiş, isimlendirilmiş 22 adet kültür taşının davalı tarafından satıldığını, davalının müvekkili ile birebir aynı isim ve görselleri kullandığını, ekran görüntüsünü dava dilekçesinde sunduklarını, yine davalının müvekkiline ait markadan google arama motorunda reklam amaçlı olarak haksız şekilde yararlandığını, müvekkiline ait markanın meta tag (yönlendirici kod) olarak davalı tarafından 22 adet kültür taşının internet sayfası kaynaklarında kullanıldığını, yine davalının www…..com.tr/… adresinde yer verdiği kataloğun 6,9,34 ve 38.sayfalarında müvekkiline ait görselleri kullandığını, daha önceden dava dışı … Ltd. Şti aleyhine dava açtıklarını, bu şirketin yetkilisinin de eldeki davanın davalısı olan şirketin yetkilisi ile aynı kişi olup bu kişinin … olduğunu, zaten eldeki davanın davalısı ile diğer davanın davalısının ticaret unvanlarının dahi çok benzer olduğunu, bu durumun davalının kötüniyetini gösterdiğini belirterek davalının marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet ettiğinin tespitine, fiillerinin durdurulmasına, sonuçlarının ortadan kaldırılmasına ve maddi ve manevi tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiş, ayrıca söz konusu internet sitelerine erişimin engellenmesi, davalının satışının durdurulması, önlenmesi ve her türlü ticari iş evrakı, tabelalar tanıtım ve reklam vasıtalarını kullanmasının yasaklanması ve önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir.Mahkemece, bilirkişi incelemesi yaptırılarak yapılan değerleme sonunda her ne kadar davalı tarafından benzer bir takım görsellerin kullanıldığı tespit edilse de, dava konusu olan ürünlere ilişkin kullanılan taş isimlerinin bizatihi davacı tarafından oluşturulan isimler olup olmadığı, harcı alem olup sektörde herkes tarafından kullanılan taş isimler olup olmadığı ve kullanımın haksız rekabet oluşturup oluşturmayacağı hususlarının yargılamayı gerektirdiği, ihtiyati tedbir koşullarının henüz bu aşamada oluşmadığı gerekçeleriyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin bilirkişi raporunu esas alarak tedbir talebini reddettiğini, oysa raporun 3.sayfasındaki tespitlerin ve resimlerin dikkate alınmadığını, raporun eksik, yetersiz ve yanlış değerlendirmelere dayalı olduğunu, dolayısıyla kararın da hatalı olduğunu, davalının dava dilekçesinde de belirttikleri üzere müvekkiline ait markayı, müvekkiline ait kültür taşı isimlerini, görsellerini bahse konu internet sitelerinde izinsiz olarak ve dürüstlük kuralına aykırı olarak kullandığını, konuya ilişkin ekran görüntülerinin dava dilekçesi ekinde sunduklarını, bu durumun raporda tespit edildiğini ve raporun 3.sayfasında belirtildiğini, buna rağmen bu durumun markaya tecavüz oluşturup oluşturmadığının raporda değerlendirilmediğini, bu konuda açıklama yapılmadığını, ve bu tespitlere raporun sonuç kısmında yer verilmeden davalı tarafından “…” kelimesinin kullanılmadığı şeklinde rapor düzenlendiğini, bilirkişi tarafından raporuna eklenen internet sayfalarında dahi davalının müvekkiline ait markayı kullandığının açıkça görüleceğini bildirmiştir. Mahkemece, alınan 18/04/2019 tarihli bilişimci ve marka vekili tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda; davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu görüntü çıktılarına benzer içeriğin hali hazırda yayında olduğu, açıklama kısmında davacıya ait olduğu anlaşılan stonewrap kelimesinin geçtiği, internet sitesi kaynağı görüntülenerek bu kelime aratıldığında kod içeriğine benzer alanlarda stonewrap kelimesinin geçtiğinin tespit edildiğini, konuyla ilgili ekran görüntü çıktılarını rapor ekinde sunduklarını, davacıya ait markanın 31/05/2015 tarihinde bültende yayınlandığı, 17,19,35 ve 37.sınıflarda tescilli olduğu, davalı tarafa ait sitede yapılan incelemede stonewrap kelimesinin kullanılmadığının tespit edildiğini ve bu durumun marka hakkına tecavüz oluşturmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitiyle maddi ve manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati tedbir talebinin reddi kararına yöneliktir. Yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunun sonuç kısmında davalıya ait internet sitesinde davacıya ait “…” kelimesinin kullanılmadığının tespit edildiği ve bu ibareli markanın kullanılmadığından iltibas ve marka haklarına tecavüz oluşmadığı yolunda görüş bildirilmiş ise de, bilirkişi raporunun 2.ve 3.sayfalarında www…..com.tr isimli davalıya ait internet sitesinde davacıya ait olduğu anlaşılan “…” kelimesinin geçtiği ve ekran görüntüsünün rapor ekinde sunulduğunun belirtildiği görülmüştür. Rapor içeriğinde yapılan bu belirleme ve rapor ekinde sunulan görseller değerlendirildiğinde davacı yanın iddiaları yönünden kısmen yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiği anlaşılmıştır. 6769 sayılı SMK’nun 159/1 maddesi uyarınca bu kanun uyarınca dava açma hakkı olan kişiler, dava konusu kullanımın, ülke içinde kendi sınai mülkiyet haklarına tecavüz teşkil edecek şekilde gerçekleşmekte olduğunu veya gerçekleşmesi için ciddi ve etkin çalışmalar yapıldığını ispat etmek şartıyla, verilecek hükmün etkinliğini temin etmek üzere, ihtiyati tedbire karar verilmesini mahkemeden talep edebilir. Buna göre, davacı vekilinin ihtiyati tedbir taleplerinin yeniden değerlendirilerek uygun görüldüğü ölçüde ve teminat mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu talebin reddi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
KARAR:Davacı vekilinin istinaf isteminin KABULÜNE,İstanbul Anadolu 2. FSHHM’nin 2019/91 Esas sayılı dosyada verilen 19/04/2019 günlü ara kararın KALDIRILMASINA,Dairemiz kararına uygun bir şekilde karar verilmek üzere dosyanın ilk Derece Mahkemesine İADESİNE,İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, İstinaf incelemesi için davacı tarafından yapılan 121,30 TL başvuru harcı 108,00TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 229,30TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 17/09/2019