Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1870 E. 2022/217 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1870 Esas
KARAR NO: 2022/217
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 13/03/2019
NUMARASI: 2014/1282 2019/256
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; Müvekkili şirket tarafından düzenlenmiş 24.01.2014 tarihli ve … Aksaray Şubesi … nolu keşide yeri İSTANBUL olan 22.000 TL değerindeki çekin 24.01.2014 tarihi itibari ile Takas’tan çekildiğini, müvekkilliine türlü sebepler ile iade edilmediğini ve nihayetinde üzerinde tahrifat yapılmak sureti ile 01 olan ay bölümünü 09 olarak değiştirildiğini ve aleyhe sahte bir çek oluşturmuş muhatap bankaya 24.09.2014 itibari ile sorulduğunu, muhatap bankanın 24.01.2014 itibari ile … kanalı ile sordurulup geri çekilen işbu çekin ödenmesi istemini 24.09.2014 itibari ile reddettiğini, takip konusu çek nedeniyle borçlu olmayan müvekkilinin mağduriyetine sebep verilmemesi açısından, bu çeke dayanarak yapılacak icra takibinin iptalini talep etmek zorunluluğunun doğduğunu, ayrıca, davalı tarafından sözkonusu çeke dayanarak icra takibi başlatılması ihtimaline karşı, müvekkilimin mağduriyetine sebep olunmaması bakımından ihtiyati tedbir kararı verilmesini de talep zorunluluğu ortaya çıktığını beyan ederek müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tesbitini, çekin icraya konması ihtimali karşısında % 15 teminat karşılığında çekin icra takibine konulmaması yolunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, çeki iade etmeyen ve tahrif etmek sureti ile çeki yeniden tahsil etmeye kalkan muhatabın kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Ltd. Şti. vekili ; Müvekkilinin yıllardır ticari faaliyet göstermiş olduğu alanında ve çevresinde son derece saygın bir yer edindiğini, itibar edilen ve tanınmış bir firma olduğunu, müvekkilinin ile diğer davalı … Tic. Ltd. Şti. ‘nin aralarındaki ticari ilişkileri kapsamında …Tic. Ltd. Şti, müvekkiline alacaklarına istinaden 24/09/2014 keşide tarihli ve 22.000.00 TL bedelli çeki verdiğini, müvekkilinin müşterisi … Lojistik çekin vadesi gelmesine rağmen çekin bankaya ibraz edilmemesini bedelini kendisinin ödeyeceğini belirttiğini, müvekkilinin çekin arkasını yazdırmadığını ve ödeme beklediğini, ancak her geçen gün gecikmesi ve ödeme yapmaması üzerine müvekkilinin de alacağının tahsili için takibe geçtiğini, davacının bu beyanlarını kabul etmediklerini, zira ortada çek üzerinde yapılmış bir tahrifatın söz konusu olmadığını, müvekkilinin iyi niyetli olduğunu bu nedenle davacının iddiaları müvekkilini bağlamadığını, zira müvekkilinin alacağına karşılık olmak kaydıyla ve arasındaki ticari ilişkiye istinaden cirantadan çeki aldığını beyan ederek davacının haksız ihtiyati tedbir talebi ile haksız davasının müvekkili açısından reddini, kötüniyetli olarak borçlu olmadığını iddia eden davacının %20 den az olmamak koşulu ile kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya tahmilini talep etmiştir. Diğer davalı davaya cevap vermemiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; TTK ve Çek Kanunu uyarınca çek kambiyo senedi olan kıymetli evraktır. İlletten mücerrettirler. Dava konusu çekin TTK 780 ve 781. Maddelerinde düzenlenen zorunlu ve alternatif zorunlu unsurları taşıyıp taşımadığı değerlendirilmiştir. Dava konusu çekişme çekin zorunlu unsuru olan keşide tarihi yani düzenleme tarihinin sahih olup olmadığına ilişkin olup; yapılan teknik değerlendirme ile inceleme konusu çekte keşide tarihini gösterir bölümün ay gösterir kısmının birler hanesinde yer alan okunur rakamının alt kısmında 1 rakamının bulunduğu, bu 1 rakamının keşide tarihini gösterir bölümdeki diğer rakamlar ile gerek kalem renk tonu gerekse kalem ucu kalibresi açısından aynı evsafta bir kalem ile yazılmış olduğu, söz konusu 1 rakamının üst kısmına bu kalemden farklı evsafta bir kalem ile yarım ay tarzında ilave yapıldığı, bu ilave edilen kısmın fulaj açısından da keşide tarihini gösterir bölümde evvelce bulunan tarih gösterir rakamların ay gösterir bölümünün birler hanesinde yer alan 1 rakamının üzerine farklı evsafta kalemle ekleme ve sürşarj ile 9 haline tahrif edildiği, bu suretle mevcut okunur durumuna dönüştürülmüş olduğuna kanaat getirilmiş ancak tahrifatın kimin tarafından yapıldığı bilinemediğinden kötü niyet tazminatına hükmolunmamış olup saptanan ve hukuksal durum karşısında davacının davasını ispatladığı” gerekçesiyle davacının davasının kabulüne karar verilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; müvekkilinin iyi niyetli 3. kişi olduğu açık bir şekilde ortada olmasına rağmen, yerel mahkemenin davanın kabulü ile son derece yanlış ve müvekkilini mağdur edici bir karar verdiğini, müvekkilinin dava konusu çeki diğer davalı … Lojistik’ten ticari alacağına istinaden aldığını, çekin karşılıksız olması sebebiyle de çek borçlularına karşı icra takibi başlattığını, müvekkilinin dava konusu çekte tahrifat olduğunu huzurda ki dava ile birlikte öğrendiğini, kabul etmemek kaydı ile salt çekin tarihinde tahrifat olması müvekkilinin alacaklı olmadığı anlamına gelmeyeceğini ve çekten dolayı meydana gelen borcun ortadan kalkmasını gerektirmeyeceğini, mahkemece eksik inceleme yapıldığını, müvekkilinin ticari defterleri incelenmediğini ve müvekkilinin ticari alacağına istinaden çeki aldığı ve iyi niyetli 3. kişi olduğu hususu değerlendirilmediğini, çek üzerinde ki tahrifatı kabul etmemekle birlikte kararın müvekkili yönünden reddi gerektiğini, müvekkilinin zaten alacağını tahsil edemeyerek mağdur edilmişken, bir de mahkeme tarafından davacı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesi müvekkilini daha da mağdur edici bir duruma sebebiyet verdiğini, Türk Ticaret Kanunu ve Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına göre de iyi niyetli olan 3. kişi durumda olan müvekkilinin korunması gerekirken, mahkeme salt çekte tahrifat olduğu sebebiyle müvekkili yönünden davayı kabul ederek son derece yanlış bir karar verdiğini, bu durumda verilen kararın hukuka aykırı ve hatalı olduğunu beyanla mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 16/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; İnceleme konusu çekte keşide tarihini gösterir bölümün ay gösterir kısmının birler hanesinde yer alan (9) okunur rakamının alt kısmında “1” rakamının bulunduğu, bu “1” rakamının keşide tarihini gösterir bölümdeki diğer rakamlar (24/0 /2014) ile gerek kalem renk tonu gerekse kalem ucu kalibresi açısından AYDI evsafta bir kalem ile yazılmış olduğu, söz konusu “1” rakamının üst kısmına bu kalemden farklı evsafta (kalem renk Tonu ve kalem ucu kalibresi açısından) bir kalem ile yarım ay tarzında ilave yapıldığı, bu ilave edilen kısmın fulaj açısından da keşide tarihini oluşturan diğer rakamlardan farklı olduğu cihetle inceleme konusu çekte keşide tarihini gösterir bölümde evvelce bulunan (24.01.2014) tarih gösterir rakamların ay gösterir bölümünün birler hanesinde yer alan “1” rakamının üzerine farklı evsafta kalemle ekleme VE Sürşarj Sureti ile «9» haline tahrif edildiği ve bu suretle mevcut okunur durumuna (24.09.2014) dönüştürülmüş olduğu kanaatine varılmıştır. Davalı … Ltd. Şti. Tarafından davacı ve diğer davalılar aleyhine çeke dayalı olarak toplam 22.240,79 TL nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin incelenmesinde 24.09.2014 tarihli 22.000,00 TL bedelli, keşidecisinin davacı, lehtarının davalı …. Ltd. Şti. sonraki cirantanın davalı … Lojistik.. Ltd. Şti. olduğu, takip dosyasında yer alan çekin fotokopisinin bundan sonraki kısmının okunamadığı anlaşılmıştır. …’tan gönderilen cevabi yazıda, çekin keşideci beyanına istinaden ödenmediğinin bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf takibe dayanak yapılan çekin keşide tarihinde tahrifat yapıldığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Dava konusu çekin incelenmesinde 22/09/2014 keşide tarihli keşidecisinin davacı olup, lehtardan sonraki cirantanın da davalı olduğu anlaşılmaktadır. Yapılan bilirkişi incelemesinden çekin keşide tarihindeki ay kısmının başlangıçta 01 olarak düzenlendiği halde sonradan tahrif edilerek 09 haline dönüştürüldüğü, buna göre çekin başlangıçtaki keşide tarihini 24/01/2014 tarihi iken 24/09/2014 e dönüştürüldüğü anlaşılmaktadır. Buna göre dava konusu çek süresinde ibraz edilmemiştir. 6102 Sayılı TTK’nın 732/1 Maddesi gereğince zamanaşımı sebebiyle veya poliçeden doğan hakların korunması için gerekli olan işlemlerin yapılmasının ihmal edilmiş olması dolayısıyla düzenleyenin veya kabul edenin poliçeden doğan yükümlülükleri düşmüş bile olsa bunlar poliçenin hamiline karşı, onun zararına zenginleşmiş olabilecekleri kadar borçlu kalırlar. Yine aynı kanunun 732/4 maddesi gereğince ispat külfeti sebepsiz zenginleşmediğini iddia edene aittir. Somut olay dikkate alındığında davalının hamil davacının da keşideci olduğu, çekin tahrif edilmeden önceki keşide tarihinin de 24/01/2014 olduğu, buna göre çekin süresinde ibraz edilmediği ancak yukarıda anılan kanun maddeleri uyarınca keşidecinin hamile karşı sorumlu olduğu buna göre davacının söz konusu çek sebebiyle sebepsiz zenginleşmediğini ispatla yükümlü olduğu gözetilmeksizin yapılan hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davalı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13/03/2019 tarih, 2014/1282 E. – 2019/256 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 40,85 TL posta masrafı olmak üzere toplam 162,15 TL’nin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/02/2022