Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1861 E. 2022/219 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1861 Esas
KARAR NO: 2022/219
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/03/2019
NUMARASI: 2014/1373 2019/410
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (Menfi Tespit)
KARAR TARİHİ: 16/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine 95.000,00-TL üzerinden icra takibi başlattığını, takibe dayanak olarak 16.01.2014 tanzim tarihli 1.000.000,00-TL bedelli bonoyu işleme koyduklarını, müvekkilleri 20.12.2013 tarihinde … Tic. Ltd. Şti.’ni devir aldığını, davalı bankanın devirden sonra, şirketlerine gelerek, kendilerine 1.000.000,00-TL tutarında kredi açtıklarını, bunu şirkete kullandırabileceklerini beyan ettiklerini akabinde de müvekkillerinin, bankanın hazırlamış olduğu kredi sözleşmesi ve evrakları imzaladıklarını, ancak tanınan kredi limitini hiç kullanmadıklarını, davalı yanın kötü niyetli olarak müvekkillerinin, 20.12.2013 tarihinde devir aldıkları firma olan … ticaret sicil numaralı … Tic. Ltd. Şti.’nin davalı bankadan kendilerinin devir almadan önce şirketin kullanmış olduğu 95.000-TL bedelli krediden müvekkillerini sorumlu tutmak adınai huzurdaki davaya konu 1.000.000,00-TL bedelli kredi sözleşmesi sonucu imza edilen bonoyu ihtiyati haciz ile işleme koyarak müvekkillerini mağdur ettiklerini, müvekkilleri adına kayıtlı araçlara haciz uygulandıklarını, banka hesaplarına da haciz yazıları yazılarak, müvekkillerinin şahsi mal varlıklarına haciz işlemi uyguladıklarını, zararlarının karşılanması amacıyla davalı tarafından İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/245 D.İş sayılı kararı gereğince yatırılmış olan 14.250,00-TL teminat bedeline tedbir konulmasını, şirketin müvekkillerince devir alınmasından önce şirketin eski ortaklarının sadece şirket adına kullanmış oldukları 95.000,00-TL bedelli kredi borcundan şahıs olarak sorumlu olmadıkları halde, davalı bankanın bonoyu işleme koyarak şirketin eski borcunu müvekkillerinden tahsil etmek amacıyla yeni kredi limiti için verilen davaya konu 1.000.000,00-TL bedelli kredi evrakları arasında imzalanan bonoyu devir işleminden önce şirketçe kullanılan 95.000,00-TL olarak işleme konulması zaten gerçekleri ortaya koyduğunu, açıklanan nedenlerle; davaların kabulünü, müvekkillerinin bankaya borçlu olmadıklarının tespitine, dava konusu 1.000.000,00-TL bedelli bononun iptal edilmesine, dava konusu senedin tahsili halinde ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zarar oluşacağından ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı tarafından, İstanbul 23. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/245 D.İş sayılı dosyasına yatırılmış olan 14.250,00-TL teminat bedeline tedbir konulmasını, dosya borcunun tamamının teminat olarak istenilmesi taraflarınca mahkeme kasasına depo edildikten sonra, müvekkillerinin taşınır ve taşınmaz malları üzerindeki hacizlerin fekkine karar verilmesini, kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile dava etmiştir. Davalı vekili; davacının hukuktan yoksun iddialarının kabulü mümkün olmadığını, kambiyo senetlerinde mücerretlik, soyutluk ilkesi cari olduğunu, bu ilke gereğince kambiyo senetlerinden doğan hak asıl borç ilişkisinden bağımsız olduğunu, kambiyo senedi düzenlendiği takdirde, asıl borç ilişkisinin sona ermediği, fakat yeni bir borç ilişkisinin daha ortaya çıktığını, alacaklının hem asıl borç ilişkisinden doğan hakkı hem de kambiyo senedinden doğan hakkı aynı anda yürürlüğünü koruduğunu, kambiyo senetlerine ilişkin genel prensiplerin belirlendiğini, Cenevre Yeknesak Kurallarında uluslar arası hukuk açısından kabul edilen bu durumun, ulusal hukukta TBK’nun 133. Maddesinde yer aldığını, davacı davasında kredi sözleşmesi düzenlendiğini, kredinin hazır olması amacıyla bankanın sunduğu kredi sözleşmesini ve ekinde sunduğu evrakları sırasıyla imzaladıklarını ancak kredi çekmediklerini ifade ederek bonoyu kabul etmemeleri hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacı vekilinin beyanlarının hukuki anlamda değeri olmadığını, zira ortada bir senet var olduğunu, davacı senet metnindekinin aksini yine senet veya yazılı delile ispatlaması gerektiğini, ancak bunu yapmadığını, tanık ticari defterler kıstasına iş bu davada dayanılmasının hukuken mümkün olmadığından davanın reddine, ücreti vekaletin ve yargılama giderlerinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ile cevap vermiştir. Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre; İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyası, davaya konu senet, dayanılan diğer deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacıların İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyası sayılı dosyasına konu senetten kaynaklanan alacağın 95.000-TL.’na havi kısmından sorumlu olmadıklarının tespitine ilişkin açılan davanın reddine, karar verilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; istinaf incelemesinin duruşmalı yapılmasını yerel mahkeme kararının kaldırılarak borçlu olmadıklarına hükmedilmesini istinaf mahkemesince karar verilemeyecek olması halinde yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın kabulüne ilişkin karar verilmesi için dosyanın yerel mahkemesine iade edilmesine yargılama giderleri ile istinaf vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı tarafından davacılar ile dava dışı … … LTD. ŞTİ. Aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 96.110,72-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlatıldığı, takip dayanağı bononun 16/01/2014 tanzim 20/05/2014 vade tarihli 1.000.000-TL bedelli keşidecisinin dava dışı … … LTD. ŞTİ. Kefillerinin ise davacılar olduğu görülmüştür. 20/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı taraf ile dava dişi … Ltd.Şti arasındaki şirket Devri İşlemine ilişkin bir “Devir Protokolü” veya “Devir sözleşmesi” olup olmadığı, varsa sözleşmede devir alınan şirkete dair borçlarının ödenmesinde bir taahhüdün olup olmadığı yönünde kayıtlarını ibraz etmeleri, davalı bankanın dava dışı … San.Tic.Ltd.Şti.ne kredi 95.000.00 TL kredi kullandırmış ise bu krediye ait kredi sözleşmesini, borç ödeme planı ve buna ait bilgileri ile 1.000.000.00 TL lik senedin 6 davacılara açılan kredinin teminatı veya dava dışı şirkete açılan kredi borcunun teminatı olarak alındığı yönünde borç protokolü, kredi sözleşmesi belgelerin sunulması gerektiği, taraflarca söz konusu belgeler sunulduğunda Sayın Mahkemenizin 23.06.2016 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile: Kapaktaki Yargıtay kararları da incelenmek suretiyle; davalı kayıtlarında inceleme yapılarak davacının davalıdan talep edebileceği bir meblağ olup olmadığı yönünde raporlarının tanzim edileceği sonuç ve kanaatine varılmıştır. 31/03/2017 tarihli bilirkişi raporunda; Davacı bankanın, davacılar aleyhine; İstanbul…lcra Md. …E. Sayılı dosyası ile 95.000.00 TL üzerinden 16.06.2014 tarihinde icra takibi başlattığı, takibe dayanak olarak 16.01.2014 tanzim tarihli 1.000.000.00 TL bedelli bonoyu işleme koydukları takipte; “95.000.00 TL asıl alacak 825.72 TL İşlemiş faiz, 285,00 TL %0.30 komisyon 96.110.72 TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden yıllık % 11.75 Avans faiziyle birlikte TBK 100. Maddesi uyarınca tahsilini” talebinin yerinde olmadığı, mahkemenin taktirlerinde olduğu, tarafların diğer talepleri sayın mahkemenin yetki ve taktirleri içinde mütalaa edildiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
GEREKÇE: Dava İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davalı taraf davacı aleyhine 1.000.000-TL bedelli bonoya dayalı olarak 96.110,72-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatmış, davacı taraf ise davalıya borçlu olmadıklarının tespitini istemiştir. Davalı taraf başlangıçta kambiyo senedinin asıl borç ilişkisinden bağımsız olduğunu savunarak davanın reddini istemiş, daha sonra davalı vekili, bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor sonrası dava konusu bononun dava dışı …LTD. ŞTİ’nin mevcut kredi borcunun ödenmesi amacıyla alındığını, hesabın kat edildiğini, davacıların da bu şirketin kefili olduğunu, müvekkilinin vade tarihi itibariyle alacaklı olduğu miktar kadar takip başlattığını savunmuştur. Buna göre dava konusu bononun 1.000.000-TL bedelli de olduğu gözetildiğinde davalı banka ile dava dışı .. LTD. ŞTİ. arasındaki kredi sözleşmesinin teminatı olarak alındığının kabulü gerekir. Dolayısıyla davalı bankanın takip konusu miktar kadar alacaklı olduğunu ispatlaması gerekir. Ancak mahkemenin yanılgılı değerledirme yaparak ispat külfetine davacıya yüklediği anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece somut olayda ispat külfetinin davalıda olduğu gözetilerek davalıya alacaklı olduğunu ispat hususunda imkan tanınarak sunacağı deliller doğrultusunda gerektiğinde banka kayıtları üzerinde bankacı bir bilirkişiye de inceleme yaptırılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerledirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Hal böyle olunca davacılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacılar vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 20/03/2019 tarih, 2014/1373 E. – 2019/410 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacılara iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacılar tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 47,70 TL posta masrafı olmak üzere toplam 169,00 TL’nin davalıdan alınarak davacılara verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.16/02/2022