Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1843 E. 2019/1742 K. 16.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1843 Esas
KARAR NO : 2019/1742
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2017/615 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 16/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesinde; “müvekkili şirketin … şirketi tarafından, Maden Kaya Kazısı işleri için bölünerek ayrı bir tüzel kişilik olarak kurulduğunu ve … markasının da bir yan marka olarak tescil ettirildiğini, başvurunun 25.04.2017 tarihinde Madrid protokolüne göre WİPO nezdinde yapıldığını ve koruma istenilen ülkeler arasında Türkiye’nin de gösterildiğini, SMK’nın 14.maddesi uyarınca bu uluslararası başvurunun, TPMK’na doğrudan yapılan bir başvuru gibi sonuç doğurduğunu, davalının … ibaresini ünvanda kullanmasının açık bir marka tecavüzü oluşturduğunu, davalı şirketin tek ortaklı bir AŞ olduğunu ve şirketin tek ortağı … TR’nin eski bir çalışanı olup, Epiroc markasını bildiğini, davalı şirketin kurulduktan 7 gün sonra “…” ibaresi için TPE nezdinde benzer sınıflarda marka başvurusu yapmakta kötüniyetli olduğunu, Paris Sözleşmesi’nin 8.maddesi gereği ticaret ünvanın da korunduğunu, TTK 50 ve 52.maddeleri gereği ticaret ünvanının da terkini gerektiğini, davalının eylemlerinin marka hakkına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu,” iddia ile marka tecavüzü ve haksız rekabetin tespitini ve men’inin, ticaret ünvanını hukuka aykırı kullanan davalının bu ünvanının değiştirilmesini ya da silinmesini, basılı evrakın toplatılmasını, maddi, manevi ve itibar tazminatına hükmedilmesini, kararın ilanını, yaptıkları rüçhanlı marka başvurusunun veya iş bu dava sonuçlanıncaya kadar müvekkilinin ünvanının tedbiren korunmasını, davalının … isimli ürünlerin üretim, ithalat, satış, dağıtım, tanıtım, reklam ve ticari faaliyetlere konu edilmesinin tedbiren durdurulmasını istemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; “müvekkili … 1994 yılından beri sektörde bulunduğunu, dava dışı … şirketinde işe başladığını, 2010 yılında kendi isteğiyle şirketten ayrılarak ortaklarıyla birlikte … şirketini kurduğunu ve uzun zamandır tasarladığı … markasının tescilli için 2014/24834 no’lu başvuruyu yaptığını, … A.Ş’nin de 23.08.2017’de ticaret siciline kaydolduğunu, … sözcüğünün Karadeniz de ve … taşmak, taştı anlamına geldiğini, … da böylece bir bütün olarak “taşan kay” anlamına geldiğini, kötüniyet iddialarının doğru olmadığını, … markasını ilk olarak duyuran, tanıtan, bilinir hale gelmesini sağlayan tarafın müvekkili olduğunu, davanın markaya tecavüz ve haksız rekabet iddialarının dayanaksız olduğunu, davacının iddia ettiği gibi müvekkili ile … arasında bir husumet olmadığını ve müvekkilinin herhangi bir tatsızlık, gerginlik yaşanmadan ayrıldığını, davacının ticaret sicil kaydının, müvekkilinden sonra olduğunu, müvekkilinin İstanbul Anadolu 7.Asliye Ticaret Mahkemesi’nde 2017/1239 E.sayılı dava açarak davacının ticaret ünvanının terkini talebinde bulunduğunu, tedbir kararı verildiği takdirde, davacının haksız rekabetinin meşrulaştırılmış olacağını” iddia ile davanın ve tedbir isteminin reddini istemiştir.u, tedbir kararı verildiği takdirde, davacının haksız rekabetinin meşrulaştırılmış olacağını” iddia ile davanın ve tedbir isteminin reddini istemiştir. Dosyada dava dışı … şirketi adın 28.11.2017 tarihli dilekçe ile müdahale talebinde bulunulduğu anlaşılmaktadır.İstanbul Anadolu 1.FSHHM’nin 30.05.2019 tarihli kararıyla; “Mevcut dosya kapsamına göre, davalının davacı taraftan daha önce “…” markası için … numaralı marka tescil başvurusunda bulunduğu, ayrıca ticaret unvanının esas unsurunun da “…” olduğu ve davacı şirketten daha önce ticaret sicile kaydedildiği, ayrıca dosya içine getirtilen marka tescil kayıtlarına göre … tescil numaralı “EPIROC” markasının dava dışı … şirketi adına tescil edildiği, davacı ile dava dışı bu şirketin ilişkisini gösteren kayıtların henüz dosyaya gelmediği, davacı yönünden bu aşamada yaklaşık ispat kuralının gerçekleşmemiş olduğu” gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin reddine karar vermiştir. Davacı vekili 25.06.2019 tarihli istinaf dilekçesinde; 12.06.2019 tarihli beyan dilekçesi ile, marka sahibi olduğu belirtilen … şirketinin müvekkili şirketin tek ortağı olduğunun bildirildiğini, 21.03.2019 tarihli Vekaletname (Genel Kurul Toplantısına katılım için verilen) 15.04.2019 tarihli Genel Kurul Toplantısının Hazirun Cetvelini ve 09.11.2017 tarihli Grup şirketi olan …AB’nin şirket mektubunun sunduklarını, bahsi geçen dava dışı şirketin müvekkilinin tek ortağı olduğunu, 10.07.2018 tarihli Ticaret Sicil Gazetesinin 9617 sayılı nüshasında Tek Pay Sahipliği bildirimi yapıldığını, -“…” markasının da … şirketinin bir yan markası olarak tescil edildiğini …, öncelikli olarak “…” ibaresi için 25.04.2017 tarihinde Madrid protokolü uyarınca WIPO nezdinde başvuru gerçekleştirdiğini, aleyhine tespit istenen şirketin “…” ibaresini ünvanında kullanmasının müvekkilinin markasına tecavüz oluşturduğunu, -Müvekkilinin, Marka üzerindeki üstün hak sahipliğinin yaklaşık ispat kıstasını fazlasıyla geçerek ispatladığını, beyanla mahkeme kararının kaldırılarak tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; davada elde edilmesi imkansız bir zararın doğma ihtimali bulunmadığını, mahkemenin de gerekçesinde belirttiği gibi davacının henüz hakkını ispata yaklaşamadığını, müvekkilinin 21.10.2015 tarihinden itibaren … Markasını kullanılacağını online haber sitesi üzerinden ‘’ …. Markası İle Dünyaya Açılıyor’’ başlığı ile duyurduğunu, Ticaret Sicil kayıtlarından da görüleceği üzere; … ile … makinenin kuruluş adresinin aynı olduğunu, müvekkilinin 23.08.2017 tarihinde şirketini …’ne usulen tescil ettirdiğini, davacı tarafın 13.10.2017 tarihinde ticaret unvanını tescil ettirdiğini, müvekkilinin, kuruluş ve tescil önceliği nedeniyle ülke genelinde hak elde ettiğini ve terkin isteme hakkının bulunduğunu, müvekkili şirketin başvurusu önce tescil edilmiş olduğu için davacı tarafın sonra başvurusu halinde Sinai Mülkiyet Kanunu m. 6 uyarınca nispi red gerekçesi oluşturacağını, mahkemece verilen ihtiyati tedbir taleplerinin reddi yönündeki kararın haklı olduğunu beyan etmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinin talep ve sonuç kısmının 2 numaralı bendi gereğince tedbir kararı verilmesini talep ettiği , ilk derece mahkemesinin 30/05/2019 tarihli duruşma 1 numaralı ara kararında, davacı vekiline … şirketi ile davacı şirketin ilişkilerini gösteren delil ve belgelerin onaylı örneklerini sunması için 2 haftalık kesin süre verdiği, mahkemenin ara kararında …’nden davacı şirket ortaklarını gösterir kayıtları istediği, Mahkemenin davalı markasının tescil sürecini bekletici mesele yaptığı, … ibaresi üzerinde öncelikli hak sahipliği iddiasının yargılama konusu olduğu, davacının 2017/52175 sayılı … markasının tescil sahibi yurt dışı menşeli … şirketi ile davacı şirket arasındaki ilişkinin de kayıtlar toplandıktan sonra değerlendirileceği, ancak 2017/52175 sayılı … markasının WIPO nezdinde 25/04/2017 rüçhan tarihli oluşu,davacı tarafça sunulan belgeler, dosya kapsamı dikkate alınarak tarafların menfaatleri arasında ciddi bir denge kurulması bakımından, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu 159/2-c bendinde düzenlenen “ters teminat” tedbirine karar verilmesi gerektiği kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılarak, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 300.000,00 TL nakdi yada gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince İstanbul Anadolu 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin, 30/05/2019 tarihli 2017/615 Esas sayılı kararının KALDIRILMASINA,2-Davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, 3-SMK 159/2-c maddesi gereğince davalı tarafça 300.000,00 TL nakdi yada gayrı nakdi teminatın karar tarihinden itibaren bir hafta içerisinde mahkemeye depo edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine,4-HMK 393/1. maddesi gereğince karar tarihinden itibaren 1 hafta içinde bu kararın uygulanmasının talep edilmesinin zorunlu olduğunun davacı tarafa ihtarına, talep edilmediği takdirde kararın kendiliğinden kalkmış sayılmasına,5-İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan istinaf harcının talep halinde iadesine,6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 7-İstinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince verilecek nihai karar ile birlikte değerlendirilmesine, 8-Tedbir kararının tebliği ve infaz işlemlerinin ilk derece mahkemesince yerine getirilmesine,Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 16/09/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.