Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/183 E. 2019/545 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/183 Esas
KARAR NO : 2019/545
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY(KAPATILAN) 2. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/10/2016
NUMARASI : 2015/183 2016/137
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ 13/03/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, müvekkili tarafından 2005 yılından beri aralıksız olarak düzenlenen ve dünyanın en büyük 3.mobilya fuarı olan ……. markasının müvekkil adına tescilli olduğunu …… markasının 24.11.2004’te tescil edilmiş olup, bu markada müvekkil ile davalılardan ……… A.Ş’nin ortak durumda olduğunu, markanın 10 yıllık yenilemesinin yapılmış olup 24.11.2024 tarihine kadar tescilli olduğunu, diğer davalı …… …..Tic. A.Ş. Tarafından tescil edilen …..tescil numaralı ….. ….. markasının hükümsüzlüğü için açtıkları dava devam ederken müvekkilinin müştereken tescil sahibi olduğu …… markasının %50 hakkının müvekkiline ön alım hakkı kullandırılmadan muvazaalı bir şekilde 300 TL gibi markanın gerçek değerinin çok altında bir bedelle davalı …..A.Ş. tarafından diğer davalı ……..A.Ş’ye devredildiğini, devir sözleşmesinin …… marka siciline kaydedildiğini, belirterek devir işleminin hükümsüzlüğünün tespitine ve iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ……..A.Ş vekili, 556 sayılı KHK’da ön alım hakkı bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davalı …….A.Ş vekili, sözleşmenin geçerli olduğunu 556 sayılı KHK’da ön alım hakkı tanınmadığını, muvazaa iddialarının doğru olmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir.Mahkemece, 556 sayılı KHK’da ön alım hakkının düzenlenmediği, davacının muvazaa nedeniyle devir işleminin iptali için dava açma hakkının bulunmadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.Davacı vekili, istinaf sebebi olarak 556 sayılı KHK’da düzenlenen marka üzerindeki müşterek hak sahibi konusu için aynı tarihte kabul edilmiş olan ve hakların nitelik olarak benzerliği ve menfaatler durumundaki ayniyet nedeni ile 551 sayılı KHK ile 554 sayılı KHK larda yer alan düzenlemeleri markalar içinde uygulanması gerektiğini, mahkemenin muvazaa iddiasını kabul etmemesinin doğru olmadığını ileri sürmüştür. Dava, davalı ………….. A.Ş’nin davacı ile paydaşı olduğu marka üzerindeki haklarını diğer davalıya devrinin ön alım haklarını ihlal ettiği ve devrin muvazaalı olduğu iddiası ile devir işleminin hükümsüzlüğünün tespiti ve iptaline ilişkindir.Dosya içerisindeki devir senedinin 12.05.2005 tarihinde noterde düzenlendiği, davalı ……. A.Ş tarafından ………… markasındaki hakların davalı …… A.Ş’ye 300 TL bedelle devredildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, davalı ………. A.Ş’nin davacı ile paydaşı olduğu marka üzerindeki haklarının diğer davalı şirkete devrinin ön alım haklarını ihlal ettiği ve devrin muvazaalı olduğu iddiasıyla devir işleminin hükümsüzlüğünün tespiti ve iptaline ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine dair kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine, dairemizce yapılan istinaf incelemesi sonunda 26/12/2016 tarihinde davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmiş, işbu kararın davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine dairemiz kararının Yargıtay 11.Hukuk Dairesi’nin 2017/1801 Esas, 2018/7821 Karar sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, bozma sonrası dairemizce yapılan yargılama sırasında usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulması kararı verilmiştir. Dava konusu markanın sicile tescili işleminde TMK’nun 701.maddesi anlamında kanundan ya da sözleşmeden kaynaklanan bir el birliği halinde mülkiyet durumu mevcut değildir. Bu nedenle dava konusu marka üzerinde pay devrinden önceki malikler olan davacı ile diğer davalı …………. A.Ş TMK’nun 688.maddesi uyarınca eşit oranda (1/2’şer) paylı mülkiyet hakkına sahiptirler. Davacının işbu davada ön alım hakkı bulunduğu iddiasına dayanmış olması, marka hakkı üzerindeki TMK’nun 688.maddesine dayalı paylı mülkiyet hakkını el birliği mülkiyetine dönüştürmez. Kaldı ki TMK’nun 732.maddesi ve özel mevzuatlardaki hükümlerin de esasen paylı mülkiyete tabi maddi/gayrimaddi mal varlıklarına yönelik düzenlemeler niteliğindedir. TMK’nun 688/son fıkrasına göre paylı mülkiyette paydaşlardan her biri kendi payı bakımından malik hak ve yükümlülüklerine sahip olur. Pay devredilebilir, rehnedilebilir ve alacaklılar tarafından haczettirilebilir. Öte yandan dosyaya ibraz edilen deliller değerlendirildiğinde, devrin muvazaalı olduğu iddiası da ispatlanamamıştır. Devir bedelinin 300,00 TL olması tek başına devrin muvazaalı olduğunu göstermez. Gerek Yargıtay bozma ilamında gösterilen gerekçeler, gerekse ilk derece mahkemesi gerekçesi gözetildiğinde davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve bir duruşma icra edildiğinden davalı yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle ve iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.13/03/2019