Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1823 E. 2022/245 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1823 Esas
KARAR NO: 2022/245 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 19/03/2019
NUMARASI: 2017/408 E. – 2019/96 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin tescilli “…” ve “…” markalarının sahibi olduğunu ve müvekkilinin makalarının tanınmış marka statüsünde olduğunu, müvekkilinin dünya çapında tanınmış “…” markaları ile bir arada kullanılan slogan markası niteliğindeki “…” ve “…” slogan markalarının kullanımının eski tarihlere dayandığını, ekşi sözlük adlı form sayfasında kullanıcı yorumlarının 2006 senesine uzandığını, kullanıcılardan birinin 2004 yılında yaptığı yorumda kanatlandırır ibaresine atıf yaptığının görüldüğünü, bu sloganların çeşitli yarışma ve etkinliklerde kullanıldığını, 20 yılı aşkın zaman önce oluşturularak dünya çapında bilinir hale getirildiğini, bu sloganların müvekkili, müvekkilinin faaliyetleri ve ürettiği … markalı enerji içeriği ile özdeşleştiğini, ancak hal böyle iken, … sayı ile tescilli “…”, … sayı ile tescilli “… + şekil” ve … sayı ile tescilli “… + …” ibareli markaların TPMK nezdinde davalı adına tescil edildiğini, söz konusu markalar ile müvekkiline ait markaların, halk arasında karıştırılma ihtimali yaratacak derecede benzer olduklarını, markaların görsel, işitsel ve kavramsal açıdan yoğun benzerlik taşıdığını, davalı markalarının kötü niyetli olarak tescil ettirildiğini, ayrıca davalı adına … sayılı “…” markasının tescil tarihi olan 08/02/2012 tarihinden bu yana ciddi bir kullanımının da bulunmadığını, davalı adına … ve … sayı ile tescilli tasarımların da müvekkilinin markasını yetkisiz kullanımını içermesi sebebiyle ve kötüniyetli başvuru olması nedeniyle 6769 sayılı SMK 77.maddesi gereğince hükümsüz kılınması gerektiğini iddia ederek, davalı adına … sayı ile tescilli “…”, … sayı ile tescilli “… + şekil” ve … sayı ile tescilli “… + şekil” ibareli markaların hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, davalı adına … sayılı “…” ibareli markanın öncelikli olarak kullanmama nedeniyle iptalini, bu talep kabul görülmediği takdirde terditli dava kapsamında benzerlik ve iltibas nedeniyle hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini, … ve … sayılı tasarım tescillerinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait “…” ibaresi ile gerçekleştirilen ilk marka başvurusunun 20/10/2010 tarihinde olduğunu ve öncelikle davacının uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybına uğradığını, müvekkili markaları ile davacı markaları arasında tüketici nezdinde iltibasa yol açacak bir benzerlik bulunmadığını, müvekkili markası ile davacı yana ait markaların, barındırdığı ibareler, oluşturuluş biçimleri, görsel ve işitsel olarak tamamen farklı olduklarını, yazılış ve okunuşlarının da farklı olduklarını, davacının iddiasının aksine müvekkilinin söz konuyu markayı kesintisiz olarak kullanmakta olduğunu, davacının işbu dava bakımından hukuki yararının mevcut olmadığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 19.03.2019 tarihli 2017/408 E. – 2019/96 K. sayılı kararıyla; “… davalı adına olan marka ve tasarımların davacı marka ve tasarımları ile iltibas oluşturmadığı, ciddi kullanımının olduğu, tasarımların yenilik ve ayırt edicilik niteliklerine sahip oldukları ve böylece dava konusu marka ve tasarımların hükümsüzlüğü veya iptalini gerektirir bir neden görülmediğinden, davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemece alınan kök rapora itirazlarını sunarak yeni bir heyetten rapor alınmasını talep ettiklerini, mahkemece ek rapor alınmasına karar verilerek bilirkişi heyetine mali müşavir …’in atandığını, bilirkişinin iptal talebine konu markayı dahi doğru belirleyemediğini, kök rapordaki eksikliklerin aynen ek rapora da yansıtıldığını, yeni heyetten rapor alınması taleplerinin değerlendirilmediğini, mahkeme kararının gerekçesinde itirazlarına ve itirazlarının neden kabul görmediğine ilişkin gerekçeye yer verilmediğini. -… sayılı “…” markasının dava tarihinden önceki 5 yıl içerisinde ciddi kullanıma ilişkin yapılan değerlendirmenin hatalı olduğunu, bilirkişilerin kök raporda davalı tarafça sunulan delilleri inceleyerek markanın kullanımı ile ilgili davalı tarafça sunulan delillerinin bazılarının tarihsiz olduğunu, davalının internet sitesinden alınan ve … enerji içeceğine ait görüntüleri içeren çıktıların 08.05.2017 tarihli olduğunu, (yani dava tarihinden sonraki tarihli olduğunu) 4-7 Eylül 2014 tarihli bir fuar kataloğunda … markasının yer aldığını, 2014/2015 tarihli katalogda … ibaresinin yer aldığını, 2014 tarihli fotoğraflarda da fuar alanındaki … markalı ürünlerin görselinin bulunduğunu belirtip ardından detaylı inceleme yapmadan iptali istenen markanın ciddi kullanımının bulunduğunu belirttiklerini, mahkemece alınan ek raporda davalı şirketin defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmışsa da, kullanmama sebebiyle iptali istenen tek marka … sayılı … markası olmasına rağmen davaya konu hükümsüzlüğü istenen diğer 3 marka ile ilgili inceleme yapıldığının belirtildiğini, … markasının ilk olarak 17.02.2015 tarihinde 32.sınıftaki enerji içecekleri üzerinde kullanıldığı, faturalarda ise … enerji içeceği şeklindeki ibarenin kullanıldığının belirtildiğini, bu markaya ilişkin 2012/2013 ve 2014 yıllarına ait ticari kayıt bulunmadığını, markanın bu tarihten dava tarihine kadar yoğun ve ciddi olarak kullanıldığı söylenmişse de, davadan sonraki internet sitesi görüntüleri ve fuar katılımlarına ilişkin belge ve fotoğraflara atıf yapıldığını, davalının sunduğu delillerin bir kısmının tarifi bile bulunmayan ürün görselleri, üzerinde panter ve kanat şekilleri bulunan siyah ve kırmızı renkli oluşturulmuş … sayılı tasarıma ilişkin tasarım dosyası ve bir, iki fuar katılım belgesi olduğunu, kullanımların … sayılı markaya ilişkin olmadığını, davalının diğer markalarının kullanımı konusunda bir ayrımın yapılmadığından hatalı sonuca ulaşıldığını, iptali istenen markanın … kelime markası olduğunu. -Ek bilirkişi raporunda 2015 ve 2016 yıllarına ait satış miktar ve tutarları ile toplam ciro üzerindeki paya yer verilerek önemli bir paya sahip olduğu kanaati açıklanmışsa da %1 ve % 3 gibi oranlar karşısında yıllık satış ciroları üzerinde önemli bir payı olduğundan söz edilemeyeceğini, iptal talebinin reddi kararının hatalı olduğunu. -… sayılı … markasının iptali talebi yerinde görülmez ise terditli olarak müvekkilinin 08.06.2006 başvuru tarihli … sayılı “…” ve 22.03.2001 başvuru tarihli … sayılı “…” markaları ile benzerlik ve iltibas yaratması sebebiyle hükümsüzlüğü talep edildiğinin, müvekkilinin markalarının başvuru tarihlerinin daha sonra olduğundan bahisle hükümsüzlük talebi hakkında bilirkişiler olumsuz görüş bildirmişse de, raporda davalının 2014 başvuru tarihli markaları yönünden dayandıkları markalara yer verilerek hatalı değerlendirme yapıldığını, … markasının … markasının tercümesi olduğunu ve esas unsurunun … kelimesinden oluştuğunu, davalının hükümsüzlüğü istenen … sayılı … markası ile karıştırma ihtimali yaratacak surette benzer olduğunu.-Markanın kötüniyetli şekilde tescil edildiğini, kötüniyetli tescil iddialarına ilişkin hiçbir inceleme ve değerlendirme yapılmadığını, davalının Türkiye’de enerji içeceği pazarının %62 sini elinde bulunduran müvekkili şirketten hemde slogan markalarından haberdar olmadığının mümkün olmadığını, 2008 yılında tescilli olan farklı markaları varken, müvekkilinin slogan markalarının çok benzeri … markasını tescil ettirmesinin kötüniyetli olduğunu ve bu konuda değerlendirme yapılmamasının hatalı olduğunu. -Davalının … sayılı …, … sayılı …+şekil ve … sayılı … + şekil markalarının müvekkilinin .. sayılı … ve … sayılı … markaları ile benzer olup karıştırma ihtimali yarattığını, davalının … sayılı … markasının kelime markası olup, diğer iki şekil markasından ayrı değerlendirilmesi gerektiğini, bu kelime markasına dayanılarak WIPO aracılığıyla tescil için başvurduğu ülkelerden Azerbaycan, Bulgaristan, Romanya, Fas, Gürcistan ve Suriye’de müvekkilinin markalarına benzer görülerek reddedildiğini, yine şekil unsuru içeren … sayılı … + şekil markasının EUIPO nezdinde başvurusunu yaptığı, “… + şekil marka başvurusunun müvekkilinin itirazı üzerine reddedildiğini, TPMK YİDK nın 21.07.2017 tarihli … sayılı kararında davalıya ait … sayılı … + şekil markasının müvekkilinin markası ile görsel işitsel ve kavram bakımından benzer olduğu ve karıştırma sonucuna varıldığını, Ankara 1.FSHHM’nin 2017/327 E.sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda da aynı sonuca varıldığını, rapor örneğini dilekçe ekinde sunduklarını, hükümsüzlük talebi bakımından hatalı inceleme yapıldığını.-… ve … sayılı tasarımların hükümsüzlüğü içinde gerekli koşulların oluştuğunu, mahkemenin hatalı inceleme yaptığını, müvekkilinin … markasındaki … unsurunu alıp, tasarıma konu ettiğini ve tasarımda ayırt edici unsurlar kullanmak yerine müvekkilinin tasarımını çağrıştıracak unsurlar eklediğini, yenilik kriterini yerine getirmediğini, teknik sorumluluk olmamasına ve sınırlı sayıda seçenek özgürlüğü bulunmasına rağmen müvekkilinin tescilli markalarına son derece benzer bir markayı tasarımda kullandığını ve eklediği kanat şekli ve kullandığı kırmızı renk ile müvekkilinin … ve … sloganları ile müvekkilinin tanınmış ürünlerine çağrışım yapıldığını, tasarımların SMK 77/1 a maddesi çerçevesinde müvekkilinin markasının yetkisiz kullanımını içerdiğini ve kötüniyetini ortaya koyduğunu, rapor ve ek raporda hatalı değerlendirmeler yapıldığını, bilirkişilerin re’sen yaptığı araştırma sonucu görselleri sunulan enerji içeceği tasarım örneklerinin tasarım değerlendirilmesinde araç olarak kullanılmasının mümkün olmadığını beyanla mahkeme kararının kaldırılarak, yeniden inceleme yapılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde; dilekçe içeriğinde yer verilen görsellerden görüleceği üzere müvekkiline ait tescilli markalar ile davacı yanca tüketiciye arz edilen ürün görseli arasında en ufak bir benzerlik bulunmadığını, müvekkiline ait üründe ağırlıklı olarak siyah renk kullanıldığını, ürünün üst kısmında siyah bir jaguar yer aldığını, davalı ürünün de ise gri mavi renklerin simetrik olarak oluşturulduğunu, ortada kırmızı iki boğanın kafa kafaya gelmiş şekilde görüldüğünü, ürünlerin ortalama tüketicisinin yetişkin insanlar olduğunu, ürünleri birbiri ile karıştırma tehlikesinin kesin olarak bulunmadığını, müvekkiline ait tescilli markalarda ve dünya da enerji içeceği ürünlerinde genellikle güç ve aktiviteyi simgeleyen görsel ve hayvan logolarına yer verildiğini, davacının …markasının anlamının … olduğunu, davacının … ve … ibareleri bakımından benzerlik iddiasında bulunmuş sa da tüketici nezdinde davacı yana kabul edilen markanın … markası olduğunu, davacının günümüze kadar seri marka yaratmadığını, iddialarının soyut ve öznel olduğunu, ibarelerin oluşturuluş biçimlerinin görsel ve işitsel olarak farklı olduğunu, bilirkişi raporu ile tespit edildiğini, … ibaresinin davacı yanca daha önce kullanıldığı iddiası ileri sürülmüşse de açıkca dosya kapsamıyla çelişkili olduğunu, tasarımın yeni ve ayırd edici olmadığına yönelik delil sunulmadığını beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Taraflarca sunulan Türk Patent ve Marka Kurumu kayıt örneklerinden; … sayılı “… ” ibareli markanın 32/33. Sınıflarda 20/10/2010 başvuru tarihinden ittibaren, … sayılı “… + şekil” ibareli markanın 32 sınıfta 16/05/2014 tarihinden itibaren, …sayılı “… + Şekil” ibareli markanın aynı sınıfta 09/05/2014 tarihinden itibaren, … sayı ile tescilli “…” ürün adlı tasarım tescil belgesinin 28/04/2014 tarihinden itibaren, … sayı ile tescilli “…” ürün adlı tasarım tescil belgesinin 16/05/2014 tarihinden itibaren davalı adına tescilli olduğu anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetinden alınan 26/03/2018 tarihli raporda; davalı tarafa ait …, … ve … sayılı markaların tescil önceliğinin davalıda olduğu, davacının tescil öncesi öncelikli kullanım iddiasının iki marka arasındaki benzerlik düzeyi açısından uygulanamayacağı, iki marka arasındaki benzerliğin enerji içeceği düzeyinde spesifik bir çevre olan halk düzeyinde karıştırılma ihtimali yaratmayacağı, kullanmama değerlendirmesinin hukuki yönü Mahkemenin takdirinde olmakla, davalı tarafa ait … sayılı markanın geriye doğru olarak 5 yıl içinde ciddi kullanımının söz konusu olduğu, davacının markalarıyla benzerlik iddiaları yönünden ise tescil önceliğinin davalıda olduğu, davacının tescil öncesi öncelikli kullanım iddiasının iki marka arasındaki benzerlik düzeyi açısından uygulanamayacağı, iki marka arasındaki benzerliğin enerji içeceği düzeyinde spesifik bir çevre olan halk düzeyinde karıştırılma ihtimali yaratmadığı, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 28/04/2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu, yine hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 16/05/2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.İlk derece mahkemesince bilirkişi heyetine mali bilirkişi dahil edilmek suretiyle oluşturulan bilirkişi heyetinden alınan 26/09/2018 tarihli ek raporda; davalı tarafın dava konusu markasının tescilli olduğu 32. Sınıf emtialarda sayılı olan enerji içecekleri (alkolsüz) emtiasında yoğun ve ciddi biçimde kullandığı, dava konusu markaya yönelik ürün satışlarının yıllık ciro üzerinde önemli bir paya sahip olduğu, davalı tarafından inceleme günü sunulan satış faturalarının ve dosyadaki delillerin incelenmesi neticesinde, dava konusu markanın tescilli olduğu 32. Sınıfta biralar, bira yapımında kullanılan preparatlar, maden suları, kaynak suları, sofra suları, sodalar, sebze ve meyve suları, bunların konsantreleri ve özleri, meşrubatlar ve 33. Sınıfta alkollü içecekler (biralar hariç) emtialarında kullanımına rastlanmadığı, davacının tescil öncesi öncelikli kullanım iddiasının markalar arasındaki benzerlik düzeyi açısından uygulanamayacağı, davacının markaları ile davalının markaları arasındaki benzerliğin enerji içeceği düzeyinde halk arasında karıştırılma ihtimali yaratmayacağı, hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 28/04/2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu, yine hükümsüzlüğü talep edilen … numaralı tasarım tescilinin, başvuru tarihi olan 16/05/2014 tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça “…” ve “…” tescilli markaları ile slogan markalarından kaynaklanan haklarına dayanarak, davalı tarafın …, … ve … sayılı “… + şekil” markalarının benzerlik ve kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğü, davalı tarafa ait … sayılı “…” markasının dava tarihinden geriye doğru 5 yıllık kullanımı olmaması nedeniyle iptali, bu talepleri kabul görmediği takdirde ise benzerlik ve kötüniyetli tescil nedeniyle hükümsüzlüğü, ayrıca davalı tarafa ait …-…, …sayılı tasarımların yenilik vasfına haiz olmamaları ile SMK 77. Maddesine dayalı olarak hükümsüzlüğü ve sicilden terkinini talep etmiş, ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf başvurusunda, mahkemece alınan bilirkişi kök raporu ve ek raporuna yönelik itirazlarını tekrarladığı, raporların eksik inceleme ve hatalı değerlendirme içerdiğini, itirazlarının değerlendirilmediğini ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davacı vekilinin dava dilekçesinde tescilli markalarına ve tanınmış … markası ile birlikte slogan markası olarak kullandığını ileri sürdüğü “…” ve Türkçe aynı anlama geldiğini ileri sürdüğü “…” sloganlarından kaynaklanan haklarına dayandığı anlaşılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi heyet raporunda davalı tarafa ait …, …ve … sayılı markaların tescil önceliğinin davalıda olduğu ileri sürülmüşse de, davacı tarafça bu markaların hükümsüzlüğü yönünden 32. Sınıfta tescilli 05/04/2011 tarihli … sayılı “…” ve 32. Sınıfta tescilli 01/03/2012 tarihli … sayılı “…” markalarına dayandığını, yine … sayılı … markasının kullanmama sebebiyle iptalini, iptal talebi yerinde görülmez ise terditli olarak müvekkilinin 08.06.2006 başvuru tarihli … sayılı “…” ve 22.03.2001 başvuru tarihli … sayılı “…” markalarını dayanak göstererek hükümsüzlüğünü talep ettiği anlaşılmıştır. Dosyanın incelenmesinde, davacının dayandığı markalarının tescil kayıtlarının getirtilmediği, davalının hükümsüzlüğü istenen marka tescil dosyasındaki tüm evrakların getirtildiği, evrak kalabalığı içerisinde marka tescil sınıflarını gösterir kayıtlara ulaşılamadığı, yine davalı tarafın hükümsüzlüğü istenen tasarım tescil belgelerinin getirtilmediği, taraflarca sunulan tescil kayıt fotokopileri üzerinde inceleme yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı tarafça “…” ve “…” slogan markalarının kullanımının çok eski tarihlere dayandığı, müvekkili ve müvekkilinin ürünü ile özdeşleştiği ve davalı tasarım tescil belgelerinin 6769 Sayılı SMK 77/1-a maddesi gereğince davacının markasının yetkisiz kullanımını içerdiğini ve kötüniyetli tescil olduğunun ileri sürülmesine rağmen, bu hususta sunulan delillerin bilirkişilerce incelenmediği gibi mahkeme kararının gerekçesinde de değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin, … sayılı … markasının kullanmama sebebiyle iptali talebi yönünden ve markaların hükümsüzlüğü talebiyle ilgili alınan bilirkişi raporu ve ek raporuna yönelik esaslı itirazları da değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmiştir. Esasen mahkeme kararının HMK 297/c Maddesinde düzenlendiği şekilde; “tarafların iddia ve savunmalarının özetini, tarafların anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplere” ilişkin yeterli gerekçe de içermediği anlaşılmıştır. Bu durumda, mahkemece alınan bilirkişi raporu hüküm kurmaya elverişli olmadığından ve tarafların tescil kayıtları getirtilmeden eksik inceleme ile karar verildiğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın tescil kayıtları getirtildikten sonra, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda, tarafların delilleri değerlendirilerek denetime elverişli şekilde, yeni bir heyetten rapor alınarak karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 19/03/2019 tarihli 2017/408 E. – 2019/96 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 89,50 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 17/02/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.