Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/182 E. 2019/542 K. 13.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/182 Esas
KARAR NO : 2019/542
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 25/10/2016
NUMARASI : 2016/10 E. – 2016/175 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka İtibarının Kaybı Nedeniyle Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 13/03/2019
BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nce verilen 25/10/2016 tarihli kararına karşı, davalı tarafın istinaf başvurusu üzerine dosya dairemize intikal etmekle, incelendi.
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili müvekkili ile davalı arasında … ve …. belgelerinin alınması konusunda 14/01/2014 tarihili sözleşme yapıldığını ve davalıya ait “….” adlı iş yerlerinde bu markaların 1 yıl süreyle kullanımı için anlaşıldığını, ne var ki davalı iş yerleri denetime girmediğinden belge süresinin sona erdiğini, sözlü uyarılar dışında davalıya 22.04.2015 tarihinde noterden ihtarname gönderildiğini, ancak davalının bu kullanımlarına devam ettiğini, bu kullanımların gerek 2015/104 D.İş dosyasıyla, gerekse iş yerlerinde çekilen fotoğraflarla tespit edildiğini, yıllık sertifika ücretinin 632,9 TL olduğunu, ayırca D.İş tespit dosyasında 632,9 TL ihtarname için de 112 TL harcadıklarını” iddia ile … markası ile …. ve …. sertifikasına vaki tecavüzlerin önlenmesini, haksız marka basılı evrak, broşür ve ürünlerin toplatılmasını, 2.744,9 TL maddi, 10.000 TL manevi tazminatın avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili davaya cevabında, “delil tespitini kabul etmediklerini, taraflar arasındaki sözleşmenin 3 yıllık ve halen ayakta olduğunu, her ne kadar sözleşme süresi, “denetim şartı” ile 3 yıl ise de, sözleşmede denetimin ne zaman yapılacağının belirtilmediğini, bu hususta bir ihtarname de gönderilmediğini, sözleşmenin feshedilmediğini, bu konuda gönderilmiş bir fesih ihtarnamesi olmadığını, her ne kadar bir faks çıktısı ibraz edilmiş ise de, bunun müvekkili şirket yetkilisi tarafından imzalanmadığını, kaldı ki bir faks ile sözleşmenin feshedilemeyeceğini, davacının denetimi yapması durumunda ücrete hak kazanacağını, denetim yapmadığından ücrete hak kazanamadığını” savunarak davanın reddini istemiştir. Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 25/10/2016 tarihli 2016/10 Esas – 2016/175 Karar sayılı kararıyla, davanın kabulüne, davalının davacı tarafın marka hakkına tecavüz ettiğinin tespiti ve men’ine, davalı tarafın davacıya ait markayı afiş, tanıtım evrakı tabelalarda kullanılmasının engellenmesine, tabela, afiş ve tanıtım evrakına el konulmasına, hüküm kesinleştiğinden masrafı davalıdan alınarak imhasına, 2.000,00 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle, davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilinin süresi içinde istinaf başvurusunda bulunduğu; istinaf sebebi olarak önceki savunmalarını tekrar ettiği, “sözleşmenin 3 yıl süreli olduğunu, kullanımın sözleşme kapsamında olduğunu, feshin geçerli olmadığını, noterden gönderildiği iddia edilen ihtarnamenin tebliğ şerhinin okunaklı olmadığı gibi tebligatın da usulsüz olduğunu, sözleşmede denetimin ne zaman yapılacağına dair bir hüküm bulunmadığını, müvekkilinin ne zaman denetime gireceğinin belli olmadığını, gönderilen ihtarnamenin bir fesih ihtarnamesi olmadığını, verilen 3 günlük mehlin yeterli olmadığını, mahkemenin hem sözleşmenin feshedildiğini kabul edip, hem de sözleşmeye göre tazminat hükmettiğini, manevi tazminatın da fahiş olduğunu, davalının akreditasyon yetkisinin bulunmadığını, zira dava devam ederken davanın akreditasyon yetkisinin ortadan kalktığını, TPE sicilinde garanti markası tescili olmayan davacının bu davayı açma yetkisinin bulunmadığını” savunarak kararın kaldırılmasını, davanın reddini istemiştir. Dairemizce yapılan inceleme sonucunda, 13/03/2017 tarihli 2017/359 Esas – 2017/628 Karar sayılı kararımız ile; …. markası da esasen 16, 41, 42 ve 35 sınıflarda tescilli olup, davalının çiğ köfte üretim ve satışı işiyle ilgili olarak, 43. Sınıftaki yiyecek- içecek hizmetleri yönünden bir tescil bulunmadığı, davacı ile Helalder arasında nasıl bir ilişki olduğu ve davacının böyle bir sertifika verme yetkisi bulunduğu da iddia ve ispat edilemediği gerekçesiyle davalı tarafın istinaf talebi kabul edilerek, ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.Dairemizin kararının davacı vekili tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 17/12/2018 tarihli 2017/2526 Esas – 2018/8003 Karar sayılı, kararı ile; olaya uygulanacak mülga 556 sayılı markaların korunması hakkında KHK’nın 21/8-9 maddesi uyarınca, “marka sahibi, talimatları ile uygunluk içinde, lisans alınan tarafından üretilen malın veya sunulan hizmetlerin kalitesini garanti edecek önlemleri alır. Sözleşme şartlarının lisans alan tarafından ihlali halinde tescilli bir markadan doğan hakların, lisans alana karşı dava yoluyla ileri sürülebilir.” öte yandan KHK 61/1-d beddinde marka sahibi tarafından lisans yoluyla verilmiş hakların genişletilmesinin markaya tecavüz şekillerinden biri olduğunun kabul edildiği, somut olayda da taraflar arasında 14/01/2014 tarihi itibariyle 1 yıl süreyle “….” ve “….” garanti markaları ile bu markayı kullanma koşullarının yerine getirildiğini, bilimsel araştırma ve denetimlerle sertifikalarla gösterilen, davacılara ait 2006/57669 ve 2018/18465 sayılı “….” markalarının kullanımı konusunda, marka lisans sözleşmesi yapıldığı, ancak davalının, sözleşme uyarınca bu markaların mağazasında ve ürünlerinde kullanmaya devam edebilmesi için sözleşmede aranan standartları muhafaza ettiğini göstermek üzere her yıl denetim yaptırması gerektiği halde kendisine noter aracılığıyla gönderilen ihtarnameye rağmen söz konusu denetimi yaptırmaksızın markayı kullanmaya devam etmesinin, marka hakkına tecavüz teşkil edip etmeyeceği konusunda değerlendirme yapılmaksızın yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği gerekçesiyle, dairemizin kararının bozulmasına karar verilmiştir.Yargıtay bozma ilamı, taraf vekillerine tebliğ edilmiş davacı vekili bozma ilamına uyulmasını talep etmiş, dairemizce usul ve yasaya uygun görülerek bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.Taraflar arasında yapılan, “…” Yönetim Sistemleri Belgelendirme Sözleşmesinde; “….” ve “… ” markasının kullanımı için her yıl denetim yapılması ve yıllık denetim ücreti olan 2.000,00 TL’nin ödenmesi şartının getirildiği, Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2015/104 D.İş dosyasında alınan bilirkişi raporu ile; davalının adresinde 2005/10496 sayılı “….” markası ile “…. ” ve “…”ibarelerinin ve davacı tarafça sertifika ve belgelerinin kullanıldığının tespit edildiği görülmüştür.Davacının Beyoğlu ….noterliğinin … yevmiye numaralı ihtarı ile “….” marka ve logosu ile “…” ve “….” sertifikasını kullanma süresinin denetime gitmediğinden sona erdiğini, halen kullanılmaya devam edilerek, tüketicinin yanıltıldığını, 3 gün içerisinde irtibata geçilerek sertifikanın kullanılması için denetimden geçmesi aksi halde sertifika ve logoların kaldırılmasının talep ve ihtar edildiği, davalı şirketin cevap dilekçesinde bu ihtarnamenin ulaştığını kabul ettiği görülmüştür.Yargıtay bozma ilamında da işaret edildiği üzere, mülga 556 sayılı KHK 21/8-9.maddesi gereğince marka sahibinin malın veya sunulan hizmetin kalitesini garanti edecek önlemleri alabileceği, ihlal halinde de markadan doğan hakların lisans alana karşı ileri sürülebileceği, dava konusu ihtilafta da, taraflar arasındaki sözleşme ile lisans alanın her yıl denetimden geçme şartının konulduğu ancak davalının ilk yılın sonunda denetim yaptırmadığı, marka ve logoları kullanmaya devam ettiğinin tespit edildiği, davacı tarafın ihtarname göndererek 3 gün içinde irtibat kurulması, denetimden geçmesinin aksi halde sertifika ve logoların kaldırılmasının talep edildiği buna rağmen kullanılmaya devam edilmesinin, marka hakkının ihlali mahiyetinde olduğu kanaatiyle, davalının istinaf talebinin kısmen kabulüne kısmen reddine, mahkeme kararının kaldırılarak; davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddiyle, davalının davacıya ait …. markasına tecavüz ettiğinin tespitine, markaya tecavüzün önlenmesine, bu kapsamda davalı tarafın davacıya ait markayı afiş tanıtım evrakı tabelalarda kullanımının önlenmesine, söz konusu tabela afiş ve tanıtım evraklarına el konulmasına, el konulan tabela broşür tanıtım evrakının masrafı davalıdan alınarak imhasına karar verilmiştir.Davacı tarafın maddi tazminat talebini, 2.000,00 TL yıllık sertifika bedeli olarak belirlediği, talebin 556 sayılı KHK 66/2-c maddesine göre bir yıllık lisans bedeli olduğu, ilk derece mahkemesinin 2.000,00 TL maddi tazminata hükmettiği ve davalının maddi tazminatın miktarı yönünden istinaf isteminin bulunmadığı göz önüne alınarak dairemizce de 2.000,00 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline davacıya ödenmesine karar verilmiştir.İlk derece mahkemesi tarafından 10.000,00 TL manevi tazminat talebinin kabulüne karar verilmişse de; tespit raporu, ihlalin süresi ve kapsamı göz önüne alınarak davalı vekilinin manevi tazminatın yüksek olarak takdir edildiğine yönelik istinaf itirazı yerinde görülerek, manevi tazminatın 4.000,00 TL olarak tespiti ile davalıdan dava tarihi itibaren avans faiziyle birlikte tahsil edilerek davacıya ödenmesine, tespit giderlerinin yargılama giderleri içerisinde değerlendirilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:-Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-3 maddesi gereğince KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,- Bakırköy 1. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 25/10/2016 tarihli 2016/10 Esas, 2016/175 Karar sayılı kararının KALDIRILMASINA,Davacının davasının kısmen kabulü kısmen reddiyle, davalının davacıya ait …markasına tecavüz ettiğinin tespitine, markaya tecavüzün önlenmesine, Davalı tarafın davacıya ait markayı afiş tanıtım evrakı tabelalarda kullanımının önlenmesine, Söz konusu tabela afiş ve tanıtım evraklarına el konulmasına, el konulan tabela broşür tanıtım evrakının masrafı davalıdan alınarak imhasına, 2000 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, diğer maddi tazminat talebi yargılama gideri içerisinde olduğundan bu kalem içerisinde değerlendirilmesine, 4000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,İlk derece yargılaması yönünden;Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvuru, 217,66 TL peşin olmak üzere toplam 246,86 TL harcın davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine,Markaya tecavüz yönünden, 44,40 TL maktu harç ile maddi ve manevi tazminat talepleri yönünden 410,00 TL nispi karar ve ilam harcından peşin harcın mahsubu ile bakiye 237,00 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan tecavüzün tespiti yönünden karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T tarifesine göre 3.931,00 TL maktu vekalet ücreti, maddi tazminat yönünden 2.000,00 TL nispi vekalet ücreti, manevi tazminat yönünden 3.931,00 TL olmak üzere toplam 9.862,00 TL ücreti vekaletin davalı taraftan tahsili, davacı tarafa ödenmesine,Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen manevi tazminat yönünden, karar tarihinde yürürlükte olan …Ü.T tarifesine göre 3.931,00 TL maktu vekalet ücreti takdirine, davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,Davacı tarafından yapılan 162,50 TL tebligat ve müzekkere gideri 700,00 TL bilirkişi ücreti, Bakırköy 6. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2015/104 değişik iş sayılı dosyasında yapılan toplam 737,90 TL toplam 1.600,04 TL yargılama giderinden kabul ve red oranına göre 1.279,00 TL’lik kısmının davalıdan tahsili ile davacı tarafa ödenmesine, Artan avans giderinin taraflara iadesine,İstinaf yargılaması yönünden;İstinaf talebi kabul edildiğinden davalı tarafça yatırılan istinaf harcının karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,İstinaf yargılaması duruşmalı yapıldığından yapılan celse sayısı da dikkate alınarak kendisini vekil ile temsil ettiren davacı lehine 1.362,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 253,80 TL yargılama giderinin (kabul / red oranına göre) takdiren 203,04 TL’sinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, kalan 50,70 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf yargılaması için davalı tarafından yapılan 126,00 TL yargılama giderinin (kabul / red oranına göre) takdiren 25,20 TL’sinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine, kalan 100,80 TL’nin davalı üzerinde bırakılmasına, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtayda temyiz yolu açık olmak üzere 13/03/2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.