Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1788 E. 2019/1756 K. 17.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1788 Esas
KARAR NO : 2019/1756 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/02/2019
NUMARASI : 2018/658 E.,
BİRLEŞEN İST.11.ASLİYE TİCARET MAH.2018/848 E.SAYILI DOSYASI
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, asıl davada müvekkili ile davalı ….Ltd arasında ticari mal alımsatım ilişkisi bulunduğu, bu ilişkiye binaen her iki şirketin birbirine ödeme aracı olarak çekler verdiğini, müvekkilinin verdiği çekleri ödemesine rağmen davalının ödeme aracı olarak verdiği çeklerin Haziran 2018’den bu yana 5 adette toplam 483.281,18 TL’lik çekin karşılıksız çıktığını, karşılıksız çıkan çeklere ek olarak müvekkili şirketin elinde davalıya ait henüz vadesi gelmemiş toplam 250.000 TL’lik daha çek bulunduğunu, davalı şirketin müvekkiline yaklaşık 768.771,72 TL’lik borcu bulunduğunu, buna göre müvekkilince davalıya verilen toplam tutar 700.000 TL olan 4 adet çekin ödenmesine gerek kalmadığını, bu çekler yönünden takas mahsup hükümleri uygulanarak davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, toplam tutarı 700.000 TL olan 4 adet çekin iptali ve istirdadına ayrıca bu çekler yönünden İİK’nın 72/2 maddesi uyarınca, takiplerin durdurulması ve icraya konulmaması için ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Davacı vekili, birleşen İstanbul 11.ATM’nin 2018/848 E.sayılı dosyasından asıl dava dosyasındaki iddialarını tekrar ederek, asıl dava davalısının söz konusu çekleri birleşen davanın davalılarına temlik ettiğini, davalıların faktöring şirketi olduklarını, bu nedenle şahsi defilerinin davalılara karşı ileri sürülebileceğini belirterek temlik alınan 600.000 TL’lik çekler yönünden müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine ve 3 adet çekin iptal ve istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen dava davalısı … Aş vekili, müvekkilinin dava konusu 100.000 TL bedelli çekin 2 adet faturaya istinaden ciroyla teslim aldığını, 6361 sayılı kanunun belirlediği hükümlülükleri yerine getirdiğini, şahsi def’ileri müvekkiline karşı ileri sürülemeyeceğini bildirerek davanın reddini istemiştir.Birleşen dava davalısı … Aş vekili, müvekkilinin mevzuata uygun biçimde çekleri teslim aldığını, 17.09.2018 tarihli tedbir kararının müvekkilini mağdur ettiğini bildirerek davanın reddini ve tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, asıl davanın yargılama sırasında 24.07.2018 tarihinde, toplam 700.000 TL bedelli 4 adet çek’in icra takibine konu edilmesinin durdurulmasına dair ihtiyati tedbir kararı verilmiştir.Davacı vekilinin, tedbir kararının Faktöring şirketleri yönünden de genişletilmesi ve Faktöring şirketlerinin davaya dahil edilmesini talep ettiği görülmüş, mahkemece 17.09.2018 tarihli ara kararla davacı vekilinin faktöring şirketleri yönünden takibin durdurulmasına yönelik ve davaya dahil edilmelerine dair tedbir taleplerinin reddine, İİK’nın 72/3 maddesi uyarınca; icra dosyalarına yatan paraların alacaklıya ödenmemesine dair tedbir kararı verilmiş, işbu karara birleşen davalı … AŞ vekili itiraz etmiştir.Asıl ve birleşen davanın davacı vekilince 22.01.2019 ve 08.02.2019 tarihli beyan dilekçeleri ile; Davalı … Faktöring yönünden başlattığı icra takiplerinin durdurulması için, davalı … için ise 100.000 TL çek’in icra takibine konu edilmemesi için ihtiyati tedbir kararı verilmesi istenmiştir. Mahkemece, 04.02.2019 günlü ön inceleme duruşmasının 2.nolu ara kararı ile; tedbir talebine ilişkin olarak gerekçeli karar ile duruşma arasında değerlendirilerek taraflara tebliğine karar verildiği ve bu ara karar doğrultusunda 21.02.2019 tarihinde, 17.09.2018 tarihli tedbir kararının … Aş’nin dosyanın tarafı olmaması nedeniyle ve henüz hakkında dava açılmaması nedeniyle bu davalı yönünden karar yerinde olmadığı gerekçesiyle davalı … Aş’nin 17.09.2018 tarihli tedbir kararına itirazının kabulü ile tedbirin kaldırılmasına, davacının 22.01.2018 ve 08.02.2019 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin yerinde görülmemesi nedeniyle de reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin ihtiyati tedbire itirazı dosya üzerinde sonuçlandırdığını, oysa duruşma açılması gerektiğini, Faktöring işleminin alacağın temliki işlemi olup, şahsi def’ilerin Faktöring şirketlerine karşı ileri sürülebileceğini, somut olayda keşidecinin müvekkili, lehtarın davalı İskataş, Faktöring şirketlerin ise son hamil olduğunu, dolayısıyla olaya 6361 sayılı kanunun 9/2 ve TBK’nın 188/1 maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğini, Yargıtay 19.HD’nin kararlarının bu yönde olduğunu, mahkeme kararının Yargıtay içtihatlarına aykırı olduğunu bildirmiştir.
GEREKÇE:Asıl ve birleşen dava menfi tespit ve dava konusu çeklerin istirdatı davasıdır. Mahkemece başlangıçta dava konusu çeklerin icra takibine konu edilmemesi yönünden ihtiyati tedbir kararı verilmiş daha sonra 17/09/2018 tarihli ara kararla icra dosyasına yatacak paranın alacaklıya ödenmemesi şeklinde tedbir kararı verildiği görülmüştür. Söz konusu karara karşı birleşen dava davalısı … AŞ vekili itirazda bulunmuştur. Mahkemece her ne kadar 04/02/2019 tarihli ön inceleme duruşması icra edilmiş ve duruşma sonunda tedbir talebine ilişkin duruşma arasında değerlendirme yapılarak taraflara tebliğine şeklinde ara karar oluşturulmuş ve celse arasında dosya ele alınarak istinafa konu 21/02/2019 tarihli karar oluşturulmuştur. Söz konusu karar ile hem davalı … AŞ’nin tedbire itirazının kabulüne karar verilmiş hem de davacı vekilinin tedbir taleplerinin reddine karar verilmiştir. İhtiyati tedbire itiraz hususu HMK’nun 394.maddesinde ayrıntılı olarak düzenlenmiş olup HMK’nun 394/4 maddesi uyarınca itirazın duruşmalı olarak incelenmesi şayet taraflar duruşmaya gelmez ise dosya üzerinden inceleme yapılarak karar verilmesi gerekir. İlk derece mahkemesince, tedbire itiraz konusunda duruşma açılmaksızın yahut devam eden bir duruşma içerisinde itiraz değerlendirilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup davacı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulü gerekmiş ve aşağıdaki karar oluşturulmuştur. Öte yandan davacı vekili tedbir taleplerinin reddine ilişkin karar yönünden de istinaf talebinde bulunmuş ise de, bu aşamada bu yöne ilişkin istinaf talebinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
KARAR:Davacı vekilinin istinaf isteminin esasa dair yönler incelenmeksizin KABULÜNE, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/658 Esas sayılı dosyasında verilen 21/02/2019 günlü ek kararın KALDIRILMASINA, HMK’nun 394/4 maddesi uyarınca itirazın duruşmalı incelenmesi ve duruşma sonunda verilecek kararın gerekçeli şekilde yazılması için dosyanın ilk Derece Mahkemesine İADESİNE, Bu aşamada itirazın kabulüne dair kararın esasına yönelik istinaf sebepleri ile davacı vekilinin 22/01/2018 ve 08/02/2019 tarihli ihtiyati tedbir taleplerinin reddine dair karara yönelik istinaf talebinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, Davacı tarafından istinafa geliş aşamasında yatırılan 44,40 TL harcın talebi halinde kendisine iadesine, İstinaf incelemesi için davacı yapılan 121,30 TL başvuru harcı 52,50 TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 173,80 TL’nin davalı … AŞ’den alınıp davacıya verilmesine, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 sayılı HMK’nun 362/1-f maddesi gereğince oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 17/09/2019