Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1786 E. 2022/97 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1786 Esas
KARAR NO: 2022/97
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 02/11/2017
NUMARASI: 2016/703 E. – 2017/869 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
KARAR TARİHİ: 21/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı …’a ait olan İstanbul ili Tuzla ilçesi, … köyü … pafta, … parselde kayıtlı tarla niteliğindeki taşınmaz üzerine müvekkili banka yararına 17.06.2010 tarihli 3.000.000,00 TL bedelli ipoteğin bulunduğunu ve alacakların tahsil edilmesi amacıyla İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla takip başlatıldığını ve İİK. 150/C maddesine göre taşınmazın kaydına satışa arz şerhi konulduğunu, anılan taşınmazın cebri satışı yapılmadan İstanbul Anadolu 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/16 D.iş sayılı dosyasıyla acele kamulaştırma yoluyla kamulaştırıldığını, daha sonra İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/519 E. 2014/426 K. sayılı 25.11.2014 tarihli kararıyla kamulaştırıldığını, mahkeme kararına istinaden ipotek borçlusu …’ın hissesine düşen kamulaştırma bedelini 3.008.397,32 TL olduğunu ve Tuzla Tapu Sicil Müdürlüğünce 06.02.2015 tarihli işlemle taşınmaz üzerindeki takyidatların terkin edilip TC. Başbakanlık TOKİ adına tescil edildiğini, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi davranmayarak taşınmazın tapu kaydını Tapu Sicil Müdürlüğünden istemeden ipotek borçlusu … tarafından getirilen kamulaştırmadan sonraki tapu kaydına göre kamulaştırma bedelini ipotek borçlusuna ödediğini, İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/519 E. sayılı kamulaştırma dosyasından yazılan müzekkerelerde, kamulaştırma bedelinin …’a bu malikle ilgili varsa taşınmaz üzerindeki haciz, ihtiyati haciz ve diğer takyidatların bedele yansıtılması gerektiğinin belirtildiğini, buna rağmen banka tarafından taşınma üzerinde müvekkili yararına ipotek bulunduğu gözden kaçırılarak ipotek borçlusu …’a 26.02.2015 tarihinde 200.559,82 TL ve 23.03.2015 tarihinde de 2.761.108,07 TL olmak üzere toplam 2.961.667,89 TL kamulaştırma bedelinin ödendiğini, bu ödemeyle müvekkili bankanın ipotek alacaklısı olarak zarara uğratıldığını, davalı banka tarafından 22.07.2015 tarihli cevabi dilekçeyle …’a yapılan ödemenin sehven yapıldığının kabul edildiğini belirtilerek ipotek alacaklısı olan müvekkili bankaya ödenmesi gereken kamulaştırma bedelinin ipotek borlusuna ödenmiş olması nedeniyle bu işlemde kusuru bulunan davalı bankadan bu alacağın tahsili amacıyla yapılan İstanbul … İcra Dairesinin … E. sayılı dosyasında yürütülen takibe davalının haksız olarak itiraz ettiğini belirterek anılan icra dosyasındaki itirazın iptaline takibin devamına ve alacağın %20’si oranındaki icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen taşınmazın acele kamulaştırıldığını ve hissedarların payına düşen kamulaştırma bedelinin ödenmesi için müvekkili bankanın Anadolu Adliye şubesine mahkemece yazı yazıldığını, bu karar gereğince …’ın hissesinin bedelinin mahkeme adına açılan hesaba ve ek hesaba 03.10.2013 tarihinde 2.807.837,50 TL olarak yatırıldığını, TOKİ tarafından kamulaştırma bedelinin çok yüksek olduğu iddiasıyla İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/519 E. sayılı dosyasıyla hissedarlar hakkında dava açıldığını ve yargılama sonucunda ek kamulaştırma bedeli tespit edilerek hissedarlara ödenmesine hükmedildiğini, TOKİ tarafından ek kamulaştırma bedeli olan 200.559,82 TL’nin … Bankası Tuzla Şubesine yatırıldığını ve 25.11.2014 tarihinde kamulaştırma kararı verilerek 893 parselde davalılara ait tüm payların tapu kayıtlarının iptali ile TOKİ adına tapuya tesciline karar verildiğini, anılan mahkeme kararı gereğince 23.02.2015 tarihinde 200.559,82 TL’nin ve 23.03.2015 tarihinde de 2.807837,50 TL’nin …’a müvekkili banka tarafından ödendiğini, daha sonra taşınmaz üzerinde davacı banka yararına ipotek olduğunun tespit edildiğini, bedelin iadesinin …’dan istendiğini ve hataen ödendiği belirtilerek ihtarname gönderildiğini ve davacı banka tarafından müvekkiline gönderilen ihtarnameye de … tarafından para iadesi olursa öncelikle davacı bankaya ödeneceğinin bildirildiğini, bunun üzerine davacı tarafından müvekkili bankaya 3 aylık süre verildiğini ve yine müvekkilince … tarafından haksız olarak tahsil edilen paranın iadesi amacıyla İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/340 E. sayılı dosyasıyla dava açıldığını ve paranın iadesinin istendiğini, henüz bu dosyanın derdest olduğunu, kamulaştırma kararı veren İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesinin 23016/519 Esas sayılı dosyasından müvekkili bankaya gönderilen yazıda taşınmaz üzerinde davacı yararına ipotek olduğuna ilişkin bir ibare bulunmadığı gibi müzekkereye tapu kaydının da eklenmediği, bu nedenle hataen kamulaştırma bedelinin davacı banka yerine taşınmazda hisse sahibi …’a ödenmiş olduğunu, bu bedelin iadesi için İstanbul Anadolu 26. Asliye Hukuk Mahkemesinde müvekkili banka tarafından …’a karşı açılan davanın neticesinin beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 02.11.2017 tarih ve 2016/703 Esas – 2017/869 Karar sayılı kararıyla; “… davalı bankanın tapu kaydında davacı banka yararına olan 3.000.000,00 TL ipotek nedeniyle kamulaştırma bedelinin ipotek alacaklısı davacıya ödenmesi gerekirken, bu gereğin yerine getirilmemesi nedeniyle kusurlu olduğu, ödenen bedelin 200.599,82 TL’nin önceden davacıya iade edildiği, geri kalan 2.761.108,07 TL’nin iadesini teminen davacı tarafından davalı bankaya karşı icra takibi yapılmasının haklı ve yerinde bulunduğu, her ne kadar davacı taraf takipte 78.294,00 TL faiz istemiş ise de, alacağın iadesi amacıyla davalı tarafa Üsküdar … Noterliğinin 26.06.2015 tarihli ihtarnamesinin gönderildiği, davalı banka tarafından bu ihtarnameye 22.07.2015 tarihli yazı ile cevap verilerek …’a sehven ödenen paranın iadesi için adı geçene ihtarname gönderilip ödenen tutarın iade edilmesi durumunda ivedilikle ödeneceğinin belirtilerek süre talep edildiği ve davacının 10.08.2015 tarihli davalıya gönderdiği yazı ile ödeme için 3 aylık süre verildiğinin bildirildiği, anılan yazının 13.08.2015 tarihinde davalı banka tarafından tebliğ alındığı, dolayısıyla ödeme için verilen 3 aylık süreninin 13.11.2015 tarihinde dolduğu, davalının bu tarih itibariyle temerrüde düştüğünün kabulü gerektiği, icra takibinin 03.12.2015 tarihinde yapıldığı anlaşıldığından 2.761.108,07 TL asıl alacağa yıllık %9 oranından 24 gün süre yönünden mahkememizce hesaplanan işlemiş faizin (2.761.108,07 X 9 X 24 / 36.000 =16.566,64 TL) olarak belirlendiği buna göre davalının asıl alacak 2.761.108,07 TL, işlemiş faiz 16.566,64 TL olmak üzere toplam 2.777.674,71 TL’den sorumlu olması gerektiği gerekçeleriyle davalının icra dosyasındaki itirazının bu miktar üzerinden iptaline, takibin devamına ve itirazın haksız, alacağın likit olması nedeniyle %20 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine ilişkin davanın kısmen kabulüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Müvekkil banka kamulaştırma bedelinin ödenmesi için ilgili mahkemeden teyit aldığını, dava konusu olayda İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 23.02.2015 ve 23.03.2015 tarihli talimatları gereğince ödemenin yapıldığını, Ödemeye ilişkin mahkeme yazsında davacı lehine banka ipoteği olduğuna ilişkin bir ibarenin bulunmadığını, ayrıca tapu kayıt örneğinin de müzekkereye eklenmediğini, bu nedenle dava dışı …’a ödeme yapılmasında müvekkile atfedilecek bir kusurun bulunmadığını, Davacının ihtarnamesi ile ipotek olduğundan ve ödemenin sehven yağıldığından haberdar olunduğunu ve dava dışı …’dan paranın iadesi sürecinin başlatılması için davacı taraftan süre istendiğini, davacının 3 aylık süre verdiğini, davacının buna rağmen beklemeyerek davayı açtığını, Dava dışı …’a ihtarname çekilerek bedelin iadesinin istendiğini, verilen sürede iadenin yapılmaması üzerine şahsa karşı İstanbul Anadolu 26.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2015/340 Esas sayılı dosya ile alacak davası açtıklarını, Hukuken talep edilebilir ve likit bir alacak olmamasına rağmen, itirazın kötüniyetle yapıldığı gerekçesiyle müvekkil aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesinin hatalı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı banka, tapuda ipotek olmasına rağmen davalı banka tarafından kamulaştırma bedelinin davacı banka yerine dava dışı kişiye ödenmesi nedeniyle bedelin tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, davanın haksız olduğunu beyanla reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “…yapılan işlemlerdeki hatanın davalı bankanın kusurundan kaynaklandığı, davacının asıl alacak isteminin yerinde olduğu, ancak davacı tarafından davalıya verilen 3 aylık sürenin bitiminde temerrüdün başlaması nedeniyle faiz isteminin 16.566,64 TL üzerinden kısmen kabulüne, takibin toplam 2.777.674,71 TL üzerinden devamına, alacağın likit olması nedeniyle % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına.” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davaya konu olayda; İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/519 Esas – 2014/426 Karar sayılı kararıyla kamulaştırma kararı verilerek, dava dışı …’ın hissesine düşen kamulaştırma bedelinin 3.008.397,32 TL olduğunun belirlendiği, davacı bankanın bu şahsın hissesi üzerinde 3.000.000,00 TL bedelli ipoteğin bulunduğu, İstanbul Anadolu 6. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davalı bankaya 23.02.2015 ve 23.03.2015 tarihli talimatları ile “Bankanıza yatırılan bu bedelin …’a bu malikle ilgili varsa taşınmaz üzerindeki haciz, ihtiyati haciz ve diğer takyidatların bedele yansıtılması”nın istendiği, davalı banka tarafından tapu kayıtlarının celbiyle ipotek ve haciz durumları incelenmeden ilgili şahsa ödemenin yapıldığı, bu haliyle ipotek hakkı korunmaması nedeniyle davacının zarara uğramasında davalı bankanın kusurlu olduğu, davadan önce 200.559,82 TL’nin davacıya iade edilmesi karşısında davacının bakiye 2.761.108,07 TL’nin iadesi isteminin yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davadan önce davacı tarafından davalıya bedelin iadesi için üç aylık süre verildiği ve sürenin tebliğden itibaren hesaplandığında 13.11.2015 tarihinde dolduğu, davalının temerrüdünün bu tarih itibariyle gerçekleştiği ve buna göre yapılan işlemiş faiz hesabının da yerinde olduğu anlaşılmıştır. Davalı vekili “Hukuken talep edilebilir ve likit bir alacak olmamasına rağmen, itirazın kötüniyetle yapıldığı gerekçesiyle müvekkil aleyhine icra inkar tazminatı hükmedilmesinin hatalı olduğunu” beyan etmiş ise de; davalı bankanın dava dışı şahsa ödemenin sehven yapıldığını kabul etmesine ve iade için süre istemesine, sorumlu olduğu miktarı ve ödeme tarihini bilmesine rağmen davacıya ödeme yapmaması nedeniyle icra takibi açılmasına sebebiyet verdiğinden mahkemenin icra inkar tazminatı takdiri de yerindedir. Tüm bu açıklamalar ışığında, ilk derece mahkemesi kararı isabetli olmakla davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Alınması gereken 189.742,96 TL harçtan, peşin alınan 47.435,74 TL harcın mahsubu ile bakiye 142.307,22 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.21/01/2022