Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1783 E. 2019/2029 K. 07.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1783 Esas
KARAR NO : 2019/2029
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 05/03/2019
NUMARASI : 2018/392 E. – 2019/110 K.
DAVANIN KONUSU: Markaya tecavüzün meni, haksız rekabetin meni ve tespiti ile Manevi Tazminat İstemli
KARAR TARİHİ: 07/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin TPMK nezdinde … ibaresi ve şekil markaları için … tescil nolu tıbbi ve sıhhi merhem ve ilaçlarının bulunduğunu, davalının davaya konu … markasının müvekkilinin … ibareli markalarına ayırt edilemeyecek ve iltibasa yol açacak kadar benzediğini, davalıların müvekkilinin ürünleri ile aynı “mentollü merhem” cinsi ürünler üzerinde kullandığı ibarenin, müvekkilinin markası ile neredeyse aynı şekilde telaffuz edildiğini, müvekkilinin markasının tanınmış marka olup, davalı markasının varlığının müvekkilinin tanınmış ve önceki tarihli markalarının ayırt edici karakterini zedelediğini, … ve … markalarının tamamen ve ilk kez müvekkili tarafından yaratıldığını, son derece farklı ve ayırt edici markalar olduğunu belirterek, dava konusu …2 tescil nolu markanın devrinin önlenmesi, internet sitelerine erişimin engellenmesi ve yazı her türlü tanıtım vasıtasının, davalılara ait işyerlerinden ve bulundukları her yerden toplatılarak yeddiemine teslimi hususunda ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davalılara ait 2014/05722 tescil nolu … ibareli markanın hükümsüzlüğünü, marka tecavüzünün ve haksız rekabetinin tespitine, men’ine, ref’ine, kullanımların önlenmesine, davalıların … ibaresi de dahil olmak üzere ve ürüne ait şişe, etiket, kalıp, kutu, koli, ambalaj, katalog, broşür, basılı evrak, yazı her türlü ürün ambalaj ve tanıtım vasıtasının, davalıya ait işyerlerinden ve ticari amaçla bulundukları her yerden toplanmasına ve imha edilmesine, 200.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalılardan … cevap dilekçesinde özetle; marka, imalat, satış, başvurular ve itirazlarla hiçbir alakasının olmadığını, davanın niteliği gereği kendisine husumet yöneltilemeyeceğini, davanın kendi yönünden husumetten reddi gerektiğini, mahkemenin davaya bakmakla yetkili olmadığını, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, esasa ilişkin olarak eczane olarak tescili yapılmış, kaydı bulunan, itiraza uğramamış diğer eczaneler tarafından da satılmakta olan ve halen satılan bir ürünü sipariş verdiğini, gelen ürünlerin diğer bütün müstahzarlarda olduğu gibi kayıt altına alınarak eczanesinde satışının yapıldığını, kendileri dışındaki iki veya daha çok firma arasındaki hukuki ilişkilerin kendisine sorumluluk doğurmayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı … şirket yetkilisi cevap dilekçesinde özetle; yasal ve fiili adresinin, satışlarının, tespit ve yazışma adreslerinin Ankara’da olduğunu, yetki itirazında bulunduklarını ve yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, dava dilekçesinin yasal unsurları içermediğini hangi davalıdan ne istendiği ve şeklindeki içeriği hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde, belli ve net olmayan dilekçenin reddine karar verilmesi gerektiğini, taleplerin zamanaşımına uğradığını, esasa ilişkin olarak dava konusu ürünlerle ilgili taleplerin dayanaksız kaldığını, dava konusu kutunun şeklinin 02/02/2018 tarihinde davanın açılış tarihinden önce değiştirildiğini ve yeni şekliyle satışa sunulduğunu, dava dilekçesinde bitişik yazılan vaporub ibaresinin aksine iki kelimeden oluşan ayrı ayrı yazılan ve İngilizce ibareler olan “… (buharlaşmak)” ve “…. (Ovma, Ovalama, Masaj)” ibarelerinden oluşan “…” ibaresini kullandıklarını, buharlaşan merhem türündeki ürünleri tanımlamak için kullanılan, ürünün cinsine ve amacına atıf yapan bir ibare olduğunu, marka algısı yaratmayan ve hiçbir iltibasa yer vermeyen ve herkesin kullandığı genel bir ibare olduğunu, şirketin “…” markasının patentini aldığını ve TPMK nezdinde tescil ettirdiklerini belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesince; markanın hükümsüzlüğü yönünden SMK 156/5 maddesinin gereğince Ankara Fikri Sinai Haklar Hukuk mahkemesinin yetkili olduğu, neticei talep yönünden öncelikle hükümsüzlüğün karara bağlanması, sonuca göre markaya tecavüz ve haksız rekabetin değerlendirilebileceği, her iki davalının Ankara’da olduğu, tespitin Ankara’da yapıldığı gerekçesi ile mahkemenin yetkisizliğine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili süresindeki istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin markasının tescilli olduğunu, SMK 156/3 maddesi gereğince mahkemenin yetkili olduğunu, hükümsüzlük ile birlikte haksız kullanım, haksız rekabet ve tazminat talepleri olduğunu, hükümsüzlüğün öncelikle karara bağlanmasına ilişkin açık bir hüküm olmadığını belirterek kararın kaldırılması gerektiğini belirtmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, markanın hükümsüzlüğü ile markaya haksız müdahalenin meni, haksız rekabetin tespiti men’i ve manevi tazminat istemine ilişkindir.İlk derece mahkemesince yetkisizlik kararı verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili, yasal süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurmuştur.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Markaların korunmasına dair usul ve esaslar, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda düzenlenmiş olup Kanun’un 156/3.ve 4.maddesine göre; “Sınai mülkiyet hakkı sahibi tarafından, üçüncü kişiler aleyhine açılacak hukuk davalarında yetkili mahkeme, davacının yerleşim yeri veya hukuka aykırı fiilin gerçekleştiği yahut bu fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesidir. Davacının Türkiye’de yerleşim yeri bulunmaması hâlinde yetkili mahkeme, davanın açıldığı tarihte sicilde kayıtlı vekilin işyerinin bulunduğu yerdeki ve eğer vekillik kaydı silinmişse Kurum merkezinin bulunduğu yerdeki mahkemedir”.Kanun’un 156/5.maddesine göre ise; “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir”.Somut uyuşmazlıkta; davacı vekili, hükümsüzlük ile birlikte haksız rekabetin tespiti ve meni, markaya haksız müdahalenin meni ve manevi tazminat isteminde bulunmuş olup yetkili mahkemenin SMK 156/3 ve 4..maddesine göre değerlendirilmesi gereklidir. (Aynı yönde; Y. 20. HD, E. 2019/1039, K. 2019/2415, 8.4.2019 tarihli ilamı) Davacının, sicilde kayıtlı vekilinin adresi ile uyuşmazlık konusu dikkate alındığında davanın İstanbul mahkemesinde dava açması yerinde olup davacı vekilinin istinaf istemi yerindedir. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kaldırılmasına ilişkin aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile,2-İstanbul 2. FSHHM’nin 05/03/2019 gün ve 2018/392 Esas, 2019/110 Karar sayılı yetkisizlik kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-3 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Yargılamaya devam olunmak üzere, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine,4-İstinaf aşamasında davacı tarafça yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 48,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 169,90 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 07/10/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.