Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1769 E. 2022/58 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1769 Esas
KARAR NO: 2022/58
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 03/05/2019
NUMARASI: 2019/770 2019/357
DAVANIN KONUSU: 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı tarafça müvekkiline 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerine itiraz edilmediği g2erekçesiyle İİK’nın 89/3 md. Uyarınca haciz ihbarnamesi gönderildiğini, müvekkilinin 1. Ve 2. Haciz ihbarnamelerine sehven elinde olmayan sebeplerle itiraz edilemediğini, haciz ihbarnamelerinin yasanın zorunlu kıldığı şartları taşımadığını, ayrıca müvekkilinin icra dosyasında borçlu görünen … isimli kişiye herhangi bir borcu bulunmadığını, bu kişinin sözleşme ile müvekkiline karşı üstlenmiş olduğu edimlerinin sözleşmeye uygun olarak yerine getirmediğini belirterek müvekkilinin İİK’nın 89/3 md. Uyarınca borçlu olmadığının tespitine karar verilmesine talep ve dava etmiştir. Mahkemece, davanın İİK’nın 89/3 md. uyarınca açılan menfi tespit davası olduğu, 6102 sayılı TTK’nın 5/A md. gereğince arabuluculuk dava şartına tabii olduğu dava dilekçesi içeriğinden davanın arabulucuya başvurmadan açıldığı, gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; davanın 89/3 kapsamında açılan menfi tespit davası olduğu, zorunlu arabuluculuğa tabii olmadığını, bu konuda İstanbul BAM tarafından verilen kararlar bulunduğunu, huzurdaki davanın kanun gereği 15 günlük hak düşürücü sürede açılması ve ihbarnameleri gönderen icra müdürlüğüne davanın açıldığının bildirilmesi zorunluluğunun bulunduğunu, yasal düzenlemenin açık ve net olduğunu, davanın arabuluculuğa tabii olmadığı bildirilmiştir.
GEREKÇE: Dava; İİK’nun 89.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. İlk derece mahkemesince; dava şartı eksikliği nedeni ile davanın usulden reddine karar verilmiştir. Uyuşmazlık; menfi tespit davasında arabulucuk dava şartının uygulanıp uygulanamayacağının tespitine ilişkindir. 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 5/A. maddesinde “dava şartı olarak arabuluculuk” başlığı ile; “Bu Kanun’un 4. maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalarda konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır” şeklinde düzenleme yapılmıştır. TTK’nın 5/A maddesine göre, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olmasına ilişkin dava şartı; alacak davası niteliğinde olmayan menfi tespit davasında uygulanamayacak olup somut olay yönünden davacı tarafın arabulucuya başvuru zorunluluğu bulunmamaktadır. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 03/05/2019 tarih, 2019/770 E. – 2019/357 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 43,20 TL posta masrafı olmak üzere toplam 164,50 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/01/2022