Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1674 E. 2021/1957 K. 18.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1674 Esas
KARAR NO: 2021/1957 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/11/2018
NUMARASI: 2013/154 E. – 2018/442 K.
DAVANIN KONUSU: Tazminat (Fikir Ve Sanat Eserleri Sahipliğinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
ASIL DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin, www…com alan adlı web sitesinin sahibi ve işleticisi olduğunu, sitenin muhtelif konulara ilişkin soruların, ilgili konuda deneyim ve bilgi sahibi olan çeşitli uzmanlar tarafından bir söyleşi dâhilinde cevaplanmasından oluşan bilgilendirici videolar içerdiğini,davacının videolar üzerinde, FSEK.m.80 / f.2 gereği “yapımcı” sıfatıyla hak sahibi olup; FSEK m, 80 / f.21de öngörülen umuma iletim hakkı dâhil tüm mali haklara sahip olduğu gibi, videoların üçüncü kişiler tarafından kullanımına izin verme hakkı ve üçüncü kişilerce kullanımını yasaklama yetkisine de sahip olduğunu, davacı şirket ile davalının müvekkili şirketin, davalı yanın uzmanlık alanı olan estetik konusunda çeşitli soruları cevaplayacağı videoların yapımının gerçekleştirilmesi konusunda anlaştığını, videolardan 44 adedini Nisan 2008 tarihinde ve 9 adedinde Ocak 2009 tarihinde kendisine ait www…com sitesinde umuma iletime sunduğunu,videoları www…com sitesinden kaldırmadan önce, davalı yana gönderdiği 22.11.2011 tarihli e-posta ile; davaya konu videoların www…com sitesinden kaldırılacağını ve söz konusu videoların davalı yan tarafından … ve … gibi sitelerde yayınlanamayacağını bildirdiğini, uzun bir süre sonra, tesadüfen, 53 adet videodan 37 adedinin, müvekkilinin bilgi ve onayı olmaksızın,ayrıca videoların orijinal kayıtlarında yer alan “…” logosu yerine “Dr. …” ibareleri konarak, ‘…” adlı … kullanıcı hesabı üzerinden www…com sitesine yüklendiğini, bu videoların bizzat Davalı yana ait www…com alan adlı web sitesinde umuma iletildiğinden haberdar olduklarını, 18.03.2013 tarihinde davalıya Beyoğlu … Noterliğinden … yevmiye no.lu ihtarname keşide olunarak;videoların www…com ve www…com sitelerinden kaldırılması ve başkaca internet sitesinde ya da ortamlara kullanılmakta ise bu kullanımlara da son verilmesi husunun yazılı olarak bildirildiğini beyanla; davalının davacı ile sözleşme yapsa idi, davalı yanın kullanımı için şimdilik FSEK 68.maddeye göre 3 katı bedelin 10.000 TL kısmının, izinsiz kullanım sebebiyle Davalı yana gönderilen ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 19.03.2013 tarihinden işleyecek faizi ile birlikte tahsiline, muhtemel tecavüzlerin men’ine, videoların www…com. www…com. www…com dahil ve fakat bunlarla sınırlı olmaksızın internet mecrasında herhangi bir sitede kullanılmaması için ihtiyati tedbir karan verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; videoların içeriğinin tamamen davalı müvekkili tarafından belirlenerek hazırlandığından, müvekkilinin eser üzerinde hak sahibi olduğunu, davalının hiçbir maddî çıkar gözetmeksizin uzmanlık alanındaki bilimsel bilgisini, deneyimlerini (ameliyat öncesi, ameliyat aşaması ve sonrası fotoğraf ve görüntüleri), emeğini ve zamanını vererek halkı bilgilendirmek ve aydınlatmak amacıyla bizzat en çok merak edilen soruları hazırladığını ve sözlü olarak cevaplayarak videolar hazırladığını, videoların davacı şirket çalışanlarınca davalının muayenehanesinde çekildiğini, içerik olarak davacı şirket elemanlarının videolara bir katkısının olmadığını, videoların bir kopyasını davalının talep etmesine rağmen kendisine verilmediğini, internet sitesinden alabileceğinin söylendiğini, 2007-2011 yılları arasında kesintisiz beş yıl süre ile davacının internet sitesinde yayınlandığını, 2011 yılında ise davacının yayınlar için ücret talep ettiğini, ücretin fahiş olması nedeni ile davalının para ödemeyi kabul etmediğini,taraflar arasında haklarının devrine dair sözlü veya yazılı bir sözleşme bulunmadığını, davacının hem FSEK 68 e göre üç kat bedel, hem de ref ve men talebinde bulunamayacağını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
KARŞI DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı-karşı davalın www…com sitesinde kullanıp yayından kaldırdığı, davalı-karşı davacı uzman Dr. …’ın içeriğini hazırladığı 53 adet videonun yasal haklarının davalı-karşı davacı Dr. …’a aidiyetlerinin tespiti ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesini,davacı-karşı davalı tarafından söz konusu video kayıtlarının kullanılmasının önlenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı-karşı davacı vekili cevap dilekçesinde; karşı davanın reddini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 20.11.2018 tarihli 2013/154 E. – 2018/442 K. sayılı kararıyla; Asıl davada; ” son bilirkişi heyet raporunun mevzuat ve dosyadaki delillere uygun hazırlandığı, denetim ve hüküm kurmaya elverişli bulunduğu hükme dayanak yapıldığı, bilirkişi heyetince yapılan incelemede davaya konu video içeriklerinin FSEK 2/1 anlamında hususiyet içermediği, içeriklerin estetik alanına ilişkin bilgilendirme amaçlı içerikler olduğu, FSEK anlamında “eser” vasfını haiz olmadığını, yapılan çekimin herhangi bir hususiyet arz etmeyen herhangi bir sistematik içerik ve sinopsise dayalı anlatım içermeyen görüntüler dizisi olduğunun bildirildiği. Asıl davada davacının video içerikleri üzerinde FSEK 80/2 anlamında yapımcı sıfatının bulunduğunu iddia etmiş ise de davacının film yapımcısı olmadığının anlaşıldığı,…davaya konu olayda sinema eserinin söz konusu olmadığı gibi, kanunun aradığı anlamda “filmin” de söz konusu olmadığını….Davaya konu olayda davalıyla yapılan estetik alanına ilişkin çekim banda veya videoya alınmış olmakla dava konusu video FSEK m.84 anlamında korunabileceğini. Davacı ile davalının estetik alanına ilişkin bilgilerini sunacağı video yapılması konusunda anlaştıkları, bu konuda her iki tarafın herhangi bir ücret talep etmeden anlaşmaya vardıkları 2006-2011 yılları arasında davaya konu videoların www…com isimli sitede yayınlandığı, bilahare davacının davaya konu video içeriğinin sitede yayınlanması nedeniyle ücret talebinde bulunduğu ve ancak tarafların ücret konusunda yapılan mail yolu ile müzakerelerde anlaşamadıkları, bu süreçte davalının reklamının yapıldığı dolayısıyla taraflar arasındaki ilişkiden başından beri yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte bu yayınlara davalının reklamının yapılması nedeniyle davalı yanca ses çıkarılmadığı, ancak taraf iradelerinin www…com isimli sitede davalının video haline getirilen konuşmalarını yayınlama konusunda uzlaşı içerisinde oldukları hususu dikkate alındığında, davaya konu video kayıtlarının davalı yanca ticari amaçla çoğaltıp yayınlaması hususları da dikkate alındığında davaya konu video kayıtları üzerinde davacının hak sahibi olduğu anlaşılmıştır. Davalı ise bu video kayıtlarının çekimine rıza ile katılmış olmakla bu video kayıtları üzerinde FSEK’ten kaynaklı herhangi bir hakkının bulunmadığının tespit edildiği, davacının özel bir web alanı ihdas ederek, bu alana reklam ve yatırım yaparak konusunda uzman olanlar ile rızaya dayalı videolar çekmiş olması nedeniyle davaya konu somut olayda da video kaydının oluşturması nedeniyle video kayıtları üzerinde FSEK 84′ ten kaynaklanan hakları söz konusu olmakla bu videolar üzerinde “…” ibaresinin kaldırılıp davalının ismi yazılarak başka mecralarda yayınlanmasının davacının FSEK ‘ten kaynaklanan haklarına aykırılık teşkil edeceğinden, FSEK 84 atfı nedeniyle TTK 54 vd. hükümleri çerçevesinde maddi tazminat talebi kabul edilmiş davalı yanca 41 kez ihlal teşkil eden yayınlar umuma iletildiğinden 600 TL yayınların ulaştığı mecra dikkate alınarak BK hükümlerine göre makul bir bedel olarak belirlendiği, FSEK 84 maddesine aykırılık nedeniyle 24.600 TL nın kabulüne, davalı yanca davaya konu videoların ticari amaçlı olarak haksız rekabet kapsamında yeniden yayınlanması halinde yeni ihlaller sez konusu olacağından ref talebi ile muhtemel tecavüzlerin önlenmesine de karar verilmesi gerektiği, davacının 10.10.2018 tarihli bedeli ilişkin dilekçesinde maddi tazminat isteminin 133.140TL olarak belirlediğinden fazlaya ilişkin 108.540 TL nin yerinde olmadığı” gerekçesiyle; ” ASIL DAVANIN KABULÜNE, FSEK 84. madde kapsamında 24.600 TL nın 19.3.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, Davaya konu videoların internet ortamında yayınlanmasının ref’i ve muhtemel tecavüzlerin önlenmesine” karar verilmiştir. Karşı davada; “davacı, davalının www…com sitesinde kullanıp yayından kaldırdığı, davacı uzman Dr. …’ın içeriğini hazırladığı 53 adet videonun yasal haklarının davacı Dr. …’a aidiyetlerinin tespitini talep etmiş ise de; yukarıda açıklanan gerekçe ile Davacı bu video kayıtlarının çekimine rıza ile katılmış olmakla, bu video kayıtları üzerinde davacının reklamı da yapılmış olduğundan, davacı …’ın FSEK’ten kaynaklı herhangi bir hakkının bulunmadığı” gerekçesiyle; karşı davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURULARI: Davacı- K.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; usul yönünden istinaf sebebinde; asıl davada “şimdilik 10.000 TL bedelin tahsilini” talep ederek bu miktar üzerinden harç yatırdıklarını, ıslah talebinde bulunmadıklarını, 10.10.2018 tarihli dilekçelerindeki taleplerini 133.140 TL şeklinde arttırdıklarına dair beyanlarının, hak kazanılan tazminat miktarının tespitine ilişkin olduğunu, mahkemenin davadaki talebin 133.140 TL’ya çıkarıldığı ve davanın 108.540 TL yönünden reddine karar vermesinin ve bu miktar üzerinden müvekkili aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinin HMK’ya aykırı olduğunu. -Mahkeme kararının aksine, davaya konu videoların FSEK uyarınca sinema eseri olduğunu, dava konusu videoların, sinema tekniğine uygun bir şekilde görüntü alınması, yer seçimi, renk, ışık, kamera açısı, yakın ve uzak plan çekimler, derinlik gibi unsurlar kullanılarak filme çekildiğini, ek olarak, çekim sonrasında da, dava konusu videoların belirli bir kurgu ve plan dahilinde, izleyicinin dikkatini çekecek süre ve boyutlarda oluşturulduğunu, müzik ve görsellerin bu çerçevede seçildiğini, öğretici videolar oluşturulduğunu, FSEK 5. Maddesi uyarınca sinema eserlerinin bedii vasıfta bulunması şartının aranmadığını, videoların sinema eseri olmadığına yönelik mahkeme kararının ve tazminatın FSEK 68. Madde gereğince üç kat olarak hesaplanmamasının hatalı olduğunu. -Mahkemece hükmedilen 24.600TL bedelin de en düşük hesaplamaya göre belirlendiğini, davalının izinsiz kullanımları dikkate alındığında bu şekilde bedelin düşük kaldığını, 04.10.2017 tarihli rapor uyarınca 44.380 TL tazminat belirlenerek FSEK 68. Madde gereğince üç katına hükmedilmesinin gerektiğini, beyanla asıl davaya yönelik mahkeme kararının kısmen kaldırılarak; dava konusu eserlerin sinema eseri olduğuna, müvekkili şirketin videolara ilişkin yapımcı olarak hak sahibi olduğuna, 04.10.2017 tarihli bilirkişi raporu uyarınca hesaplanan 44.380 TL şeklindeki tazminat bedelinin FSEK m.68 uyarınca üç katı hesap edilerek, müvekkili şirketin hak kazandığı tazminat bedelinin 133.140 TL’sı olduğuna, tespit edilen bedelin taleple bağlılık ilkesi gereği 10.000 TL’sının 19.03.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile ödenmesine, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı- K.Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; usule ilişkin istinaf sebebinde, davacının dava dilekçesindeki talebinin 10.000 TL olmasına rağmen talep aşımı ile 24.600 TL maddi tazminata hükmedildiğini. -Esasa ilişkin istinaf sebeplerinde; mahkemenin dayandığı son kök ve ek raporda dava konusu video çekimlerinin FSEK kapsamında eser mahiyetinde olmadığı ve somut olaya FSEK 84. Hükümlerinin uygulanması gerektiğinin beyan edildiğini, bu tespitler yerinde olmakla birlikte somut olayda FSEK 84. Maddedeki şartların oluşmadığını, bilirkişilerin yetkin olmadıklarının anlaşıldığını, dosyaya sundukları uzman mütalaasında da beyan edildiği üzere, FSEK 84’ün şartlarının gerçekleşmediğini, dava konusu videoların, davalı-karşı davacının ilim ve edebiyat eserini içerdiğini, kendisi eser içeren ancak kendisi eser mahiyetinde olmayan bir sinema mahsulü olduğunu, FSEK 84. Hükmünün üçüncü kişilerin ilk tespit üzerindeki sadece çoğaltma ve yayma gibi eylemlerini yasakladığını, taraflar arasında hukuki ilişki bulunduğundan, davalının üçüncü kişi konumunda bulunmadığını, davalının bu videoları kendi sitesi yada video platformlarında umuma iletmesinin FSEK 25/2 anlamında “esere gerçek kişilerin seçtikleri yer ve zamanda erişim sağlama” niteliğinde bulunduğunu ve kendisine karşı FSEK 84’ün uygulanamayacağını. -Dosyada alınan son bilirkişi raporunun önceki raporlarla çeliştiğini, ancak önceki raporlarda da davacı/karşı davalının bağlantılı hak sahibi olmadığı kabul edilmekle, mali hakları kullanamayacağı tespiti yapıldığını, birbirinden farklı ve çelişkili üç bilirkişi raporu üzerinden hüküm oluşturmanın mümkün olmadığını. -Dava konusu videoların umuma iletilmesinin, FSEK 84 anlamında “çoğaltma” ve “yayma” teşkil etmediğinden FSEK 84. Maddenin uygulanamayacağını, müvekkili aleyhine ticari faiz uygulanmasının yerinde olmadığını. -Karşı davada videoların içeriğinin ve haklarının müvekkiline ait olduğunu, davacının haksız olarak …’a başvurarak haksız bir şekilde yayından kaldırttığını, karşı davanın reddinin doğru olmadığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince …, … ve …’ten oluşan bilirkişi heyetinden alınan 04.06.2014 tarihli raporda; dava konusu somut olayda davalının kendi bilgi, tecrübe, sosyal alandaki popülaritesi, ve mesleki alanda icra etmiş olduğu doktorluk mesleği ile ilgili toplumu bilgilendirici, yönlendirici mesleğine has bilgiler vermesi, sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim eseri olması nedeni ile, FSEK kapsamında Eser niteliğinde değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu video görüntülerinin FSEK kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, Dava konusu somut olayda icracı Davalıdan mali hakları kullanma yetkisi Sözleşme ile devredilmediğinden, davacının bu konuda hak iddia edemeyeceği, Söz konusu FSEK 80. maddesinin uygulanamayacağını, FSEK’in 52. maddesi uyarınca mali haklar dahil sözleşme ve tasarrufların yazılı olması ve hakların ayrı ayrı gösterilmesinin şart olduğunu, taraflar arasında, net ve açık bîr şekilde metne bağlanmış bir sözleşme bulunmadığını, FSEK’un 10. Maddesinde: “Birden fazla kimsenin iştirakiyle vücuda getirilen eser ayrılmaz bir bütün teşkil ediyorsa, eserin sahibi, onu vücuda getirenlerin birliğidir. Birliğe adi şirket hakkındaki hükümler uygulanır. Eser sahiplerinden biri, birlikte yapılacak bir muameleye muhik bir sebep olmaksızın müsaade etmezse, bu müsaade mahkemece verilebilir. Eser sahiplerinden her biri, birlik menfaatlerine tecavüz edildiği takdirde tek başına hareket edebilir. Bir eserin vücuda getirilmesinde yapılan teknik hizmetler veya teferruata ait yardımlar, iştirake esas teşkil etmez” hükmünün de yer aldığını, davalı tarafın doktor olması sebebiyle hastaları tarafından veya muayeneye gelen kişilerden kendisine en çok sorulan sorular hakkında videoların hazırlandığı, konu seçiminin de doktor tarafından yapıldığını, davacı tarafın konu hakkında detaylı ve doyurucu bir bilgiye sahip olamayacağından, mutlaka konusunda uzman bir kişiye İhtiyaç duyduğu/duyacağı hususun açık olduğunu, videoların kurgusu, montajı, tespiti ve yapımın davacı tarafça gerçekleştirildiğini, davalı tarafın da bunu kabul ettiğini, FSEK’un 8. Maddesinde “bir işlenmenin sahibi, asıl eser sahibinin haklar mahfuz kalmak şartıyla, onu işleyendir, eserin yapımcısı veya yayımlayıcısının, ancak eserin sahibi ile yapacağı sözleşmeye göre mali hakları kullanabileceğini, sinematografik eserlerde; yönetmen özgün müzik bestecisi ve senaryo yazarının, eserin birlikte sahibi olduğunu, eserin birlikte sahiplerinin, mali hakları, yapacakları bir sözleşmeyle ve uygun bir bedel karşılığında yapımcıya devredebileceklerini beyan etmişlerdir. Aynı heyet ek raporlarında; FSEK md. 80/1-2 uyarınca film yapımcısının eser sahibinden ve icracı sanatçıdan mali hakları kullanma yetkisini devraldıktan sonra orada sayılı haklara sahip olunacağını, film yapımcısının eser sahibi ya da sahipleri ile yapmış olduğu sözleşmeye göre mali hakları kullanabileceğini, yapılan bu sözleşmeyle de mali haklar değil, mali hakları kullanma yetkisinin yapımcıya intikal ettiğini, davacı ile davalı arasında böyle bir sözleşmenin mevcut olmadığını,somut olayda LOGO iptal edilerek davalı yanca kendi isminin eklendiğini, sözleşmenin olmaması nedeni ile FSEK kapsamında davacı tarafın Telif hakkına sahip olmayacağını, ancak çekimi yapan davacı firmanın bu çekilen video görüntüleri her ne kadar bir sinema filmi olmasa da 2006 yılında çekimleri yapılmış ve senelerdir internet ortamında yayınlamış ve bu sayede davalının bir nevi reklamını tanıtımını yaptığından, FSEK 68 ve haksız rekabet hükümlerine göre kullanım tarihi itibariyle 53 adet bilgilendirici video çekimleri konusunda her iki tarafında video üzerinde hakkı olduğu hususları da göz önüne alınarak 60.000 TL nin yarısı yani 30,000 TL nin dava tarihinden itibaren hesaplanarak rakamı talep edilebileceğini beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince … ve …ndan oluşan ikinci bir heyetten alınan 04.10.2017 tarihli raporda; Video içeriklerinin davalı/karşı davacı tarafından üretildiği, dava konusu videoların içeriğini oluşturan konuşmaların söz ile ifade edilen ilim ve edebiyat eseri olduğu ve davalı/karşı davacının bu eserlerin sahibi olduğunu, taraflar arasında, davalı/karşı davacının eseri niteliğindeki konuşmalar üzerindeki haklarını konu alan yazılı bir sözleşmenin bulunmadığını, bu sebeple davacı/karşı davalının, bağlantılı hak sahibi olabilmek için gerekli olan izni hukuka uygun şekilde elde edemediği düşünülebilirken, bazı hallerde şekle aykırılığın ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması (TMK m,2) olarak değerlendirilebileceğini,somut olayın şartlarına bakıldığında taraflar her ne kadar yazılı bir devir sözleşmesi yapmamışsa da davalı/karşı davacının, söz konusu videoların tespitine ve bu videoların davacı/karşı davalının internet sitesinde yayımlanmasına muvafakat gösterdiğinin dosya kapsamından ve kendi beyanlarından anlaşıldığını, davalı/karşı davacının, 16.09.2013 tarihli davaya cevap dilekçesine kadar bu kullanıma karşı çıktığını gösterir bir delile rastlanmadığını,bu durumda davalı/karşı davacının, taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmadığı gerekçesiyle davacı/karşı davalının bağlantılı hak sahibi olamayacağını iddia etmesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceğini,şekle aykırılığın ileri sürülemeyeceği kabul edildiğinde, davalı/karşı davacının vermiş olduğu sözlü muvafakat, eser üzerindeki hakların ileriye dönük olarak devri sonucunu doğurmasa da davacı/karşı davalının bu sözlü muvafakata dayanarak ve yine bu muvafakat sınırları içerisinde gerçekleştirmiş olduğu kullanımın hukuka uygun kabul edilmesini gerektiğini. Bu durumda davacı/karşı davalının yaptığı tespitler için eser sahibinden hukuka uygun şekilde izin aldığının varsayılacağını, bunun da onu FSEK 80/2 kapsamında bağlantılı hak sahibi yapacağını, Yapımcıların tespitlerinin ses ve/veya görüntü nakline yarayan araçlarla umuma iletimine ve yeniden iletimine izin verme konusunda münhasıran hak sahibi olduğunu (FSEK 80/2), yapımcının sahip olduğu bu hakkı tespitini yaptığı eser sahibine karşı dahi ileri sürebileceğini, davalı/karşı davacının, söz konusu videoları/tespitleri, davacı/karşı davalının izni olmadan kendi sitesinde umuma açık şekilde kullanmasının bağlantılı hakkın ihlali anlamına geldiğini, bağlantılı hak sahiplerinin, haklarının ihlali halinde eser sahipleri gibi, tecavüzün refi, meni ve tazminat davası haklarından faydalanacağını (FSEK 80/son), dolayısıyla FSEK 68’e dayalı taleplerin bağlantılı hak sahibi tarafından da ileri sürülebileceğini, FSEK 5 anlamında videoların yönetmen ve senaryosu bulunmadığından sinema eseri sayılamayacağını ancak içeriğinin söz ile ifade edilen ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunduğunu, davacının tespitler üzerinde FSEK 80/2 kapsamında bağlantılı hak sahibi olduğunu, davalı/karşı davacının içeriği başka şekilde tespit edip kullanma hakkı varsa da, davacı/karşı davalının tespit ettiği videoları kullanmak istiyorsa izin alması gerektiğini, emsal değer olarak,davalı/karşı davacının haklı olunması halinde, yalnızca teknik harcama olan 7.380 TL’nin, davacı/karşı davalının haklı bulunması halinde ise 7,530 TL teknik giderir yanı sıra, her bir bölüm için l.000 TL, 37 Video için 37.000 TL +- 7.580 TL (Teknik gider) Genel Toplam 44.380 TL olarak belirlendiğini beyan etmişlerdir. İlk derece mahkemesince …, …, …’ndan oluşan üçüncü bir heyetten alınan 30.03.2018 tarihli raporda; Dosyada bulunan Cdler içindeki video kayıtları İncelendiğinde video kaydında …COM yerine Dr. … isminin yerleştirildiğini, dosya içerisinde bulunan websiteleri ekran görüntüleri kontrol edildiğinde bu videoların … ve … platformları üzerinden yayınlandığını, davaya konu olayda da davalıyla yapılan estetik alanına ilişkin çekim banda veya videoya alınmış olmakla dava konusu videoların FSEK m.84 anlamında korunmasının mümkün olabileceğini,Davacının FSEK 84 çerçevesinde davaya konu video kayıtlarının hak sahibi olduğunu, davalının ise bu video kayıtlarının çekimine rıza ile katılmış olmakla bu video kayıtlan üzerinde FSEK ten kaynaklı herhangi bir hakkının bulunmadığını,davacı tarafın izinsiz yayın nedeniyle davalıdan FSEK 84 atfı nedeniyle TTK 54 vd hükümleri çerçevesinde maddi tazminat talebinde bulunabileceğini, FSEK 84’e aykırılık halinde FSEK 68′ e dayalı olarak tazminat talebinde bulunulmayacağını,dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden ve mail yazışmalarından davacının davalıdan 35 adet çekim karşılığı talep ettiği miktar video başına 600 TL olmakla bu rakamın sektörel uygulamadaki miktarlara da uygun olduğu, bu çerçevede davacının yukarıda teknik değerlendirme kısmında kullanıldığı tespit edilen 39 adet video yayını için TBK 50 ve 51 çerçevesinde 39 x 600= 23,400 TL maddi tazminat talebinde bulunabileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır. Üçüncü bilirkişi heyetince düzenlenen ek raporda; kök raporda ki hukuki tespitlerin aynen muhafaza edildiğini, her ne kadar kök raporda video hesaplamasında 39 videodan bahsedilmişse de delil listesinde sunulan klasör içerisinde bulunan dosya isimleri ile karşılaştırıldığında toplamda 41 video kaydında …COM yerine Dr. … isminin yerleştirildiği tespit ettiklerini, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden ve mail yazışmalarından davacının davalıdan 35 adet çekim karşılığı talep ettiği miktar video başına 600 Tl olmakla bu rakamın sektörel uygulamadaki miktarlara da uygun olduğu, bu çerçevede davacının yukarıda teknik değerlendirme kısmında kullanıldığı tespit edilen 41 adet video yayını için Takdiri TBK 50 ve 51 çerçevesinde Mahkemeye ait olmak üzere 41 x 600= 24.600 TL olabileceğini bildirdikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı/karşı davalı vekili asıl davada, davacı tarafça çekildiği beyan edilen ve …com adlı internet sitesinde yayınlanan videoların, davalı/karşı davacının www…com internet sitesi ile www…com ve www…com internet sitelerinde izinsiz olarak yayınlandığından bahisle, FSEK 68.madeye göre üç kat tazminat olan 468.000 TL tazminatın şimdilik 10.000 TL’lık kısmının tahsili, muhtemel tecavüzlerin men’i, videoların internet mecrasında yayınlanmasının önlenmesini talep etmiş, mahkemece asıl davanın kabulü ile FSEK 84. madde kapsamında 24.600 TL nın 19.3.2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, davaya konu videoların internet ortamında yayınlanmasının ref’i ve muhtemel tecavüzlerin önlenmesine karar verilmiştir. Davalı/karşı davacı karşı davada; davalının www…com sitesinde kullanıp yayından kaldırdığı, davacı uzman Dr. …’ın içeriğini hazırladığı 53 adet videonun yasal haklarının davacı Dr. …’a aidiyetlerinin tespiti ile taraflar arasındaki muarazanın giderilmesi, davacı-karşı davalı tarafından söz konusu video kayıtlarının kullanılmasının önlenmesini talep ve dava etmiş, mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin ıslah talebinin bulunmamasına ve asıl davanın, 10.000 TL üzerinden harcı ödenerek kısmi dava olarak açılmasına rağmen, mahkemece kararın gerekçesinde ” davacının 10.10.2018 tarihli bedele ilişkin dilekçesinde maddi tazminat isteminin 133.140TL olarak belirlediğinden fazlaya ilişkin 108.540 TL nin yerinde olmadığının” açıklanarak, hükümde davanın talep aşımı yapılarak 24.600 TL üzerinden kabulüne karar verilmesi ve reddedilen tazminat varmış gibi davalı lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi HMK 26. Maddesine aykırılık oluşturmuş, bu yöndeki davacı istinaf sebebi ile, talep aşımına ilişkin davalı istinaf sebebi yerinde görülmüştür. Mahkemece dosya kapsamında üç ayrı bilirkişi heyetinden raporlar alınmış, en son alınan bilirkişi kök raporu ile ek raporu hükme dayanak yapılarak, davaya konu videoların sahibinin hususiyetini taşımadığı, eser mahiyetinde olmadığı, ancak davacının videolar üzerinde FSEK 84. Maddeden kaynaklanan haklarının ihlal edildiği gerekçesiyle asıl davanın kabulüne karar verilerek tazminata hükmedildiği, karşı davada ise davalının çekimlere rızasıyla katıldığı, reklamının yapıldığı FSEK’den kaynaklanan hakkının bulunmadığı gerekçesiyle karşı davanın reddedildiği görülmüştür. Mahkemece alınan ilk raporda, videolarda davalının kendi bilgi, tecrübe, sosyal alandaki popülaritesi, ve mesleki alanda icra etmiş olduğu doktorluk mesleği ile ilgili toplumu bilgilendirici, yönlendirici mesleğine has bilgiler vermesi, sahibinin hususiyetini taşıyan, ilim eseri olduğu ve FSEK kapsamında eser niteliğinde değerlendirilmesi gerektiğini, ancak davacının icracı davalıdan mali hakları kullanma yetkisi sözleşme ile devralınmadığından, davacının bu konuda hak iddia edemeyeceği, FSEK 80. maddesinin uygulanamayacağı ancak davacı ve davalının video üzerinde birlikte hak sahibi olacakları beyan edilerek tazminat hesabı yapılmıştır. Mahkemece alınan ikinci raporda ise; Video içeriklerinin davalı/karşı davacı tarafından üretildiği, dava konusu videoların içeriğini oluşturan konuşmaların söz ile ifade edilen ilim ve edebiyat eseri olduğu ve davalı/karşı davacının bu eserlerin sahibi olduğunu, ancak tespitin davacı tarafça yapıldığını ve TV kanalında yayınlandığını, davalı/karşı davacının kullanıma karşı çıkmadığını, davacı/karşı davalının bağlantılı hak sahibi olamayacağını iddia etmesinin hakkın kötüye kullanılması anlamına geleceğini,şekle aykırılığın ileri sürülemeyeceği kabul edildiğinde, sözlü muvafakat, eser üzerindeki hakların ileriye dönük olarak devri sonucunu doğurmasa da davacı/karşı davalının bu sözlü muvafakata dayanarak ve yine bu muvafakat sınırları içerisinde gerçekleştirmiş olduğu kullanımın hukuka uygun kabul edilmesini gerektiğini, bağlantılı hak sahibi davacı/karşı davalının FSEK 68. Madde kapsamında üç kat tazminat talep edebileceğini beyanla tazminat hesabı yapılmıştır. Dosya kapsamında birbiri ile çelişen üç ayrı bilirkişi heyet raporu bulunduğu, mahkemece raporlar arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiği gibi, diğer raporlara neden itibar edilmediği, son rapora neden üstünlük tanındığı da gerekçede açıklanmamıştır. Davaya konu videoların davacı tarafça çekildiği ve internet sitesinde TV kanalında yayınlandığı, video içeriklerinde doktor olan davalı tarafça estetik operasyonlar konusunda bilgi verildiği ve kendisine sıkça sorulan sorulara cevap verdiği, içeriğin kendisi tarafından oluşturulduğunu ileri sürdüğü anlaşılmaktadır. Mahkemece konusunda uzman yeni bir heyetten önceki raporlardaki çelişkileri giderecek şekilde rapor alınarak, dava konusu videolardaki içeriğin, sahibinin hususiyetini taşıyan ilim ve edebiyat eseri niteliğinde bulunup bulunmadığı, videoların sinema eseri olup olmadığı, davalının eser sahibi olup olmadığı, davacının bağlantılı hak sahibi olup olmadığı varsa haklarını davalıya karşı ileri sürüp süremeyeceği ve FSEK 68. Madde kapsamında tazminat talebinde bulunup bulunamayacağı yada davacının videolar üzerinde FSEK 84. Madde kapsamında hak sahibi olup olmadığı, davalı/karşı davacının internet sitesi ve internet üzerinde yayınlamasının bu madde kapsamında çoğaltma ve yayma hakkının ihlali niteliğinde bulunup bulunmadığının tartışılması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi ve talep aşımı ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, taraf vekillerinin istinaf başvurularının kabulü ile, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda çelişkileri giderecek şekilde yeni bir heyetten rapor alınarak yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı-k.davalı vekili ile davalı-k.davacı vekilinin istinaf istemlerinin ayrı ayrı kabulüne, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 20/11/2018 tarihli 2013/154 E. – 2018/442 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın, Dairemizin kararında işaret edilen hususlarda yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf talepleri kabul olunmakla, tarafların istinaf peşin harçlarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince verilecek karar ile birlikte değerlendirilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 18/11/2021 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.