Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1668 E. 2022/166 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1668 Esas
KARAR NO: 2022/166
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/03/2019
NUMARASI: 2018/188 E. – 2019/148 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 03/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının … tescil numaralı “…” markasının tüm sınıflarda müvekkili adına tescilli olduğunu, yine …, …, … ve … tescil numaraları markalarında davacı adına tescilli olduğunu, davalının ise “…ş” ibaresi ile marka başvurusunda bulunduğunu, 6769 sayılı SMK 6/3 uyarınca “Başvuru tarihinden veya varsa rüçhan tarihinden önce tescilsiz bir marka veva ticaret sırasında kullanılan bir başka işaret için hak elde edilmişse, bu işaret sahibinin itirazı üzerine, marka basvurusu reddedilir” hükmü de dikkate alınarak davalı adına … numaralı markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili beyan dilekçesinde; yetki itirazında bulunmuş ve esas yönünden ise davanın reddi gerektiğini, davalının tescil aldığı alanda davacı tescilinin bulunmadığını beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 28.03.2019 tarih ve 2018/188 Esas – 2019/148 Karar sayılı kararıyla; “… her iki marka bir bütün olarak incelendiğinde, markalardaki esas unsur … ibaresi olup davacının marka üzerinde gerçek ve üstün hak sahibi olduğu, davacı markasının tanınmış marka olduğu, markaları gören tüketicinin aldanma ihtimalinin yüksek olup, seri marka algısına kapılma ihtimalinin bulunduğu gerekçeleriyle 6769 Sayılı Yasanın 25. maddesi hükmüne göre davalı adına tescilli … nolu … markasının hükümsüzlüğüne” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Yetki itirazının mahkemece reddedilmesinin hatalı olduğunu, Gaziosmanpaşa adliyesinin fikri haklar konusunda Bakırköy adliyesine bağlı olduğunu, Davacı isminin markasal kullanımı nedeniyle, müvekkil adına 43.sınıfta tescilli marka yönünden karıştırma ihtimalinin olmadığını, Mahkemenin … ibaresinin ayırt edici niteliği olduğu tespitinin hatalı olduğunu, yazım sırası dikkate alındığında tüketicilerin markaları karıştırma ihtimalinin bulunmadığını, Markayı taşıyan her iki ürünün ilişkilendirilme ihtimalinin bulunması gerektiğini, somut olayda böyle bir ihtimalin bulunmadığını, markayı kullanan işletmeler arasında idari ekonomik bir bağlantı kurulmasının da mümkün olmadığını, Müvekkilin markasının tescil edildiği sınıfta davacının faaliyeti ile ilgili aynı veya benzer bir sınıfın yer almadığını, bu nedenle mahkemenin davayı kabul kararının hatalı olduğunu, Mahkemenin kararda dayandığı 6769 Sayılı Kanunun 25.maddesinin Kanunun 5.ve 6.maddelerine göre hükümsüzlük karar verilebileceğini düzenlediğini, oysa somut olayda Kanunun 5.ve 6.maddesindeki hükümsüzlük sebeplerinin bulunmadığını.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Türk Patent ve marka kurumundan celp edilen marka tescil belgelerine göre, … markanın 43. sınıf için 21.12.2017 tarihinden itibaren hizmet markası olarak davalı adına tescil edildiği anlaşılmıştır. * Davacının … esas unsurlu seri markalarına ilişkin dosyaları Türk Patent ve Marka Kurumundan celp edilmiş ve örneğin … sayılı … şekil markasının 43.sınıf da dahil olmak üzere 25.6.2012 tarihinde tescil edildiği, … esas unsurlu seri markalarının bulunduğu görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi tarafından, “… her iki markadaki esas unsur … ibaresi olup davacının marka üzerinde gerçek ve üstün hak sahibi olduğu, davacı markasının tanınmış marka olduğu, markaları gören tüketicinin aldanma ihtimalinin yüksek olup, seri marka algısına kapılma ihtimalinin bulunduğu gerekçeleriyle 6769 Sayılı Yasanın 25. maddesi hükmüne göre davalı adına tescilli … markasının hükümsüzlüğüne” karar verilmiştir. Hüküm davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davalı vekilinin cevap dilekçesi ile, müvekkilinin adresinin bulunduğu “… mahallesi Arnavutköy” adresinin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesi’nin yetkisi dahilinde olduğundan bahisle yaptığı yetki itirazı, mahkemenin 05.02.2019 tarihli ara kararı ile yargı çevresine ilişkin cetvel uyarınca reddedilmesi isabetli olduğundan, bu yöndeki istinaf sebebi yerinde görülmemiştir. Davacının … şekil markasının (davalının markasının tescilli olduğu 43.sınıf da dahil olmak üzere) tüm sınıflarda 25.06.2012 tarihinden itibaren hizmet markası olarak tescilli olduğu, davalıya ait “…” markasının ise 21.12.2017 tarihinden itibaren 43.sınıfta hizmet markası olarak tescil edildiği, her iki marka bir bütün olarak incelendiğinde markalardaki esaslı unsurun … ibaresi olduğu, davacının markasının tanımış marka olduğu ve davacının bu marka üzerinde gerçek ve üstün hak sahibi olduğu, tüketicilerin aldanma ihtimali ve seri marka algısına kapılma ihtimalinin bulunduğu gözetilerek 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet kanunu’nun 25.maddesine göre davanın kabulüne dair ilk derece mahkemesi kararı yerinde olduğundan, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/02/2022