Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1635 E. 2022/91 K. 21.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1635 Esas
KARAR NO: 2022/91
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2017/688 E. – 2019/36 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 21/01/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH: 21/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; keşidecisi … olan 30/06/2016 tarih ve 44.200 TL bedelli çekin ticari ilişki kapsamında lehtarı …firması tarafından davacıya ciro edildiğini, davacı firmanın aldığı çeki çalıştığı fabrikaya vermek istediğini, vadesi uzun olmasından dolayı fabrikanın çeki kabul etmediğini, bunun üzerine davacının … ile görüşerek çek karşılığını yeni vereceği bir başka çekle ödemeyi kabul etmesi nedeniyle çeki …’a iade ettiğini ve fakat çek üzerindeki kaşeyi ve imzayı iptal etmeyi unuttuğunu, iade edilen çekin ciro silsilesi bozulmak suretiyle davacı ile arasında hiçbir ticari ilişki olmayan … firmasına ondan da …Şti.ne geçtiğini davaya konu İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip ile öğrendiklerini, davacının davaya konu çek nedeniyle borçlu olmadığını, çekin kötüniyetle takibe konulması sonrasında İcra Hukuk Mahkemesinde borca itiraz ettiklerini, borcu kabul etmemekle birlikte çek tazminatından sadece çeki keşide eden sorumlu iken, ciranta olan davacının sorumlu tutulması hatalı olduğu gibi takipte istenilen işlemiş faiz, feri kalemlerinde fahiş ve hatalı olduğunu, bu nedenlerle öncelikle icra takibinin teminatsız veya uygun bir teminat mukabili tedbiren durdurulmasına, İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından borçlu olmadıklarının tespitine, davalının asgari %20 oranında icra tazminatına mahsum edilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece 07/08/2017 tarihinde alacağın %15’inden aşağı olmamak üzere teminat mahkeme veznesine yatırıldığında veya aynı tutarda kesin teminat mektubu ibraz edildiğinde İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takibi kapsamında icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesi yönünde ihtiyati tedbir konulmasına karar verilmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın iddiasının aksine davaya konu olan çekin ciro silsilesinde hukuka aykırılık bulunmadığını, basiretli tacir olan davacının iadede bulunduğunu idda ettiği çek üzerindeki kaşe ve imzasını iptal etmeyi unuttuğuna dair beyanlarının soyut nitelikte olduğunu, çekin çek lehtarı tarafından … firmasına, bu firmadan davacı şirkete, davacı şirketten de … Tic.Ltd.Şti.ne buradan da aralarındaki ticari ilişki sebebiyle davalı şirkete ciro edildiğini, vade tarihinde çekin davalı tarafından tahsili için bankaya sunulduğunu ancak çekin karşılıksız çıktığını, bunun üzerine İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile 20/07/2017 tarihinde çekin kedişecisi, lehtarı ve cirantaları aleyhine icra takibi başlatıldığını, kıymetli evrakta mücerretlik ilkesi gereğince, çekin doğumuna sebep olan ilişkiden bağımsız ve soyut olduğunu, bir defa doğduktan sonra, doğumuna sebep olan ilişkideki bir aksaklık veya bozukluğun geçerliliğini etkilemeyeceğini, davalı şirketin davacı ile … şirketi arasındaki hukuki ilişkiden bilgi sahibi olmadığını, olmasının da beklenemeyeceğini, ciranta listesinde yer alan davacı şirketin diğer takip borçluları gibi karşılıksız çıkan çekten kaynaklı borçtan sorumlu olduğunu, takipte ticari temerrüt faizi talep edildiğini, tarafların ticari işletme olduklarını, bu nedenle aralarında uygulanacak faizin ticari temerrüt faizi olduğunu, icra takibi ile talep edilenin likit bir alacak olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, davacının haksız ve kötü niyetli olması nedeniyle takip miktarının %20’sinden aşağı olmamak üzere davacı aleyhine tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.01.2019 tarih ve 2017/688 Esas – 2019/36 Karar sayılı kararıyla; “… her ne kadar davacı şirket tarafından çeki kendisine ciro eden … şirketi ile görüşülerek çek karşılığı nakden ödemeyi kabul etmesi nedeniyle çekin iade edilerek çek üzerindeki kaşe ve imzayı iptal etmeyi unuttuklarından bahisle davalı tarafça açılan icra takibinde borçlu olmadığının tespiti amacıyla menfi tespit davası açılmış ise de, tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan bilirkişi incelemesi ile davaya konu çekin davacı defterlerine işlenmediği, çekin … firmasından teslim alındığını veya iade edildiğini gösterir bir kayıt bulunmadığı, buna karşın davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalı ile dava dışı …Şti. arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davaya konu çeki …dan makbuz karşılığı aldığı ve defterlerine işlediği, çekin ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı, cirolarda kazıntı, silinti ve tahrifat olmadığının tespit edildiği, davalının kötü niyetli olduğuna dair bir bilgi veya belgeyede rastlanmadığı gerekçeleriyle subut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Çekin müvekkile dava dışı lehtar tarafından ciro edildiğini, vadesinin uzun olması nedeniyle çekin anlaşma ile lehtara iade edildiğini, ancak kaşe ve cironun iptal edilmesinin unutulduğunu, İcra takibi ile çekin müvekkil ile aralarında ticari ilişki bulunmayan ciranta ve hamile geçtiğini öğrendiklerini, çekten dolayı davalıya borcun bulunmadığını, Çek tazminatından sadece keşide edenin sorumlu olduğunu, ciranta olan müvekkilin sorumlu olmadığını, ayrıca işlemiş faiz ve fer’i taleplerin fahiş olduğunu,Bilirkişi raporuna itiraz edilmesine rağmen ve çekte imzası bulunan dava dışı tarafların defterlerinin incelenmesi taleplerinin değerlendirilmeyerek, eksik inceleme ile karar verildiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir. Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde;”Mahkemenin davanın reddine dair kararı yerinde olmakla birlikte, talepleri olmasına rağmen kötüniyet tazminatı konusunda herhangi bir karar verilmemesinin hatalı olduğunu,Mahkemece icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesine karar verilmesi nedeniyle, yüzde 20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesi gerektiğini.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER:*İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1097 esas sayılı dosyası; Davacının, davalıya karşı açtığı İstanbul …İcra Müdürlüğünün … sayılı icra takibine itiraz davası.Mahkemece 25/10/2017 tarihinde davacının borca itirazının reddine, davacı borçlu için çek tazminatı yönünden takibin iptaline karar verildiği, kararın kesinleştiği. *Bilirkişi tarafından düzenlenen 04/06/2018 tarihli raporda; davacı ile davalı defterlerinin incelendiği, davalının yevmiye defteri incelendiğinde dava dışı …Şti.nden davaya konu çeki 18/03/2016 tarihli tahsilat makbuzu ile aldığı ve 18/03/2016 tarihinde ticari defterlerinden yevmiye defterine işlediği; davaya konu çek incelendiğinde, keşidecisinin …, çek lehtarının …Şti.olduğu çekin …Şti. cirosu ile davacıya geçtiği, davacının cirosu ile …Şti.ne geçtiği, …Şti.cirosu ile davalı şirkete geçtiği, davacı tarafın ticari defter kayıtları incelendiğinde davaya konu çekin defter kayıtlarına hiç işlenmemiş olduğu, çekin …Şti.nden teslim alındığını ve/veya iade edildiğini gösterir kayıt bulunmadığı, davacı tarafın iddiasının ticari defterler ile uyuşmadığı, davacı tarafın ticari defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemede davalı ile dava dışı …Şti.arasında ticari ilişki bulunduğu, davalı tarafın …Şti.ne faturalar kestiği ve alacaklı hale geldiği, dava konusu çeki ticari defterlerine işleyerek …Şti.nin cari hesap borcundan düştüğü, davalı şirketin çeki teslim aldıktan sonrada ticari ilişkisini devam ettirdiği, çekin ciro silsilesinde bir kopukluk görünmediği, cirolarda kazıntı, silinti ve tahrifat olmadığı, davalı alacaklının çeki kötü niyetle yani borç doğurmadığını bildiği ya da bilecek durumda olduğuna dair bir bilgi veya belgeyede rastlanmadığı, davalı tarafın çeki ticari ilişki çerçevesinde ve ciroyla almış olması nedeniyle davacı ve kendisinden önceki diğer ciranta ve keşideciden alacaklı olduğu, TTK.783/3’e göre ve Yargıtay kararına göre çek tazminatından keşidecisinin sorumlu olduğunu, davacı tarafın, icra takibi ile talep edilen 4.291 TL çek tazminatından sorumlu olmadığı, davalı tarafın 128,73 TL komisyon ücret alacağı olduğu ancak icra takibinde 85,82 TL talep etmiş olduğu, sonuç olarak davalı tarafın başlatmış olduğu takip nedeniyle 42.910 TL asıl alacak, 5.028,70 TL işlemiş faiz, 905,17 TL işlemiş faizin KDV.si, 85,82 TL(hesaplanan 128,73 TL) komisyon ücreti olmak üzere 48.929,69 TL davacı taraftan alacaklı olduğu belirtilmiştir.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu çekin dava dışı lehtara iade edilirken cironun iptal edilmesinin unutulduğunu, çeki daha sonra devralan ciranta ve hamil ile ticari ilişkilerinin bulunmadığını ve çekten dolayı borcunun bulunmadığını beyanla menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı taraf iddiaları kabul etmeyerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.İlk derece mahkemesi tarafından, “… her ne kadar davacı çekin iade edilerek çek üzerindeki kaşe ve imzayı iptal etmeyi unuttuklarını iddia etmiş ise de; davaya konu çekin davacı defterlerine işlenmediği, çekin … firmasından teslim alındığını veya iade edildiğini gösterir bir kayıt bulunmadığı, buna karşın davalının ticari defter ve kayıtlarına göre davalı ile dava dışı ..Şti. arasında ticari ilişki bulunduğu, bu ticari ilişki kapsamında davaya konu çeki Yeşilay firmasından makbuz karşılığı aldığı ve defterlerine işlediği, çekin ciro silsilesinde bir kopukluk olmadığı, cirolarda kazıntı, silinti ve tahrifat olmadığının tespit edildiği, davalının kötü niyetli olduğuna dair bir bilgi veya belgeyede rastlanmadığı gerekçeleriyle subut bulmayan davanın reddine” karar verilmiştir.Hüküm davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davacı takibe konu edilen çeki dava dışı lehtar … firmasından aldığını, vadenin uzun olması nedeniyle çeki kullanamadığından anlaşma ile çeki lehtara iade ettiğini, ancak iade ederken çekteki kaşe ve ciroyu iptal etmeyi unuttuğunu, çeki daha sonra devralan ciranta ve hamil ile ticari ilişkisinin bulunmadığını, bu nedenle de borcunun bulunmadığını iddia etmiştir. Davacı tacir olmakla, basiretli tacir gibi hareket etmek zorundadır. Çekteki cirosunu iptal etmeyen davacının, çekteki ciro silsilesine uygun olarak çeki iktisap etmiş olan iyiniyetli üçüncü kişilere karşı sorumluluğu devam edecektir. Somut olayda çekin hamili olan davalının, çeki davacıdan sonraki cirantadan ticari alacağına karşılık aldığı, buna ilişkin ticari kayıtların ve makbuzların bilirkişi incelemesi ile tespit edildiği sabitttir. Çek üzerinde şeklen ciro silsilesinde bir bozukluk bulunmadığı da sabittir. Buna göre, davacının iyiniyetli üçüncü kişi durumunda olan davalıya karşı sorumluluğu devam ettiğinden, mahkemece davanın reddine karar verilmesi isabetlidir. Davacı her ne kadar “Çek tazminatından sorumlu olmadığını” iddia etmiş ise de; belirtilen miktarın dava değerine eklenmediği ve harcının da yatırılmadığı anlaşıldığından (İstanbul 11.İcra Hukuk Mahkemesinin 2017/1097 esas sayılı dosyası çek tazminatı yönünden takibin iptaline karar verildiği ve kararın kesinleştiği de dikkate alındığında harcın tamamlatılmasında da artık hukuki yarar kalmadığından) mahkemece bu konuda değerlendirme yapılmaması da yerinde olmuştur. Davalı vekili, talepleri olmasına rağmen mahkemece icra inkar tazminatı konusunda karar verilmediğini beyanla istinaf isteminde bulunmuştur. Hükümde bu yönde eksiklik bulunmakla birlikte; mahkemece yüzde 15 teminat karşılığında icra veznesine giren paranın alacaklıya ödenmemesi konusunda ihtiyati tedbir kararı verilmiş ise de, yasal süre içinde teminatın yatırılıp tedbirin uygulandığı dosya (ve UYAP üzerinden incelenen icra dosyası) kapsamından anlaşılamadığından, talebin reddi gerektiğinden bu durum sonuca etkili görülmeyerek davalı vekilinin de istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Taraf vekillerinin istinaf taleplerinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalıdan alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 4-İstinaf yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.21/01/2022