Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1582 E. 2019/1536 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1582 Esas
KARAR NO : 2019/1536
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2015/216 E.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İstanbul 2. FSHHM’nin 2015/216 Esas sayılı 19/07/2017 tarihli kararıyla; talep eden tarafa ait üründe kullanılan taban özelliği ve ürünler ile tedbir talep eden tarafın ürünleri, ürünlerde kullanılan taban özelliği, tasarımda hiçbir teknik zorunluluk olmaksızın model, stil, genel görünüm ve detay unsurları bakımından aynıya yakın derecede benzediğini ve birbirine aynıya yakın benzer model çeşitlerinin www…..com alan adlı internet sitesinde satılmakta olduğunun görüldüğü yolunda mütaalada bulunulduğu anlaşıldığından, ihtiyati tedbir talep eden vekili tarafından, takdiren 100.000 TL teminatın nakden veya muteber bir bankanın kesin ve süresiz teminat mektubu olarak ibraz edilmesi halinde ihtiyati tedbir talebinin kabulü ile, davalı yanın, ihtiyati tedbir talep edenin 2015/12595 ve 2015/10573 sayılı “özgün taban deseni” olarak kullanılan şekil markalarına iltibas yaratan ürünleri üretmesinin ve bu şekilde üretilmiş ürünlerin satış ve dağıtımının tedbiren durdurulmasına, aleyhinde tedbir isteyen yana ait iltibas yaratan ürünlerin ve bu ürünlerin tanıtımı amacıyla kullanılan her türlü tanıtım materyallerinin tedbiren bulundukları yerlerden toplatılarak yedi emine teslimine karar vermiştir.Tedbir kararına itirazın 24/10/2017 tarihinde reddedilmesi üzerine davalı tarafından; istinf yoluna başvurulduğu, başvuru dilekçesinde; mahkemenin tedbir kararını Ankara 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/155 Esas sayılı dosyasındaki hükme dayandırdığını, bunun dışında daha önce reddedilen tedbir talebinin yeniden kabul edilmesi için başka bir neden bulunmadığını, söz konusu kararın tedbire gerekçe yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, tedbir talebinin reddine ilişkin ilk karar tarihi ile istinaf edilen tedbirin kabulüne ilişkin karar tarihi arasında tedbir verilmesi gereken bir durum söz konusu olmadığını, Ankara Mahkemesi kararında tedbire etki edecek bir içerik bulunmadığını, o kararda taleplerinin sadece 556 sayılı KHK’nın 7-1/a hükmü kapsamında incelendiğini, dava konusu taban desenlerinin anonim olduğunu, özgün olmadığını, tescil başvurusunun TPE tarafından markalar bülteninde hiçbir zaman yayınlanmadığını, marka bülteninde yayınlanmamış bir başvuruya istinaden herhangi bir tedbir kararı verilemeyeceğini, mahkemenin dosyayı bilirkişiye tevdii etmesine rağmen raporu beklemeden karar verdiğini, Ankara Mahkemesi’nce alınan bilirkişi raporunda markanın taban tasarımının ayırt edici olmadığını, davacının …markasını kullandığını, dava konusu marka başvurusunun kullanım sonucu ayırt edicilik kazandığının kanıtlanmadığı şeklinde görüş bildirildiğini, belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dairemizin 18/07/2018 tarihli 2018/1269 Esas – 2018/1701 Karar sayılı kararıyla; Gerek ilk alınan bilirkişi raporunda davalının sitesinde satışa sunulan ürünlerin taban tasarımının davacınınkine ayniyete yakın benzer olduğunun tespiti, gerekse Ankara 1. FSHHM’nin 2016/155 Esas ve 2017/212 karar sayılı dosya içeriğine göre karar yerinde olduğundan istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.Yargılama sırasında davacı vekilinin 10/12/2018 tarihli dilekçesiyle; kesinleşmiş ihtiyati tedbir kararına rağmen davalının dava konusu “…” ibareli ürünleri halen üretim, satış ve dağıtıma konu ettiğini, davalının hem www…..com.tr, www…..com, https://www…..com//…. ve https://www…. internet sitelerinde mütecaviz fiilerine devam ettiğini, müvekkilinin ürünlerinin kopyası niteliğindeki dava konusu ürünleri satışa sunduğunu, www…..com isimli internet sitesinde bu ürünlerin dağıtımının ABD, İtalya, Fransa, Avusturya gibi bir çok ülkeye yapıldığı bilgisinin yer aldığını beyanla, alan adları, … ve … hesaplarına erişimin engellenmesini sağlayacak şekilde tedbirin genişletilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin 14/03/2019 tarihli dilekçesinde; davacının engellenmesini talep ettiği … internet sayfaları ve sosyal medya hesaplarının müvekkili şirket ile hiç bir ilgisinin bulunmadığını, tedbir kararında bu markanın yasaklanmadığını, davacı marka başvurularının tescil edilmesinin mümkün olmadığını beyanla, öncelikle müvekkili hakkında verilen ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.İlk derece mahkemesince alınan 08/04/2019 havale tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafın tescilli veya kullanıma dayalı marka hakkı sahibi olduğunun ispata muhtaç olduğunu böyle bir hakkın bulunması sebebiyle marka hakkına tecavüzden söz edilmeyeceğini, davacının oluşturduğu imajın taşıyıcı unsurları olan ürün tasarımı renk ve diğer detayların davalı ürünlerinde de yer aldığını, imaj transferine sebep olabilecek bu tür bir benzerliğin, davacının oluşturduğu imajdan haksız yaralanma anlamına geldiğini ve TTK m.55/I/a)4 uyarınca haksız rekabet oluştuğu yönünde kanaat bildirildiği, yine tespite konu sitelere ilişkin sahiplik bilgilerine yönelik değerlendirmelerde davalıya ait herhangi bir kaydın bulunmadığı, domain adresi ve iletişim bilgilerinde dava dışı kişilere ilişkin tespitlerin yapıldığı anlaşılmıştır. Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; www…..com.tr adresli internet sitesinin inceleme tarihinde yayında değilse de; 26/05/2018 tarihli web sitesi arşiv kayıtlarında ürün görsellerinin yer aldığını, www…..com internet sitesinin yayında ve ürün görsellerinin yer aldığını, … adresinin www…..com internet sitesiyle ilişkili olduğunu, … adresinin açık ve www…..com.tr internet sitesiyle ilişkili olduğunu, kesinleşmiş ihtiyati tedbir kararına rağmen davaya konu ürünlerin internet siteleri ve sosyal medya hesaplarında kullanıldığını, alan adlarının whois kayıtlarında yapılan inceleme sonucunda bir takım hizmet sağlayıcılar ve alan adı yöneticileri adına kayıtlı olduğu görülüyorsa da, mahkemenin alan adı sağlayıcılarına, alan adı yöneticilerine veya bu kayıtları yapan şirketlere müzekkere göndererek durumun akibetinin sorulması ve kimler adına kaydettirildiğinin tespit ettirilmesi gerektiğini, davalının www…..com.tr isimli internet sitesini bilinçli şekilde incelemeye kapatıp “yapım aşamasında” olarak değiştirmesininde kötü niyetini gösterdiğini, davalıya ait katalog, internet sitesi çıktıları ve internet sitesinden verilen sipariş sonrasında gelen kargo bilgilerini gösteren sayfalardan alan adlarının davalı adına kayıtlı olduğunu ve sitelerde davanın başından beri ürünlerin kullanıldığını, satışa sunulduğunu, ibraz ettikleri kataloğun en son sayfasında davalı şirketin unvanı sicilde kayıtlı adresi, yetkilisi, telefon numaraları, www….com internet sitesi ve info@….com şeklinde e-posta adreslerinin bulunduğunu, tedbir ve dava dilekçesi ekinde sunulan 27/04/2015 tarihli görsellerden iletişim bilgilerinde davalıya ait bilgilerin yer aldığını, ürün siparişlerinin kargo poşetinde davalı şirket unvan ve adresinin bulunduğunu, www.i….com internet sitesinde davalı şirketin kendisini ticaret unvanı dışında … olarak da tanımladığını, www…..com internet sitesini de info@….com e-mail adresini kullandığını beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin tedbir kararında şekil markaları ibaresi kullanmışsa da, markaların tescil edilmeyip başvuru aşamasında olduğunu, 2015/10573 ve 12595 sayılı markalarının YİDK tarafından reddedilerek hükümden düşürüldüğünü, davacının müvekkiline haberdar etmediğini, tazminat talep edemeyeceğini, davacının başvuru hakkını kötüye kullandığını, davanın esası hakkında beyanlarını tekrar ederek tedbirin kaldırılmasını talep etmiştir.
GEREKÇE:İstanbul 2. FSHHM’nin 19/07/2017 tarihli, 2015/216 Esas sayılı ihtiyati tedbir kararına, davalı vekilinin itiraz ettiği, itirazın reddine ilişkin 24/10/2014 tarihli mahkeme kararına yönelik davalı istinaf başvurusunun Dairemizin 18/07/2018 tarihli 2018/1269 Esas – 2018/1701 Karar sayılı kararıyla reddedildiği, tedbir kararına yönelik itiraz ve istinaf başvuru yolu tüketilerek kararın kesinleştiği, anlaşılmakla, davalı vekilinin aynı tedbir kararına yönelik istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin 10/12/2018 tarihli dilekçesiyle, mahkemenin önceki tedbir kararında üretiminin, satışının ve dağıtımının durdurulmasına karar verilen ürünlerin www……com.tr,www…..com, https://www…. ve https://www…com//… internet sitelerinde mütecaviz fiillerine devam ettiğini, müvekkilinin ürünlerinin kopyası niteliğindeki dava konusu ürünleri satışa sunduğunu, www…..com isimli internet sitesinde bu ürünlerin yurt dışına dağıtımının yapıldığını beyanla, alan adları, … ve … hesaplarına erişimin engellenmesi yönünde tedbirin genişletilmesi talebinde bulunduğu, ilk derece mahkemesince alınan 08/04/2019 tarihinde bilirkişi raporunda “davacının oluşturduğu imajın taşıyıcı unsurları olan ürün tasarımı, renk ve diğer detayların davalı ürünlerinde de yer aldığı, imaj transferine neden olabilecek bu tür bir benzerliğin davacının oluşturuğu imajdan haksız yararlanma anlamına gelerek haksız rekabet oluşturduğu, davalı ürünlerinin davacının ürünleri ile aynıyete yakın benzerlik bulunduğunun” ancak internet sitelerinin alan adlarının sahiplik bilgilerinin davalı taraf adına kayıtlı olmadığının beyan edildiği tespitine dayanarak, ilk derece mahkemesinin tedbirin genişletilmesi talebini reddettiği anlaşılmışsa da, davacı vekilinin istinaf dilekçesinde beyan ettiği üzere, alan adlarının kim yada hangi şirket adına kayıtlı olduğunun ilgili tescil şirketlerinden, Bilgi Teknolojileri Kurumu ve hizmet sağlayıcılarından sorulması, tescil kayıtlarındaki telefon numaralarının araştırılması, davacı tarafça sunulan katalog ve delillerin incelenerek internet siteleri, … ve …. hesaplarının davalı ile ilgisinin bulunup bulunulmadığı konusunda inceleme yapıldıktan sonra karar vermesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesinin 08/04/2019 tarihli 2015/216 Esas sayılı kararının kaldırılmasına, gerekli araştırma yapıldıktan sonra karar verilmek üzere, dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle:1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, İstanbul 2. FSHHM’nin 08/04/2019 tarihli 2015/216 Esas, sayılı kararının 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, -Dosyanın internet sitelerinin sahiplik bilgilerinin araştırılması ve davacı tarafça sunulan sahipliğe yönelik delillerin değerlendirilerek, tedbirin genişletilmesi talebi hakkında karar verilmesi için, dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 2-Davalı vekilinin istinaf talebinin usulden reddine, 3-İstinaf talebi reddedildiğinden, davalı tarafça yatırılan 44,40 TL harcın hazineye irad kaydına, 4-Davacı tarafın istinaf talebi kabul edildiğinden yatırılan 44,40 TL harcın talebi halinde iadesine,5-İstinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin, ilk derece mahkemesince esas hükümle birlikte değerlendirilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/07/2019 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.