Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1556 E. 2019/2002 K. 04.10.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1556 Esas
KARAR NO : 2019/2002
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/04/2019
NUMARASI : 2018/466 E. – 2019/142 K.
DAVANIN KONUSU: Markanın Hükümsüzlüğü
KARAR TARİHİ: 04/10/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ve dahil olduğu şirketler grubunun Almanya’da 1962 yılından bu yana faaliyet gösteren ucuzluk marketi sektöründe mağazalar zinciri topluluğu olduğunu ve dünya çapında 20 ülkede, 10.000 adetten fazla süpermarket ile faaliyet gösterdiğini, ticari faaliyetleri kapsamında, … unvanını ve markasını taşıyan süpermarketlerinde ürünleri yanında … markasını taşıyan malları da piyasaya sunduğunu , ticaret unvanı olarak kullandığı … markasını TPMK nezdinde … tescil numarası ile 10.06.2005 tarihinde, … tescil numarası ile 20.05.2009 tarihinde, … tescil numarası ile 21.03.2011 tarihinde, 2010/55098 tescil numarası ile 15.10.2012 tarihinde, … tescil numarası ile 19.03.2014 ve … tescil numarası ile 14.01.2015 tarihinde tescil ettirdiğini, davalının müvekkilinin markasına benzer olan ve iltibas oluşturan … markasını TPMK nezdinde 30.01.2018 tarihinde … tescil numarası ile 29. ve 35. sınıflarda tescil ettirdiğini, davalının … markası ile iltibas yaratan .. markasını ticaret faaliyetlerinde kullanmasının davalının haksız kazanç sağlamasına neden olacağını, ve müvekkilinin markasının halihazırda tüketici nezdinde yarattığı güven-kalite duygusunun sarsılmasına yol açarak markanın itibarının zarar görmesine neden olabileceğinden bahisle, davalı adına tescilli … nolu ve … ibareli markanın SMK’nın 25.maddesi gereğince hükümsüzlüğüne ve markalar sicilinden terkinine karar verilmesini talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkilinin adresinin Edirne’de olduğunu bu nedenle yetkisizlik itirazlarının bulunduğunu, her ne kadar davacı tarafından müvekkilinin markası “…” şeklinde yazılmış ise de esasın müvekkilinin markasının “…” şeklinde olduğunu, bu hali ile müvekkilinin markasının görsel ve fonetik açıdan davacının markasından tamamıyla farklı olduğunu, kulakta ve gözde bıraktığı intiba bakımından da iltibasa yol açabilecek nitelikte olmadığını, müvekkilinin 12.01.1993 tarihinden bu yana “…Tic.ve San. Ltd. Şti.” Unvanı ile Edirne ilinde kesintisiz olarak faaliyetini sürdürdüğünü, 2016 yılına kadar on yıl boyunca… marka numarası ile tescilli “…” markasını kullandığını, bu markanın on yıllık tescil süresinin bitiminden itibaren dava konusu markanın tescili için kuruma müracaat ettiğini ve tescil ettirdiğini ve yıllarca da unvanından esinlenerek ürettiği ve tescil ettirdiği “…” ve “…” markalarını kullandığını, müvekkilinin markasının tescil aşamasında davacı tarafından yapılan itirazların Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından red edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ:İlk derece mahkemesince; davalının adresinin “…Mah. … Cad.No:… Merkez/Edirne” olduğu, SMK 156/5 gereği yetkili mahkemenin davalı ikametgahı mahkemesi olduğu, davalı tarafça usule uygun olarak yetki itirazında bulunulduğu ve yetkili mahkemenin Edirne Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğu gerekçesi ile yetki itirazı kabul edilerek mahkemenin yetkisizliğine, istek halinde dosyanın Edirne Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ:Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin üçüncü kişi konumunda olmadığını, SMK 156/5 maddesinin üçüncü kişi tarafından açılacak davaları düzenlediğini, maddede kastedilenin tescilli marka sahibi olmayan kişiler olduğunu, marka vekilinin adresi itibarı ile yerel mahkemenin yetkili mahkeme olduğunu, benzer nitelikteki davalaarda Yargıtay kararlarının da aynı yönde olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:Dava, markanın hükümsüzlüğü ve terkini istemine ilişkindir.İstinaf incelemesi, HMK’nın 355. maddesi gereğince, ileri sürülen istinaf başvuru nedenleri ve kamu düzeni yönüyle sınırlı olarak yapılmıştır.Davalı vekilinin yetki itirazı süresinde olmakla yetkiye ilişkin hükümler incelenmiştir.Markaların korunmasına dair usul ve esaslar, 6769 Sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda düzenlenmiş olup Kanun’un 156/5.maddesine göre; “Üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir”. Somut uyuşmazlıkta; davacı, markanın hükümsüzlüğünü ve sicilden terkini talep etmiş olup yetkili mahkeme; davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Davacı vekili, müvekkilinin kendi marka hakkına dayalı olarak dava açmış olması nedeni ile mahkemenin yetkili olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiş ise de; hükümsüzlük davasında yetkili mahkeme davacının sıfatına göre belirlenmemektedir. Davacı tarafın, netice-i talebinde salt “hükümsüzlük ve terkin” istemi yer aldığından Kanun’un 156/3.maddesi iş bu uyuşmazlıkta uygulanamayacaktır. Açıklanan nedenle ilk derece mahkemesinin kararı yerinde bulunmuş ve davacı vekilinin istinaf isteminin reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi ayrıntılı kararda açıklandığı üzere;1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 04/10/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.