Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1543 Esas
KARAR NO: 2022/53
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/04/2019
NUMARASI: 2016/45 2019/335
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkilleri … A.Ş. Ve … ile davalı arasında Kredi sözleşmesi imzalandığını, müvekkillerine çalıştıkları firmalardan gelen çeklerin ve faturaların karşılığı kredi kullandıklarını, müvekkili şirketin davalıya günü gelmemiş 163.000-TL borcu varken 30/11/2015 tarihli bir adet müşteri çeki ödenmeyince müvekkili tarafından toplam 15.000-TL ödeme yapıldığını buna rağmen davalının çeki icraya koyarak müvekkilinin işyerine haciz yaptığını ve ayrıca 3. Kişilerede haciz ihbarnamesi göndererek müvekkilini zor durumda bıraktığını, davalının ekli listede belirtilen diğer müşteri çeklerinin hiç birinin günü gelmeden takip başlattığını, müvekkilinden ihtiyati haciz esnasında toplam 205.813-TL lik senet aldığını, davalının bir tek müşteri çekinden yola çıkarak müvekkilinden çek, senet ve nakit olmak üzere toplam 477.918-TL tahsilat yaptığını, müvekkilinin ticari hayatının bittiğini belirterek müvekkilinin çek ve senetlerden dolayı borçlu olmadığının tespitine, bilirkişi incelemesi yapılarak fazladan ödenen miktarların istirdadına karar verilmesini talep ve dava etmişir. Davalı vekili; davacıların sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediklerini, bu nedenle ihtarname çektiklerini, davacı … A.Ş nin lehtar olduğunu ve Davacı … ın da aval veren olduğu, 30/11/2015 tarihli 42.480-TL bedeli çekin 15.000-TL lik kısmın ödenip bakiye kısmın ödenmediğinden bu kısım için ihtiyati haciz kararı aldıklarını, kararın infaz edildiğini, kat ihtarına rağmen borç ödenmediğinden 1.000,000-TL lik bononun 163.500-TL lik kısmı için ihtiyati haciz kararı aldıklarını, kararın takibe konulduğunu, haciz işlemleri yapıldığını, 28/12/2015 tarihinde davacı medcezir medya … LTD. ŞTİ ile …ın borca kefil olup, davacı … ile birlikte borç tasfiye protokolü imzalandığını ancak protokolede uyulmadığını, hesabın kat’ı işleminin sözleşmeye uygun olduğunu, borcu kabul edip protokol yapan borçlunun menfi tespit ve istirdat davası açma yetkisinin bulunmadığını bildirerek davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; “…Davalı yanın incelenen 2015-2016 yılı Ticari defterlerinde davacı yandan 18.749,72 TL alacaklı olduğu, Davacı vekili Sayın Avukat …ın Mahkememize hitaben düzenlediği 20.12.2017 tarihli dilekçesi ekinde sunmuş olduğu Müvekkili davacı şirkete ait Geçici vergi ve Katma Değer vergisi beyanname fotokopilerinden talep ettikleri alacağın varlığına ulaşılmasının mümkün bulunmadığı tespit edildiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı … AŞ. vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; mahkemenin eksik inceleme neticesinde karar verildiğinin davanın menfi tespit davası olup ispat yükünün alacaklı tarafta olduğunu, davalının alacağını ispatlayamadığını, dolayısıyla davanın kabulü gerektiğini, davalının toplamda 477.918-TL tahsilat yaptığını, davanın kabulü ile müvekkilinin borçlu olmadığının tespiti ve fazladan ödenen paraların istirdatı gerekirken davanın tümden reddinin hatalı olduğunu bildirmiştir. Davalı tarafından davacılar … A.Ş ve … a gönderilen 18/12/2015 tarihli ihtarnamede bu tarih itibari ile 163.526,34-TL borç bulunduğu, verilen çeklerden 30/11/2015 tarihli 42,480-TL bedelli çekin karşılıksız çıktığını, bu nedenle hesabın kat edildiği belirtilerek alacak miktarının 1 gün içerisinde ödenmesinin istendiği görülmüştür. Davalı ve davacılar … A.Ş ve … ile davacı … LTD: ŞTİ ve dava dışı … arasında 28/12/2015 tarihli protokol düzenlendiği, protokol gereğince İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E Sayılı dosyasına konu borcun ödenmesinin kararlaştırıldığı, borcun toplam 205.812-TL olarak belirlendiği, 4.000-TL nakit olmak üzere kalan kısmın çeşitli tarihleri taşıyan bonolarla ödeneceğinin tarafların her türlü dava açma hakkından feragat ettiklerinin hükme bağlandığı görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde; davacılar … A.Ş ve … ile dava dışı … LTD ŞTİ aleyhine çeke dayalı olarak toplam 32045,20-TL nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığı, takip dayanağı çekin 30/11/2015 tarihli 42.480-TL bedelli olduğu görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosya fotokopisinin incelenmesinde; davalının, davacılar … A.Ş ve … aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla takip başlattığı, takip dayanağı senedin 1.000,000-TL lik bono olduğu, takipte istenen miktarın ise toplam 164.675,16-TL olduğu görülmüştür. Mahkemece alınan 13.10.2017 tarihli bilirkişi raporunda; … görev tanımı ve yetki çerçevesinde, davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları ve dayanağı belgeler üzerinde inceleme gerçekleştirilebilmesi için taraf vekillerine çeşitli başvurulara rağmen, inceleme imkanını bulamadığını, Dava konusu uyuşmazlıkta uzmanlık alanı ile ilgili olarak analiz ve değerlendirme yapılabilmesi için davacı ve davalı şirket ticari defter kayıtları ve dayanağı belgelerin ibrazının gerektiği yolunda görüş belirtildiği görülmüştür. Mahkemece alınan 13/03/2018 havale tarihli bilirkişi ek raporunda; davalı yanın incelenen 2015-2016 yılı ticari defterlerinde, davalı ile olan hesap hareketlerini … ve … nolu hesap kodunda takip etmekte olduğu, 2015-2016 yılına ait ticari defterlerden Envanter defterinin 483 ve 393 numaralı sayfasından da görüleceği davacı yandan kendi ticari defterlerinde 2015 yılında 151.026,34 TL, 2016 yılında 18.749,72 TL alacaklı durumda olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava İİK ‘nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davalı taraf davacı aleyhine icra takipleri başlatmış, davacı ise huzurdaki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki ilişkide davacı tarafından davalıya temlik edilen çeklerden 30/11/2015 keşide tarihli ve 42.480-TL bedelli çekin 15.000-TL lik kısmının ödendiği, bakiye kısmın ödenmediği tarafların kabulündedir. Davalı taraf bahse konu çekin ödenmemesi üzerine sözleşme gereğince hesabı 18/12/2015 tarihli ihtarname ile kat etmiştir. Daha sonra davacı aleyhine icra takiplerine girişmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacılar ile dava dışı … ve davalı taraf arasında 28/12/2015 tarihli protokol düzenlendiği, protokol ile İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyasına konu borcun davacı tarafça kabul edildiği ve dosya borcunun toplam 205.812-TL kabul edilerek ödenmesinin hükme bağlandığı, protokolün 3. Maddesinde söz konusu borçla ve icra dosyalarıyla ilgili olarak her türlü dava ve taleplerden feragat edileceğinin kabul edildiği görülmüştür. Öte yandan protokol kapsamında davacı tarafça herhangi bir ihtirazi kayıt konulmadığı anlaşılmaktadır. Dava ise protokolden sonraki bir tarih olan 18/01/2016 tarihinde açılmıştır. Bundan başka yargılama sırasında alınan ve istinaf denetimine elverişli nitelikte bulunan 13/03/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda davalı tarafın 2015 ve 2016 yıllık ticari defterlerinde davacıdan alacaklı olduğu yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde davacı tarafın davasını ispat edemediği anlaşıldığından davacı vekilinin istinaf talebi yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 80,70 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 36,30 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nun 361.maddesi uyarınca tebliğden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesinde temyiz yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/01/2022