Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1534 E. 2021/2274 K. 30.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1534 Esas
KARAR NO: 2021/2274 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 12/11/2018
NUMARASI: 2017/265 E., 2018/1206 K.
DAVANIN KONUSU: Banka Dışındaki Diğer Kredi Kuruluşlarına İlişkin Düzenlemelerden Kaynaklanan (İtrazın İptali)
KARAR TARİHİ: 30/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; bankanın Levent/İstanbul şubesi müşterilerinden … Aş. nin … numaralı hesabından keşide edilen 13.07.2016 tarihli 30.000,00 TL bedelli … numaralı çek … tarafından 1307.2016 tarihinde bankanın … Caddesi Yüzyıl İstanbul şubesine ibraz ettiğini, dava konusu çek hakkında … tarafından Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/576 Esas sayılı dosyasından çek iptal davası açıldığını ve “ödemeden men” kararı verildiğini, …’ un çeki ibraz ettiğini ve müşteri hesabının karşılığı olmakla ödemeden men kararı bulunması karşısında banka tarafından …’a çek karşılığı olan 30.000,00 TL’nin sehven ödendiğini,çek iptal davası neticesinde verilen ödemeden men kararına istinaden … tarafından bankaya Beyoğlu … Noterliği’nin 12.11.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin keşide edildiğini, …’a haksız ödenen çek bedeli için Beşiktaş … Noterliği’nin 09.11.2016 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesi keşide edildiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, hem çek iptal davası açan …’a hem de …’a ayrı ayrı 30.000,00 TL ödendiğini, …’un haksız kazanç elde ettiğini, bedeli iade etmediğini, borçlu/davalının takibe ve borca itiraz ettiğini, İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptali ile takip tutarının %20 den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatın tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı asıl karar duruşmasında davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; “Çek Kanunu md.5’e göre “Çekin ibrazında karşılığının tamamen ödenmemesi veya çek hamili tarafından kısmi ödemenin kabul edilmemesi halinde, ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; çekin ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır.” Yargıtay 10.CD.’nin 07.12.2006 tarih ve E.2006/8618, K. 2006/13855 sayılı kararı ile Karşıyaka (İzmir) Ağır Ceza Mahkemesi’nin konuyla ilgili itirazı reddeden kararı bozulmuştur. Bu kararda aynen “….3167 sayılı Kanun’un (4814 sayılı Kanun ile ekli RG.T. 08.03.2003 ve S. 25042) 16b/2 maddesinde, ” Çekin karşılığının bulunmaması nedeniyle şikayet hakkı, 8. Maddede belirtilen miktarın yatırılması için öngörülen sürenin dolduğu tarihte; ihtiyadi tedbir kararı veya ödeme yasağı nedeniyle süresi içinde ibrazında çek hakkında işlem yapılmaması halinde ise, ihtiyadi tedbir kararının veya ödeme yasağının kalktığı tarihte doğar.” hükmüne yer verilmiştir. Davalı bankanın ihtiyadi tedbir kararına istinaden çekin karşılığı olan tutarı bloke ederek ve görüldüğünde çekin üzerine Çek Kanunu , TTK ve 3167 Sayılı Kanunu istinaden şerhleri düşerek ödememesi gerektiği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; dava dilekçesindeki beyanlarını aynen tekrar ettiğini, müvekkilinin bedel iadesini istemesinde ve karşılık alamaması sonucu icra takibi başlatmasında direkt hukuki menfaati bulunduğunu, yerel mahkemenin dosyaya sunulan eksik değerlendirme içeren bilirkişi raporu da hatalı yorumlanarak, çeklerin davacıya ödenmemesi gerektiği hususu karar gerekçesinde belirtilmiş olmasına rağmen davanın usule aykırı olarak reddine karar verildiğini, bankanın sehven ödeme yapması sonucu davalının sebepsiz zenginleştiğinin sabit olduğunu, mahkemece yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda bedelin davalıya ödenmemesinin belirtildiğini, buna rağmen mahkemenin sebepsiz zenginleşme iddiasını irdelemeden karar verdiğini bildirmiştir. İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacının davalı aleyhine çeke dayalı olarak toplam 30.456,70 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlattığı, takip dayanağı çekin 13/07/2016 keşide tarihli, 30.000 TL bedelli, keşidecisinin dava dışı … Şti., lehtarının … AŞ., sonraki cirantaların … AŞ., …, …, …, hamilin ise davalı olduğu görülmüştür. Beşiktaş … Noterliği’nin 06.11.2016 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi 12.11.2016 tarihinde …’a tebliğ edilmiştir. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/576 esas 2016/706 karar sayılı kararıyla dava konusu çekin zayi nedeniyle iptaline 12/10/2016 tarihinde karar verildiği, davanın … tarafından hasımsız olarak açıldığı görülmüştür. Dava dilekçesine ekli, … Bankası dekontundan çek bedelinin 126,00 TL’lik komisyon kesintisinden sonra 29.874,00 TL olarak davalıya 13/07/2016 tarihinde ödendiği anlaşılmıştır. Yargılama sırasında alınan 11.03.2018 tarihli bilirkişi raporunda “davalı bankanın ihtiyadi tedbir kararına istinaden çekin karşılığı olan tutarı bloke ederek ve görüldüğünde çekin üzerine Çek Kanunu, TTK ve 3167 Sayılı Kanuna istinaden şerhleri düşerek ödememesi gerektiği” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, dava konusu çek bedeli 30.000 TL’nin davalıya sehven ödendiğini iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Somut olayda, davacı banka tarafından davalıya 13/07/2016 tarihinde ödeme yapılmıştır. Davacı banka tarafından davalıya gönderilen ihtarnamede ödemeden men kararı bulunduğu ve kendisine yapılan ödemenin sehven yapıldığı belirtilerek iadesi istenilmiş ise de, bu ihtarnamenin davalıya 12/11/2016’da tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Az önce de belirtildiği üzere davalıya davacı banka tarafından 13/07/2016’da ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 12/10/2016 tarihli 2016/576 E. 2016/706 K.sayılı ilamıyla dava konusu çekin iptaline karar verilmiş ise de, söz konusu davanın hasımsız açılan zayi nedeniyle iptal davası olduğu, davalının bu iptal kararının tarafı olmadığı, kaldı ki kararda iyi niyetli 3.şahısların hak ve menfaatlerinin saklı tutulmasına karar verildiği görülmüştür. Dava konusu çekin incelenmesinde; çekin 13/07/2016 keşide tarihli olup, davalının çekte düzgün ciro silsilesiyle hamil olduğu anlaşılmaktadır. Her ne kadar dava dışı … tarafından çekin hamili iken kaybedildiği iddiasıyla zayi nedeniyle iptal davası açılmış ise de, gerek davalının çekte düzgün ciro silsilesiyle hamil olması, gerekse davalının çeki iktisabında ağır kusurlu ya da kötü niyetli olduğu hususu ispatlanamadığından davanın çeki ibraz ile bedelinin ödenmesini talep hakkı bulunduğundan davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davacı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90TL eksik harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına, – İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davacı üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, -Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 30/12/2021