Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1519 E. 2019/1461 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1519 Esas
KARAR NO : 2019/1461
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/408 E.
DAVANIN KONUSU: Patent (Maddi Tazminat İstemli)
KARAR TARİHİ: 05/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin 03/10/2018 tarihli 2018/408 Esas sayılı kararıyla; davalı tarafça davacı … adına tescilli olduğu tespit edilen … numaralı patentin koruma kapsamına tecavüz teşkil eden ürünlerin üretilmesi ve satılması davacının zararına sebebiyet verebileceğinden ve bu patentle ilgili yaklaşık ispat kuralının gerçekleştiği gerekçesiyle bu patentle ilgili ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, İleride muhtemel zarar ve ziyanlara karşılık olmak üzere davacı tarafça takdiren 100.000,00 TL (yüz bin Türk Lirası) nakdi veya muteber bir bankaya ait kesin ve süresiz teminat mektubu ibraz edildiği takdirde, davalının davacı …’ya ait … numaralı patentinin koruma kapsamında olduğu bildirilen tıbbi kullanım amaçlı medikal ürünün davalı şirket tarafından üretilmesinin, satılmasının, tanıtılmasının ve pazarlanmasının durdurulmasına, bu ürünlerin toplatılmasına ve muhafaza altına alınmasına karar verilmiştir.Davalı vekilinin tedbire itiraz dilekçesinde; bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, davacıların herhangi bir patent belgesi bulunmadığını, patentin sadece başvuru statüsünde olduğunu, başvurunun reddedildiğini, 22/10/2013 tarihinde incelemesiz olan patent taahhütnamesini incelemeliye çevirmek için istem değişiklik talebinde bulunduğunu, 18/05/2018 tarihinde talebin reddedildiğini, inceleme raporunun olumsuz olduğunun TPE sitesinde yayınlandığını, dünya genelinde yapılan inceleme sonucunda dört benzer ürün olduğunun tespit edildiğini, davacı …’nın davalı şirketin ortağı ve müdürüyken 06/03/2017 tarihinde şirket adına 2006/05570 başvuru numaralı ürüne ilişkin …. Ltd. Şti.ile 5+5+5 yıllık tek satıcılık sözleşmesini bizzat kendisinin imzaladığını, tedbir kararının kamu sağlığını tehdit ettiğini, üretim yapılamadığından müvekkilinin hastane ve firmaların taleplerini karşılayamadığını, dosyada bulunan raporların kabul edilebilir olmadığını, davacının 2018 yılı Nisan ayına kadar davalı şirketin ortağı olduğunu, ancak ürünlerin tamamının şirket ortaklarından … tarafından el emeği ile üretildiğini, ürünün bu kişi tarafından geliştirildiğini beyanla tedbir kararının kaldırılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesinin davalı itirazını duruşmalı olarak incelediği, 01/11/2018 tarihli kararıyla davalının sözleşmeye konu ettiği ürünlerin davacı …. Limited Şirketi tarafından 16/10/2006 tarihinde yapılan … numaralı patent başvurusu kapsamındaki patentle benzer olduğunun tespit edildiği, TPMK’nca patent başvurusunun yayınlanmasına karar verildiği, bu delillerle davacı tarafın iddiasını ihtiyati tedbir talebi yönünden yaklaşık olarak ispatlamış olduğu, patent haklarının başvuru tarihinden itibaren koruma altına alındığı gerekçesiyle davalının ihtiyati tedbir kararına yaptığı itirazın reddine karar verdiği görülmüştür. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; teminat miktarının sözleşmeler gereği mal teslimatını gerçekleştiremeyecek müvekkili şirket aleyhine açılacak tazminat davaları karşısında çok cüzi kaldığını, telafisi imkansız zararların doğmasına sebebiyet vereceğini, davacıların rezektör balon başvurusunun 2006/05570 numara ile başvuru statüsünde kaldığını, hukuken korunacak herhangi bir hakkının bulunmadığını, müvekkili şirketin üretimini yaptığı ürünlerin çift lümenli gerektiğinde çift balonlu gelişmiş ve 2014 yılında faydalı model belgesi alınmış ürünler olduğunu, davacı ve davalı ürünlerinin birçok açıdan farklı olduğunu, davacı ürününün tek kanallı olup işlem sırasında kanama olması durumunda yetersiz kaldığını, vücudun daha düşük çaplı boşluklarında ulaşma imkanının sınırlı olduğunu, davacı …’nın müvekkili şirketteki hissesinin tamamını 16/04/2018 tarihinde … devrettiğini, … ile yapılan sözleşmeyi davacının şirket ortağı ve yetkilisi olarak imzaladığını, davacı … Şirketi’nin müvekkili şirketin ürettiği ürünleri satın aldığını, davacının daha sonra incelemeli patente dönüştürdüğü başvurusunun yeni olmadığını, İstanbul FSHHM’nin 2018/437 Esas sayılı dosyasında hükümsüzlük davası açıldığını beyanla mahkemenin itirazın reddi kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Dairemizin 25/01/2019 tarihli 2019/62 Esas – 2019/159 Karar sayılı kararıyla; İlk derece mahkemesi tarafından 2018/89 D.İş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda davalı adresinde yapılan keşif sırasında tespit edilen ürünün davacının patentinin koruma kapsamında kaldığının tespit edildiği, davalı tarafça İstanbul Fikri Sinai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2018/437 Esas sayılı dosyasında hükümsüzlük davası açıldığı beyan edilmiş ve hükümsüzlük delili olarak … sayılı ABD patenti gösterilmişse de; davacı patentinin yenilik unsuru taşımadığı yönünde henüz bir inceleme yapılmadığı, dosyaya mahkemece alınmış bilirkişi raporu sunulmadığı, dosya kapsamında HMK 389, 390/3 maddeleri ile 6769 sayılı SMK 159/1 maddesi gereğince yaklaşık ispat koşulunun oluştuğu ve tedbir kararının haklı ve yerinde olduğu, ancak teminata yönelik davalı itirazının değerlendirilmesinde itirazın yerinde olduğu kanaatiyle, davalı vekilinin isteminin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesinin ihtiyati tedbir kararının teminat miktarı yönünden kaldırılmasına, diğer kısımlarının aynen muhafazasına, teminatın 300.000 TL’ye yükseltilmesine karar verilmiştir. Davalı vekilinin ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını talep ettiği ilk derece mahkemesinin 18/03/2019 tarihli talebin reddine ilişkin karara davalı vekili tarafından itiraz ettiği mahkemenin duruşmalı inceleme yaparak 16/04/2019 tarihli 2018/408 Esas sayılı kararıyla; HMK’nın 396/1. maddesi uyarınca durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebileceği düzenlenmişse de, davalının mahkemece alınan bilirkişi raporu ile çelişen uzman görüşü dışında dosyaya yeni bir delil sunulmadığı, bu nedenle durum ve koşullarda bir değişiklik bulunmadığı, ihtiyati tedbirin kaldırılması halinde davacının zarar görme ihtimali bulunduğu anlaşılmakla, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir.Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde; taraflarında 15/03/2019 tarihinde dosyanın ve ara kararın esasını etkileyecek nitelikte “Uzman Görüşü” dosyaya sunduklarını ve haksız tedbirin kaldırılmasını talep ettiklerini ancak taleplerinin 18/03/2019 tarihli ara kararı ile reddedildiğini, itiraz üzerine de mürafaa duruşmasında reddine karar verildiğini,-Dairemizce yapılan istinaf incelemesi sırasında; delil listesinde bulunmayan “Uzman Görüşü”nün tedbir kararını etkileyen nitelikte yeni bir delil olduğunu beyanla, davanın ve tedbirin esasına ilişkin itirazlarını tekrarla tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalının davacı …’ya ait … sayılı patentin koruma kapsamında kalan medikal ürünü ürettiğinden bahisle tecavüzün durdurulması ve önlenmesi talepli dava açtığı, ilk derece mahkemesinin tedbir talebinin kabulü kararına karşı 01/11/2019 tarihli itirazın reddi kararı verildiği, davalı vekilinin istinaf başvurusunun Dairemizin 25/01/2019 tarihli 2019/62 Esas – 2019/159 Karar sayılı kararıyla; kısmen kabul edilerek teminat miktarının arttırıldığı görülmüştür.Davalı vekili tarafından 15/03/2019 tarihinde dosyaya uzman görüşü sunduklarını bu uzman görüşünün istinaf incelemesi sırasında bulunmadığını ve tedbir kararını, patentin geçerliliğini etkileyecek nitelikte olduğunun beyan edildiği anlaşılmışsa da HMK’nın 396.madde gereğince “durum ve koşulların değiştiği sabit olursa, talep üzerine ihtiyati tedbirin değiştirilmesine veya kaldırılmasına teminat aranmaksızın karar verilebilir. İtiraza ilişkin 394.maddenin 3. ve 4. fıkrası kıyas yoluyla uygulanır.” hükmü düzenlenmiştir. Madde gerekçesinde de açıklandığı üzere durum ve koşulların değişmesi halinde verilen kararlara karşı kanun koyucu tarafından sadece itiraz yolunun açıldığı, istinaf başvuru yolunun kapalı olduğu ancak işin esası ile ilgili kanun yoluna başvurulması halinde bu hususun inceleneceği, yargılama sırasında bir çok kez hal ve şartlarda değişiklik olması sebebiyle tedbirde değişiklik yapılması veya kaldırılması, bu yönde talepte bulunulması veya talebin reddi söz konusu olabileceğinden, her talepten sonra verilecek karar hakkında kanun yoluna başvurulması ihtiyati tedbirler için kanun yoluna başvurulmasında istenen amacı sağlamayacağından, uzman görüşüne dayanılarak durum ve koşulların değiştiğinden bahisle yeniden tedbir kararına itiraz edilmesi üzerine, verilen karara karşı istinaf başvuru yolunun kapalı olduğu kanaatiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK.’nın 341/1, 396/2. maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin USULDEN REDDİNE,2-Alınması gereken 44,40 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 05/07/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.