Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1514 E. 2019/1540 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1514 Esas
KARAR NO : 2019/1540
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 03/05/2019
NUMARASI : 2019/255 2019/443
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, davalının müvekkili aleyhine senede dayalı takip başlattığını, müvekkilinin davalıdan araç kiraladığını, araç kiralamaya ilişkin sözleşmenin sonuna müvekkilinin attığı imzadan faydalanarak senet oluşturulduğunu belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, taraflar arasındaki kira ilişkisi çerçevesinde davacının, dava konusu bonoyu imzaladığını, davacının kira bedellerini ödememesi nedeniyle takip başlattıklarını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekilinin istinafı üzerine dairemizin 2019/719 Esas – 2019/742 Karar sayılı 05/04/2019 tarihli ilamıyla “Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Gerek davacı ve gerekse davalı taraflar arasında araç kiralamasına ilişkin sözleşme bulunduğunu belirtmişlerdir. Nitekim cevap dilekçesi ekinde de kira sözleşmesi fotokopisi sunulduğu görülmüştür. Kira sözleşmesinden kaynaklanan davaların HMK’nun 4.maddesi uyarınca dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerekir. Görev hususu kamu düzeninden olup taraflarca ileri sürülmese de yargılamanın her aşamasında mahkemece gözetilmesi gerekir. Bu durumda mahkemece davaya bakma görevinin sulh hukuk mahkemesine ait olması nedeniyle görev yönünden usulden red kararı verilmesi gerekirken bu yön gözden kaçırılarak işin esasına girilip yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan davacı vekilinin esasa dair istinaf sebepleri incelenmeksizin istinaf talebinin kabulü gerektiği” gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf talebinin esasa dair yönler incelenmeksizin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi için usulden red kararı verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca kesin olarak karar verilmiş olup istinaf sonrası ilk derece mahkemesince yapılan yargılamada 03/05/2019 günlü kararla sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle davanın usulden reddine karar verilmiş, davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; müvekkilinin davacı aleyhine kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlattığını, davacının ise takip konusu senedin kambiyo senedi olmadığına dair dava açtığını, davanın reddedildiğini, mahkemenin sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle karar vermesinin hukuka aykırı olduğunu, senedin kambiyo senedi olması ve tarafların da tacir olması nedeniyle davanın ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiğini, mahkemenin, senedin neye istinaden düzenlendiğinin inceleyemeyeceğini bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Taraflar, aralarında araç kiralama sözleşmesi bulunduğunu bildirmişlerdir. Dairemizce bu husus gözetilerek ve görev hususunun kamu düzeninden olduğu görülmekle HMK’nun 4.maddesi uyarınca da kira sözleşmesinden kaynaklanan davaların sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle 2019/719 Esas – 2019/742 Karar sayılı dairemiz ilamıyla davacı vekilinin istinaf talebi esasa dair yönler incelenmeksizin kabul edilmiş ve sulh hukuk mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi için usulden red kararı verilmesi yönünden dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine kesin olarak karar verilmiştir. Gerek dairemiz kararının kesin olması, gerekse bu kesin karar doğrultusunda mahkemece sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya uygundur. Öte yandan somut olayda taraflar, aralarında araç kiralama ilişkisi bulunduğunu belirttiğinden ve davacının menfi tespit davasının bu kira sözleşmesi çerçevesinde çözümlenmesi gerektiğinden davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir.
Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/07/2019