Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1497 E. 2022/133 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1497 Esas
KARAR NO: 2022/133 Karar
MAHKEMESİ: İSTANBUL ANADOLU 1. FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2017/186 E. – 2019/53 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili üniversitenin adı ve bunun Türkçe kısaltması ODTÜ ile İngilizce kısaltması METU’nun ayrıca üniversitenin arması (logosu) ve bilim ağacı olarak tanımlanan diğer bir tanıtıcı armasının, 556 Sayılı KHK’nın 7. maddesinin g fıkrası uyarınca koruma altına alınmış olduğunu, müvekkili üniversite dışındaki kişi, kurum ve kuruluşlar tarafından her ne maksatla olursa olsun, izinsiz kullanımların yasak olduğunu, davalının müvekkili üniversitenin İngilizce kısaltması METU’yu Nice sınıflandırmasına göre 05 ve 10. sınıflar kapsamında TPE nezdinde 25/06/2015 tarihinden itibaren korunmak üzere 12/11/2015 tarihinde tescil edilmiş olduğunu, müvekkili marka ve logolarının üçüncü şahıslarla kullanılamayacağını, herhangi bir surette izin verilemeyeceğini beyanla; tecavüzün men’ine; bu meyanda vaki tecavüzün önlenmesine matuf olmak üzere, müvekkilinin isim ve kısaltmalarının ve de amblemlerinin her türlü yayın organında davalı tarafından kullanılmasına; resmi kuruluşlardaki kayıtlarda ticaret unvanı veya herhangi bir şekilde kullanımı üzerine, müvekkili Üniversitenin bir Kamu Kurumu olduğu nazara alınarak, teminatsız ihtiyat-i tedbir konulmasına; markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine, karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin yerleşim yerinin … Cad. No:… Kadıköy/İSTANBUL adresinde olduğunu, bu nedenle davanın İstanbul Anadolu Adliyesinde açılması gerektiğini belirterek, öncelikle yetkisizlik kararı verilmesi gerektiğini, müvekkilinin hiçbir şekilde davacının İngilizce isim kısaltması olan METU ibaresini kullanmadığını, müvekkilinin tescilli markası olan “Metu” ibaresini ürünlerinde kullandığını, müvekkili tarafından daha önce de söz konusu ibarenin ayırıcı ifade olarak kullanıldığını, “Metu” ibaresinin müvekkili firma açısından çok özel bir hikayesi ve anlamının bulunduğunu, müvekkilinin ihracat faaliyetleri ile birlikte yurtdışına açılmasını takiben tüm ürünlerinde İlgilizce Türkiye kelimesinin karşılığı olan Turkey’in kısaltması olarak “TU” ifadesi ve ilaç hammaddesi olan …’daki “…” ifadesi kullanılarak markanın ayırt edici biçimde oluşturulduğunu ve bu kapsamda müvekkilinin kendi oluşturduğu markanın davacının İngilizce kısaltması ile alakalı olduğu iddiasının açıkça kötü niyetli olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.İstanbul 3. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 07.03.2017 tarihli 2016/182 Esas – 2017/40 Karar sayılı YETKİSİZLİK kararı ile dosya İstanbul Anadolu 1. FSHHM’nin yukarıda yazılı esasına kaydedilmiştir.
MAHKEME KARARI; İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 09/09/2019 tarihli 2017/186 E- 2019/53 K sayılı kararıyla; “…davacının marka hükümsüzlüğü davası açmakta haklı olduğu, ancak yargılama sırasında davalı markasının müddet olması nedeniyle hükümsüzlük davasının konusuz kaldığı, her ne kadar davalının marka haklarına tecavüz edildiği iddiasıyla da dava açılmışsa da, davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 556 sayılı KHK uyarınca davalının tescilli markasını hükümsüz kılınana kadar kullanması markaya tecavüz oluşturmayacağından, hükümsüzlük davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının ise reddine” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; davanın birbirinden bağımsız olarak marka hakkına tecavüzün tespiti ve önlenmesi ve markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesi talepleriyle açılmadığını, dava dilekçesinde, Dava konusuna “Metu” kısaltmasının davalı tarafından haksız şekilde kullanılmak suretiyle müvekkili Üniversitenin isim ve marka hakkına tecavüz edilmesi nedeniyle, hükümsüzlüğüne ve marka sicilinden terkinine”, şeklinde yer verildiğini ve tüm dilekçelerinde de bu hususun açıkça ifade edildiğinin görüleceğini, mahkemenin ayrıca marka hakkına tecavüz edildiğinin tespiti ve önlenmesi davasının reddine karar verilerek müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin hatalı olduğunu beyanla, mahkeme kararının hüküm kısmının “marka haklarına tecavüz edildiğinin tespiti ve önlenmesi davasının reddine” ilişkin kısmı ile müvekkili aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilen kısmının kaldırılmasına davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevabında; dava dilekçesi incelendiğinde görüleceği üzere davanın hem markanın hükümsüzlüğü, hem de marka tecavüzü hükümlerine dayalı olarak açıldığını, davacının taleplerinin bir kısmının reddedilmesi ve bir kısmı hakkında ise konusuz kalması nedeniyle karar verilmesini yer olmadığına karar verilerek davacı aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu beyanla, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E : İstinaf başvurusuna konu uyuşmazlık, davacı vekilinin dava dilekçesinde, davalı markasının hükümsüzlüğü ve terkini talebinden başka, davacı markasına tecavüzün meni talebinin bulunup bulunmadığının tespitinden kaynaklanmıştır. İlk derece mahkemesince davalının markasının yargılama sırasında müddet olması nedeniyle hükümsüzlük davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, markaya tecavüzden kaynaklanan davanın ise, tescilli marka kullanıldığından davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından istinaf dilekçesinde markaya tecavüzün meni talepli dava açılmadığı ileri sürülmüştür. Dava dilekçesinin incelenmesinde, davanın tedbir talepli olarak açıldığı, yetkisizlik kararından önce, mahkemenin 06/01/2017 tarihli ön inceleme tensip tutanağı 4 numaralı tensip kararı ile, dava dilekçesinin sonuç kısmındaki taleplerin, davanın esasına ilişkin mi, yoksa tedbir talebine ilişkin mi olduğu konusunda beyanda bulunmak üzere davacı vekiline süre verildiği, davacı vekilinin 24/01/2016 tarihli açıklayıcı dilekçesinde; dava dilekçesindeki; “tecavüzün men’ine” ve “… vaki tecavüzün önlenmesine matuf olmak üzere, müvekkilinin isim ve kısaltmalarının ve de amblemlerinin her türlü yayın organında davalı tarafından kullanılmasına; resmi kuruluşlardaki kayıtlarda ticaret unvanı veya herhangi bir şekilde kullanımı üzerine, müvekkili Üniversitenin bir Kamu Kurumu olduğu nazara alınarak, teminatsız ihtiyat-i tedbir konulmasına” şeklindeki taleplerinin ihtiyati tedbir kararı verilmesine ilişkin olduğu, ibarenin devamında “…markanın hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine” şeklindeki talebinin ise davanın esasına ilişkin olduğu beyan edilmiştir. Davacı vekilinin açıklayıcı dilekçesi ile dava dilekçesindeki beyanlarından, davacı markasına tecavüz edildiğinden bahisle tecavüzün meni talepli dava açılmadığı anlaşılmakla, mahkemece hükümsüzlüğü talep edilen davalı markasının müddet olması nedeniyle, davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekirken, hatalı değerlendirme ile, ayrıca “markaya tecavüzün tespiti ve önlenmesi davasının ise reddine” karar verilmesi yerinde olmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, marka hükümsüzlüğü davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, tarafların kazanılmış hakları saklı tutularak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 1. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemes’nin 09/09/2019 tarihli 2017/186 E- 2019/53 K sayılı kararının 6100 Sayılı HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Marka hükümsüzlüğü davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 4-İlk derece yargılaması yönünden;A)Alınması gereken 80,70 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına, B)Marka hükümsüzlüğü davası nedeniyle davacı yararına karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince 3.931,00 TL vekalet ücreti takdiri ile davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, C) Davacı tarafından yapılan 359,50 TL posta ve tebligat giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, Ç) Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına,
D)Taraflarca yatırılan gider avanslarından kullanılmayan miktarların karar kesinleştiğinde ve istek halinde taraflara iadesine, 5-İstinaf yargılaması yönünden; a-Davacı kurum harçtan muaf olduğu için harç yatırmadığından, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, b-İstinaf yargılaması sırasında davacı tarafından yapılan 75,60 TL tebligat ve posta giderinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, ç-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.