Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1468 E. 2019/1539 K. 12.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1468 Esas
KARAR NO : 2019/1539
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 08/04/2019
NUMARASI : 2018/1118 2019/311
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, … Bank A.Ş ile davalı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinin diğer davalı tarafından kefil sıfatıyla imzalandığını, kredi borçlarının ödenmediğini, … Bank A.Ş’nin TMSF’ye devredildiğini ve alacağın fon alacağı haline geldiğini, daha sonra da bu alacağın 2006 yılında TMSF tarafından müvekkiline devir ve temlik edildiğini, alacağın tahsili için başlatılan icra takibinin davalının haksız itirazı sonucu durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesin italep ve dava etmiştir.Davalılar vekili, davanın reddini istemiştir.Mahkemece, dava konusu alacağın fona devredilmiş alacak niteliğinde bulunduğu, bu alacağın sonradan Varlık Yönetim şirketine temlik edilmesinin alacağın bu niteliğini değiştirmediği, 5411 Sayılı Bankacılık Kanununun 142.maddesi uyarınca bu tür davaların 1 ve 2 numaralı asliye ticaret mahkemesinde görülmesi gerektiği gerekçeleriyle HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekilinin istinaf üzerine dairemizce yapılan inceleme sonunda dairemizin 09/11/2018 gün, 2017/4119 Esas – 2018/2385 Karar sayılı ilamıyla “Dava, itirazın iptali davasıdır. Dava konusu alacak fona devredilen… Bank A.Ş ile davalı şirket arasında düzenlenen kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu nedenle alacak fon alacağı niteliğindedir. Alacağın Varlık Yönetim şirketine devredilmiş olması bu niteliğini ortadan kaldırmaz. Dolayısıyla ilk derece mahkemesince bu tür davalara 5411 Sayılı Bankacılık Kanunun 142.maddesi uyarınca 1 ve 2 numaralı Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması gerektiği şeklindeki gerekçe ile davanın usulden reddine şeklindeki karar isabetlidir. Bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Bununla birlikte verilen bu karar gönderme kararı niteliğinde bulunduğundan, mahkemece dava dosyasına resen görevli daireye gönderilmesi gerektiğinden dosyanın talep halinde görevli mahkemeye gönderilmek üzere tevziye sevkine ve hüküm fıkrasının 3.bendinin son kısmında yer alan davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç, yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına şeklindeki kısmı isabetli değildir. Bir başka ifadeyle mahkemece usulden red kararı ile dosyanın kanun gereği görevli ve yetkili 1 ve 2.Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine ve harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesi şeklinde karar vermesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bu yönden istinaf talebinin resen kabulü gerekmiştir (Bakınız Yargıtay 19.HD’nin 2016/5170 Esas 2017/2352 Karar sayılı ilamı). Öte yandan istinaf talebinin kabul şekli itibariyle davalılar vekilinin sair istinaf taleplerinin bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir.” şeklindeki gerekçeyle davalılar vekilinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve gerekçede belirtildiği üzere karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine iadesine karar verilmiş olup istinaf sonrası yapılan yargılamada mahkemece HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca görev yönünden davanın usulden reddine, dosyanın kanun gereği görevli İstanbul 1 veya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna tevdiine, yargılama giderleri, harç ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından nazara alınmasına dair karar verilmiş, kararı davalılar vekili istinaf etmiştir. Davalılar vekili istinaf sebebi olarak; yerel mahkemenin hiçbir inceleme yapmaksızın önceki kararı tekrar mahiyette karar verdiğini, HMK’nun 353.maddesi uyarınca yerel mahkemenin dosyayı tekrar inceleyerek karar vermesi gerektiğini, sadece yargılama giderleri hakkında hüküm tesisinin hukuka aykırı olduğunu, her ne kadar bölge adliye mahkemesi kararında davaya konu alacağın fon alacağı olduğu ifade edilmekte ise de gereksine yer verilmediğini, bu husustaki detaylı ibrazlarının hiçbir şekilde değerlendirilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, dava konusu alacağın fon alacağı olmadığını, borcun kaynağının müvekkili ile … Bank arasında akdedilmiş genel kredi sözleşmesi olduğunu, alacağın fona devredilmesi nedeniyle fon alacağına dönüşmeyeceğini, böyle bir uygulamanın hukuk güvenini sarsacağını bildirmiştir.
GEREKÇE:
Dava, itirazın iptali davasıdır. Dava konusu alacak fona devredilen … Bank A.Ş ile davalı şirket arasında düzenlenen genel kredi sözleşmesinden kaynaklanmaktadır. Bu itibarla dava konusu alacak fon alacağı niteliğindedir. Nitekim ilk derece mahkemesince verilen ilk kararda da bu husus isabetle belirtilmiştir. Zaten dairemizin 09/11/2018 günlü , 2017/4119 Esas – 2018/2385 Karar sayılı ilamında da bu husus ayrıntılı olarak ele alınmış ve davalılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf taleplerinin yerinde olmadığı belirtilmiş, ancak re’sen bağlamında yargılama giderleri ile ilgili kısım yönünden kaldırma kararı verilerek dosya ilk derece mahkemesine iade edilmiştir. Dairemizin bahse konu kararı HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca kesin nitelikte karardır. Davalılar vekilinin alacağın fon alacağı olmadığına ilişkin istinaf sebepleri daha önceki kararımızda da belirtildiği üzere yerinde değildir. Mahkemece de bahse konu kararımızda belirtildiği şekilde yeniden hüküm kurulmuş olup bu hüküm usul ve yasaya uygundur. Açıklanan bu nedenlerle davalılar vekillinin istinaf talepleri yerinde değildir.Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalılar vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalılar vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
3-Davalılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-3 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.12/07/2019