Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1465 E. 2022/47 K. 19.01.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1465 Esas
KARAR NO: 2022/47
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/12/2018
NUMARASI: 2017/1094 2018/1256
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/01/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine icra takibi başlattığını, takibe konu bonodaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, vekilinin haciz ve icra tehdidi altında borcun 17.000.00 TL’lik kısmını ödemek durumunda kaldığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine icra tedbiri altında ödenen 17.000.00 TL’nin müvekkiline iadesine karar verilmesinin talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu senetteki imzanın davacının eli ürünü olduğunu davacının takibe itiraz etmeksizin ödeme yaptığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, dava konusu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, davalının taraflar arasındaki ticari ilişkinin de incelenmesini istemiş ise de, davanın sahtelik iddiasına dayalı dava olması nedeniyle bu konuda inceleme yapılamayacağı gerekçeleriyle “1-Davanın KABULÜNE, davacı yanın İstanbul …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına mesnet alacaktan dolyaı borçlu bulunmadığının tespitine, bu kapsamda 17.000,00 TL’nin davalıdan istirdatına ve davacıya ödenmesine ve bakiye 3.777,73 TL kısım yönünden de borçlu bulunmadığının tespitine, ihtiyati tedbirin karar kesinleşinceye kadar devamına, istirdat edilen miktara dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına,” karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; davacı …’ın bonoların düzenlendiği 03.01.2017 tarihinde borçlu şirketin münferiden temsili yetkili temsilcisi olduğu, kendisinin red dilekçesinde bu hususu ikrar ettiğini, bu sebeple davaya konu senetler üzerinde açığa atılan ikinci imzanın davacının şahsen sorumlu olduğu, zira bonolarda iki adet imza bulunduğu, mahkemenin gerekli araştırmaları yapmadan eksik inceleme ile karar verdiği, kaşe üzerinde yazılı … Şirketi … Şirketinin Ticaret sicil No’su ve adresinin aynı olduğu, ancak mahkemenin bu hususu hiçbir şekilde değerlendirmeye almadığı, davacının yetkili olduğu şirketin borcuna istinaden bonoları verdiğini, dolayısıyla ticari ilişkinin ve kayıtların incelenmemesinin hatalı olduğunu, yine hayatın olağan akışında şirketlerin veya yetkililerin üçüncü kişilere vekalet vererek bazı belgerin imzalattıklarını bu durumun kötüye kullanıldığını, ayrıca davacının itiraz etmeksizin ve haklarını saklı tutmaksızın ödeme yaptığını, mahkemenin bu hususu hiç değerlendirmediğini, itirazsız ödeme yapılmasının imzanın kabulü anlamına geldiğini, mahkemenin yan delil olarak İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinin aldığı raporu göstermişse de bu durumu kabul etmediklerini, zira ortada kesinleşmiş bir karar bulunmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve dava dışı …Ltd.Şti. Aleyhine bonolara dayalı olarak toplam 20.277,73 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı senetlerin her birinin 03.01.2017 tanzim tarihli vade tarihlerinin sırasıyla 15.04.2017, 12.04.2017, 15.05.2017 ve 12.05.2017 olduğu, bedellerinin ise 6900.00 TL, 3000.00. TL, 7000.00 TL ve 3000.00 TL, keşidecisinin dava dışı … Ltd.Şti. Lehtarın ise davalı olduğu, dosya içindeki 15.08.2017 tarihli tahsilat makbuzu içeriğinde … tarafından17.000,00 TL’nin yatırıldığı görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 27.08.2018 tarihli üç kişilik grafolog bilirkişi raporunda inceleme konusu03.01.2017 tanzim tarihli 15.06.2017 vadeli 6850,00TL bedelli ve 03.01.2017 tanzim tarihli 12.06.2017 vadeli 3200.00 TL bedelli iki adet senet ön yüzündeki borçlu imzalarının …’ın eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava İİK’nın 72. Maddesi uyarınca icra takibinde sonra açılan menfi tespit ve istirdat davasıdır. Davacı taraf takip ve dava konusu senetlerdeki imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Takip ve dava konusu senetlerin keşidecisinin dava dışı … LTD. ŞTİ, lehtarının ise davalı olduğu görülmüştür. Takip ve dava konusu senetlerin borçlu hanesinde çift imza bulunmaktadır. Davalı tarafından gerek keşideci şirket gerekse davacı aleyhine takip başlatılmış olup davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunmaktadır. Yapılan bilirkişi incelemesi sonucunda da takip konusu senetlerdeki borçlu imzalarının davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Dolayısıyla söz konusu senetler nedeniyle davacının sorumluluğu yoluna gidilemeyecektir. Her ne kadar davacı vekilince atılan ikinci imza nedeniyle davacının şirket yetkilisi olmasından dolayı sorumlu olduğu ileri sürülmüş ise de, yapılan bilirkişi incelemesinde imzaların davacının eli ürünü olmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istinaf talebi yerinde değildir. Ayrıca takip dayanağı bonolar olup takipte ticari ilişkiye dayanılmadığından ticari defter ve kayıtların incelenmesi gerektiğine dair istinaf talebi de yerinde değildir. Yine mahkeme icra hukuk mahkemesinde alınan bilirkişi raporunu yan delil olarak kabul etmiş olup, bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Davacının imza inkarının sahteliğe ilişkin olması nedeniyle mutlak def’ilerden olup hakkındaki takibinde kesinleştiği gözetildiğinde, istirdada karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığından davalı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.405,28 TL harçtan, peşin alınan 352,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.053,28 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.19/01/2022