Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1461 E. 2019/1446 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1461 Esas
KARAR NO : 2019/1446
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 28/03/2019
NUMARASI : 2019/165 2019/548
DAVANIN KONUSU: İhtiyati Haciz
KARAR TARİHİ: 05/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İhtiyati haciz isteyen vekili, müvekkili ile borçlulardan …. Ltd. Şti arasında 28/03/2016 tarihinde faktoring sözleşmesi imzalandığını, 28/08/2017 tarihinde yapılan faktoring işlemiyle temlik alınan faturanın ödeme aracı olarak 29/05/2018 tarihli … nolu 87.023,53 TL bedelli çekin iktisap edildiğini, ayrıca 22/09/2017 tarihinde yapılan faktoring işlemi ile temlik alınan faturanın ödeme aracı olarak 12/06/2018 tarih, … numaralı 76.000 TL bedelli , 20/06/2018 tarih … nolu 77.000 TL bedelli, 25/06/2018 tarih … nolu 77.500 TL bedelli, 28/06/2018 tarih … numaralı ve 77.648 TL bedelli çeklerin iktisap edildiğini, diğer borçlu … çeklerde aval veren olduğunu, borçlu … A.Ş’nin ise bahse konu çeklerin keşidecisi olduğunu, faktoring sözleşmesinin 22.maddesi uyarınca İstanbul/Çağlayan mahkemelerinin yetkili kılındığını, müvekkili şirketin iktisap ettiği çeklerin karşılıksız çıktığını belirterek söz konusu çeklerden bakiye 310.571,53 TL’nin tahsilini temin amacıyla ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, 19/07/2018 tarihinde İİK’nun 257/1 maddesi uyarınca %15 teminat mukabilinde her üç borçlu yönünden ihtiyati haciz kararı verilmiş, işbu ihtiyati haciz kararına borçlular …. Ltd. Şti ve … vekili itiraz etmiştir.Borçlular … Ltd. Şti ve … vekili itirazlarında; her iki müvekkilinin adresinin Manisa olup yetki itirazında bulunduklarını, zira kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacakların aranacak alacaklardan olduğunu, ayrıca müvekkili tarafından 29/05/2018 tarihli 87.023,53 TL bedelli çek nedeniyle değişik tarihlerde toplam 92.976,47 TL ödeme yapıldığını, yine 12/06/2018 tarihli 76.000 TL bedelli çek yönünden 3 farklı tarihte ödeme yaptıklarını, buna göre ihtiyati hacze konu bu iki çek yönünden ihtiyati haciz başvurusundan önce ödeme yapıldığını, yine ihtiyati hacze konu 20/06/2018 tarihli 77.000 TL bedelli, 25/06/2018 tarihli, 77.500 TL bedelli ve 28/06/2018 vade tarihli 77.648 TL bedelli çeklerin de tamamen ödendiğini, ihtiyati haciz kararının kaldırılması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece, duruşma açılarak yapılan inceleme sonunda; itiraz eden şirketle ihtiyati haciz talep eden şirket arasınad düzenlenen faktoring sözleşmesinin 22.maddesi uyarınca İstanbul Mahkemelerinin yetkili kılındığı, bu nedenle asıl borçlu şirketin yetki itirazının yerinde görülmediği, yine 6102 Sayılı TTK’nın 7.maddesi uyarınca borçlu …’in de yetki itirazının yerinde olmadığı, diğer yandan ödemeye dayalı olarak itirazda bulunulmuş ise de, kambiyo senedi niteliği taşıyan çeklerin halen alacaklı elinde olduğu, bu durumun ödenmediğine karine teşkil ettiğini, bu çeklerden kaynaklanan bakiye alacağın ödenip ödenmediği hususunun genel hükümlere dayalı açılacak menfi tespit davasında ileri sürülebileceği, daha sonra bakiye alacağın haricen tahsil edildiği ve takibe konu çeklerin …’e iade edildiğinin takip dosyası kapsamından anlaşıldığı, ihtiyati haciz kararının verildiği tarih itibariyle ödeme yasağı olduğunun kanıtlanamadığı gibi itirazın İİK’nun 265.maddesi hükümlerine uygun düşmediği gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı itiraz edenler vekili istinaf etmiştir. Dairemizin 10/01/2019 tarihli 2019/9 Esas – 2019/31 Karar sayılı ilamıyla ihtiyati hacze dayanak yapılan çeklerin 395.171,53 TL olduğu, ihtiyati haciz talebinin ise 310.571,53 TL’ye ilişkin bulunduğu, ödeme belgeleri üzerinde yapılan incelemede 18/07/2018 tarihinden önceki tarihlerde yapılan ödemelerin ödenmediği iddia edilen kısımdan daha fazla olduğunun görüldüğü, ödemenin borcu sona erdirip ödenmiş bir borç için ihtiyati haciz istenemeyeceği, buna göre sunulan ödeme belgelerinden ihtiyati haczin başvurusundan önce yapılanlar dikkate alınarak itiraz konusunda bir karar verilmesi gerekirken bu husus değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığından bahisle ilk derece mahkemesinin 19/07/2018 tarihli itirazın reddi kararının kaldırılmasına karar verildiği, kaldırma kararı sonrası mahkemece duruşma açılarak yapılan yargılama sonunda 19/02/2019 tarihinde ihtiyati haciz talep edenin ihtiyati haciz talep tarihinden önce toplam 95.000 TL ödeme yaptığı, diğer ödemelerin talep tarihinden sonraya ait olup infazda dikkate alınması gerektiği, talep konusu 5 adet çekin toplam tutarının 395.171,53 TL olup yapılan ödemelerin düşülmesi sonucu alacağın toplam 300.171,53 TL kaldığı gerekçeleriyle ihtiyati hacze itirazın aradaki fark olan 10.470,00 TL için kabulüne, bu miktar yönünden ihtiyati haczin kaldırılarak bakiye 300.171,53 TL için ihtiyati haczin devamına karar verilmiş, kararı ihtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf etmiştir. İhtiyati hacze itiraz edenler vekili istinaf sebebi olarak; itirazlarının kabulü gerektiğini, mahkemenin ihtiyati haciz talebini 18/07/2018 saat: 10.50 olması nedeniyle bu tarih ve saatten önce yapılan ödemeleri dikkate aldığını, oysa ihtiyati haciz kararının 19/07/2018 tarihinde verildiğini ve bu tarihe kadar müvekkilince toplamda ihtiyati hacze konu çekler için 125.000,00 TL ödendiğini, bu durumun ödeme dekontlarıyla da sabit olduğunu, dolayısıyla 19/07/2018’den önce yapılan ödemelerin dikkate alınmamasının haksız ve hukuka aykırı olduğunu, ihtiyati haciz isteyenin bu ödemeleri bildirmeyerek kötüniyetli olarak İstanbul ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlattığını, bu takibin iptali için açtıkları davanın halen derdest olduğunu, mahkemenin 19/02/2019 tarihli kararın 4.maddesi gereğince ihtiyati haciz isteyenler lehine 750,00 TL vekalet ücretine hükmetmesinin hukuka aykırı olduğunu, zira İstanbul 6. ATM’nin 09/10/2018 tarihli kararı neticesinde 600,00 TL vekalet ücretine hükmedildiğini ve bedelin müvekkilince ödendiğini, aynı alacağa ve talebe ilişkin olarak yerel mahkeme tarafından 750,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin mükerrer olup haksız ve hukuka aykırı olduğunu bildirmiştir. Dayanak çeklerin 29/05/2018 tarih …18729 numaralı ve 87.027,53 TL bedelli, 12/06/2018 tarih 0027328 numaralı 76.000 TL bedelli, 28/06/2018 tarih … numaralı ve 77.648,31 TL bedelli, 25/06/2018 tarih … nolu 77.500 TL bedelli, 20/06/2018 tarih … nolu 77.000 TL bedelli çekler olduğu, çeklerin keşidecisinin borçlu …. A.Ş, lehtarının …. Ltd. Şti, daha sonraki cirantanın ise ihtiyati haciz isteyen şirket olduğu, çeklerin ibraz edildiği, ayrıca çeklerin ön yüzünde borçlu …’in isim ve imzasının yer aldığı görülmüştür. İhtiyati haciz isteyen tarafından sunulan faktoring sözleşmesinin 22.maddesine Çağlayan/İstanbul mahkemelerinin ve icra dairelerinin yetkili kılındığı görülmüştür. Ayrıca sözleşmenin … tarafından müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığı, kefalet tarihi ve limitinin de elle yazılı olduğu görülmüştür.İtiraz dilekçesine ekli ödeme belgelerinin incelenmesinde ise; borçlu … Ltd. Şti tarafından … numaralı çeke istinaden 21/05/2018 tarihinde 30.000 TL, 08/06/2018 tarihinde 21.000 TL, 22/06/2018 tarihinde 15.000 TL, 20/07/2018 tarihinde 38.500 TL, 12/06/2018 tarihinde saat 17:10’da 20.000 TL, 18/07/2018 tarihinde saat 13:57’de 12.023,53 TL, 29/06/2018 tarihinde 30.000 TL; 3718729 numaralı çeke istinaden 29/05/2018 tarihinde 35.000 TL, 10/07/2018 tarihinde 30.000 TL, 18/07/2018 tarihinde saat 13:55’de 17.976,47 TL, 25/07/2018 tarihinde 47.000 TL, 20/06/2018 tarihinde 30.000 TL ; 27330 numaralı çek yönünden 26/07/2018 tarihinde 77.500 TL; 27331 numaralı çek yönünden 27/07/2018 tarihinde 77.648,31 TL ve yine 2018/756 D.İş sayılı dosya için avukatlık ücreti 485,00 TL’nin internet bankacılığı üzerinden ödendiği görülmüştür.İhtiyati haciz talebinin 18/07/2018 tarihinde saat 10:50’de yapıldığı, kararın ise 19/07/2018 tarihinde verildiği görülmüştür.
GEREKÇE:Talep, ihtiyati hacze ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ise ihtiyati haciz kararına itiraz üzerine verilen 19/02/2019 tarihli karara yöneliktir. Mahkemece, 09/10/2018 tarihinde ihtiyati hacze itirazın reddine dair verilen kararın ihtiyati hacze itiraz edenler vekilince istinaf edilmesi üzerine dairemizin 10/01/2019 tarihli, 2019/9 Esas, 2019/31 Karar sayılı ilamıyla itiraz eden tarafından bir kısım ödemeler yapıldığı belirtilerek bu ödemelerin gözetilmesi gerektiğinden bahisle kaldırma kararı verilmiştir. Dairemizin kaldırma kararı sonrası duruşma açılarak yapılan inceleme sonucunda ihtiyati haczin talep tarihi olan 18/07/2018 tarihi itibariyle yapılan ödemeler dikkate alınarak kısmen itirazın kabulüne karar verilmiştir. Her dava, dava tarihindeki koşullara göre değerlendirilir. İhtiyati haciz talebinin de ihtiyati haczin talep tarihi itibariyle değerlendirilmesi gerekir. Nitekim mahkemece de dairemizin kesin olarak verdiği kaldırma kararı üzerine ihtiyati haczin talep tarihi olan 18/07/2018 tarihi itibariyle yapılan ödemeler dikkate alınarak karar verilmiştir. Ayrıca kararın gerekçesinde de yapılan sonraki ödemelerin de infazda nazara alınacağı isabetli bir şekilde belirtilmiştir. Bu itibarla ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Öte yandan vekalet ücretine ilişkin olarak getirilen istinaf sebebi de yerinde değildir. Zira itiraz edenler tarafından önceki itiraz duruşması nedeniyle 600,00 TL vekalet ücretinin ödendiği belirtilmiş ise de, söz konusu o karar dairemizin yukarıda belirtilen ilamıyla kaldırılmış olup itiraz edenler vekili şayet ödeme yapmış ise bunu sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre isteyebileceği gibi sonraki vekalet ücretinden de mahsubunu talep edebilecektir. Bu durum hükmün infazıyla ilgili bir husustur. Dolayısıyla bu yöne ilişkin istinaf talebi de yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen ihtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İhtiyati hacze itiraz edenler vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-İhtiyati hacze itiraz edenler tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.05/07/2019