Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/146 E. 2021/1936 K. 17.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/146 Esas
KARAR NO: 2021/1936 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 25/10/2016
NUMARASI: 2015/925 E., 2016/867 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; müvekkili aleyhine iki ayrı icra dosyasında takip başlatıldığını, müvekkilinin takip belgelerine ilişkin olarak herhangi bir borcu bulunmadığı, takibe dayanak yapılan bono lehtarının davalı … ile takip borçlusu dava dışı …’nın karı koca olup müvekkilinin de …’nın dayısı olduğu, adı geçenlerin evlilikleri devam eder iken … tarafından boşanma davası açıldığını, dava sürecinde tarafların anlaşarak Sulh Protokolü imzaladıklarını, protokolde …’nın eşine maddi ve manevi tazminat olarak bir kısmı çekler bir kısmı da bonolarla ödemek üzere toplam 118.000 TL ödemesinin kararlaştırıldığını, müvekkilinin de bono ve çekleri kefil olarak imzaladığını, bono ve çeklerin …’nın avukatına teslim edildiğini, protokolün imzalanmasından kısa bir süre sonra tarafların boşanmaktan vazgeçerek evliliklerine devam kararı aldıklarını, bu nedenle protokol ve protokole bağlı olarak verilen çekler ve bonoların hükümsüz hale geldiğini, hatta çeklerin bankaya iade edildiğini, bonoların ise müvekkilince istenilmesine rağmen iade edilmediğini, davalı …’nın bonoların kötü niyetli olarak 3.kişi adına kullandığını ve davalı …’in de protokol gereğince verilen toplam tutarı 58.000 TL olan 15 adet bonoyu icra takibine koyduğunu, konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduklarını, protokolde yer alan 5 adet bononun da bir başka icra dosyasında takibe konulduğunu, bonoların protokol nedeniyle verildiğinden ve tarafların evliliklerini devam ettirdiğinden borcun ve dolayısıyla da müvekkilinin kefaletinin sona erdiğini, ayrıca davalıların da birlikte muvazaalı ve kötü niyetli hareket ettiklerini belirterek müvekkilinin takiplere konu bonolar nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davalıların % 20 oranında tazminatla sorumluluğuna karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … (…) … vekili; müvekkili ile … arasında düzenlenen 15/10/2012 tarihli protokolde müvekkilinin … Ltd. Şti.’nde bulunan tüm hisselerini bedelsiz olarak …’ya devredeceğini, müvekkilinin anlaşmalı boşanmada …’dan hiçbir maddi ve manevi tazminat istemeyeceğinin hükme bağlandığını, protokolün tüm şartlarının müvekkili tarafından yerine getirildiğini, dolayısıyla senetlerin geçerli olduğunu, müvekkilinin elde ettiği birikimini 15/11/2012 tarihli protokolle dava dışı …’e ait çekici ve yarı römork dorse’ye ortak olmak suretiyle değerlendirdiğini, yapılan işlemin ticari hayata uygun olduğunu, kötü niyet bulunmadığını bildirmiştir. Davalı … vekili; müvekkilinin iyi niyetli 3.kişi olduğunu, 15/11/2012 tarihli protokolle adına kayıtlı çekici ve yarı römork dorse’nin 1/2 hissesini diğer davalıya sattığını ve karşılığında dava konusu bonoları aldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere göre; “Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında dayanak olan toplam 58.000,00 TL’ye karşılık 15 adet senette davacı …nın kefil olarak imzasının bulunduğu, davalı …’in lehtar konumunda olduğu, alacaklı davalı …’in ciro yoluyla işbu senetleri …’den aldığı ve bu şekilde borçlular aleyhine icra takibine giriştiği Büyükçekmece …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında toplam değeri 20.000,00 TL olan 5 adet senede dayalı olarak aynı borçlular aleyhine davalı alacaklı …’in icra takibine giriştiği, bu senetlerde de davacı …’nın kefil olduğu bu senetlerin taraflarında kabulünde olduğu üzere davalı … ile dava dışı eşi …’ın boşanmaları için düzenlenen 15/10/2012 tarihli protokol kapsamında verildiği, her ne kadar … ve eşi bu protokole dayalı boşanmamış iseler de daha sonra 2014 yılında açılan davada anlaşmalı olarak boşandıkları 15/10/2012 tarihli protokolün gereklerinin taraflarca yerine getirildiği, örneğin protokolün 4.maddesinde ki hisse devrinin 02/11/2012 tarihinde yerine getirildiği takibe konu bonoların davalı … tarafından diğer davalıya ciro edildiği, davalı …’in iyi niyetli 3.kişi konumunda olduğu, bu kişinin senetleri kötü niyetli ele geçirdiği ve borçlunun zararına davrandığı hususunun davacı tarafça ispat edilemediği” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; dava dilekçesini iddialarını tekrar etmiş, ayrıca davalı … ile dava dışı …’ın daha sonradan Bolu Aile Mahkemesi’nin 2014/215 E.sayılı dosyasında başka bir anlaşmalı boşanma protokolü ile ve ilk protokolden yaklaşık 2 yıl sonra boşandıklarını, mahkemenin boşanma dosyasını celp etmeden ilk boşanma protokolüne dayalı olarak 2 yıl sonra boşandıkları yönünde karar vermesinin hatalı olduğunu, ilk protokolün 2.protokolün devamı olmadığını, 2.protokolün ilk protokolün devamı olduğuna dair bir ibarenin protokolde yer almadığını, davalıların kötü niyetli olduğunu, 15/11/2012 tarihli protokolün davalı … ile dava dışı … Ltd. Şti.arasında düzenlendiği, … Şirketi’nin adına kayıtlı araçların 1/2 hissesini davalı …’e sattığı ve karşılığında dava konusu bonoları aldığını, protokolde davalı …’in taraf olmadığını, bonolarda … Şirketi’nin cirosunun da bulunmadığını, protokolde belirtilen araçların …’e ait olmayıp … Şirketine ait olduğunu, ayrıca protokolün adi şekilde yapıldığını, araç satışlarının ancak noterde satılması halinde resmi nitelik kazanacağını, araçların davalı … üzerine devrinin yapılmadığını, halen … Şirketi’ne ait olduğunu, 15/11/2012 tarihli protokole göre davalı …’ın alacaklı olamayacağını, ortada bir borç bulunmadığını, buna rağmen bonoların davalı … tarafından takibe konu edilmesinin kötü niyetinin açık bir göstergesi olduğunu, 15/11/2012 tarihli protokole göre ispat külfetinin davalılara geçtiğini, her iki davalının aynı vekil ile davada temsil edildiğini, bu durumun da davalıların kötü niyetini ve ciro silsilesinin düzmece olduğunu gösterdiğini, avukat …’in bu davada hem davalı takip borçlusu …’ı hem de davalı takip alacaklısı …’in vekili olduğunu, yine avukat …’in hükümsüz kalan boşanma protokolünü vekil olarak imzalayan kişi olduğunu, bu durumun kötü niyetin göstergesi olduğunu, ayrıca müvekkilinin eşinin rızası olmadığından kefaletinin de geçersiz olduğunu, müvekkilinin ilk boşanma protokolünde adi kefil olarak yer aldığını, dolayısıyla öncelikle asıl borçluya gidilmesi gerektiğini bildirmiştir. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında; davalı … tarafından davacı diğer davalı ve dava dışı kişiler aleyhine bonolara dayalı olarak toplam 63.412,82 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı bonoların 15/10/2012 tanzim tarihli vadelerinin ise değişik tarihleri içerdiği, keşidecinin …, … Ltd. Şti., aval verenin ise davacı olduğu, lehtarın ise davalı … olduğu, senetlerin ihdas hanesinin yazılı olmadığı, bir tanesinin 2.000 TL, diğer 14 adedinin ise 4.000’er TL bedelli olduğu görülmüştür. Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı … tarafından davacı diğer davalı ve dava dışı kişiler aleyhine bonolara dayalı olarak toplam 20.688,90 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı bonoların 15/10/2012 tanzim tarihli vadelerinin ise değişik tarihleri içerdiği, keşidecinin …, … Ltd. Şti., aval verenin ise davacı olduğu, lehtarın ise davalı … olduğu, senetlerin ihdas hanesinin yazılı olmadığı, takip dayanağı 5 adet bononun her birinin 4.000’er TL bedelli olduğu görülmüştür. Dava dilekçesine ekli 15/10/2012 tarihli Sulh ve Anlaşma Protokolü başlıklı belgenin incelenmesinde; davalı …’nın vekili Av. … ile dava dışı … arasında düzenlendiği, davacının da tanık olarak protokolde yer aldığı, davalı … ve dava dışı …’nın Bolu Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davasında anlaştıkları, davanın anlaşmalı boşanma davasına dönüştürüleceği, …’ın …’e toplam tutarı 118.000 TL olan 3 adet çekle 20 adet senet vereceği, …’in … Ltd. Şti.’de bulunan tüm hissesini …’a bedelsiz olarak devredeceği, …’in 118.000 TL’lik evrak dışında boşanma davasında maddi ve manevi tazminat ve nafaka talep etmeyeceği, davada …’tan dava masrafı ve vekalet ücreti istenmeyeceğinin hükme bağlandığı görülmüştür. Davacı tarafından davalı … ile dava dışı …’ya gönderilen 09/04/2014 tarihli ihtarnamede tarafların anlaştıklarını, boşanmanın gerçekleşmemesi nedeniyle protokolün hükümsüz kaldığını, bu nedenle bonoların iade edilmesini istediği, ihtarnamenin muhataplarına tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Davacı tarafından sunulan Bolu Aile Mahkemesi’nin 2014/215 E.sayılı dosyasının 09/04/2014 tarihli duruşma zaptı fotokopisinde, davacı … ile davalı … ‘ın boşanmalarına karar verildiği, boşanmanın anlaşmalı olarak yapıldığı, yine sunulan anlaşma protokolü başlıklı … ve … tarafından imzalanan tarihsiz protokolde müşterek çocuğun velayetinin anneye verildiği, çocuk için babanın aylık 250 TL, anne için bir yıl süreyle aylık 500 TL nafaka ödeyeceği tarafların birbirlerinden maddi ve manevi tazminat talepleri bulunmadığının düzenlendiği görülmüştür. Davalı … vekili tarafından sunulan protokol başlıklı belge fotokopisinin incelenmesinde; 15/11/2012 tarihli olduğu, davalı … ile dava dışı … Şirketi arasında düzenlendiği, … Şirketi adına protokolün davalı … tarafından imzalandığı, protokolün konusunun ise bir adet çekici ile bir adet yarı römork dorseye tarafların 1/2’şer oranında ortak olacakları, araçların toplam bedelinin 160.000 TL olarak belirlendiği, 1/2’si olan 80.000 TL için 1 adet 2.000 TL bedelli, 19 adet de 4.000 TL bedelli senedin davalı … tarafından … adına davalı …’e verildiği, kalan kısmın da aracın kazancından ödeneceğinin senetler tamamen ödenmeden herhangi bir kar dağıtımı yapılmayacağının hükme bağlandığı görülmüştür. Davanın başlangıçta Büyükçekmece 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde açıldığı, görevsizlik kararı verildiği ve yargılamaya Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde devam edildiği anlaşılmıştır. Davacının resmi belgede sahtecilik ve bedelsiz senedi kullanma suçlarından dolayı yaptığı şikayet üzerine Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 11/08/2015 tarihinde taraflar arasındaki ihtilafın hukuki nitelikte olduğu, kamu adına takibi gereken bir suç bulunmadığı gerekçeleriyle takipsizlik kararı verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, dava konusu senetlerin boşanma davası sırasında düzenlenen sulh protokolü çerçevesinde verildiğini, ancak boşanma davası sürecinde tarafların anlaşarak boşanmaktan vazgeçtiklerini, bu nedenle protokol ile verilen dava konusu senetlerin hükümsüz kaldığını iddia etmiş, davalılar ise davanın reddini savunmuştur. Takip ve dava konusu senetlerin incelenmesinde; keşidecisinin dava dışı …, … Ltd. Şti.olduğu, davacının ise senetlerde aval veren olarak yer aldığı görülmüştür. 6102 Sayılı TTK’nun 702/2 maddesi gereğince aval veren kişinin teminat altına aldığı borç, şekle ait noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da, aval verenin taahhüdü geçerlidir. Dolayısıyla mahkemece anılan bu gerekçe ile davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup hükmün gerekçesinin bu yönde düzeltilmesi gerekmiş ve kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle HMK’nun 353/1-b-2 maddesi gereğince aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: Davacı vekilinin istinaf isteminin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince BAKIRKÖY 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ’nin 25/10/2016 tarihli 2015/925 E. – 2016/867 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, -Davanın REDDİNE, 2-İlk derece yargılaması yönünden; a-Görevsiz mahkemede 02/04/2015 tarihli tensip tutanağının 8 maddesinde konulan ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, b- Büyükçekmece …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında asıl alacak olan 58.000 TL’nin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine (bu tazminatın 8700 TL’ sinin dosyaya alınan teminattan karşılanmasına) c- Büyükçekmece … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasında asıl alacak olan 20.000 TL’nin %20’si oranında tazminatın davacıdan alınarak davalı …’e verilmesine (bu tazminatın 3000 TL’sinin dosyaya alınan teminattan karşılanmasına) d-Alınması gereken 59,30 TL harcın peşin alınan 1.332,05 TL harçtan mahsubu ile fazla 1. 272,75 TL harcın ilk derece mahkemesince talebi halinde yatırana iadesine, e-Davalılar lehine takdir edilen 8.930,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, 3-İstinaf yargılaması yönünden; a- İstinaf talebi kabul edildiğinden davacı tarafça yatırılan 29,20 TL istinaf harcının talebi halinde ilk derece mahkemesince davacıya iadesine, b-İstinaf yargılaması için davacı tarafından yapılan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı, 102,60 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 182,30 TL’nin, davalıdan alınıp davacıya verilmesine, c-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 17/11/2021