Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1426 E. 2019/1452 K. 05.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1426 Esas
KARAR NO : 2019/1452
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 11. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
NUMARASI : 2018/762
DAVANIN KONUSU: Alacak (Finansal Kiralamadan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 05/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili, taraflar arasında 08/07/2014 tarihinde finansal kiralama sözleşmesi akdedildiğini, davalının sözleşme hükümlerine aykırı davranması nedeniyle 11/06/2018 tarihli ihtarname keşide edilerek 60 günlük süre içerisinde kira borcunun ödenmesinin istendiğini, ancak davalı kiracının ihtara rağmen borçlarını ödemediğini, 6361 Sayılı Kanunun 23.maddesi uyarınca finansal kiralama konusu malların mülkiyetinin müvekkiline ait olduğunu, sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle finansal kiralama konusu malların müvekkiline aynen teslimine, ayrıca malların zilyetliğinin müvekkiline verilmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, 29/08/2018 tarihli ara kararla koşulları oluştuğu gerekçesiyle ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, sözleşme konusu makinenin davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair ihtiyati tedbir kararı verilmiştir. Davalı vekili, her ne kadar sözleşmenin müvekkili ile davacı arasında imzalanmış ise de, irsaliye ve proforma faturada görüleceği üzere davacı adına düzenlenen faturaları kesen …. Ltd. Şti olduğunu, bu şirketin dava konusu makinenin aslında bayisi olup kendi firmasının leizing kotası dolu olması nedeniyle müvekkilinden yardım istediğini, makinenin bu şirketin ukdesinde kalarak bu şirket tarafından yapılan ödemelerin müvekkilince davalı şirkete yapıldığını, bu şekilde toplam 48 taksidin 44’ü yani toplam 292.000,00 TL borcun 267.000,00 TL’sinin ödendiğini, ancak dava dışı şirketin Mart ve Nisan 2018 tarihlerinde ödemesi gereken tutarları ödemediğini, bunun üzerine ihtarnamenin geldiğini, durumun dava dışı şirket yetkilisine bildirildiğini, adı geçenin de mali sıkıntı nedeniyle ödemede güçlük yaşadığını beyan ettiğini, daha sonra şirket yetkilisinn vefat ettiğini, davacının dava açmakta kötüniyetli olduğunu, zira son 4 taksidin ödenmediğini, bu konuda yapılandırma talep ettikleri halde davacının bu teklifi reddettiğini, bu durumun MK’nun 2.maddesine de aykırı olduğunu, davacının feshinde haklı olmadığını, Hakimin sözleşmeye müdahale etmesi gerektiğini ve borcun yapılandırılmasını istediklerini, ayrıca davanın …A.Ş’ye ihbarını talep ettiklerini, mahkemenin davanın esasını çözer şekilde tedbir kararı veremeyeceğini bildirerek davanın reddi ile ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasını istemiştir. Mahkemece, itiraz üzerine duruşma açılmış duruşma sonunda ihtiyati tedbire itirazın süre yönünden denetlenerek itiraz ve verilen cevap dilekçesi incelenip ihtiyati tedbire itiraz sonucunun taraflara tebliğine dair ara karar oluşturulmuş, akabinde 02/05/2019 tarihinde dosya ele alınarak mevcut finansal kiralama hükümleri ve noter ihtarnamesi birlikte değerlendirildiği, buna göre itirazın yerinde olmadığı gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinaf sebebi olarak; mahkemenin 31/12/2018 tarihinde tedbir mürafası yaptığını, ancak aradan uzun bir süre geçtikten sonra 02/05/2019 tarihli kararla itirazı reddettiğini, mahkemenin 29/08/2018 tarihli ihtiyati tedbir kararının asıl uyuşmazlığı esasen çözer nitelikte olduğunu, bu durumun HMK’nun 394/5 maddesine aykırı olduğunu, her ne kadar müvekkili ile davacı arasında finansal kiralama sözleşmesi imzalanmış ise de, müvekkilinin sadece aracı olduğunu, makineyi dava dışı davanın ihbarını talep ettikleri …Ltd. Şti’nin kullandığını, bu kişinin taksitleri müvekkiline, müvekkilinin de davacıya ödeme yaptığını, toplam 48 taksitten 44 ‘ünün ödendiğini, mahkemenin tarafların menfaat dengesini gözetmediğini, kararın haksız olduğunu, hakimin sadece davacının değil, davalının da menfaatini koruması gerektiğini bildirmiştir. Davacı tarafından davalıya gönderilen 11/06/2018 tarihli ihtarnamede; toplam 28.424,03 TL’nin 60 gün içinde ödenmesi, ödenmez ise sözleşmenin feshedilmiş olacağı ve fesih tarihinden itibaren 3 gün içinde malların davacı şirketin adresine teslim edilmesinin istendiği, ihtarnamenin 13/06/2018 tarihinde davalı şirkete tebliğ edildiği görülmüştür. Davacı tarafından sunulan belgelerde finansal kiralama konusu makine ile ilgili faturanın … Ltd. Şti tarafından davacı finansal kiralama şirketine düzenlendiği, fatura bedelinin KDV dahil 344.560,00 TL olduğu görülmüştür. Finansal kiralama sözleşmesinin davacı ile davalı şirket arasında 08/07/2014 tarihinde düzenlendiği görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, finansal kiralama sözleşmesi uyarınca teslim edilen malın iadesi talebine ilişkindir. Dairemiz önüne gelen uyuşmazlık ihtiyati tedbire itirazın reddi kararına yöneliktir. Davacı tarafça bir kısım kira bedellerinin ödenmediğinden bahisle davalıya 11/06/2018 tarihli ihtarname gönderilmiş, verilen 60 günlük süre içerisinde ödeme yapılmadığı davacı tarafça ileri sürülmüş, ihtarnamede istenilen borçla ilgili davalı tarafça da ödeme yapıldığı yolunda savunmada bulunulmamış olup sözleşmenin feshedilmiş olması nedeniyle malın yediemin olarak davacıya teslim edilmesi sözleşmenin 40 ve 41.maddeleri karşısında usul ve yasaya uygundur. Söz konusu bu durum davanın esasını çözer nitelikte de değildir. Dolayısıyla davalı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına,3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile HMK’nun 362/1-f maddesi uyarınca kesin olarak karar verildi.05/07/2019