Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1419 E. 2022/389 K. 08.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1419 Esas
KARAR NO: 2022/389
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/03/2019
NUMARASI: 2018/124 2019/266
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 08/03/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalı bankanın müvekkilinin ciranta olarak görüldüğü çeki takasa sunduğunu öğrendiklerini, yaptıkları incelemede çekteki imzanın müvekkili şirket yetkilisine ait olmadığının tespit edildiğini, bu durumun yapılacak imza incelemesi ile anlaşılacağını belirterek müvekkilinin çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, bu çeke dayalı olarak takip başlatıldığı takdirde davalı aleyhine % 20 oranında kötü niyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; müvekkilinin yaptığı işlemin usul ve yasaya uygun olup müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini, ayrıca çekin müvekkili banka tarafından takas bankası sıfatıyla işleme alındığını ve muhatap banka ile paylaşıldığını, muhatap bankanın da keşidecinin talimatı üzerine imzanın kendisine ait olmadığını müvekkili bankaya bildirdiğini, bunun üzerine müvekkilinin çeki işleme almayarak hamiline iade ettiğini, çekin müvekkili bankada olmayıp hamili … Ltd.Şti.’ne teslim edildiğini, dolayısıyla müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, ayrıca davacının iş bu davada aktif husumet ehliyetinin de bulunmadığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere göre; “davanın, çekteki keşideci imzasının davacıya ait olmadığı iddiasına dayanan menfi tespit istemine ilişkin olduğu, davacı tarafından sunulan çek görüntüsünün tetkikinden, davalının çekte tam ciro veya beyaz cirosunun bulunmadığının anlaşıldığı, TTK 798. maddesine göre çekin bir takas odasına ibrazı, ödeme için ibraz yerine geçtiği, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetmeliğinin 14/B maddesinin ikinci fıkrasında; “Elektronik ortamda işlem yapan takas odalarında, bankalarca, muhatap bankalara fiziken ibraz edilmeyen çekler için birbirlerine vekalet vererek hesaben tesviye edilmek amacıyla işlem yapacak bankalar, Bankalararası Takas Odaları Merkezi Yönetim Kurulu’nca hazırlanan protokolü imzalamak suretiyle bu faaliyetlere katılabilirler” hükmünün yer aldığı, somut olayda, dava konusu çekin 3. kişi tarafından takas bankası sıfatıyla davalı Banka’ya ibraz edildiği, davalı bankanın takas merkezi aracılığıyla çek görüntüsünü muhatap banka ile paylaştığı, davalı bankanın da ibraz amacıyla takas bankası sıfatıyla işlem yaptığı,davalının çekte cirosunun bulunmadığı, davalıya sahtelik iddiası ile ilgili husumet yöneltilemeyeceği” gerekçesiyle HMK 114/1-d ve HMK 115/2 maddeleri gereği davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; kararın doğru olmadığını, konuyla ilgili 07/11/2018 tarihli beyan dilekçelerinde İstanbul 13. Asliye Tic. Mah’nin 2018/128 E.sayılı dosyasından davalı bankanın cevap dilekçesinin celbini istediklerini, ancak mahkemenin bu talebi değerlendirmediğini, 27/03/2019 tarihli celsede bu taleplerini tekrarladıklarını, ancak mahkemenin bu talebi değerlendirmeden davayı usulden reddettiğini, ayrıca dosyada mevcut çek görüntüsünün incelenmesinde müvekkilinin dava dilekçesi ekinde sadece çekin ön yüzünü sunduğunu, davalının ise çekin ibraz edilmemiş halinin görüntüsünü sunduğunu, buna göre muhatap bankadan çekin ibraz edilmiş haldeki görüntüsünün celbi gerektiğini, ayrıca İstanbul 13. Asliye Tic. Mah’nin 2018/128 E.sayılı dosyasındaki cevap dilekçesi celp edilseydi davalı bankanın husumet itirazının yersiz olduğunun anlaşılacağını, zira davalı bankanın çeki dava dışı … Ltd.Şti.’nden ciro yoluyla ve hamil sıfatıyla devraldığını, dolayısıyla da bu davayı açtıklarını, İstanbul 13. Asliye Tic. Mah’nin 2018/128 E.sayılı dosyasında davalı bankanın cevabında açıkça çekin bankaya dava dışı … Ltd.Şti.tarafından kredi ilişkisi nedeniyle ciro yoluyla devredildiğini ve çekin aslının incelenmek üzere mahkemeye gönderildiğinin belirtildiğini, mahkemenin eksik incelemeyle karar verdiğini bildirmiştir. İstinaf dilekçesi ekinde; davalı bankanın davalı olarak yer aldığı İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/128 Esas sayılı dosyasına gönderdiği cevap dilekçesinin yer aldığı, bu dilekçe içeriğinden davacının çekin keşidecisi … AŞ.olduğu, dilekçe içeriğinde ise; dava tarihi itibariyle bankanın takip başlatmadığı, çeke dayalı alacak talebi bulunmadığı, çek aslının incelenmesi için mahkemeye gönderildiği, çekte yer alan keşideci imzasının keşideciye ait olup olmadığının belli olmaması nedeniyle müvekkili banka tarafından çeke ilişkin takip başlatılmadığı ve alacak talep etmedikleri müvekkili bankanın dava açılmasına sebebiyet vermediğini bildirerek davanın … Ltd.Şti.’ne ihbarıyla reddini istediği görülmüştür. Dava dilekçesi ekinde bulunan çekin ön yüz fotokopisinin incelenmesinde; çekin 04/01/2018 tarihli 85.000 TL bedelli olduğu, keşidecisinin dava dışı …. AŞ., lehtarın davacı olduğu görülmüştür. Dava dışı … tarafından mahkemeye gönderilen 12/03/2018 tarihli yazı ekinde çekin fotokopisinin gönderildiği, buna göre çekin 04/01/2018 tarihli 85.000 TL bedelli olduğu, keşidecisinin dava dışı …. AŞ., lehtarın davacı olup davacıdan sonra dava dışı …. Ltd.Şti.’nin cirosunun yer aldığı, çekin gönderilen fotokopisinde ibraz şerhinin bulunmadığı görülmüştür.
GEREKÇE:Dava, İİK’nın 72. Maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf dava konusu çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı bankaya husumet yöneltilemeyeceği gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, kararı davacı vekili istinaf etmiştir. İstinaf aşamasında dava konusu çekin incelenmesi bakımından önlü ve arkalı okunaklı bir suretinin celbi İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesinden istenilmiş olup, gelen cevabi yazıda çekin keşidecisinin dava dışı …SAN.A.Ş, lehtar cirantanın davacı, sonraki cirantanın ise dava dışı … Ltd.Şti olduğu görülmüştür. Davalı banka tarafından İstanbul 13.Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmekte olan dava sırasında dava konusu çekin … şirketi tarafından ciro edilerek bankaya verildiğinin belirtildiği, yine davalı banka tarafından İstanbul 13. Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilen 08/03/2018 tarihli yazıda çek aslının önemli bir belge olup, iş bitiminde bankaya iadesinin istenildiği görülmüştür. Yapılan bu açıklamalardan anlaşılacağı üzere çek aslının mahkeme dosyasına gönderilmiş ise de, davalı bankaya ciro yoluyla devredildiği, çekin banka elindeyken mahkemenin isteği üzerine dava dosyasına gönderildiği ve banka tarafından da işi bittiğinde iadesinin istenildiği anlaşılmaktadır. Dava konusu çekte bankanın cirosunun bulunmaması bankanın çekte hamil olmadığı anlamına gelmez. Dolayısıyla davacının işbu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğu gibi, davalı bankaya da husumet yöneltilmesinde usule aykırı bir yön bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece işin esasına girilerek yargılamanın sonuçlandırılması gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KABULÜNE, 2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/03/2019 tarih, 2018/124 E 2019/266 K sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde yargılamaya kaldığı yerden devam edilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 5-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30-TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 40,95-TL posta masrafı olmak üzere toplam 162,25-TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-4 ve 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.08/03/2022