Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1411 E. 2022/125 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1411 Esas
KARAR NO: 2022/125 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2019
NUMARASI: 2017/148 E. – 2019/66 K.
DAVANIN KONUSU: Endüstriyel Tasarım (Hükümsüzlükten Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü: DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; …, … markalı üç boyutlu oval bir küre şeklindeki kuru toz solunum cihazlarını dünya çapında ilk kez 1994, ülkemizde ise ilk kez 1996 yılında piyasaya sürdüğünü, müvekkilinin şekil markasının 1998 tarihinden beri çeşitli ülkelerde tescilli olduğunu, müvekkilinin yapmış olduğu araştırmalar neticesinde, davalının müvekkiline ait orijinal “…” solunum cihazı ile aynı etken maddelere (salmeterol+flutikazon) sahip, eşdeğer-jenerik solunum cihazlarını “…” markası altında kullanmakta olduğunu ve bu ürünü için TPMK nezdinde … sayılı çoklu tasarımı 20.05.2011 tarihinde tescil ettirmiş olduğunu, ancak davalı adına tescilli tasarımın müvekkilinin 1994 yılından bu yana dünya çapında yoğun şekilde satılan ve kullanılan ürünler ile ayniyet teşkil etmekte olduğunu ve yenilik ve ayırt edicilik niteliklerinden yoksun olduğunu iddia ederek, yeni ve ayırt edici olmayan ve kötü niyetle tescil edilmiş bulunan davalı adına … sayı ile tescilli çoklu tasarım tescil belgesinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili adına tescil ettirilmiş olan … sayılı çoklu tasarımın, dava dilekçesinde bahsi geçen karşı dokümanların varlığında yeni ve ayırt edici nitelikte olan ve tekniğin bilinen durumuna dahil veya dahil olmayan bir dizi anonim ve yeni unsurların bir araya getirilmiş özgün bir kompozisyon olduğunu, bu nedenle müvekkiline ait tasarımların yeni ve ayırt edici kriterlere haiz olduğunu ve davacı yan taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
MAHKEME KARARI: Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi 05.03.2019 tarihli 2017/148 E. – 2019/66 K. sayılı kararıyla; “…dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporları, celp edilen tasarım kayıtları ve tüm deliller topluca değerlendirildiğinde, bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, tasarımcının seçenek özgürlüğü kapsamında, davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen 20.05.2011 başvuru tarihli … sayılı 1 ve 2 numaralı tasarım tescili ile hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan eski tarihli ürün görselleri arasında bilgilenmiş kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimde belirgin farklılıklar bulunduğu, bu sebep ile farklı olarak algılandıkları ve tasarım gövde, koruyucu kapak, ağızlık, kontrol düğmesi ve sayaçtan oluşmakta olup, bu ögelerin geometrik biçimleri, oranları, yüzey özellikleri, yerleşimleri ve birbirleri ile ilişkileri sayesinde farklılaştığı ve ayırt edici nitelik kazandığı ve bu itibarla davalı tasarımının başvuru tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davacı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; mahkemenin 27/09/2018 tarihli duruşmasında davacı vekilinin itirazlarını tek tek açıklayacak ve inceleyecek şekilde ayrıntılı ve gerekçeli denetime elverişli ek rapor düzenlenmesine karar verdiği halde, bilirkişilerin kök rapordaki görüşlerini kopyala-yapıştır metodu ile ek rapor olarak sunduklarını, davalı tarafından teknik zorunluluk olduğu iddia ve kabul edilen ve bilirkişilerce teknik zorunluluk olduğu ifade edilen, disk şekli, ağızlık şekli ve solunum cihazının etrafında dönen kapak tasarımı gibi bütün unsurları koruduğunu, bunların aslında tasarımın genel görünümünü teşkil edip, tasarım tescilinde koruma dışı bırakılmadığını, bu durumda kabul anlamına gelmemek üzere davalının görünümünün teknik zorunluluktan kaynaklandığını kabul ettiği bu tasarımlar üzerinde bir tekel hakkı yani tasarım tescilinin bulunmamasının gerektiğini, Sınai Mülkiyet Kanunu’nun Uygulanmasına Dair Yönetmelik 50/5 maddesi ve 554 Sayılı KHK’nın Uygulanmasına Dair Yönetmelik 9. maddesi uyarınca, tasarımın bir kısmı için koruma talep ediliyorsa koruma talep edilmeyen unsurların noktalı ve kesik çizgilerle ifade edilirken, fotoğraf olarak sunulan görsel anlatımlarda ise koruma talep edilen kısımlar açıkça işaret edilerek sınırlandırılır hükümlerinin bulunduğunu, bu şekilde işaretleme bulunmadığından, tasarım tescillerinin davalı yana-ayırt edici olmadığını ifade ettiği-disk şekli ve ağızlık üzerinde de tekel hakkı verdiğini, dava konusu tasarımlar ile aynı/ayniyet derecesinde benzer ürün şekilleri için, davalının ortaklarından … adına yapılan tasarım tescil başvurusunun TPMK tarafından reddine karar verildiğini. -Bilirkişi raporunda tasarımların birçok benzerliğine yer verilmişken, küçük ve ilk bakışta dahi fark edilmesi zor detayların tasarımlara ayırt edicilik kattığının belirtilmesinin hatalı olduğunu, raporda tasarımların fonksiyonel çalışma biçimlerinin farklı olduğunun belirtilmiş olmasının hatalı olduğunu, her iki tasarımda da kapak bulunduğunu ve sadece ” bu kapakların kenar ve yüzey çizgilerinde ve yan yüzeyde yer alan tırnak ve kanalda küçük farklılıklar bulunduğunu”, bilirkişilerin her iki tasarımın gövdelerinin ve ağızlık kısımlarının AYNI olduğu ve her iki tasarımda koruyucu kapak bulunduğunu isabetli şekilde belirttiklerini, kapağın üzerindeki farklılıklar ve yan taraftaki tırnaktaki farklılıkların bilgilenmiş kullanıcı üzerinde küçük ayrıntılardaki farklılık olup tasarımlara ayırt edicilik kattığının söylenemeyeceğini, ayırt edicilik incelemesi yapılırken farklılıklardan çok ortak özelliklere ağırlık verilmesi gerektiğini. -Rapora itirazlarının mahkemece değerlendirilmediğini, yeni bir heyetten rapor alınması taleplerinin mahkemece değerlendirilmediğini. -Tasarımcının seçenek özgürlüğüne ve müvekkilinin aynı ürün şekli için çok daha eskiye dayalı kullanımlarına ilişkin beyan ve delillerin incelenmediğini, rapor ve ek raporda dünya çapında 1994, ülkemizde 1996 yılında … markası altında piyasaya sunulan oval küre şeklinde kuru toz solunum cihazlarının müvekkili ile özdeşleştiğini, solunum cihazlarının pek çok farklı ürün şekli bulunduğunu ve 2011 tarihinden çok daha önce ürünün ayniyet derecesinde benzerinin piyasada bulunduğunu, solunum cihazlarının üç boyutlu ve oval bir şekli olması konusunda teknik bir zorunluluk veya ticari teamül bulunmadığını, tasarımcının seçenek özgürlüğünün kısıtlı olmadığını. -Müvekkilinin özgün ürün şeklinin pek çok ülkede, yaklaşık 20 yıldır AB ülkesi 20’den fazla ülkede şekil markası olarak tescilli olduğunu, müvekkilinin ürün şeklinin özgün olduğu ve benzer ürünlerin müvekkilinin telif hakkını ihlal ettiğine dair ( dilekçe içeriğinde ayrıntısına yer verilen) emsal nitelikte yabancı mahkeme kararları bulunduğunu, kararlarda ürün şeklinin teknik zorunluluktan kaynaklandığı konusundaki itirazların reddedildiğini. -Davalının müvekkili ile aynı sektörde faaliyet gösterdiğini, kötüniyetli tasarım tescilinde bulunduğunu, beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak, yeni bir heyetten rapor alınarak davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekilinin 20 Mayıs 2019 tarihli dilekçesi ekinde, istinaf dilekçesinde emsal olarak sunulan Mannheim Bölge Mahkemesi’nin 10/01/2019 tarihli ve … sayılı kararı ile tercümesini sunduğu anlaşılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesine cevabında; 6769 Sayılı Yasanın 55/1 maddesine göre tasarımın “görünüm” demek olduğu, bu görünümün tasarımı meydana getiren unsurların her birinin tekil görünümleri değil, tasarımda yer alan ve tüm unsurların birlikte oluşturduğu ve insan tarafından algılanması mümkün olabilen genel ve global bağlamdaki görünümü olup, bir tasarımın yeni ya da ayırt edici nitelikte olup olmadığı belirlenirken, tasarımda yer alan her bir unsurun tekil görünümleri yerine, tüm unsurların oluşturduğu kompozisyon üzerinde odaklanıp bütünün global görünümünün yeni ve ayırt edici nitelikte olup olmadığının belirlenmesi gerektiğini, maddenin 554 sayılı KHK dan farklı olarak ayırt edicilik testinde “Farklılıklardan çok ortak özelliklerin değerlendirilmesine ağırlık verilmesi” ilkesinin kaldırıldığını, mülga 554 Sayılı KHK 7/son maddesinde yer alan; ” ilke olarak farklılıklardan çok ortak özelliklerin değerlendirilmesine ağırlık verilir” ifadelerinin SMK 56/6 maddesine alınmadığını, esasen yapılan değişikliğin Avrupa Müktesabatıyla uyum amaçlı olduğunu, ayırt edici nitelik testinde, tasarımcının seçenek özgürlüğünün derecesinin dikkate alınması gerektiğini, somut olayda; istinaf dilekçesinde davacı …’ya ait üründen taklit edilmek suretiyle kullanıldığı iddia edilen “Disk Şekli, Ağız Şekli ve Solunum Cihaz Etrafında Dönen Kaptık” unsurlarına ait diskimsi şekil ve yapılar/görseller, aslında davacı …’nun beyanının aksine tamamen anonim ve herkesin kullanımına amade kılınmış teknik unsurlar olduğunu, özellikle bahsi geçen diskimsi yapının, inhalasyon cihazının potansiyel hastalar tarafından kullanılması sürecinde teknik olarak tercih edilen ve en uygun olan biçim olarak kabul edilmekte, ağızlık şekli salt insan ağız yapısıyla uyarlı olduğundan tercih edildiğini, dönen kapağın ise hem hijyen hem de güvenlik amaçlı kullanıldığını, böylesine zorunlu ve gerekli teknik gerçekliklerin varlığında, tasarımcının seçenek özgürlüğünün geniş olduğundan söz etmenin mümkün olmayacağını, seçenek özgürlüğünün kısıtlı olması nedeniyle, değinilen unsurlar bağlamındaki yakınlığın, dava konusu tasarımların yenilik ve ayırt edici niteliklerini öldürmeyeceğini, davacının “Disk şekli, ağız şekli ve Solunum Cihaz etrafında dönen kapak” unsurları ve bu unsurların görsellerinin, davacı ile sıkı bir matufiyet ve marufiyet ilişkisi içerisinde bulunduğunu ileri sürmüşse de; bu iddialarının aynısını Ankara 2. FSHHM’nin 2015/200 Esas sayılı dosyada da ileri sürdüğünü, ancak bunun doğru olmadığının anlaşılarak, davacının ticari şirketler grubu içerisinde bulunan … Şirketinin davasının reddedildiğini, rapor alınan bilirkişilerin eldeki dava yönünden yeterli ve birikimli olduklarını, müvekkilinin tasarımları kötüniyetli olarak tescil ettirmediğini bu hususun ispat edilemediğini beyanla istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, … sayı ile tescilli “İnhilasyon Cihazı” ürün adlı tasarım tescil belgesinin, ilk defa 20/05/2011 tarihinde davalı adına tescil edildiği ve 20/05/2016 tarihinde 5 yıl süre ile davalı adına yenilendiği anlaşılmıştır. Davacı tarafa ait Birleşik Krallık 17.12.1998 başvuru tarihi … sayılı marka tescil kaydına yenilik giderici delil olarak dayanılmıştır. İlk derece mahkemesince uzman doktor bilirkişi, tasarım uzmanı bilirkişi ile bilgisayar mühendisi bilirkişiden oluşan heyetten alınan raporda; dava konusu benzerlik ve ayırt edici nitelik yönünden değerlendirilen tasarımlar, İnhilasyon Cihazı tasarımı olup, davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen 09.04.2010 başvuru tarihli 2011/03517-2 numaralı tasarım tescili tasarımların üç boyutlu ve gölgeli teknik çizimler iken, hükümsüzlüğe dayanak olarak sunulan ve değerlendirilen tasarımın, ürünün kendisi olduğu, tasarımın; gövde, koruyucu kapak, ağızlık, kontrol düğmesi ve sayaçtan oluşmakta olup, bu ögelerin geometrik biçimleri, oranları, yüzey özellikleri, yerleşimleri ve birbirleri ile ilişkileri sayesinde farklılaştığını ve ayırt edici nitelik kazandığını, karşılaştırılan tasarımların gövdeleri sferoid disk biçiminde olduğunu, Tasarımların yüzeylerinde merkezde olacak biçimde daire biçiminde bir yüzey yer almakta olup, bu yüzeyin her iki tasarımda da koruyucu kapağın dönüş merkez aksını belirlediğini, gövde üzerinde yer alan ve gövdenin merkezinden dairesel biçimde hareket eden koruyucu kapağın, … numarah tasarım tescilinde davacı tarafa ait kapaktan daha geniş olup, yüzeyinde merkezden dışa doğru genişleyerek ilerleyen dalga biçiminde yüzey uygulaması yer aldığını Karşılaştırılan tasarımlarda yer alan kapakların kenar ve yüzey çizgilerinin her iki tasarımda birbirinden farklı olduğunu, tasarımlarda yer alan ağızlığın, sferoid yapının yan yüzeyinde yer almakta olup. dışa doğru kavisli bir çizgide daralarak uzadığını ve eliptik bir boşluk ile bittiğini her iki tasarımda yer alan ağızlık birbirleri ile aynı biçim ve oranlarda olduğunu, … numaralı tasarım tescilinde sfercid yapının yan yüzeyinde yer almakta olan trak ve kanalının, davacı tarafa ait üründen farklı olduğunu, karşılaştırılan tasarımların gövdeleri benzer sferoid disk olarak tanımlanabilecek geometrik biçim ve oranlarda olup, ağızlık kısımlarının benzer biçimde olduğunu, bununla beraber gövde üzerinde yer alan ögelerin biçimleri, oranları. yerleşimleri, yüzey özellikleri ve fonksiyonel çalışma biçimleri birbirinden ayırt edici nitelik oluşturacak derecede farklı olduğunu, … numaralı tasarım tescili yönünden yapılan incelemede; tasarımların yüzeylerinde merkezde olacak biçimde daire biçiminde bir yüzey yer aldığını, bu yüzeyin her iki tasarımda da koruyucu kapağın dönüş merkez aksını belirlediğini, gövde üzerinde yer alan ve gövdenin merkezinden dairesel biçimde hareket eden koruyucu kapağın, … numaralı tasarım tescilinde davacı tarafa ait kapaktan daha geniş olup, dış yüzeyinde dalga biçiminde yüzey uygulamasının yer aldığını, karşılaştırılan tasarımlarda yer alan kapakların kenar ve yüzey çizgileri, her iki tasarımda birbirinden farklı olduğunu, tasarımlarda yer alan ağızlık, sferoid yapının yan yüzeyinde yer aldığını, dışa doğru kavisli bir çizgide daralarak uzadığını ve eliptik bir boşluk ile bittiğini, her iki tasarımda yer alan ağızlığın birbirleri ile aynı biçim ve oranlarda olduğunu, … numaralı tasarım tescilinde yan yüzeyde herhangi bir düğme, tırnak ve kanalı bulunmazken, davacı tarafa ait üründe yan yüzeyde bir kanalda hareket eden çekmeli bir düğme yer aldığını, karşılaştırılan tasarımların gövdeleri benzer steroid disk olarak tanımlanabilecek geometrik biçim ve oranlarda olup, ağızlık kısımları benzer biçim ve oranlarda olduğunu, bununla beraber gövde üzerinde yer alan ögelerin biçimleri, oranları, yerleşimleri, yüzey özellikleri ve fonksiyonel çalışma biçimleri birbirinden ayırt edici nitelik oluşturacak derecede farklı olup, davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … ve … numaralı tasarım tescillerinin başvuru tarihi olan 20.05.2011 başvuru tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğunu beyan etmişlerdir. Davacı vekilinin bilirkişi raporuna itiraz ettiği, mahkemece aynı heyetten ek rapor alındığı, bilirkişi heyetinin 20/11/2018 tarihli ek raporunda; kök rapordaki beyanlarını yineledikleri anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davalı adına … sayı ile tescilli “İnhilasyon Cihazı” tasarımının hükümsüzlüğü davasında, ilk derece mahkemesince, davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. Davacı tarafça davalı tasarımının yeni ve ayırt edici olmadığını ileri sürüldüğü ve yenilik giderici delil olarak, müvekkili tarafından 1994 tarihinde yurt dışında, 1996 tarihinde Türkiye’de piyasaya sunulan ürünleri ile, 17.12.1998 başvuru tarihi … sayılı Birleşik Krallıkta tescilli marka tescil kaydına dayanılmıştır. Mahkemece üç kişilik bilirkişi heyetinden kök rapor ve ek rapor alınmış, raporlarda davalı tarafa ait hükümsüzlüğü talep edilen … ve … numaralı tasarım tescillerinin başvuru tarihi olan 20.05.2011 başvuru tarihi itibarı ile koruma şartı olan yenilik ve ayırt edici nitelik özelliklerine sahip olduğu beyan edilmiştir. Mahkemece oluşturulan bilirkişi heyetinde, tasarım konusunda uzman öğretim görevlisi bilirkişi, uzman doktor ve bilgisayar mühendisi bilirkişi bulunduğu, bilirkişi heyetine yönelik davacı itirazının yerinde olmadığı anlaşılıyorsa da; bilirkişi kök raporuna yönelik davacı vekilinin itirazlarının ek raporda karşılanmadığı, tasarımcının seçenek özgürlüğüne ilişkin davacı tarafça sunulan tasarımların ek raporda değerlendirilmediği anlaşılmıştır. Davacı vekilinin kök ve ek rapora itirazı ile istinaf dilekçesinde, tasarımların gövde ve ağızlık kısımlarının aynı olduğu ve her iki tasarımda koruyucu kapak bulunduğunu, bilirkişi raporunda da bu hususların tespit edildiğini, farklılıkların küçük ayrıntılarda olduğunu ve tasarımlara ayırt edicilik katmadığını, tasarımların benzer olarak algılandığını ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Tasarımcının seçenek özgürlüğüne ilişkin örnekler sunulmuştur. 6769 sayılı SMK’nın 56/4. ve 5. fıkrası; “Bir tasarımın aynısı; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış ise o tasarım yeni kabul edilir.Tasarımlar sadece küçük ayrıntılarda farklılık gösteriyorsa aynı kabul edilir. Bir tasarımın bilgilenmiş kullanıcı üzerinde bıraktığı genel izlenim; tescilli tasarım için başvuru veya rüçhan tarihinden önce, tescilsiz tasarım için tasarımın kamuya ilk sunulduğu tarihten önce, kamuya sunulmuş herhangi bir tasarımın aynı kullanıcı üzerinde yarattığı genel izlenimden farklı ise bu tasarımın ayırt edici niteliğe sahip olduğu kabul edilir. Ayırt edici niteliğin değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” 6769 sayılı SMK’nın 58. maddesinde; “(1) Tasarım sahibi, kendi tasarımına kıyasla ayırt edici niteliğe sahip olmayan tasarımlara karşı bu Kanundan doğan haklarını kullanabilir. (2) Koruma kapsamının değerlendirilmesinde, tasarımcının tasarımı geliştirmede sahip olduğu seçenek özgürlüğünün derecesi dikkate alınır.” hükümleri düzenlenmiştir. Bir tasarımın tescil edilebilmesi için, tasarımın aynısının başvuru veya rüçhan tarihinden önce dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulmamış olması, bir başka deyişle mutlak yenilik koşulu kabul edilmiştir. Mutlak yenilikten söz edilebilmesi için de, tasarım tescil başvurusu yapılan ürünün görünümünün dünyanın herhangi bir yerinde kamuya sunulan tasarımlardan küçük ayrıntıların ötesinde farklı özelliklere sahip olması gerekli ve yeterli olup, yenilik unsurunun değerlendirilmesinde tasarımcının seçenek özgürlüğünün de dikkate alınması gerekmektedir. Davacı tarafça tasarımlar arasındaki farkın küçük ayrıntılarda olduğu ve tasarımcının tescile konu tasarımlar yönünden geniş bir seçenek özgürlüğü bulunduğu ileri sürülmüş ve tasarım örnekleri sunulmuş olmakla, mahkemece davacı itirazlarının da ek raporda değerlendirilmediğini göz önüne alarak, uzman bilirkişilerden oluşacak yeni bir heyetten itirazları giderir şekilde rapor alınması gerekirken eksik inceleme ile karar verilmesi yerinde görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın Dairemizin kararında işaret edildiği şekilde yargılamaya devam edilmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle: 1-Davacı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile, 6100 sayılı HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ’nin 05/03/2019 tarihli 2017/148 E. – 2019/66 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 2-Yargılamaya devam olunmak üzere dosyanın, karar veren ilk derece mahkemesine gönderilmesine, 3-İstinaf talebi kabul edildiğinden, istinaf peşin harcının talebi halinde davacı tarafa iadesine, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 48,09 TL (posta-teb-müz.) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, 5-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 6-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 02/02/2022 tarihinde HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.