Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1402 E. 2021/2158 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1402 Esas
KARAR NO: 2021/2158 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 08/11/2018
NUMARASI: 2016/1210 E., 2018/1197 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında … AŞ ile … hakkında müvekkili banka tarafından icra takibi başlatıldığını, … firmasına ait menkul malların 19/08/2011 tarihinde haczedilip yedi eminde muhafaza altına alındığını, malların muhammen bedelinin 247.000 TL olup, muhafaza için günlük 450 TL ücret takdir edildiğini, muhafaza süresinin uzaması ve yedi emin ücretinin yüksekliği nedeniyle borçlu firma tarafından yapılan başvuru üzerine İcra Hukuk Mahkemesi’nce günlük 250 TL yedi emin ücretine hükmedildiğini, davalıya ise dosya alacağının temlikinden önce bahse konu icra dosyasına müvekkili banka tarafından haczedilip yedi emine alınan malların yedi emin ücreti olarak değişik tarihlerde 123.500 TL ödeme yapıldığını, dava dışı yedi emin ücreti alacaklısının talebi üzerine müvekkiline ve temlik alacaklısı davalıya 06/12/2014 tarihli haciz müzekkeresi gönderilerek 483.525 TL yedi emin ücreti talep edildiğini, ücretin fazla olduğuna dair itirazlarının İcra Hukuk Mahkemesi’nce reddedildiğini, malların muhafaza tarihi olan 19/08/2011’de temlik tarihi olan 24/09/2014 tarihine kadar geçen 1132 günlük süre için günlük 232 TL’den toplam 161.764 TL’nin 17/11/2015’te icra dosyasına ödendiğini, dolayısıyla malların temlik tarihine kadar olan dönemdeki yedi emin ücretinin müvekkilince ödenmiş olduğunu, ancak alacaklının bakiye yedi emin ücretini tahsil için haciz talep ettiğini ve müvekkilinin haciz tehdidi altında 20/07/2016 tarihinde temlikten sonraki dönem için de 198.261 TL ödeme yaptığını, müvekkili ile davalı temlik alan arasındaki iç ilişkide temlikten sonraki yedi emin ücretinden davalının sorumlu olduğunu, ödedikleri 198.261 TL’nin tahsili için İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında takip başlattıklarını, takibin davalının itirazı üzerine durduğunu belirterek itirazın iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; davacının borçlu … AŞ’den olan alacağını takibe koyduğunu, takip konusu alacağın 24/09/2014 tarihli sözleşme ile müvekkilince temlik alındığını, bu alacağın 26/12/2014 tarihinde ise tüm hak ve yükümlülükleri ile dava dışı …’e temlik edildiğini, davacının yedi emin ücretini ödemesi için icra dosyasından kendisine çıkarılan muhtıraya karşı dosyayı temlik ettiğini beyan etmediğini, sadece ücretin fahiş olduğu ve indirim yapılması gerektiğinden bahisle İcra Hukuk Mahkemesi’ne dava açtığını, ancak bu davaların reddedildiğini ve kesinleştiğini, aynı icra dosyasından müvekkiline ve davacıya çıkarılan 06/11/2015 tarihli muhtıraya müvekkilinin dosya alacağını temlik ettiğinden bahisle itiraz ettiğini, davacının temlikten sonraki dönem içinde ödeme yaptığını ve müvekkilinden iadesini istediğini, oysa davacının icra dosyasına ödeme yapmaması gerektiğini, böylelikle davacının kusurlu davrandığını, kaldı ki müvekkilinin de alacağı temlik ettiğini, dolayısıyla davacının rücu hakkı var ise bunu dosya alacaklısı …’ten istemesi gerektiğini, ayrıca icra dosyasındaki menkul hacizlerinin de temlikten önce düştüğünü, özellikle 24/01/2013 tarihinde menkullerin yeniden satışının talep edildiğini, ancak bu talebin reddedildiğini, bu red kararından sonra dosyanın müvekkilince temlik alındığı 24/09/2014 tarihine kadar dosyada hiçbir işlem yapılmadığını, davacının dosyayı gereği gibi takip etmediğini, bu nedenle de haczin düşmesine neden olduğunu, bu itibarla 2013 yılından itibaren davacının menkullerin muhafazasında menfaati kalmadığını, ayrıca yedi emin ücretinin menkullerin satışından karşılanmasını istemediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; “davacının temlikten sonraki döneme ilişkin yedi eminlik ücretini istediği, sözleşmenin 8.maddesinde temlik eden davacı bankanın temlik tarihinden önce gerçekleştirilmiş fiillerden kaynaklanmak üzere takip, dava, haciz takipleri, teminatlar, muhafaza işlemleri, vergiler veya benzeri diğer işlemler ile ilgili veya bunlardan doğan ve bunlar nedeniyle ödenmesi gereken her türlü tazminat, 3. Kişi talepleri ve özellikle karşı taraf vekalet ücretleri ile ilgili maddi yükümlülüklerden sorumlu olmayı kabul ettiğinin düzenlendiği, menkullerin hacizle muhafaza altına alınma işleminin temlik tarihinden önce olduğu ve eylemin temelinin muhafaza işlemi nedeniyle yediemin ücretinden kaynaklandığı konusunda ihtilaf bulunmmadığı, sözleşme sorumluluğu nazarında temlik eden bankanın muhafaza işleminden kaynaklı yediemin ücretinden sorumlu tutulması gerektiği, bununla birlikte aksi düşünülse dahi davalı tarafın temlik aldığı alacağın temlik süresi dahilinde bilirkişi raporu nezdinde yapılan tespit ile yedieminlik ücret tarifesi hakkındaki tebliğin dördüncü maddesince yapılan hesaplama neticesinde temlik tarihinden önceki yedieminlik ücretinin zaten azami haddine ulaşmış olduğu, yedieminlik ücretinin ilgili mevzuat uyarınca tamamen sözleşme serbestisi içinde belirlenebilmesinin mümkün olmadığı, azami düzeydeki limitin üzerindeki ödemeler yönünden davalının sorumlu tutulamayacağı, kaldı ki yukarıda değinildiği üzere sözleşmenin sekizinci maddesiyle bu sorumluluğun tamamen temlik verene ait olduğu ” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar etmiş, temlik tarihi olan 24/09/2014’ten sonraki icra giderlerinin temlik alana ait olduğunu, kendilerinin yedi emin ücretine karşı şikayet yoluna başvurduklarını ancak reddedildiğini, icra müdürlüğünce yapılan hesaplamada ödenen yedi emin ücretlerinin düşülerek bulunan 360.025 TL ‘nin ödenmesi için müvekkiline muhtıra geldiğini, bilirkişi raporunda bu yazının ve hesaplamanın dikkate alınmadığını, dava konusu yedi emin ücreti nedeniyle hem müvekkilinin hem de temlik alacaklısı davalının birlikte sorumlu olduğunu, nitekim yedi emin ücreti alacaklısının hem müvekkiline hem de temlik alacaklısı davalıya karşı işlem yaptığını, temlik öncesinde yapılan muhafaza işlemiyle alacağın garantiye alındığını, temlikle birlikte müvekkilinin dosyada bir tasarruf hakkı kalmadığını, muhafaza işlemi sayesinde alacağına kavuşan davalı borçlunun alacağa ait giderleri ödemesi gerektiğini, ancak mahkemenin bu hususu dikkate almadığını, 8.maddedeki düzenlemenin takipler, davalar, teminatlar, muhafaza işlemleri, vergiler veya diğer işlemler ile ilgili ödenmesi gereken tazminat ve vekalet ücretlerine ilişkin olduğunu, bu düzenleme gereğince yedi emin ücretinden müvekkilinin sorumlu olmayacağını, icra dosyasından çıkarılan 06/12/2014 ve 06/11/2015 tarihli muhtıraların hem müvekkiline hem de davalıya tebliğ edildiğini, ancak davalının hiçbir işlem yapmadığını, dolayısıyla müvekkilinin haciz tehdidi altında ödediği tutardan davalının sorumlu olduğunu, kaldı ki rapordaki hesaplamanın da doğru olmadığını, bilirkişinin müvekkilinin sorumlu olduğu dönemle davalının sorumlu olduğu dönemi ayrı ayrı hesaplaması gerekirken bu hesaplamayı yapmadığını, yedi eminlik ücreti haciz ve muhafaza masrafı olup alacaklının talep ettiği işlemin masrafını vermesi gerektiğini bildirmiştir. Davalı vekili katılmalı istinafında; takibin kötü niyetli olması nedeniyle müvekkili lehine % 20’den az olmamak üzere müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine 198.261 TL’si asıl alacak olmak üzere toplam 202.994,82 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığı, dayanak olarak İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasına yatırılan yedi eminlik ücreti alacağı gösterildiği, davalı vekilinin takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu görülmüştür. İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E.sayılı dosyasında davacı bankanın dava dışı … AŞ ile … aleyhine sözleşmeye dayalı olarak toplam 404.341,84 TL’nin tahsili için icra takibi başlatıldığı, icra dosyasında 19/08/2011 tarihinde borçlunun 450.000 TL tutarında taşınırlarının haczedilerek yedi emine teslim edildiği, yedi emin ücretinin günlük 450 TL olarak takdir edildiği, davacının İstanbul 8. İcra Hukuk Mahkemesi’nde dava açarak şikayette bulunduğu, mahkemenin de Adalet Bakanlığı tarifesini dikkate alarak yedi eminlik ücretini 252 TL olarak belirlediği, davacının icra dosyasındaki alacağını 23/09/2013 tarihinde davalıya temlik ettiği, icra dosyasından 19/08/2011 – 05/12/2014 arası yedi eminlik ücretinin 483.525 TL olarak hesaplandığı, yedi eminlik ücretlerine yapılan şikayetlerin İstanbul 22.ve 17. İcra Hukuk Mahkemesi kararlarıyla reddedildiği, davalının ise icra dosyası alacağını …’a 26/12/2014’te temlik ettiğine dair icra dosyasına beyanda bulunduğu, yedi eminin 14/07/2016 tarihli müracaatı üzerine bakiye 198.261 TL’lik ücretin ödenmesi yönünde işlem yapılmasına karar verildiği, davacının 20/07/2016 tarihinde 198.261 TL ödeme yaptığı görülmüştür. Taraflar arasındaki 24/09/2014 tarihli tahsili gecikmiş alacak satış sözleşmesi’nin Noter’de düzenlendiği, sözleşmenin 8/3.maddesinde “…bankanın temlik tarihinden önce gerçekleştirmiş olduğu fiillerinden kaynaklanmak şartı ile bu sözleşmeye ilişkin temlik edilen haklara veya alacaklara ilişkin ihtilaflar sebebiyle doğabilecek maddi yükümlülükler ve portföyle doğrudan veya dolaylı bağlantılı olabilecek dosyalar, takipler davalar haciz takipleri, teminatlar, muhafaza işlemleri, vergiler veya benzeri diğer işlemler ile ilgili veya bunlardan doğan ve bunlar nedeniyle ödenmesi gereken her türlü tazminat, 3. Kişi talepleri, ve özellikle karşı taraf vekalet ücretleri ile ilgili maddi yükümlülüklerden sorumlu olmayı kabul eder. Ancak bu tür taleplerde alıcı en iyi gayreti gösterecek, gerektiği durumlarda bankaya davalara müdahil olması için bildirimde bulunacaktır. Bankaya bildirimde bulunulmayan taleplerle ilgili olarak bankanın sorumluluğu bulunmayacaktır. “şeklinde düzenleme bulunduğu görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 20/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda; şikâyet eden davacı/alacaklı vekili tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından borçluya ait malların 19.08.2011 tarihinde haczedilerek muhafaza altına alındığını, İstanbul … İcra Müdürtüğünün söz konusu dosyasının borçlu tarafa temlik edildiğini, temlikten sonra icra müdürlüğünce yediemin alacağı ile ilgiti muhtıra gönderildiğini, haciz baskısı altında 198.261,00 TL tutarın icra dosyasına ödediklerini, temlik tarihinden sonraki yediemin ücretinden takip borçlusunun sorumlu olduğu, haksız yere ödenen 198.261,00 TL’nin ödenmesi İstanbul …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasında takip yapıldığının ve bu takibe davalı tarafça itiraz edildiğini temlik tarihinden sonraki dönem için ödenen yediemin ücretinden borçlunun sorumlu olmasından dolayı itirazın kaldırılmasını talep etmiş olup, temlikten önceki takip masrafları için temlik edenle temlik alan birlikte müteselsilen sorumlu olduğu, alacaklının takip alacaklısı sıfatını yitirmesi dolayısı ile takip masraflarından sorumluluğunun kalkmadığı, temlik alacaklısının dosyayı temlik alması nedeni takip öncesi takip masraflarından davacı ve davalının müteselsilen sorumlu otduğu, İstanbul … İcra Müdürlüğü … esas sayılı dosyasında yapılan Beşiktaş …. Noterliğinin … sayılı 24.09.2016 tarihli temlik sözleşmesi “Tahsili gecikmiş alacaklar satış sözleşmesi” nin eki olduğu, bu sözleşmeye istinaden temlikin yapıldığı sözleşmesinin 5. Sayfasında “8. Bankanın Taahhütlerinin Kapsamı” başlığında “Banka temlik tarihinden önce gerçekleştirilmiş olduğu fiillerinden kaynaklanmak şartı ile,… ll) Portföyle doğrudan veya dolaylı bağlantılı olabilecek dosyalar, takipler, davalar haciz takipleri, teminatlar, muhafaza işlemleri, vergiler veya benzeri diğer işlemler ile ilgili veya bunlardan doğan ve bunlar nedeniyle ödenmesi gereken her türlü tazminat, 3. Kişi talepleri, ve özellikle karşı taraf vekalet ücretleri ile ilgili maddi yükümlülüklerden sorumlu olmayı kabul eder.” şeklinde düzenlenmesinden dolayı sözleşme maddesi uyarınca sözleşme ile temlik veren banka temlikten önceki muhafaza işlemlerinin sorumluluğunu kabul ettiğinden, taraflar sözleşme serbestisi ilkesi gereğince bu konudaki sorumluluğu davacı bankaya verdiğinden, temlikten önceki muhafaza giderlerinden temlik alan davalı varlık yönetim şirketinin sorumlu tutulamayacağı, yapılan hesaplamada temlik tarihi olan 24.09.2014 tarihinden sonrası için yediemin ücretinin doğmadığı, başka bir deyişle yediemin ücretinin “Adalet Bakanlığına Ait Depo Ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ’in dördüncü maddesi gereğince 24.09.2014 tarihinden önce azami hadde ulaştığından davalının alacaklı olarak bulunduğu dönem için taahhuk etmiş yediemin ücreti bulunmadığı, tüm bunlardan dolayı davalının itirazında haklı olduğu” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı taraf, dava dışı borçlular aleyhine başlattığı icra takip dosyasındaki alacağını davalıya temlik ettiğini, takip sırasında haczedilen malların yedi eminlik ücretini ödediğini, temlikten sonraki dönemi kapsayan yedi eminlik ücretinden davalının sorumlu olduğunu iddia etmiş, davalı ise davanın reddini savunmuştur. Dosyanın incelenmesinde; davacının dava dışı borçlular aleyhine İstanbul … İcra Müd.’ün … E.sayılı dosyasında alacağın tahsili için icra takibi başlattığı, takip sırasında borçlu tarafa ait taşınırların haczedilerek yedi emine bırakıldığı, davacının icra dosyasındaki alacağının 24/09/2014 tarihli sözleşme ile davalıya temlik ettiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, taraflar arasındaki sözleşmesinin 8.maddesi içeriği dikkate alınarak ve davacının temlikten önceki dönem için ödemiş olduğu yedi eminlik ücretinin, Adalet Bakanlığı tarifesine göre yapılan hesaplama neticesinde ortaya çıkan tüm yedi eminlik ücretini karşıladığı gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiştir. Mahkemenin bu gerekçesi yerinde değildir. Zira sözleşmenin 8/3 maddesi gereğince temlikten önce bankanın fiillerinden kaynaklanmak şartı getirilmiş olup dava konusu talep davacının talebi üzerine İcra Müdürlüğü’nce yapılan taşınırların haczi sonucu yedi emine bırakılmasından dolayı doğan ücretle alakalıdır. Dolayısıyla somut olay bakımından sözleşmenin 8/3 maddesinin uygulanabilirliği yoktur. Öte yandan mahkemenin diğer gerekçesi de yerinde değildir. Zira ortada tahakkuk ettirilmiş ve ödenmiş bir yedi eminlik ücreti bulunmaktadır. Bu durumda temlikle birlikte bütün haklar ve borçlar temlik alana geçeceğinden alacağın temlikinden sonraki yedi eminlik ücreti davalının sorumluluğundadır. Zaten temlikten önceki yedi eminlik ücreti bu davanın konusu değildir. Mahkemece alacağın temlikinden sonraki yedi eminlik ücretinden temlik alanın sorumlu olduğu gözetilerek ve ayrıca davalı temlik alan da bu alacağı temlik ettiğini beyan ettiğinden davalının temlik aldığı tarih ile temlik ettiği dönem arasındaki yedi eminlik ücretinden sorumlu olacağı gözetilerek bu dönem için davacı tarafça ne kadar yedi eminlik ücreti ödendiği hususu tespit edilerek gerektiğinde bu konuda bilirkişi incelemesi de yaptırılarak varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Davalı vekilinin istinaf talebinin değerlendirilmesine gelince; davalı vekili müvekkili lehine kötü niyetli takip tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Dairemizce HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince davacının istinaf talebi yönünden dosyanın iadesine karar verilmiş olup bu aşamada davalı vekilinin istinaf talebinin değerlendirilmesine gerek görülmemiştir. Hal böyle olunca davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca kısmen kabulüne, davalı vekilinin istinaf talebinin ise değerlendirilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: 1 – Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-İlk derece mahkemesi kararının KALDIRILMASINA, 3-Dairemiz kararına uygun bir şekilde araştırma ve inceleme yapılıp varılacak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmek üzere dosyanın ilk Derece Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Bu aşamada davalı vekilinin istinaf talebinin değerlendirilmesine yer olmadığına 5- Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL istinaf peşin harcının talebi halinde kendisine ilk derece mahkemesince iadesine, 6- Davalı tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf peşin harcının ve 121,30 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcının istinaf talebi bu aşamada incelenmediğinden talebi halinde kendisine ilk derece mahkemesince iadesine, 7-İstinafa geliş aşamasında davacı tarafından peşin olarak yatırılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvurma harcı ile 6,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 104,10 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair; dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 6100 sayılı HMK’nun 353/1-a-6 maddesi gereğince oy birliği ile kesin olarak karar verildi. 22/12/2021