Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1387 E. 2022/132 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1387 Esas
KARAR NO: 2022/132 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 29/01/2019
NUMARASI: 2016/123 E. – 2019/17 K.
DAVA: Faydalı Model Belgesinin Hükümsüzlüğü, Sicilden Terkin
DAVA TARİHİ: 10/06/2016
– BİRLEŞEN MAHKEMENİN 2017/313 ESAS SAYILI DOSYASI –
DAVA: Faydalı Modele Tecavüzün Önlenmesi, Maddi-Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ: 23/06/2016
KARAR TARİHİ: 02/02/2022İ
stinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin araçlarda yakıt güvenlik sistemleri üretim ve satışını yaptığını, müvekkilinin yakıtın çalınmasını engellemeye yönelik birçok araştırmalar yaptığını, ürünlerin teknik analizleri, kalite, prosesi ve mekanik sistemi elektronik yazılıma dönüştürme amacı ile Yıldız Teknik Üniversitesi …’da bir Ar-Ge merkezi kurduğunu, 2014 yılında düzenlenen … Yarışmasında müvekkili projesinin birinci olduğunu, ancak hal böyle iken davalı tarafından, yenilik kriterinden yoksun, harcıalem kabul edilen ve kesinlikle kendi buluşu olmayan bir ürüne faydalı model belgesi alınarak müvekkiline karşı koz olarak kullandığını, TPMK’nın incelemesiz sisteminden faydalanan kötü niyetli şahısların, buluş özelliği taşımayan, yenilik kriterlerinden yoksun ve uzun yıllardır herkes tarafından kullanılan ürünlere tescil belgesi alarak, rakipleri üzerinde rekabet unsuru olarak kullandıklarını beyanla, davalı adına TPMK nezdinde … sayılı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı yanın iddialarının aksine, davaya konu işbu ürünün müvekkilinin Ar-Ge çalışmalarına yıllarını vermiş olduğunu ve profesyonel bir kadroyla uzun araştırmalar ve emek neticesinde söz konusu faydalı modeli müşterilerine sunduğunu, müvekkili ürünün dünyada eşi ve benzeri olmadığını, bu sebeple müvekkilinin rakipleri tarafından tıpkı davacı gibi kopyalama yoluna gidildiğini, müvekkili ürününün yenilik ve ayırt edicilik vasıflarına haiz olduğunu ve hukuka aykırı bir durumun söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
ISLAH: Davacı … vekili 25/12/2017 tarihli dilekçesi ile; Bu aşamada vakıf oldukları … başvuru numaralı Faydalı Model Belgesinin davalı tarafın adına tescil edilen fayda model belgesine konu olan ürünün yeni olmadığını ispatlar mahiyette olduğu, ürünün 2010 yılında … Ltd. Şti. Adına tescil edildiğini, ıslah yoluyla dosyaya bildirdikleri yeni delilin Türk Patent ve Marka Kurumundan istenerek yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılmasını talep ettiklerini beyan etmiştir. Birleşen Mahkemenin 2017/313 Esas sayılı dosyasında;
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili adına … tescil nolu faydalı modele konu olan ürünlerin davalı tarafından “www…com ” isimli internet sitesi üzerinden satışının yapılması sebebiyle Bakırköy 1 FSHHM nin 2016/57 D.iş sayılı dosyasından alınan bilirkişi raporu ile bu hususun tespit edildiğini iddia ederek, faydalı model tecavüz nedeniyle önlenmesini,durdurulmasını, el konulan ürünlerin mülkiyetinin müvekkiline verilmesini, aksi taktirde imhasını, 10.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi tazminatın ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve verilecek hüküm özetinin ilanını talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davacının dayanığı olan … tescil nolu faydalı model belgesine konu olan ürünün yenilik niteliğine haiz olmadığını, faydalı modele konu ürün ile müvekkili iş yerinde tespit konusu olan ürünün farklı ürünler olduğunu, müvekkili ürününün taşıt tanıma sistemi ile ilgisi bulunmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEME KARARI; Bakırköy 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 29/01/2019 tarihli 2016/123 E- 2019/17 K sayılı kararıyla; “…Davacı vekilinin 25/12/2017 havale tarihli dilekçesi ile, davalı taraf adına tescilli faydalı model belgesine konu olan ürünün, 2010 yılında … sayı ile dava dışı … Ltd.Şti adına tescilli olduğunu bildirmesi üzerine söz konusu durum TPMK’dan sorulduğu, bilirkişi heyetinden ikinci kez rapor alındığı, hazırlanmış olan 10/05/2018 tarihli raporda, her iki faydalı model belgesinin istemlerinin karşılaştırması neticesinde, davaya konu … sayılı faydalı model belgesinin hiçbir isteminin (1-3) 28/11/2014 başvuru tarihi itibariyle yeni olmadığı ve hükümsüz kılınması gerektiği yönünde mütalaada bulunduklarının anlaşıldığı, buna göre, davalı adına olan … sayılı faydalı modelin tescil edildiği tarih itibariyle yenilik unsurunu taşımadığının anlaşıldığı, birleşen Mahkemenin 2017/313 Esas sayılı dosyası yönünden davacının talebi incelendiğinde; birleşen dosyada davacı adına olan faydalı modelin hükümsüzlüğüne karar verilmiş olmakla ve hükümsüzlük geçmişe etkili olarak sonuç doğuracağından, bu haliyle davalının faydalı modele tecavüzünün söz konusu olmadığı” gerekçesiyle; ASIL DAVA YÖNÜNDEN :Asıl dosyada (2016/123 Esas) davacının davasının KABULÜNE, davalı … Ltd.Şti adına olan 2014/14372 tescil numaralı faydalı model belgesinin hükümsüzlüğüne ve sicilden terkinine,
BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN : Mahkemenin birleşen 2017/313 esas sayılı dosyasında davacının davasının REDDİNE, karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU; Davalı vekili 30/01/2019 tarihli süre tutum dilekçesi ibraz etmiş, DAHA SONRA 24/03/2021 tarihinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; Davacı tarafın ön inceleme aşamasına kadar sunmadığı delilini (… kapağın faydalı modeli) sonradan iddia ve savunmayı genişletecek şekilde ıslah ederek, dava konusu olmayan 3. şahısla alakalı delil sunduğunu, sunulan delile muvaffakatlarının bulunmadığını, bu delile dayanılarak verilen mahkeme kararının gerek usül gerekse esas açısından bozulması gerektiğini, mahkemenin ön inceleme duruşmasında tarafların dilekçelerinde yer alan delillerinin sunulması için kesin süre verildiğini, 06.01.2017 tarihli davacı vekilinin delillerimiz başlıklı dilekçesinde, bilirkişi raporuna konu TR 2010-09442 sayılı faydalı model belgesinin mevcut olmadığını, yaklaşık bir yıl sonra 26.12.2017 tarihli ıslah dilekçesi ile delillerini ıslah ettiğini belirterek rapora konu faydalı modeli sunduğunu, buna muvafakatlarının bulunmadığını. -Müvekkilinin Faydalı Model belgesinin birçok yönden yenilik unsurunu haiz olduğunu, aksi yöndeki bilirkişi raporunu kabul etmediklerini, müvekkilinin Faydalı Modelinin rakiplerinden farkının ‘güvenlik açığını önlüyor’ olmasından kaynaklı olup bu noktada … kapak, … vs. rakiplerinin önüne geçerek satış cirosunu arttırdığını, … firmasının aynı ve işlevsel nitelikte olmadığından yeniden başvuru yaptığını ve başvurusunun neticesini beklediğini, aksi halde yeniden başvuru yapmasının gerekmeyeceğini, … firmasının bu ürünle ilgili aktif kullanımı ve satışının olmadığını. – Bilirkişi heyetinin ‘marka patent alanında’ uzman kişilerden oluşmadığından, konuyu yorumlayabilecek yeterlilikte olmadıklarını, raporda yorumdan ziyade ‘var-yok’ şeklinde inceleme yapıldığını, uzman bilirkişi heyetinden rapor alınması gerektiğini beyanla mahkeme kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekilinin 30/01/2019 tarihli süre tutum dilekçesi verdiği, mahkemenin gerekçeli kararının davalı vekiline 08/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, gerekçeli istinaf dilekçesinin 24/03/2019 tarihinde ibraz edildiği ve istinaf başvuru ve maktu harcının 15/04/2019 tarihinde yatırıldığı, İlk derece mahkemesinin 26/03/2019 tarihli ara kararıyla, HMK 346. Madde gereğince başvurunun süresinde olmadığından reddine karar verildiği, başvuru değerlendirme kararının davalı vekiline 08/04/2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı vekilinin istinaf dilekçesinin aynısını 12/04/2019 tarihinde yeniden ibraz ettiği ve 17/05/2019 tarihinde istinaf başvuru harcı ve maktu harç yatırdığı anlaşılmıştır.
G E R E K Ç E: Davacı tarafça davalı adına tescilli Faydalı Model Belgesinin hükümsüzlüğü ve sicilden terkini talebiyle dava açıldığı, davalı-birleşen davada davacı tarafça, birleşen davada, Faydalı Model Belgesinden kaynaklanan haklara tecavüzün tespiti, meni, refi ve tazminat talep edilmiştir. Mahkemece asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiş, avalı-birleşen davada davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur. 6100 Sayılı HMK 345. Madde de; “İstinaf yoluna başvuru süresi iki haftadır. Bu süre, ilamın usulen taraflardan her birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümleri saklıdır.” HMK 346. Madde de; “(1)İstinaf dilekçesi, kanuni süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve 344’üncü maddeye göre yatırılan giderden karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder. (2)Bu ret kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren bir hafta içinde istinaf yoluna başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı taktirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine gönderilir. Bölge Adliye Mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi yapar.” hükümleri düzenlenmiştir. Yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında öncelikli olarak, ilk derece mahkemesinin 26/03/2019 tarihli başvurunun reddi ara kararına yönelik istinaf başvurusunun incelenmesi gerekmiştir. Davalı vekilinin 12/04/2019 tarihli istinaf dilekçesinde, başvurunun süresinde yapıldığına yönelik savunma bulunmadığı, davanın esasına ilişkin istinaf dilekçesinin ikinci kez verildiği anlaşılmıştır. Dairemizce süre yönünden resen yapılan incelemede, hukuk yargılama usulünde, istinaf başvuru süresi tebliğle başladığından, süre tutum dilekçesi sonuç doğurmayacaktır. Davalı vekilinin süre tutum dilekçesinde “istinaf kanun yoluna gerekçeli kararın tebliğinden sonra başvurulabileceğinden, süre tutum dilekçesi verildiği ” beyan edilmiş, istinaf başvuru ve maktu harçları da yatırılmamıştır. Bu dilekçenin istinaf başvurusu olarak değerlendirilmesi mümkün değildir. Diğer yandan gerekçeli kararının davalı vekiline 08/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, gerekçeli istinaf dilekçesinin iki haftalık süre geçtikten sonra (başvurunun son günü 22/03/2019 tarihi) 24/03/2019 tarihinde ibraz edildiği ve istinaf başvuru ve maktu harcının 15/04/2019 tarihinde yatırıldığı anlaşılmıştır. Mahkemenin istinaf başvurusunun süre yönünden reddi kararı usül ve yasaya uygun olmakla, davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin REDDİNE, 2-Asıl ve birleşen dava için ayrı ayrı alınması gereken (80,70 TL x2 ) harçtan peşin yatırılan 88,80 TL’nin mahsubu ile bakiye 72,60 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 87,20 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.