Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1286 E. 2021/2192 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1286 Esas
KARAR NO: 2021/2192
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/03/2019
NUMARASI: 2015/1277 E. – 2019/203 K.
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin ticari faaliyetleri gereği yurt dışından mallar aldığını, bu malların ithalat bedellerinin davalı banka aracılığıyla ihracatçıya aynı gün içinde peşin olarak gönderildiğini, davalı bankaya 21/04/2015 tarihinde 122.467,19 TL ödemenin yapılarak peşin ödeme esasına göre transferin yapılmasının istenildiğini, makbuzun banka tarafından verildiğini, bu makbuz ile gümrük idaresine başvurularak malları gümrükten çektiklerini, ancak ithalatçı firma ile yapılan görüşmelerde paranın kendilerine uluşmadığı bilgisinin verilmesi üzerine davalı bankaya gidilerek durumun sorulması üzerine banka cevabi yazısında para transferi yapan bankalar arası SWIFT formatında hataya düşüldüğünü paranın 15/05/2015 tarihinde bankanın hesabı düştüğünü, 22/05/2015 valörü ile gönderildiğinin belirtildiğini, davalıdan kaynaklı bu gecikme sebebiyle müvekkilinin 20.125,30 TL cezayı 15/09/2015 tarihinde Gümrük İdaresine ödendiğini, davalıdan bu miktarın tahsilinin sağlanması amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasındaki icra takibinin 20.125,30 TL asıl alacak, 335,79 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 20.461,09 TL alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %10,50 avans faizi, icra masraf ve vekalet ücreti ile birlikte devamına karar verilmesini, itirazın iptalini, alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; huzurdaki davaya konu işlemin hukuki niteliğinin havale olduğunu, müvekkilinin havale işleminden doğan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, müvekkili bankanın para borcunun ifası bakımından borçlunun ifa yardımcısı olduğunu, davacının gerek müvekkilinden gerek aracı bankadan kaynaklanacak gecikmeler bakımından riskleri üzerine almış bulunduğunu, davacı ile davalı müvekkil banka arasındaki imzalanan bankacılık işlemleri sözleşmesi incelendiğinde olayda bankanın sorumluluğunun bulunmadığının görüleceğini, dava konusu olayda haksız fiilin gerçekleşmediğini, davacının zararından müvekkilinin sorumlu olmayacağını, bu sebeplerle davanın ve takibin iptaline karar verilmesini, yapılan yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 07.03.2019 tarih ve 2015/1277 Esas – 2019/203 Karar sayılı kararıyla; “bilirkişi raporlarında da belirlendiği üzere, davalı bankanın davacı şirkete muhatap 01.09.2015 tarih ve … nolu yazısunda daha önce de aynı alıcıya yapılan işlemlerde olduğu gibi TL hesap muhabirleri … aracılığı ile ihracatçının bankası …’a 22.04.2015 tarihinde gönderildiği, ilgili tutar hesap muhabirileri banka tarafindan davalı bankaya herhangi bir bildirim yapılmadan 15.05.2015 tarihinde banka hesaplarına iade edildiği, talepleri üzerine ilgili tutar tekrar aynı şekilde aynı muhabirleri üzerinden 22.05.2015 tarihi ile ihracatçıya ödenmek üzere gönderildiği ve bu defa ödemenin gerçekleştiği, konuya ilişkin ilgili bankalarla yapıtıkları yazışmalar sonucunda alıcı firmanın hesabının bulunduğu bankanın muhabirinin …, kendilerine … İstanbul tarafından ithalat bedeli aktarılırken SWIFT formatın da farlklı/hata olduğunu bu nedenle ilk ödemenin iade edildiği, borcunun ifası bakımından borçlunun ifa yardımcısı olan davalı bankanın, davacı talimatlarım yerine getirmekte bir kusurunun olmadığı anlaşılmakla birlikle, kusurun davalı bankanın TL hesap muhabiri … ve İstanbul … İstanbul tarafından ithalat bedeli aktarılırken SWIFT formatında hata olduğu iddiasına dayandırıldığının görüldüğü. Yurt içi bankalar, yurt dışına gerçekleşecekleri işlemlerin gerçekleşmesi yönünden muhabir bir banka kullanma zorunluluğu gerektiği, bahse konu işlemler yürütülürken, yurt için banka ile muhabir banka arasında hak ve yükümlülükleri belirleyen muhabirlik sözleşmesi kurulmakta olup, ortaya çıkan uyuşmazlıklarda bu sözleşmeye dayanılarak sonuçlandırıldığı, muhabir bankanın hatasından kaynaklandığı kanaatine varılan bu işlemden dolayı davacıya atfedilecek bir kusurun bulunmadığı, ihtilafın davalı banka ile dava dışı muhabir banka arasında oluştuğu, davalı bankanın kusurdan dolayı dava dışı muhabir bankaya rücu edebileceği, sonuç olarak ithalat bedelinin ihracatçı hesabına ulaşmadığının öğrenilmesi üzerine, ithalat bedelini peşin ödediğine dair belgeyi Gümrük idaresine ibraz ederde KKDF ödemeksizin gerçekleşen ithalat bedelinin, KKDF tahakkukundan (asıl ve ceza) kaynaklanan toplam 20.125,30,-TL’nin davalı bankadan talep edilebileceği, davacı ile davalı banka arasındaki kurulan ilişki gereği davalı bankanın bu zarara katlanması gerektiği kanaatine varılarak davanın kısmen kabulüne, işbu davada davalı haksız ve alacağın likit olması sebebiyle %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine” karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davalı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Bilirkişi raporunda müvekkilin kusurunun olmadığı belirtilmesine rağmen, müvekkilin sorumluluğu yoluna gidilmesinin hatalı olduğunu, Hatanın muhabir bankadan kaynaklandığı yönündeki tespitin doğru olmadığını, işlemlerdeki hatanın muhabir dışı bankadan kaynaklandığını, Bilirkişinin banka kayıtları üzerinde inceleme yapmadığını ve taraflar arasındaki sözleşme hükümlerini dikkate almadığını, bu nedenle raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, Davacının idari para cezasına karşı itiraz yoluna gitmemesinin hatalı olduğunu, bu durumun yapılacak değerlendirmede dikkate alınması gerektiğini, İcra dosyasına yapılan itirazın haklı olması nedeniyle icra inkar tazminatına hükmedilmesinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *Bankacı bilirkişi … raporu. (Davacının davalı bankadan 20.11.2015 takip tarihi itibariyle alacağının ;20.125,30tl asıl alacak ve % 10,50 ticari avans faiz oranından yapılan hesaplama ile 99,79 TL faiz olmak üzere toplam 20.225,09 TL alacaklı olduğu tespitini içerir.) *Bankacı bilirkişi … raporu. (Davalı yazıları ile havale işlemdeki gecikmenin muhabir bankanın hatasından kaynaklandığı; buna göre davacının, takip tarihi 20.11.2015 itibariyle davalı bankadan 20.125,30,-TL asıl alacak, 305,23,-TL temerrüt faizi olmak üzere toplam 20.430,53,-TL alacaklı olduğuna dair.)
GEREKÇE: Dava, İİK’nın 67.maddesine dayalı olarak açılan itirazın iptali davasıdır. Davacı, davalı banka aracılığıyla yapılan yurt dışı havale işleminin zamanında yapılmaması nedeniyle idare tarafından idari para cezasıyla cezalandırıldığını, bu zarardan davalının sorumlu olduğundan bahisle zarar tutarının tahsili amacıyla başlattığı icra takibine itiraz üzerine itirazın iptali davası açmış; davalı, davanın haksız olduğunu beyanla reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; “…yapılan işlemlerdeki hatanın davalının muhabir bankasından kaynaklandığını, oluşan zarardan davalının sorumlu olduğunu, bilirkişi raporu ile belirlenen toplam 20.430,53 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne, alacağın likit olması nedeniyle % 20 icra inkar tazminatının davalıdan alınmasına.” karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Mahkemece aldırılan her iki bilirkişi raporunun bankacılık uzmanı bilirkişiler tarafından düzenlenmiştir. Davalı banka kayıtları üzerinde inceleme yapılmadığı gerekçesiyle raporların eksik inceleme ile hazırlandığı ileri sürülmüş ise de; davalı bankanın davaya konu olaya ilişkin açıklamalarını içerir 01.09.2015 tarihli yazıları ve konuya ilişkin diğer belgelerin taraflarca dava dosyasına sunulmuş olması karşısında, davanın aydınlatılması için gerekli belgelerin incelenmiş olduğu ve raporların denetime elverişli olduğu anlaşılmıştır. Davaya konu yurt dışına para transferi işlemine ilişkin davalı banka tarafından davacıya verilen 01.09.2015 tarihli yazı cevabında, “İlgili tutar hesap muhabirimiz banka tarafından bankamıza herhangi bir bildirim yapılmadan 15.05.2015 tarihinde iade edilmiştir. Talebiniz üzerine ilgili tutar aynı şekilde muhabir banka üzerinden 22.05.2015 valörü ile gönderilmiş ve bu defa ödeme gerçekleştirilmiştir… İlgili bankalarla yapılan yazışmalar sonucu alıcı firmanın hesabının bulunduğu bankanın muhabiri … İstanbul kendilerine … İstanbul tarafından ithalat bedeli aktarılırken swift formatında farklılık/hata olduğunu, bu nedenle ilk ödemenin iade edildiğini belirtmiştir.” açıklamalarına yer verilmiştir. Davalı vekili yargılama sırasında her ne kadar “Bu hatanın muhabir bankadan değil, alıcı bankadan kaynaklandığını.” iddia etmiş ise de, yazı içeriğinden havale sırasında gönderen davalı banka veya muhabir banka tarafından swift kodunun hatalı girilmesinden dolayı para transferinin gerçekleşmediği, alıcı bankanın pasif banka durumunda olması nedeniyle herhangi bir numara bildirmemesi nedeniyle böyle bir yanlışlığı yapan konumunda olamayacağı anlaşılmıştır. Tüm bu hususlar gözetildiğinde, mahkemenin meydana gelen gecikmenin davalı sorumluluğunda olduğunun tespitiyle, davalının bu durumdan kaynaklanan davacı zararını tazminle yükümlü olduğu yönündeki kabulü yerindedir. Davalı tarafından “Davacıya tahakkuk ettirilen idari para cezasına itiraz edilmemesinin kusurlu davranış olduğu” ileri sürülmüş ise de; davaya konu para transferinin zamanında yapılmaması nedeniyle mevzuat hükümleri nedeniyle davacı aleyhine tahakkuk ettirilen idari para cezasına itiraz edilmesi yerine, davacı tarafından zararın artırılmaması açısından uzlaşma yoluna gidilerek cezada yaklaşık yarı oranında indirim yapılmasının sağlandığı, bu durumun zarar sorumlusu davalı lehine olduğu anlaşılarak, davalı vekilinin istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nun 353/1-b-1 maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 1.395,60 TL harçtan, peşin alınan 348,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.046,70 TL harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/12/2021