Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1276 E. 2021/2191 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1276 Esas
KARAR NO: 2021/2191
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 05/03/2018
NUMARASI: 2015/916 E. – 2018/235 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili hakkında davalı tarafından icra takibi başlatıldığını, takip konusu bonoda müvekkilinin imzası bulunmadığını, imzanın …’a ait olduğunu belirterek davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı …’nun yargılama aşamasında ölmesi sebebiyle mirasçılarının kaldığını, davacının icra mahkemesine dava açtığını, imzaya itiraz ettiğini ancak bu davayı takip etmediğini, davacı ve diğer borçlu hakkında savcılığına şikayette bulunduklarını belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05.03.2018 tarih ve 2015/916 Esas – 2018/235 Karar sayılı kararıyla; davaya konu bono üzerindeki imzanın fiilen davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ise de, davacının düzenlemiş olduğu vekaletname ile verdiği yetki çerçevesinde babası … tarafından düzenlenip imzalandığı, bu şekilde düzenlenen bono nedeniyle davacının borçlu olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF İSTEMİ: Davacı vekili süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; “Dava açıldıktan sonra davalının vefat ettiğini, mirasçılarının davaya dahil edildiğini, ancak mirasçıların mirası reddettiklerini, bu nedenle davalıların davada taraf sıfatının bulunmadığını, mahkemece davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken esastan reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, Davalıların taraf sıfatı olmadığından vekalet ile temsili de sözkonusu olmayacağından, davalılar yönünden verilen vekalet ücretinin usule aykırı olduğunu.” beyanla ilk derece mahkemesi kararının kaldırılması istenmiştir.
DELİLLER: *İstanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/58 Esas ve 2016/179 Esas sayılı dosyasındaki mirasın reddi kararları.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Davacı, takibe konu bonodaki imzasının kendisine ait olmadığını, bu konuda kimseye yetki de vermediğini beyan ederek menfi tespit isteminde bulunmuş; davalı ise, davacı iddialarının doğru olmadığını beyan ederek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. İlk derece mahkemesi tarafından, “…davaya konu bono üzerindeki imzanın fiilen davacıya ait olmadığı tespit edilmiş ise de, davacının düzenlemiş olduğu vekaletname ile verdiği yetki çerçevesinde babası … tarafından düzenlenip imzalandığı, bu şekilde düzenlenen bono nedeniyle davacının borçlu olduğu sonucuna varıldığı gerekçesiyle davanın reddine” karar verilmiştir. Hüküm davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. İnceleme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun(HMK) 355. maddesi hükmü uyarınca istinaf dilekçelerinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak ve kamu düzenine aykırı hususların olup olmadığı gözetilerek yapılmıştır. Davanın 14.09.2015 tarihinde açıldığı, davalı …’nun 13.11.2015 tarihinde vefat ettiği, davalı mirasçıları sıfatıyla …, … ve …’ın davaya dahil edildikleri, ancak dahili davalı …’nun İstanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/58 Esas, diğer dahili davalıların ise İstanbul 4.Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/179 Esas sayılı dosyası ile mirası reddettikleri, ilgili kararların mahkeme tarafından dava dosyasına celp edildiği, buna göre davada davalıların davada taraf sıfatları bulunmadığından, davanın usulden reddi yerine esastan reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Davacı vekilinin bu yöndeki istinaf isteminin kabulüyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE, 2-İstanbul 2.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/03/2018 tarih, 2015/916 E. – 2018/235 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Davanın USULDEN REDDİNE, 4-Alınması gereken 59,30 TL harcın, peşin alınan 779,25 TL harçtan mahsubu ile artan 719,95 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine, 5-Davalı vekil ile temsil edildiğinden AAÜT gereğince takdir olunan 2.180,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, 6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 7-Davalılarca yapılan 10,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınıp davalılara verilmesine, 8-İstinaf peşin harcının talebi halinde davacıya iadesine, 9- İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 121,30 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 28,88 TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 150,18 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, 10-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 11-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.23/12/2021