Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1272 E. 2021/2152 K. 22.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1272 Esas
KARAR NO: 2021/2152 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/12/2018
NUMARASI: 2016/244 E., 2018/1119 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 22/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili; davalının müvekkili aleyhine bonoya dayalı takip başlattığını, bono üzerindeki keşideci imzasının müvekkiline ait olmayıp lehtara ait olabileceğini belirterek bono nedeniyle borçlu olmadığının tespitine, takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili; bonodaki imzanın davacıya ait olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; “bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, kararı davalı vekili istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafında; mahkemenin 01/10/2018 tarihli raporu esas aldığını, ancak bu raporun eksik incelemeyle hazırlandığını, bu konuda itiraz ettiklerini, 3 kişilik heyetten rapor alınması taleplerinin kabul edilmediğini, imzanın borçluya ait olduğunu ispatlama külfetinin kendilerine ait olup yeni bilirkişi talep etmelerine rağmen bu hususun göz ardı edilmesinin doğru olmadığını, dava kabul edilse dahi hükmün 3. Ve 4.maddelerinin hatalı olduğunu, çünkü müvekkilinin harçtan muaf olduğunu, 696 Sayılı KHK’nun 11.maddesi ile müvekkilinin tüm yargı harçlarından muaf olduğunu, davanın Alaşehir Mahkemesi’nde görülmesi yolundaki yetki itirazları konusunda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmediğini bildirmiştir. Davalı tarafından davacı aleyhine bonoya dayalı olarak toplam 23.665,68 TL’nin tahsili için takip başlatıldığı, takip dayanağı bononun 19/12/2013 tanzim, 22/04/2014 vade tarihli, keşidecisinin davacı, lehtarın dava dışı … olduğu, malen kaydıyla düzenlendiği görülmüştür. Yargılama sırasında alınan 01/10/2018 tarihli grafolog bilirkişi raporunda; bonodaki keşideci imzasının davacının eli ürünü olmadığı yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Hazırlık soruşturması sırasında alınan Aydın Jandarma Kriminal Laboratuvarı tarafından düzenlenen bilirkişi raporunda ise senedin ön yüzündeki imzanın …’nın eli ürünü olabileceği yolunda görüş bildirildiği görülmüştür. Akhisar 2. Asliye C. M’nin 2017/418 E. – 2018/579 K.sayılı ilamında davacının katılan, sanığın ise … olduğu, dava konusu senet nedeniyle resmi belgede sahtecilik suçu nedeniyle …’nın mahkumiyetine karar verildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Dava, İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davasıdır. Davacı taraf, dava konusu bonodaki keşideci imzasının eli ürünü olmadığını iddia etmiş, davalı taraf ise davanın reddini savunmuştur. Alınan bilirkişi raporunda dava konusu bonodaki imzanın davacının eli ürünü olmadığı anlaşılmıştır. Söz konusu bilirkişi raporu ayrıntılı incelemeyi içerdiği gibi istinaf denetimine de elverişli nitelikte bulunduğundan raporun yeterli olmadığına dair istinaf talepleri yerinde değildir. Ayrıca 696 Sayılı KHK’nun davalı bankanın davalı olduğu durumlar yönünden harçtan muafiyet getirmediği anlaşıldığından bu yöne ilişkin istinaf talepleri de yerinde değildir. Yine dava İİK’nun 72.maddesi uyarınca açılan menfi tespit davası olup İİK’nun 72/son maddesi uyarınca takibin yapıldığı yer icra dairelerinin yetkili olduğu gibi davalının yerleşim yeri mahkemesi de yetkili olup dava dilekçesinde davalının adresinin İstanbul gösterildiği ve dava dilekçesinin de davalıya Beşiktaş İstanbul adresinde tebliğ edildiği anlaşılmakla davalı vekilinin mahkemenin yetkisine yönelik istinaf talepleri de yerinde görülmemiştir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen davalı vekilinin istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Alınması gereken 1.352,54 TL harçtan peşin alınan 338,15 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.014,39 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen davalı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 22/12/2021