Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1246 E. 2022/136 K. 02.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1246 Esas
KARAR NO: 2022/136 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1.FİKRÎ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 18/12/2018
NUMARASI: 2017/432 E. – 2018/506 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Tecavüzün Giderilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 02/02/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü:
DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin elektrikli süpürgeler, mutfak aletleri, kişisel bakım aletleri, elektronik cihazlar ve elektrikli küçük ev aletleri, ütüler gibi alanlarda da faaliyet gösteren, ülke çapında yaygın bayileri ve servis ağı ile bilinen Türkiye’de tanınmış bir şirket olduğunu, müvekkilinin … ibareli markasının yaygın ve tanınmış bir marka düzeyine ulaştığını, ancak davalının, www…com.tr uzantılı internet adresi üzerinden, müvekkilinin ticari faaliyet konusu ve tescilli markalarının, tescil kapsamında yer alan hizmetler verdiği ve pazarlama yaptığının görüldüğünü, İstanbul 2. FSHHM’nin 2016/2 D.İş sayılı dosyasıyla açılan tespit dosyasında alınan bilirkişi raporu ile, … ibaresinin web sitesi adında ve içeriğinde marka olarak ve ana unsur olarak kullanıldığı, … marka elektrik süpürgelerinin satış ve pazarlama için tanıtıldığı yolunda tespit yapıldığını, müvekkiline ait internet sitesi ile davalıya ait internet sitesinin içerik ve dizaynın dahi hemen hemen aynı olduğunu, davalı yana noter aracılığı ile ihtarname gönderilmesine rağmen, davalı yanın hukuki dayanaktan yoksun eylemlerine gerek fiilen, gerekse web sitesi satışları ile devam ettiğini ve bu durumun müvekkilinin marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğini iddia ederek, markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespitini, men’ini, durdurulmasını, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 20.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın, dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava ettiği anlaşılmıştır.
CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin 1994 yılından bu yana piyasada bulunduğunu ve … ibareli ürünlerin de gerçek hak sahibi statüsünde olduğunu, … markası için TPE nezdinde ilk tescil başvurusunun müvekkili tarafından 02/11/1990 tarihinde 06,07,08,09,11 ve 21. sınıflar yönünden … başvuru numarası ile başvuru yapıldığını ve markanın … sayı ile müvekkili adına tescil edildiğini, bahse konu markayı ilk kez TPE nezdinde tescil ettirmiş olması ve markayı piyasada maruf hale getiren kişi olması sebebiyle, müvekkilinin gerçek hak sahibi olması ve öncelik hakkı bulunduğu hususunun izahtan vareste olduğunu, davacı yan tarafından marka hakkına tecavüz edildiği iddialarına mesnet olarak gösterilen www…com.tr adresli internet sitesinin, değişik iş dosyasından alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere yalnızca İngilizce dilinde olduğunu, bu durumun sitenin yalnızca yurt dışındaki faaliyetlerin tanıtımına yönelik olduğunun ispatı niteliğinde olduğunu, internet sitesi üzerinden online satış yapılmadığını, sadece ürünlerin tanıtımının yapıldığını ve taleplerin yersiz olduğunu savunarak, davanın reddini istediği anlaşılmıştır.
MAHKEME KARARI: İstanbul 1.Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 18/12/2018 tarihli 2017/432 Esas E. – 2018/506 K. sayılı kararıyla; ” … Alan adının oluşturulma tarihi dikkate alındığında davalı yanca 1987 tarihinde oluşturulduğundan, alan adına erişimin tamamen engellenmesi talebinin yerinde olmadığı ancak site içeriğindeki markasal kullanımların önlenmesinin davacının yasal hakkı olduğu…Davalı vekilinin beyan dilekçesinde; Şirket merkezinde tespit edilen … markalı elektrik süpürgelerinin ürünlerin toplantı salonunda numune olarak kullanılan ürünler olduğunu, … markalı elektrikli süpürgelerinin geçmiş yıllarda … A.Ş. ile … A.Ş. tarafından üretilen ürünler olduğunu, 2014 yılından bu yana yurtdışına ihracat yapmadıklarını” beyan etmişse de; davalının www…com.tr web sitesinde … markalı elektrik süpürgelerin site içeriğinde ticari amaçlı olarak sergilendiği ve “…”, Türkiye’de küçük elektrikli ev eşyalarının lider üreticisi ve ihracatçısıdır.” ifadesini web sitesinde kullandığının anlaşıldığı, bu kullanımın tüketicileri yanılttığı ve tüketicinin aldanmasına neden olduğu, davacının marka hakkının ihlali olduğu kadar haksız rekabete de neden olduğu… Davacının maddi tazminat istemini davalının elde ettiği kar kapsamında( 66/b ) talep etmişse de; davalının yurt içi satışlarından gelir elde edildiğine dair iddia ispat olunamadığından bu yöndeki talebin reddine karar verildiği” gerekçesiyle; “Davalının, davacının devir sözleşmesi ile üzerinde münhasıran hak sahibi olduğu … ibareli markasına yönelik davacının marka hakkına tecavüz, haksız rekabet oluşturduğunun tespitine, eylemlerin durdurulması ve önlenilmesine, -BAM 16 HD nin 04/05/2017 tarih ve 2017/1664 esas, 2017/1310 karar sayılı ilamları da gözetilerek karar kesinleştikten sonra markasal kullanımların site kapsamında önlenilmesine, ihlal teşkil eden niteliklerin siteden çıkarılmasına, -Maddi tazminat isteminin reddine, -5000TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, -Karar kesinleştiğinde hüküm özetinin masrafı davalıdan alınarak günlük yayın yapan bir gazetede bir kez ilanına” karar verilmiştir.
İSTİNAF BAŞVURUSU: Davalı vekilinin süresinde ibraz ettiği istinaf dilekçesinde; müvekkilinin 1994 yılından bu yana piyasada faaliyet gösterdiğini, “…” markalı ürünlerin gerçek hak sahibi olduğunu, “…” markası için TPE nezdinde ilk tescil başvurusunun müvekkili tarafından 02 Kasım 1990 tarihinde 06, 07, 08, 09, 11 ve 21. sınıflar yönünden … başvuru numarası ile yapıldığını, aynı ibareli marka için 2009/61731 başvuru numarası ile 09. Sınıf (Ütüler, elektrikli ve buharlı ütüler, pres ütüler) yönünden de tescil başvurusunda bulunulduğunu, müvekkilinin 2010 yılına kadar bahse konu marka ile faaliyetlerine devam ettiğini, sonrasında Beşiktaş … Noterliğinin 26 Nisan 2010 tarih ve … yevmiye numaralı “Marka Tam Devir Sözleşmesi” ile tescilli marka ile o tarihte başvuru aşamasında olan marka başvurusunun, başvuruya konu tüm sınıflar yönünden bir takım şartlar altında … Limited Şirketi’ne devredildiğini, davacı şirketin … markasını … Şirketi’nden devraldığını, dosyada mübrez bulunan Marka Tam Devir Sözleşmesi’nde Devir Alan( …)’ün, Türkiye sınırları dışında “…” markasının sahibinin Devir Eden …-Müvekkil olduğunu, devir aldığı markaları kullanmak sureti ile yurt dışına ihracat yapmayacağını, “…” ibaresini ve benzerlerini başka bir ülkede tescil ettirmeyeceğini, söz konusu markaları sadece Türkiye sınırları dâhilinde kullanacağını, “…” ibaresinin Devir Eden’in şirket unvanında ve e-mail adreslerinde kullanmaya devam edeceğine, devrin sadece TÜRKİYE nezdinde tescilli olan “…” markalarını kapsadığını gayrikabili rücu, kabul ve taahhüt ettiğini, ilgili devir sözleşmesinden de açıkça anlaşıldığı üzere müvekkili şirket “…” markasının yalnızca TÜRKİYE sınırları içerisinde kapsadığı kısmını devrettiğini, yurt dışında faaliyetlerine devam ettiğini, marka devir sözleşmesinin dikkate alınmadığını, İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 2016/2 Değişik iş sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda www…com.tr adresli internet sitesinin sadece yurtdışındaki faaliyetlere ve satışlara yönelik yayın yaptığının tespit edildiğini, internet sitesi üzerinden online satış imkanı bulunmadığını, sitenin varlığının tek ve yegane amacının ürünlerin yurt dışına tanıtımını sağlamak olduğunu, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da, müvekkili şirketin Türkiye’de “…” markalı ürünlerin satışından herhangi bir geliri olmadığının tespit edildiğini, mahkemece davacı yan tarafından müvekkili aleyhine “Marka Hakkına Tecavüz” iddiası ile yapılan suç duyurusu neticesinde 2016/116638 soruşturma numarası ile Kovuşturmaya Yer Olmadığına Dair Karar verilmiş olmasına itibar etmese de kararın marka hakkına zarar verilmediğini gösterdiğini beyanla, mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER: İlk derece mahkemesince alınan 12.01.2018 tarihli bilirkişi heyet raporunda; …Davacının, TPE nezdinde tescilinde bulunan “ … ” markasının Davalı tarafından yalnızca www…com.tr web sitesinde aktif bir şekilde kullanıldığını, davalının işyerimde yapılan arama ile ilgili imza altına alınan 23.08.2016 tarihli Tutanağa göre; işyerinde “…” markalı ürünlerin olduğunun tespit edildiği nin belirlendiği, Şirketin satışlarının yurtiçi ve yurtdışı satışlardan oluştuğu yurtiçi satışların … markalı ürünlerden oluşmadığı yurtdışı satışların ise 345.084,54 TL İlk kısmının … markalı ürünlerin dışındaki mal satışlarından 168.734,20 TL lik kısmın ise … markalı ürünlerin satışından oluştuğunu, şirketin 2015 ve 2016 yıllarındaki fâaliyetinin zarar ile sonuçlandığını ” beyan etmişlerdir. Türk Patent ve Marka Kurumu yazı cevabından; … ibareli markanın … no ile 06/07/08/09/11/21 emtia sınıfları kapsamında, yine … nolu markanın 09 emtia sınıflarında , … nolu markanın 06/07/08/09/11/12/21 emtia sınıflarında, uluslararası olarak da WlPO nezdinde … no ile 07/08/11 emtia sınıflarında tescillerinin olduğu, markanın öncelikle 26.04.2010 tarihinde … A.Ş.’den … Limited Şirketine devredildiği; sonrasında ise 14.07.2010 tarihinde … Limited Şirketi tarafından da … Dış Ticaret şirketine devredildiği TPMK kayıtları ekindeki belgelerden anlaşılmıştır. İstanbul 2. Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin 2016/2 D. İş sayılı davadaki delil tespiti dosyasında yer alan bilirkişi raporundan; www…com.tr web sitesinin yayında olduğu,www…com.tr web sitesinin sahibinin … A.Ş. Olduğu, … ” ibaresinin söz konusu web sitesinde marka ve ana unsur olarak kullanıldığı, web sitesinde “ … ” markalı elektrik süpürgelerinin satış ve pazarlama amacıyla tanıtıldığının belirtildiği,“ … ” ibaresinin açıkça ve marka olarak kullanıldığı ve “ … ” markalı ürünlerin diğer markalı ürünlerle birlikte satış amacıyla tanıtıldığı, davalı şirketin iletişim bilgilerine yer verildiğine dair bilirkişi raporunun bulunduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında bulunan İstanbul 2. FSHHM’nin 18/11/2014 tarihli 2013/154 E-2014/254 K sayılı kararından; davacı … Tarafından, davalı … Dış ticaret A.Ş.’ne karşı, … ibareli markaların dava dışı … Ltd. Şti.’ne markaların yurt dışında kullanılmayacağı ve ihracat yapılmayacağı, markaları başka ülkelerde tescil ettirmeyeceği, sözleşmeye aykırılık halinde markaların hiçbir bedel ödenmeksizin devir edene devredileceği şartıyla devredildiğini, davalının yurt dışına ihracat yaptıklarını öğrendiklerini beyanla, külli halefiyet ilkesi gereği, sözleşmeye aykırılık nedeniyle markaların devrini, dava konusu marka ile yapılmış ihracat ile elde edilen gelirin tespitini ve maddi tazminatın tahsilini talep ettiği, mahkemece davacının taleplerini ancak dava dışı … şirketine ileri sürebileceği gerekçesiyle; davanın sıfat yokluğundan reddine karar verildiği, davacı tarafça kararın temyizi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 21/10/2015 tarihli 2015/3939 Esas-2015/10858 Karar sayılı kararıyla, davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddine kararın onanmasına karar verdiği görülmüştür.
G E R E K Ç E: Markaya tecavüz ve haksız rekabetin tespiti, meni , ref’i ile, maddi ve manevi tazminat talepli davada, ilk derece mahkemesince, davalı tarafça, davacının … ibareli markasından kaynaklanan haklarına tecavüz, haksız rekabetin tespitine, eylemlerin durdurulması ve önlenilmesine, içeriklerin internet sitesinden çıkartılmasına, maddi tazminat talebinin reddine, 5.000 TL manevi tazminat talebinin kabulüne, hükmün ilanına fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Karara karşı davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuş, davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmamıştır. Dairemizce istinaf incelemesi, 6100 Sayılı HMK 355. Madde gereğince istinaf dilekçesindeki sebepler ile, kamu düzeniyle ilgili hususlarla sınırlı olarak yapılmıştır. Davalı vekilinin istinaf dilekçesinde, … markasının ilk tescil ettiren sıfatıyla öncelikli hak sahibi olduğunu ileri sürdüğü anlaşılmıştır. Davalının www…com.tr adresli internet sitesinin 1987 yılında tescil edildiğinden mahkemece alan adına erişimin engellenmesi talebinin reddine karar verilmişse de, web sitesi içeriğinde … ibareli elektrik süpürgesi ürünlerinin tanıtılması ve “…” ifadesinin kullanılmasının davacı tarafın tescilli markalarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespiti ile internet sitesi içeriğinden çıkarılmasına karar verilmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan, 6769 Sayılı SMK 9/3-a maddesinde “İşaretin, mal veya ambalajı üzerine konulması”, 9/3-ç maddesinde “İşaretin teşebbüsün iş evrakı ve reklamlarında kullanılması”,9/3-d maddesinde “İşareti kullanan kişinin, işaretin kullanımına ilişkin hakkı veya meşru bir bağlantısı olmaması şartıyla işaretin aynı veya benzerinin internet ortamında ticari etki yaratacak biçimde alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük veya benzeri biçimlerde kullanılmasının” marka sahibi tarafından yasaklanabileceği düzenlenmiştir. Marka tescil kayıtlarından, davalı şirketin … ibareli markayı ilk olarak tescil ettirdiği anlaşılıyorsa da, marka devir sözleşmesi ile dava dışı … Limited Şirketine, bu şirket tarafından da 14.07.2010 tarihinde, davacı şirkete devredildiğinden, davalı tarafın markalar üzerinde Türkiye’de tescilden yahut önceye dayalı hak sahipliğinden kaynaklanan kullanım hakkı bulunmamaktadır. Davaya konu markaların, davalı ile dava dışı … şirketi arasında yapılan marka devir sözleşmesi ile markaların Türkiye içerisinde kullanım hakkının devredildiği, yurt dışı kullanım ve ihracat hakkının davalı üzerinde bırakıldığı, sitenin sadece yurt dışına tanıtım amacını güttüğü davalı tarafça ileri sürülmüşse de sözleşme taraflar açısından bağlayıcı olup, sözleşme hükümlerinin davacıya karşı ileri sürülme imkanı bulunmamaktadır. Bu husus taraflar arasında görülen ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen, İstanbul 2. FSHHM’nin 18/11/2014 tarihli 2013/154 E-2014/254 K sayılı kararında da açıklanmış, davalı şirket ile dava dışı … Şirketi arasındaki marka devir sözleşmesindeki taahhütlerin, sözleşmenin tarafı olan … şirketi yönünden hüküm doğuracağı sözleşmeye dayalı olarak davalıya hak talebinde bulunulamayacağına karar verilmiştir. Davalı tarafça Türkiye’de tescilli internet sitesi içeriğinde … markalı ürünlerin tanıtılması ve “…” ifadesinin kullanılması markaya tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinden, davalı savunması sonuca etkili görülmemiştir. Savcılık tarafından verilen Takipsizlik kararının bağlayıcı olmadığına yönelik mahkeme kararı da yerinde olmakla, davalı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmediğinden, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçe ile: 1-6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince davalı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Alınması gereken 341,55 TL harçtan, peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 297,15 TL eksik harcın davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, 3-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, 4-İstinaf yargılama giderleri olarak; a)Davacı avansından kullanıldığı anlaşılan; 32,00 TL (posta-teb-müz) masrafının davalıdan alınarak, davacıya verilmesine, b)Davalı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına, 5-Artan gider avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda iş bu kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere 02/02/2022 tarihinde oy birliği ile karar verildi.