Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1224 E. 2022/1065 K. 15.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1224 Esas
KARAR NO: 2022/1065
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/01/2019
NUMARASI: 2017/308 E. – 2019/5 K.
DAVA: Patente Tecavüz ve Haksız Rekabetin Tespiti, Men ve Ref’i, Tazminat
DAVA TARİHİ: 25/09/2017
DAVA: Patentin Hükümsüzlüğü
DAVA TARİHİ: 14/10/2016
KARAR TARİHİ: 15/06/2022
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı asıl … vekili; müvekkilinin tekstil sektöründe önemli ihracat hacmine ulaşmış bir firma olduğunu ve sektörde birçok yenilik yaptığını, “suni deriden fantezi pul ve payet imal edilmesi tasarımı yaparak TPMK nezdinde tescil ettirdiğini, söz konusu buluşun sahibinin 20 yıl süreyle müvekkili olup, bu ürünün ticaret, pazarlama ve satış hakkının da münhasıran müvekkiline ait olduğunu, davalıların ise herhangi bir izin almaksızın katıldıkları fuarda müvekkiline ait patentli ürünleri sattıklarını tespit ettiklerini, konuyla ilgili Bakırköy 2. FSHHM nin 2016/60 Değişik İş dosyasında raporda alındığını, davalının eylemlerinin hem patente tecavüz hem de haksız rekabet teşkil ettiğini belirterek tecavüz ve haksız rekabetin tespitine men ve ref’ine, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000-TL maddi 5.000-TL itibar tazminatı, 5.000-TL yoksun kalınan kazanç ve 10.000-TL manevi tazminatın davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekili; davacıların tescilli patente konu buluşunun yabancı ülkelerde uygulanmakta olduğunu, patentin yenilik içermediğini bildirerek davanın reddini istemiştir. Birleşen davada davacı … Dış Tic.Ltd. Şti. Vekili: davalı adına tescilli … numaralı “simli pul ve payet imal edilmesi” isimli incelemesiz patent ile … tescil numaralı ” “suni deriden fantezi pul ve payet imal edilmesi” isimli incelemeli patentlerinin yeni olmadığı gibi tekniğin bilinen durumunu da aşmadığını belirterek davalı adına tescilli patentlerin hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davalılar vekili; müvekkilinin buluşunun hammadde olarak kullanılan bir mamulün suni deri ve simle birleştirilmesi neticesinde ortaya çıkan bir teknik olduğunu, … numaralı patentin inceleme aşamasında olduğunu, … numaralı patentin tescilinin de tamamlandığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemece toplanan delillere ve bilirkişi raporlarına göre; “…Dava dosyasının taraf itirazları dikkate alınarak dosyaya ibraz edilen ürün örnekleri, değişik iş dosyası, sunulan katalog ve tüm deliler ile birlikte asıl dava yönünden davaya konu patent kullanımlarının davacı tarafa ait … ve … sayılı patent kapsamında kalıp kalmadığı, karşı dava yönünden ise, söz konusu patentlerin daha önceki patentler karşısında yenilik vasfı ve sanayiye uygulanabilirlik vasfı konusunda hükümsüzlük açısından tekniğin bilinen durumunu aşma vasfı olup olmadığının, tarafların tüm delillerinin ve iddialarının incelenmek suretiyle ayıntılı ve denetime uygun yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup, dosyanın tevdi olunduğu ikinci bilirkişi heyeti hazırlamış olduğu 06/11/2018 tarihli raporda sonuç olarak, esas dava yönünden patent ihlali konusunda değerlendirme yapabilmek için gerekli ürün örneğinin olmaması nedeniyle ihlal konusunda bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, değişik iş tespit dosyasında tespit yapan bilirkişinin patent ihlali konusundaki görüşüne katılmanın dosyada bulunan bilgi ve belgeler kapsamında mümkün olmadığı ve yine dosyada bulunan bilgi, belge ve ürün örneklerinin, davacı-birleşen dosya davalısına ait … ve … sayılı patentlerin hükümsüzlüğünü ispatlayacak nitelikte olmadığı yolunda mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır. Birbirlerini doğrulayan bilirkişi raporlarına göre, davalı adına olan patentlerin tescil başvuru tarihi itibariyle yeni olup, buluş basamağı içerdiği ve sanayiye uygulanabilir olduğu anlaşılmakla, hükümsüzlüğünü gerektirir bir neden görülmediği” gerekçesiyle hükümsüzlüğe ilişkin birleşen davanın reddine,”.Dosyadaki deliller ve birbirini teyit eden bilirkişi raporları birlikte değerlendirildiğinde, davacının dayandığı Bakırköy 2. FSHHM’nin 2016/60 D.İş sayılı dosyasındaki bilirkişi raporunda patent incelemesi yapılmadığı, sadece fuarda sergilenen ürünlerin görsel olarak incelenmesi nedeniyle bu rapora itibar etmenin mümkün olmadığı, ürünler benzer ise de, patentin üretim tekniği (usul patenti) olması sebebiyle benzer ürünlerin farklı üretim teknikleri ile üretilmesinin mümkün olduğu ve böylece patent haklarına ihlalin söz konusu olmadığı anlaşılmıştır. Yine davalının haksız rekabeti de ispatlanamamıştır. Zira davalı ürünleri yurt dışından ithal edip piyasaya arzetmiştir. Bu itibarla” asıl davanın da reddine karar verilmiş, kararı davacı/birleşen davada davalı vekili ile davalı/birleşen davada davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı/Birleşen davada davalı vekili istinafında; mahkemenin gerekçeli kararda yalnızca “suni deriden fantezi pul ve payet imal edilmesi” ne ilişkin patentinin asıl davaya konu edilmişcesine bir gerekçe oluşturulduğunu, oysaki ön inceleme zaptına geçen ve uyuşmazlığında tespiti yapıldığı üzere davalı tarafından müvekkilinin “simli pul ve payet imal edilmesi” isimli patentinin de dava konusu olduğunu, buna göre kararın HMK nın 297 ve devamı maddelerine uygun olmadığını, ön inceleme tutanağı ile belirlenen uyuşmazlık konularının tamamı üzerinde karar verilmemesi nedeniyle kararın ortadan kaldırılması gerektiğini, mahkemenin delil tespiti dosyasını yok sayarak karar verdiğini, oysa ki alınan tespit raporunda davalı tarafından müvekkilinin ürünlerine yönelik ihlal yapıldığının açıkça tespit edildiğini, müvekkiline ait patentlerin usul patenti değil ürün patenti olduğunu ancak yerel mahkemece uyuşmazlığın yanlış nitelendirildiği gibi esas patentlerin niteliğinin de hukuka aykırı olarak nitelendirildiğini, müvekkilinin ürünleri değişik işlemlerden geçirerek yeni bir ürün elde etmeyi patentlediğini ve bu ürünleri de yıllardır kullandığını, suni deriden ve simli pul payetli ürünlerini dosyaya defalarca sunmalarına rağmen mahkemenin ürünleri usul patenti olarak nitelendirmesinin hatalı olduğunu, mahkemenin hangi gerekçe ile usul patenti olarak nitelendirdiğinin anlaşılamadığını, tespit dosyasında işveren yetkilisi …’ün 29/04/2016 tarihli keşifte “tespite konu pul payetler tarafınızdan üretilmiştir…” beyanıyla müvekkili ürünlerinin açıkça üretildiğini kabul edildiğini, daha sonra ürünlerin ithal edildiği şekilde savunma yapılmasının gerçek dışı olduğunu, mahkemenin bu hususu gözetmediğini, davalının kataloğuna koyduğu ürünler ile mahkeme dosyasına sunduğu ürünlerin farklı olduğunu, karşı tarafın kataloğuna aldığı ürünlerin müvekkilinin ürünlerinin birebir aynısı olduğunu, yargılama sırasında davalının Çin, Güney Kore ve Hindistan gibi ülkelerde temin ederek sattığını iddia ettiği ürünleri gösterere dosyaya bambaşka bir ürün sunduğunu, davalının kataloğunda ürünler ile dosyaya sunduğu ürünlerin alenen dokonuş, laminasyon yöntemi vs.nin farklı ürünler olduğunu, müvekkiline ait ürünlerin neden davalı kataloğunda bulunduğunu, fuarda satıldığını ve neden tespit sırasında üretildiğinin kabul edildiğini, bu hususların irdelenmediğini, karşı tarafın kataloglarını ibraz ettiklerini, davalının halen patentli ürünlerini piyasaya arz ettiğini, davalının ibraz ettiği belgelerde mamul ürünlerin patent bilgisi vs.nin bulunmadığını, davalının bu ürünleri hukuka aykırı olarak yurt dışından getirmiş olabileceğini, müvekkilinin … numaralı patentinin Rusya Patent Ofisinin araştırma ve incelemesi neticesinde verdiği raporlara istinaden tescil edildiğini, davalı tarafın davadan sonra belge oluşturmak amacıyla belge sunduklarını, dolayısıyla 30/03/2020 tarihli bu belgenin dikkate alınmaması gerektiğini, yine … numaralı patentin de dünya üzerinde herhangi bir firma tarafından üretilmediğini, ancak mahkemenin bu itirazlarını dikkate alınmadığını, rapora itirazlarının değerlendirilmediğini, müvekkiline ait ürünler ile davalı kataloğundaki ürünlere ait kısımların katalogların tam dört kez dosyaya sunulduğunu, katalogların tarihi olmamasından bahisle bu yönde bir inceleme yapılmaması sonrasında davalı şirketin hala hangi kataloğu ürettiğine dair site görseli de dosyaya ibraz edilmesine karşın mahkemece değerlendirilmediğini, dosyaya sundukları tüm katalogların davalının o yıl piyasaya sürdüğü kataloglar olduğunu, mahkemeye sundukları katalogların davalı tarafından internet görsellerine koyduğu fotoğrafın aynısını tarihini de gösterir şekilde bir kez daha sunduklarını, kaldı ki bu kataloglarda müvekkiline ait simli pul ve payet ürününün birebir aynısının sergilendiğinin davalının internet sitesinde dahi ürünlerin görselini sergilemeye devam ettiğini, katalogların hala piyasaya sürüldüğünü, davalının üretim merkezine tedbir kararını icra etmek için gidildiğinde bu ürünlerin bir şekilde üretim alanından kaldırılmasına rağmen nasıl oluyorsa piyasaya sürülmesinden ötürü müvekkilinin ticari zarara uğradığını, ve halen zarara uğramakta olduğunu, davalının üretim merkezindeki çalışanların ürünleri kaldırdıklarını şifahi olarak söylediklerini, dava konusu patentli ürünlerin kullanıldığına dair bilgi sahibi tanık isim ve adreslerinin süresinde mahkemeye bildirilmesine rağmen tanıkların gerekçesiz olarak dinlenmediğini, eksik inceleme ile karar verildiğini, birleşen dosyada alınan bilirkişi raporlarıyla davalı tarafın iddialarının gerçeğe aykırı olduğunun ortaya çıktığını, davalının kötü niyetli olduğunu, bu nedenle dosyanın asıl dava yönünden incelenmesini talep ettiklerini, müvekkiline ait … sayılı “simli pul ve payet imal edilmesi” patentinin TPMK nezdinde yapılan inceleme ile 22/10/2018 tarihinde incelemenin patent korumasına haiz olduğunu, davalının bu ürünleri fuarda sattığını, bu eylemlerin dahi tek başına tecavüz ve haksız rekabet oluşturduğunu bildirerek asıl dava yönünden davanın kaldırılmasını istemiştir. Davalı/Birleşen davada davacı vekili istinafında; mahkemenin açtıkları patent hükümsüzlüğü davasının gerekçe göstermeden reddettiğini, kararın bu yönden HMK nın 297. Maddesine aykırı olduğunu, dosyaya sundukları belgeler incelendiğinde davacının patent başvurusunun yapıldığı tarihten çok önce uygulanan kolaylıkla erişilebilen yazılı ve sözlü olarak tanıtımı yapılan tekstil sektöründe kullanılan bir buluş olması sebebiyle “suni deriden fantezi pul ve payet imal edilmesi” yenilik vasfı taşımadığından patent olarak tescil edilemeyeceği, bu yöntemin Çin’de tatbik edilen bir yöntem olduğunu, tekniğin bilinen durumunu aşmak şöyle dursun tekniğin kötü bir takdiri olduğunu, ayrıca müvekkili şirket tarafından 2004 den beri Türkiye’ye ithal edilen bu ürünlerin müvekkili tarafından piyasada satışının yapıldığını, dünyanın belli başlı tekstil şirketlerinin suni deriden fantezi pul ve payet imal ettiği göz önüne alınınca dava konusu incelemeli patentin yabancı ülkelerde uygulandığı biçimiyle Türkiye’de ele alındığı herhangi bir fark unsuru ve yenilik içermediğini, sundukları belgelerin davacının patentini tescilinden 20 yıl önce bile kullanıldığını ispatladığını, her ne kadar bilirkişi kurulunun kendilerinin sunduğu Gümrük belgelerinin içeriğinin net olmadığını ileri sürmüş ise de, ithal edilen ürünlerin Gümrük beyannamelerinde suni deriden fantezi pul olduğunu açıkça yazılı olduğunu, açtıkları hükümsüzlük davasının kabulü gerektiğini, asıl dava yönünden ise verilen kararın onanması gerektiğini bildirmiştir. Mahkemece alınan 28/07/2017 havale tarihli bilirkişi heyet raporunda; davacı adına tescilli … sayılı incelemesiz patent belgesinin ve … sayılı incelemeli patent belgesinin hükümsüz kılınması talepli birleşen dava hakkında yaptıkları incelemede, davalı-birleşen dosya dava davacısı tarafından dava konusu patentlere ilişkin buluşların yeniliğini ortadan kaldırmak için sunulan belgelerin içeriği açık ve net olmadığından ve ayrıca hiçbir görsele de yer verilmediğinden, dava konusu patent belgelerine konu istemlerin yeniliğini ortadan kaldırmadığı ve bu nedenle patent belgelerine konu istemlerin başvuru tarihi itibariyle yeniliklerini korudukları yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece alınan 13/02/2018 tarihli ek raporda; …dosyaya sunulan delillerin davacıya ait … ve … sayılı patentlerde anlatılan yöntemin daha önce kulanıldığını ve bilindiğini ispatlar nitelikte olmadığı ve davacıya ait … ve … sayılı patentlerin hükümsüzlüğünün istenemeyeceği, tespit raporunda davalı-birleşen dosya davacısına ait ürünlerin, davacı-birleşen dosya davalısının tescilli … sayılı patenti ile üretilen ürünlere benzerliğinin sadece görsel olarak değerlendirildiği, tuşe ve üretim yöntemi yönünden değerlendirme yapılmadığı, dosyada tespiti yapılan tecavüz konusu davalı ürünlerine rastlanmadığı ve tecavüz konusunun bir bütün olarak tüm yönleriyle incelenerek değerlendirmesi gerektiği yolunda görüş belirtildiği anlaşılmıştır. Mahkemece, yeni bir bilirkişi heyetinden alınan 06/11/2018 tarihli raporda; esas dava yönünden patent ihlali konusunda değerlendirme yapabilmek için gerekli ürün örneğinin olmaması nedeniyle ihlal konusunda bir değerlendirme yapmanın mümkün olmadığı, değişik iş tespit dosyasında tespit yapan bilirkişinin patent ihlali konusundaki görüşüne katılmanın dosyada bulunan bilgi ve belgeler kapsamında mümkün olmadığı ve yine dosyada bulunan bilgi, belge ve ürün örneklerinin, davacı-birleşen dosya davalısına ait … ve … sayılı patentlerin hükümsüzlüğünü ispatlayacak nitelikte olmadığı yolunda mütalaada bulunulduğu anlaşılmıştır. Birbirlerini doğrulayan bilirkişi raporlarına göre, davalı adına olan patentlerin tescil başvuru tarihi itibariyle yeni olup, buluş basamağı içerdiği ve sanayiye uygulanabilir olduğu anlaşılmakla, hükümsüzlüğünü gerektirir bir neden görülmediğinden, hükümsüzlüğe ilişkin birleşen davanın reddi gerekmiştir. Türk Patent ve Marka Kurumu’ndan gelen kayıtlardan, TR … B sayılı patent belgesinin, 24/07/2008 tarihinden itibaren tescil edildiği, buluş başlığının “suni deriden fantezi pul ve payet imal edilmesi” olduğu, patentin incelemeli olarak verildiği; TR … B sayılı patent belgesinin ise 04/02/2010 tarihinden itibaren 7 yıl süre ile incelemesiz verildiği, buluş başlığının “simli pul ve payet imal edilmesi usulü” olduğu ve patentlerin davacı adına tescilli olduğu tespit edilmiştir.
GEREKÇE: Asıl dava patent haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i ile maddi manevi, itibar tazminatı ve yoksun kalınan kazancın tahsili talebine, birleşen dava ise patentlerin hükümsüzlüğü talebine ilişkidir. Yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı reddine karar verilmiş, kararı taraf vekilleri istinaf etmiştir. Asıl dava davacısı birleşen dava davalısının … B. sayılı “suni deriden fantezi pul ve payet imal edilmesi” başlıklı incelemeli, … B. Sayılı “simli pul ve payet imal edilmesi usulü” başlıklı incelemesiz patentlerinin bulunduğu anlaşılmaktadır. Asıl davanın davacısı, birleşen davanın davalısı vekilinin asıl davaya yönelik istinaf talebinin incelemesinde: asıl davanın açıldığı tarihte 551 sayılı KHK yürürlüktedir. Davacı birleşen dava davalısı ilk defa kendisi tarafından patentlere konu ürünlerin üretildiğini ileri sürmüştür. 551 sayılı KHK’nın 84/2 maddesi gereğince mahkemece öncelikle patent konusunun yeni ürün ve maddelerin elde edilmesine ilişkin olup olmadığının belirlenmesi, başvuru tarihinde yeni olmayan bir ürün veya maddenin üretim usulüne ilişkin ise davalıya davacı patenti ile koruma altına alınan usulde üretilmediğini ispat imkanı tanınması, patent konusu yeni bir ürün veya madde ise bu kez davacıya ispat yükü düştüğü gözetilerek karar verilmesi gerekirken bu yönde inceleme değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakta olup, davacı birleşen davalı vekili asıl davaya yönelik istinaf talebinin kabulü gerekmiştir. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde bu aşamada davacı birleşen davalı vekilinin birleşen davaya yönelik ve davalı birleşen dava davacısı vekilinin tüm istinaf sebeplerinin incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Davacı-birleşen davada davalı vekilinin istinaf talebinin KISMEN KABULÜNE, 2-Davalı-birleşen davada davacı vekilinin tüm istinaf, davacı birleşen davalı vekilinin sair istinaf taleplerinin ŞİMDİLİK İNCELENMESİNE YER OLMADIĞINA, 3-Bakırköy 1.Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin 17/01/2019 tarih, 2017/308 E. – 2019/5 K. sayılı kararının KALDIRILMASINA, 4-Yukarıda gerekçede belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılarak tüm deliller birlikte değerlendirildikten sonra bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine İADESİNE, 5-İstinaf peşin harcının talebi halinde, ilk derece mahkemesince davacı-birleşen dava davalısına iadesine, 6-istinaf talebi incelenmeyen davalı-birleşen dava davacısının istinaf peşin harcının talebi halinde, ilk derece mahkemesince iadesine, 7- İstinaf aşamasında davacı-birleşen dava davalısı tarafından yapılan yargılama gideri olan 242,60 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 39 TL posta masrafı olmak üzere toplam 281,60 TL’nin davalı- birleşen davacıdan alınarak, davacı-birleşen davalıya verilmesine, 8- İstinaf aşamasında davalı-birleşen davada davacı tarafından yapılan yargılama gideri konusunda istinaf incelemesi yapılmadığından bir karar verilmesine yer olmadığına, 9-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dair, dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda, HMK’nun 353/1-a-6 maddesi uyarınca oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.15/06/2022