Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1208 E. 2021/2162 K. 23.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1208 Esas
KARAR NO: 2021/2162 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 27/11/2018
NUMARASI: 2016/1146 E., 2018/1182 K.
DAVANIN KONUSU: İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/12/2021
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl davada; 16/09/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık sonucu yapılan incelemede müvekkili şirkete ait çek ve senetlerin çalındığını, konuyla ilgili 19 adet çek ile 2 adet bononun iptalini istediklerini, mahkemece çeklerin tamamına ödeme yasağı konulduğunu, ödeme yasağının bankalara bildirildiğini ve ilan edildiğini, dava konusu 15/11/2016 tarihli 10.900 TL bedelli çek için ihtiyati haciz kararı alınarak takibe konulduğunu, müvekkilinin haciz baskısı altında olduğunu belirterek çekin müvekkiline iadesine, haciz baskısı altında dosyaya ödeme yapmaları halinde davalıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesi ile çek bedelinin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl davada; davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğunu ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin faktoring sözleşmesi uyarınca mevzuata uygun biçimde temlik aldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Davacı vekili birleşen davada; asıl davadaki iddialarını tekrar etmiş, dava konusu 30/11/2016 tarihli 51.150 TL bedelli çek için ihtiyati haciz kararı alınarak takibe konulduğunu, müvekkilinin haciz baskısı altında olduğunu belirterek çekin müvekkiline iadesine, haciz baskısı altında dosyaya ödeme yapmaları halinde davalıya ödenmemesi konusunda tedbir kararı verilmesi ile çek bedelinin müvekkiline iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili birleşen davada; aynı olay nedeniyle davacının İstanbul 3. ATM’nin 2016/1146 E.sayılı dosyasında istirdat davası açtığını, her iki davanın birleştirilmesini talep ettiklerini, ayrıca davacının aktif husumet ehliyeti bulunduğunu ispatlaması gerektiğini, müvekkilinin faktoring sözleşmesi uyarınca mevzuata uygun biçimde temlik aldığını bildirerek davanın reddini istemiştir. Mahkemesince toplanan delillere ve alınan bilirkişi raporuna göre; “asıl ve birleşen davanın istirdat ve menfi tespit talebine ilişkin olduğu, çeklerdeki ciro silsilesinin tam olup davalının yetkili hamil olduğu, davacının çekler üzerinde ciro silsilesinde yer almadığı gibi çek vermeyi gerektiren ticari ilişkiyi ispat edemediği, buna göre her iki davaya konu çekler yönünden yetkili hamil olduğunu ispat edemediği, davalının çeki edinme nedenini kanıtlama yükümlülüğünün bulunmadığı, davalının çekin iktisabında ağır kusurlu ya da kötü niyetli olduğu hususunun ispatlanamadığı, ceza soruşturmasında davalının sanık olarak yer almadığı” gerekçeleriyle asıl ve birleşen davaların reddine karar verilmiş kararı davacı vekili istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafında; çek iptaline ilişkin açtıkları davanın yargılaması sırasında iade davası açmaları için süre verildiğini, hak kaybına uğramamak için davaların açıldığını, dava açılmasında müvekkilinin bir kusuru olmamasına rağmen nispi vekalet ücretine hükmedildiğini, çeklerin 16/09/2016 tarihinde meydana gelen hırsızlık sırasında çalındığını, konuyla ilgili Bakırköy C.Başsavcılığı’nın 2016/82058 soruşturma numarasıyla soruşturmaya devam edildiğini, çek iptal davasında ödeme yasağı kararı verildiğini, asıl dava konusu çekin … Ltd. Şti.tarafından müvekkiline olan borçlarına karşılık birleşen davaya konu çekin ise … Ltd. Şti.’nin borçlarına karşılık müvekkiline verildiğini, müvekkilinin akaryakıt istasyonu sahibi olup bu çeklerin adı geçen firmalarca aldıkları mazot karşılığında verildiğini, müvekkilinin çeklerin arkasında bulunan ciroları ve şahısları tanımadığını, bir ticari ilişkisinin de bulunmadığını, mahkemenin bu hususları araştırmadığını, ayrıca tedbir kararı ve çek ödeme yasağının bankalara bildirildiğini, ilan edildiğini, bu nedenle çekin arka sayfasına tedbir kararı ve ödemeden men kararı kaydının düşüldüğünü, ancak bu hususların dikkate alınmadan takip yapılmasının doğru olmadığını, davalının iyi niyetli olmadığını bildirmiştir. Davalı tarafından davacı ve diğer şahıslar aleyhine asıl davaya konu çeke dayalı olarak toplam 12.028,97 TL’nin tahsili için kambiyo senetlerine özgü yolla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağı çekin 15/11/2016 keşide tarihli, keşidecisinin … AŞ., lehtarın … Ltd. Şti, sonraki cirantaların …, … Ltd. Şti, … (aval veren), hamilin ise davalı faktoring şirketi olduğu, çekin 15/11/2016 tarihinde ibraz edildiği, ödemeden men kararı nedeniyle işlem yapılamadığının bildirildiği görülmüştür. Birleşen davaya konu çekin ise 30/11/2016 tarihli, 52.150 TL bedelli, keşidecisinin … AŞ, lehtarın … Ltd. Şti., sonraki cirantaların … Ltd. Şti., …, … Ltd. Şti, … (aval veren) hamilin ise davalı faktoring şirketi olduğu anlaşılmıştır. Faktoring Şirketi tarafından sunulan belgelerin incelenmesinde; faktoring şirketiyle dava dışı … Ltd. Şti.arasında 11/10/2016 tarihli faktoring sözleşmesi düzenlendiği, tarihsiz alacak bildirim formu ile her iki davaya konu çeklerin davalı faktoring şirketine verildiği, ayrıca … Ltd. Şti.tarafından …’a düzenlenen 05/10/2016 tarihli 54.516 TL bedelli ve 06/10/2016 tarihli 11.056,60 TL bedelli faturaların suretlerinin sunulduğu görülmüştür. Yargılama sırasında 23/07/2018 tarihinde sunulan bilirkişi raporunda; “davacı şirketin 2016 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lehine delil vasfına baiz olduğu, davalı şirketin 2016 yılına ait ibraz ettiği ticari defterlerinin açılış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, kayıtların düzenli ve yasalara uygun tutulduğu, ticari defterlerin HMK 222 maddesi uyarınca sahibi lebine delil vasfına haiz olduğu, davacı şirketin e-defter mükellefi olması izahatla şirket müşaviri …’den davaya konu belgeler talep edilmiş olup, ibraz edilen belgelerin incelenmesi sonucunda davacı şirketin “… Ltd. Şti.’ye, .. Ltd. Şti. ve …” ile cari hesap ilişkisinin mevcut olmadığı, şirketin resmi muhasebe kayıtlarında ilgili firmaların mal alış verişi/ çek alış verişine ilişkin bir kayıt bulunmadığı, rapor ekinde de sunuları 101 Alınan Çekler ve 120 Müşteriler cari hesap dökümlerinde ilgili şirketlerin kayıtlarının var olmadığı, dosya kapsamında sunuları cari hesap ekstreleri ve makbuzların gayri resmi şirket kayıtları olduğu, V.U.K ve T.T.K ilgili mevzuatına göre davaya konu çeklerin mal veya hizmet satışına karşılık alındığını konusunda ticari defterlerle ispatının mümkün olmadığı, davalı faktoring şirketi … AŞ ile Dava Dışı müşteri … Ltd. Şti arasında yapılan faktöring işlemlerinin 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Yasasının 38. maddesi, Faktöring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin 5.maddesi ve yasa maddesinde atıf yapılan BDDK Yönetmeliklerinde yer alan faktöring kurallarına mevzuatına olarak gerçekleştirilmediği, faktöring işlemlerinin geçersizliği hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu üzere davaya konu çeklerden … İstanbul Beyoğlu Şubesi … numaralı 15.11.2016 vadeli 10.900 TL çekin davalı … AŞ tarafırıdan İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile icra yolu ile tahsil edildiği, … İstanbul Avcılar şubesi … numaralı 30.11.2016 vadeli 52.150,00 TL tutarındaki çekin … A.Ş.’nin 14.12.2017 tarihli … ref. numaralı yazısında faktöring işlemine konu “… İstanbul Avcılar şubesi … numaralı 30.11.2016 vadeli 52.150,00 TL tutarında ki çekin yazımız tarihi itibariyle ibraz edilmediği” beyanının bulunduğu, davacı şirketin davalı şirketten alacak talebinin yerinde olmadığı, ancak mahkeme tarafından davacı şirketin haklı görülmesi durumunda davalı şirketten icra yolu ile tahsil edilen … İstanbul Beyoğlu Şubesi … numaralı 15.11.2016 vadeli 10.900 TL çek bedelinin talep edilebileceği sonuç ve kanaatine varıldığı” yolunda görüş bildirildiği görülmüştür.
GEREKÇE: Asıl ve birleşen dava, çeklerin istirdatı bedellerinin ödenmesi halinde ise bedelin iadesi talebine ilişkindir. Asıl ve birleşen davanın davacı tarafı, davalara konu çeklerin rıza dışı elden çıktığını iddia etmiştir. 6102 Sayılı TTK’nun 792.maddesi uyarınca açılan istirdat davalarında davacı tarafın dava konusu çeklerin hamili olduğunu ve bu çeklerin rıza dışı elinden çıktığını kanıtlaması gerekir. Dava konusu çeklerdeki ciro silsilerinin incelenmesinde kopukluk bulunmadığı görülmektedir. Davacı taraf dava konusu çeklerin rızası dışında elinden çıktığı hususunu usulüne uygun delillerle kanıtlayamamıştır. Öte yandan davalının çekin iktisabında ağır kusurlu ve kötü niyetli olduğu hususu da kanıtlanamamıştır. Açıklanan bu hususlar gözetildiğinde asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin istinaf talepleri yerinde değildir. Hal böyle olunca usul ve yasaya uygun olan ilk derece mahkemesi kararına yönelen asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin istinaf taleplerinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Asıl ve birleşen davanın davacı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK.’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, Asıl dava yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL eksik harcın asıl davanın davacısından alınarak hazineye irat kaydına, Birleşen dava yönünden alınması gereken 59,30 TL harçtan peşin alınan 44,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 14,90 TL eksik harcın birleşen davanın davacısından alınarak hazineye irat kaydına, İstinaf yargılama giderlerinin istinafa gelen asıl ve birleşen davanın davacısı üzerinde bırakılmasına, İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından istinaf aşaması için ayrıca avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına, Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarından kullanılmayan kısımların talepleri halinde ilk derece mahkemesince yatıran tarafa iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliği ile ve kesin olarak karar verildi. 23/12/2021