Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1200 E. 2019/1772 K. 18.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1200 Esas
KARAR NO : 2019/1772 Karar
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/10/2016
NUMARASI : 2015/464 E., 2016/955 K.
DAVANIN KONUSU: Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 18/09/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın ilk incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 356. Maddesi gereğince dosya içeriğine göre duruşma açılarak yapılan inceleme sonucu;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, “müvekkilinin nakliye ticareti işi yaptığını, faturalı iş karşılığı … makina şirketinden faturalı alacaklarına mahsuben … Bursa Famaro şubesine ait 31.03.2015 tarihli 1 adet çek aldıklarını, çekin vadesine 1 ay varken tahsiline aracılık etmesi için kamera ve tanıklar hususunda … adında bir kişiye verdiklerini, … çeki nakde çevireceğini, eğer çeviremez ise aynı gün iade etmeyi taahhüt ettiğini, buna rağmen adı geçen kişinin kendilerini oyaladığını, bu kişi hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na dolandırıcılık ve emniyeti suistimal suçundan dolayı şikayette bulunduklarını, ayrıca Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesinde 2015/387 Esas sayılı dosyada kıymetli evrakın ziyan davası açtıklarını, çek bedelini de depo ettiklerini, çekin keşidecisi olan … şirketinin bu çeki bankaya ibraz ettiğini öğrendiklerini, çek fotokopisine göre çekte müvekkilinin cirosunun bulunduğunu, bu cironun sonrasında …’ın onun da sonrasında … A.Ş’nin ve daha sonrasında da … ve … Şirketinin cirolarının bulunduğunu, çekin bankaya … şirketi tarafından ibraz edildiğini, … ve … şirketlerinin cirolarının iptal edilmiş göründüğünü, her ne kadar müvekkilinin çeki … isimli şahsa ciro etmiş gibi görünse de bu kişi ile müvekkilinin hiçbir ticari ilişkisi bulunmadığını, kaldı ki tahsil için verdiği … çekte cirosu olmadığından ciro silsilesinin de bozuk olduğunu” iddia ile rıza dışı müvekkilinin elinden çıkan bu çekten dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini ve olası icra takibinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 9.4.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile, dava konusu çekin ihtiyati haciz yoluyla takibe konulduğunu ve kapak hesabı yapılarak 185.637,39 TL ödendiğini beyanla, dava değerini bu rakama yükselttiklerini bildirmiştir.Davalılardan … şirket vekilinin cevap dilekçesinde, “çekin tüm yasal unsurları taşıdığını, ciro silsilesinin kopuk olmadığını, TTK 790.md gereği bir beyaz ciroyu diğer bir ciro izlerse, son ciroyu yapan kişinin çeki beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılacağını, davacı taraf çeki kendi iradesi ile beyaz ve ciro yoluyla teslim ettiğine göre TTK’nun 792 gereği artık yetkili hamil olmadığından istirdat davası açamayacağını, hasımsız olarak açılan çek iptali davasında alınan zayii nedeniyle iptal kararının müvekkilinin icra takibi yapmasına engel oluşturmadığını, TTK’nun 818/e yollaması ile 687.md gereğince şahsi def’iler hamile karşı ileri sürülemeyeceğinden çekin zayii nedeniyle iptali kararının müvekkilini bağlamadığını, davacı taraf 9.4.2015 tarihli ıslah dilekçe ile borç miktarı olarak 185.637,39 TL‘yi icra dosyasına yatırdıklarından dava değerini bu miktara yükselttiğini iddia ile tedbir istemiş ise de, Bursa …İcra Dairesinin … sayılı icra dosyası incelendiğinde, 150.000.TL‘lik bedelin davacı tarafça değil, keşideci … şirketi tarafından ödendiğini, davacının ödediği tutarın ise 35.657,39 TL olduğunu, ancak bu hususun istirdatını isteyebileceğini, davanın İİK 72/6 md gereği istirdat davasına dönüştüğünü” savunarak davanın reddini, en az % 20 tazminata hükmolunmasını talep etmiştir.Diğer davalı … davaya cevap vermemiştir. Mahkemece alınan bilirkişi raporunda sonuç olarak, “Davalı … şirketi ile davalı … arasında ticari ilişki bulunduğu, dava konusu çekin … tarafından diğer davalı … şirketine verildiği ve çek bedeli olarak 141.700 TL tahsil edildiği, davacı ile davalı … arasında bir ticari ilişki bulunmadığı, davacı ile diğer davalı … şirketi arasında da bir ticari ilişkinin mevcut olmadığı, davalı … şirketinin dava konusu çeki Faktoring Sözleşmesi çerçevesinde teslim aldığı bu nedenle davacının, davalı …’a karşı ileri sürebileceği def’i leri … şirketine karşı da ileri sürebileceği, davalı … şirketinin çeki 6361 sayılı kanunun emredici nitelikteki 9/2 maddesine uygun olarak faturaya dayalı biçimde devralındığı kanıtlanamadığından şirketin böyle bir senede dayanarak hak talep edemeyeceği” görüşü açıklanmıştır.Bursa 1.Asliye Ticaret Mahkemesi 04.10.2016 tarihinde davanın kabulüne ve davacının Bursa …İcra Dairesinin … Esas sayılı icra takibine konu 150.000 TL tutarlı çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine ve icra dosyasına ödenen 185.657,39 TL’nin ödeme tarihleri itibarıyla avans faiziyle birlikte davalı … şirketinden tahsil edilerek davacıya ödenmesine karar vermiştir. Mahkemenin gerekçesi, “çekin kırdırma amacıyla … elden verildiği bu kişinin çeki kırdırıp bedelini getireceğini söylemesine rağmen getirmediği ve iade edilmeyip bir şekilde davalıların eline geçtiği, davacının bu çeke haklı olarak hamil olduğu, ciro silsilesindeki … ile davacı arasında bir ticari ilişki bulunmadığı, … şirketinin de bir Faktoring şirketi olarak kanuna uygun biçimde çeki temlik almamış oluşu nedeniyle … şirketinin de yetkili hamil olmadığı, her ne kadar davacı icra dosyasına 35.657,39 TL ödemiş ise de, dava dışı … tarafından ödenen 150.000 TL çek bedeli de bedelsiz olmakla bu miktarın davalı … şirketinden istirdat edilmesi gerektiği, ciro silsilesinin kopuk olduğu, her ne kadar keşideci parayı ödemekle borcundan kurtulmuş ise de, davacı gerçek hamil …’nin bu kambiyo ilişkisi çerçevesinde alacaklı bulunduğu çek bedelini borçlusu … makinadan alamamış olduğu ve davalı … şirketinin bu parayı haksız olarak elinde bulundurduğu, ıslah edilen miktarın tahsili gerektiği” biçimindedir.Bu karara karşı davacı taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuş olup, istinaf sebebi olacağı %20’si oranda inkar tazminatına karar verilmemiş oluşu nedeniyle kararın bozulması ve sadece bu kısmın karara eklenmesi yönündedir.Davalı … vekili istinaf sebebi olarak; önceki savunmalarını tekrar etmiş ve bunlara ilave olarak Bursa 13.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2015/647 Esas sayılı dosyasında beraat kararı verildiğini, davacının çeki kırdırmak için …’ye verirken çek bedeli kadar senet aldığını, bu şekilde çek bedelini tahsil etmiş sayıldığı, çek bedeli kadar senet alındığının Ceza Mahkemesi beraat kararında yazılı olduğu, çekin tahsil cirosu yoluyla müvekkiline ulaştığını, bankalar dahil olmak üzere, finans kurumlarının tahsil cirosu ile gelen çekler hakkında, 6361 Sayılı Yasada ya da diğer mevzuatta herhangi bir kısıtlama bulunmadığını, davacı taraf ceza yargılamasında çeki tahsil cirosu için verirken bedeli kadar bono aldığını kabul ve ikrar ettiğine göre, aynı çek bedelinin ikinci kez tahsili yoluyla istirdadına karar verilmesinin ve davacı tarafından yatırılmayan 150.000 TL’nin istirdadına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu iddia ile duruşmalı inceleme yapılarak ve kararın icrası ertelenerek ilk derece mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.Dosya ekinde Bursa 13.Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/647 Esas sayılı dosyasında, 17.11.2015 tarihli duruşma zaptında müşteki …’nin “Ben sanığa birlikte gidip çeki kırdıralım dedim, o bana güvenmiyor musun dedi, o sıra 150.000 TL’lik bir senet imzalayıp verdi.” biçiminde beyanda bulunduğu ve Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 01.06.2016 tarihinde sanık … hakkında beraat kararı verildiği görülmektedir.Dairemizce dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesi sonunda 23/01/2017 tarihli, 2016/218 Esas – 2017/53 Karar sayılı ilamla davacı vekilinin istinaf talebinin reddine, davalı … şirketinin istinaf talebinin kısmen kabulüne, ilk derece mahkemesi hükmünün “icra dosyasına ödenen” ibaresiyle başlayan 2.fıkrasının kaldırılmasına, icra dosyasına davacı tarafça ödenen 35.657,39 TL’nin ödeme tarihi itibariyle işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …’den tahsili ile davacıya verilmesine, davacı tarafça yatırılmayan 150.000,00 TL’lik kısım yönünden istinaf talebinin reddine, davacının davalılara takibe konu 150.000,00 TL tutarlı çekten dolayı borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmiş, kararın taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 28/02/2019 gün, 2018/386 Esas, 2019/1260 Karar sayılı ilamıyla; davalı vekilinin istinaf taleplerinin kısmen yerinde görüldüğü, bu durumda HMK’nun 353/1-b-2 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesi hükmünün tamamen kaldırılarak yeniden esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, usul hukuku hükümlerine uyulmadan yazılı şekilde karar verilmesinin doğru görülmediğinden bahisle bozma kararı verildiği görülmüştür. Bozma sonrası dairemizce yapılan duruşmada usul ve yasaya uygun olan bozma ilamına uyulmuştur.
GEREKÇE:Dava, “imzası” davacıya ait olmadığı iddia edilen 150.000 TL ‘lik çek nedeniyle menfi tespit talebine ilişkin olup, yargılama sırasında bu çekle ilgili icra takibinde gerçekleşen ödemeden dolayı davacının yaptığı ödeme kadar ıslah dilekçesi ile istirdat talebini de içermektedir.Davacı tarafın istinaf talebinin incelenmesinde; davacı taraf %20 inkar tazminatının da karara eklenmesi yönünde istinaf talebinde bulunmuş ise de, davalı …’nin takibinde kötüniyetli olduğunun kanıtlanamamış olması ve ceza mahkemesince verilen kararın ve davalılardan … hakkında verilmiş olan kararın, bu kişi tarafından istinaf yoluna başvurulmamış olması nedeniyle kesinleştiği de dikkate alınarak davacının istinaf talebi yerinde görülmemiştir. Her ne kadar %20 oranında tazminat talebiyle ilgili olumlu ya da olumsuz hüküm kurulmaması bir eksiklik ise de, az önce de belirtildiği üzere davalı …’nin takibinde kötüniyetli olmadığı anlaşıldığından bu yöndeki istinaf talebinin reddi gerekmiştir. Davalı … vekilinin istinaf taleplerinin incelenmesinde; 04/10/2016 tarihli kararla, mahkemece ıslah edilmiş haliyle davanın kabulüne ve Bursa … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibine konu … Şubesine ait … seri nolu 31/03/2015 keşide tarihli 150.000 TL tutarlı çekten dolayı davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine ve icra dosyasına ödenen 185.657,39 TL’nin ödeme tarihleri itibariyle işleyecek avans faiziyle birlikte davalı ….’den tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Davacı ile davalılardan … arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığına dair bilirkişi tespiti, Bursa 13. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 01/06/2016 tarih ve 2015/647 esas – 2016/479 karar sayılı dosyasında verilmiş olan beraat kararı ve bu dosyada 17/11/2015 tarihli duruşmada davacı, …’nin müşteki-katılan sıfatıyla verdiği ifadesinde çeki … vermesine karşılık 150.000 TL bedelli bono aldığı ve bu bononun halen kendisinde durduğuna dair beyanı, davalılardan … hakkında verilmiş olan karara karşı … tarafından istinaf başvurusunda bulunulmamış oluşu nedeniyle, bu kişi hakkındaki kararın kesinleşmiş oluşu, davalı … şirketinin, bir faktoring şirketi olarak 6361 sayılı kanunun 9/2 ve 3 maddelerine aykırı olarak açılmış oluşu ile tüm dosya kapsamına göre davacının dava konusu çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığına dair menfi tespit hükmü yerindedir. Bu yöne ilişkin istinaf talepleri yerinde değildir. Bununla birlikte, Bursa …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yatırılmış olan 185.657,39 TL’nin, 150.000,00 TL’lik kısmı, dava dışı ancak, talep borçlularından biri ve aynı zamanda dava konusu çekin keşidecisi olan …Sanayi ve Ticaret A.Ş. olup davacının icra dosyasına yatırdığı para 35.657.39 TL’den ibarettir. Bu durumda çek bedeli yönünden her ne kadar keşideci her halükarda borçlu ve sorumlu ise de, davacının icra dosyasına yatırdığı para sadece 35.657,39 TL olduğundan, kendisi tarafından yatırılmamış olan 150.000 TL’lik kısmı da kapsayacak biçimde istirdat kararı verilmesi doğru görülmemiştir. Açıklanan bu nedenlerle davalı … vekilinin istirdadına karar verilen miktarla ilgili istinaf talebinin kısmen kabulü, sair yönlerden ise istinaf talebinin reddi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M :1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabul, kısmen reddine,2-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, 3-HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/464 Esas, 2016/955 Karar sayılı 04/10/2016 tarihli hükmünün kaldırılmasına, 4-Davanın menfi tespit istemi yönünden kabulü ile; davacının Bursa … İcra … Esas sayılı icra dosyası ve … Bankası Fomara Şubesine ait … seri numaralı 31/03/2015 keşide tarihli, 150.000,00 TL tutarlı çekten dolayı davalılara borçlu olmadığının tespitine, 5-Davacının alacak ve istirdat istemi yönünden davasının kısmen kabul, kısmen reddi ile; Bursa … İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına davacı tarafından yatırıldığı anlaşılan 35.657,39 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalı …’den tahsiliyle davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istirdat isteminin reddine,6-Alınması gereken 10.246,50 TL nispi harçtan peşin alınan 2.561,63 TL harç ile 608,95 TL ıslah harcının toplamı olan 3.170,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 7.075,92 TL harcın davalılardan müteselsilen alınarak hazineye irad kaydına, 7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihi itibari ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca taktir ve tayin olunan 14.750,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 8-Davacı tarafından yapılan yargılama gideri olan 27,70 TL başvuru harcı, 2.561,63 TL peşin harç, 608,95 TL ıslah harcı, 64,50 TL tebligat ve posta gideri ve 800,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.062,78 TL’nin davalılardan müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,9-İstinaf peşin harcının talebi halinde davalı …’ye iadesine, 10-İstinaf yargılaması yönünden davacı taraftan alınması gereken 44,40 TL harçtan, peşin yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 15,20 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irad kaydına, 11-İstinaf aşamasında davalı … tarafından yapılan yargılama gideri olan 79,70 TL istinaf yoluna başvurma harcı ile 133,00 TL posta masrafı olmak üzere toplam 212,70 TL’nin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine, 12-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 13-İstinaf incelemesi duruşmalı yapıldığından ve bir duruşma icra edildiğinden davalı … lehine Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 1.362,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı …’ye verilmesine, 14-Gerek ilk derecede gerekse istinaf aşamasında yatırılan gider avanslarından kullanılmayan kısımların karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine, Dair, duruşmalı yapılan inceleme sonucu gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde Yargıtay temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.18/09/2019