Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi 2019/1182 E. 2019/1538 K. 11.07.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
16. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DOSYA NO: 2019/1182 Esas
KARAR NO : 2019/1538
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMES: BAKIRKÖY 1. FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 19/03/2019
NUMARASI : 2018/408 E. – 2019/94 K.
DAVANIN KONUSU: Marka (Marka Hükümsüzlüğünden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 11/07/2019
İstinaf incelemesi için dairemize gönderilen dosyanın davacı vekilinin 26.06.2019 tarihli öne alım talepli dilekçesi üzerine, Başkanlıkça verilen 05.07.2019 tarihli öne alım talebinin kabulü kararı ile incelemesi tamamlanmış olmakla, HMK 353. ve 356. maddeleri gereğince dosya içeriğine göre duruşma yapılmasına gerek görülmeden dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu;
G E R E Ğ İ D Ü Ş Ü N Ü L D Ü :Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkilinin … dijital platformunda yayınlanarak izlenme rekorları kıran “…” isimli internet dizisinin yapımcısı olduğunu ve yapmış olduğu lisans anlaşması uyarınca dava konusu markaların tescilinin sağlandığı internet dizisinin, kamuoyunca geniş olarak bilinen ve tanınan bir dizi haline geldiğini, davalının müvekkilinin önceki dönemdeki şirket müdürü olduğunu ve kendisinin tek başına temsile yetkili olduğu dönem zarfında müvekkilinin söz konusu dizisini bizzat … Tv yayıncı kanalı ile müzakere ederek lisans sözleşmesini şirket adına imzaladığını, davalının vekaleten şirket kurmakla görevlendirildiğini ve bu bağlamda şirketin kuruluş işlemlerinin tamamlandığını, TPMK nezdinde marka başvurularında bulunduğunu ve imza sirküleri ile münferiden imza yetkisinin oluşturulduğunu, ancak davalıların şirket yetkilerinin sicil gazetesinde ilan edilerek kaldırıldığını ve vekaletnamenin de Adana …. Noterliği’nin 06/09/2018 tarih ve … yevmiye numaralı azilnamesi ile hükümsüz kılındığını, hal böyle iken davalının bu işlemleri takiben, ticari vekil sıfatı ile başvurmuş olduğu ve kendi adına tescilli hale gelen 2016/48102 ve 2016/80533 sayılı markaları şirket adına marka devri gerçekleştirmeden imtina ettiğini ve yayıncı kanal olan …Tv’ye sözde bundan böyle dizinin yayınlanamayacağını, keza marka hakkının kendisinde bulunduğunu, kendisinin noter ihtarına uyarlık gözlenilmez ise dizinin yayınının durdurulması adına dava yoluna başvuracağına dair ihtarname keşide ettiğini, davalının söz konusu tutumunun haksız yarar sağlamaya yönelik olup, kötü niyetli olduğunu, davalının gerek markayı kötü niyetli olarak elinde bulundurduğunu ve gerekse müvekkilinin iş yaptığı portföye yönelik itibar sarcısı saiklerle hareket ederek müvekkilinin olası tazminat ve cezai şart bedelleri ile karşı karşıya kalmasını ve müvekkilinin tanınmış dizisinin yayından kaldırılmasını amaç edindiğini iddia ederek, davalı adına 2016/48102 sayı ile tescilli “…” ibareli ve … sayı ile tescilli aynı ibareli markaların hükümsüzlüğünü ve markaların müvekkiline devrini, devir talebi kabul edilmez ise terditli olarak markaların sicilden terkinini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesi ile, ikame edilen işbu davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, üçüncü kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda yetkili mahkemenin, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesi olduğunu ve bu hüküm uyarınca müvekkilinin yerleşim yeri Adana il sınırları içerisinde bulunduğundan, işbu davada yetkili mahkemenin Adana Mahkemeleri olduğunu savunarak, öncelikle yetki yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Bakırköy 1. FSHHM’nin 19/03/2019 tarihli, 2018/408 Esas – 2019/94 Karar sayılı kararıyla; Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 156/5 Maddesi gereğince, 3. kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibine karşı açılacak davalarda yetkili mahkeme, davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinin olduğu, yetki itirazında bulunan davalının adresinin, gerek dava dilekçesinde, gerek TPMK’dan gelen belgelerden ve gerekse davalı tarafından sunulan vekaletnameden anlaşılacağı üzere Adana ilinde bulunduğu, davalı vekilinin süresinde yetki itirazında bulunduğu anlaşılmakla, davanın mahkememizin yetkisizliği nedeniyle usulden reddine, SMK’nın 156/5 Maddesi uyarınca Mahkememizin yetkisizliğine, kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içerisinde talep edilmesi halinde dosyanın yetkili Adana 3. Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde; mahkeme kararının hatalı olduğunu, TPMK sicilinde kendi üzerine tescil yaptıran kişinin SMK mevzuatında marka sahibi sayılamayacağını, uyuşmazlık da sınai mülkiyet hakkı sahibinin gerçekte kim olduğu delillerle saptanarak hak sahibi kişinin müvekkili davalının ise, müvekkilinin temsilcisi olduğu gözetilerek yetkisizlik itirazının bu belirlemeye göre yeniden değerlendirilmesi gerektiğini, hak sahibinin kim olduğu saptanmadan verilen yetkisizlik kararının HMK’nın 353/a-3 ve HMK’nın 353/a-6 hükmüne, usul ve yasaya aykırı olduğunu, dosyadan anlaşıldığı üzere sınai mülkiyet hakkı sahibinin esasta davalı değil müvekkili şirket olduğunu, davalının kötü niyetli tescilde bulunan üçüncü kişi olduğunu, müvekkilinin yerleşim yerinin yetkili olduğunu, SMK’nın 156/3 maddesine göre haksız fiilin etkilerinin görüldüğü yer mahkemesinde yetkili olduğunu, yetkili mahkemelerin Karaisalı ve Bakırköy Mahkemeleri olduğunu beyanla, esasa yönelik beyanda bulunarak yetkisizlik kararının kaldırılarak Dairemizce karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili istinafa cevabında; iddiaların dayanaktan yoksun ve kabulünün mümkün olmadığını, SMK’nın 156/5 hükmüne göre sınai mülkiyet hakkı sahibine karşı açılacak hukuk davalarında yetkili mahkemenin davalının (sınai mülkiyet hakkı sahibinin) yerleşim yeri mahkemesi olduğunu, müvekkilininde TPMK nezdinde hak sahibi olup yerleşim yeri Adana il sınırları içinde yer aldığından davanın yetkisiz mahkemede açıldığını beyan etmiştir.
G E R E K Ç E :Davacı vekilinin dava dilekçesinde; davalı adına tescilli 2016/48102 ve 2016/80533 sayılı markaların davalının şirket yetkilisi olduğu dönemde ticari vekil ve temsilci sıfatıyla adına tescil ettirildiği, daha sonra verilen yetkilerin azilname ile kaldırıldığından bahisle kötüniyetli olduğu ileri sürülen davalı adına tescil edildiği beyan edilen markaların SMK 10, SMK 6/2 ve SMK 25.maddelerine dayanarak, markaların devrini, terditli olarak hükümsüzlüğünü ve sicilden terkinini istediği görülmüştür.6769 sayılı SMK 156/5 maddesinde, “3.kişiler tarafından sınai mülkiyet hakkı sahibi aleyhine açılacak davalarda, yetkili mahkeme davalının yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesidir.” hükmü düzenlenmiştir. TPMK’nın 10/10/2018 tarihli yazı cevabında; … sayılı markaların “… Mahallesi … Sokak No:… …Sitesi … Blok K:10 D:…/Adana” adresinde yerleşik davalı … adına kayıtlı olduğu bildirilmiştir.Dava dilekçesinde davalının adresinin “… Mahallesi …. Sokak No:… …/Adana” olarak gösterildiği ve gösterilen adrese dava dilekçesinin tebliğ edildiği görülmüştür.Davacı vekilinin istinaf dilekçesinde, markaların gerçek hak sahibinin müvekkili olduğunu, davalının müvekkilinin temsilcisi olduğunu, mahkemenin gerçek hak sahipliğini araştırarak karar vermesi gerektiğini, yetkisizlik kararı verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüşse de; markanın davalı adına tescilli olduğu, davacının bu davada 3.kişi olduğu, marka hükümsüzlüğü davalarının SMK 156/5 maddesi gereğince sicilde hak sahibi görünen kişinin yerleşim yerinde açılması gerektiği, dosya kapsamında bulunan kayıtlardan ve dava dilekçesinden davalının adresinin Adana’da bulunduğu mahkemenin yetkisizlik kararının yerinde olduğu kanaatiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan gerekçe ile:1-6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı vekilinin yerinde görülmeyen istinaf isteminin ESASTAN REDDİNE, 2-Davacıdan alınması gereken 44,40 TL harç peşin alındığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi duruşmasız yapıldığından avukatlık ücreti tayinine yer olmadığına, 5-Artan gider avanslarının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine, Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu 11/07/2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.